1. 8.
    +1
    Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çok uğraştığım gelecek, benimdir.

    -nikola tesla-
    ···
  2. 7.
    +1
    Jübile maçında kendi kalesine gol atan tek futbolcu Franz Beckenbauer...
    ···
  3. 6.
    +1
    Suudi Arabistan'da 7 ve daha fazla gol yiyen takımlara 1992 senesinde falaka cezası uygulanıyordu.
    ···
  4. 5.
    +1
    Eski ingiliz futbolcu Gary Lineker'in Wembley'de iki hat-trick'i var, ikisi de Türkiye'ye karşı.

    beyler :(
    ···
  5. 4.
    +1
    Propagandanın tarihçesi: Latincede propaganda "yayılacak şeyler" manasına geliyordu. 1622 senesinde, 30 yıl savaşlarının başlangıcından hemen sonra, Papa XV. Gregory Hristiyan olmayan ülkelere gönderilen misyonerler vasıtasıyla Hristiyanlığın yayılmasını gözeten Congregatio de Propaganda Fide(inancı Yayma Meclisi)'ni kurdu. Kelimenin orijinal anlamı yanıltıcı bilgi anldıbına gelmiyordu. Modern politik manası I. Dünya Savaşına kadar gider ve orijinali alçaltıcı bir mana içermemektedir.
    ···
  6. 3.
    +1
    "Çoban, koyunu boğazlamak üzere olan kurdu kovalar; koyun, kurtarıcısı olduğu için çobana teşekkür eder; oysa kurt, aynı hareketinden dolayı çobanı "özgürlüğün yıkıcısı" diye lanetler... Açıkçası, koyun ile kurt, özgürlük sözcüğünün tanımı üzerinde anlaşamıyorlar."
    ···
  7. 2.
    +1
    En yakın hava alanına giderek, New Orleans’a, Hollywood’a veya New York’a gidecek bir uçağa binmek hakkınız olabilir ama, eğer cebinizde bilet alacak paranız yoksa, aslında bunu yapmak özgürlüğünüz yok demektir. Kullanamadıktan sonra, hakkınızın bulunması neye yarar?
    ···
  8. 1.
    -1
    Basın özgürlüğü, soylu ve tantanalı bir sözdür ve Amerikalıların kulaklarına pek hoş gelir. Bunun, kamuya her şeyi rahatça söylemek hakkı olduğunu sanırız. Bir zamanlar belki öyleydi, ama artık değil. Chicago Üniversitesi eski rektörü Dr. Robert Hutchins yönetimindeki Basın Özgürlüğü Komisyonu, 1947 tarihli raporunda şöyle diyordu: "Hükumete karşı korunmuş olmak, artık söyleyecek şeyi olan bir insanın, bunu söylemek fırsatını ve olanağını bulmasına yetmemektedir. Basının sahipleri ile yöneticileri, kimin, neyi, nasıl söyleyeceğini, hangi düşüncelerin halka ulaşacağını kararlaştırıyorlar."
    ···