köylü kezbanı büyüleyip siktim anlatıyorum

devamı sonra gelir takibe alın @142 gibi bende çıkıyorum inciden.

takipe aldım panpa bende şimdi çıkıyorum

gibici bence

ara veriyorum devam edicem

rezerved

@138 aynen panpa rez alın okursunuz

panpa bu gidişle uzun srecek sen yaz gece okuruz amk

Beyler hikayenin daha yarısına bile gelmedik yani bitti sanmayın.

hz buda başlatma şimdi.

Olaylar konuşarak atlatıldı. Ben istanbul'a bir daha köye dönmemek üzere döndüm. iki ay geçti. Turanla Nilgün'ün evlendirildiği haberini aldık. Üniversite başlayınca biraz daha kafam dağıldı ve içkiyi gecede iki şişe şaraptan iki biraya düşürmeyi başardım. Okuldan kız arkadaşlarım oldu ve kendimi daha iyi hissediyordum ama bazı geceler Nilgün'e o kovukta söz verişimi tekrar ve bir kabus gibi görüyordum ve ağlayarak uyanıyordum.

Daha önceki düşüncemin ne kadar doğru olduğunu görüyordum. Şehir şartlarına göre aşırı kapalı olan bu kıyafetler içinde bile huur kevaşlerden çok daha ciksiydi ve gerçek bir taştı. Daha arabadayken aklıma koydum Kezban'ı gibecektim. Evde babamlar Kezban'ı iyi bir şekilde karşıladılar. Yemek yedik ve Kezban duşa girdi. Ben de tuvalete gittim ve Kezban'ı düşünerek lavaboya beyaz şarabımı akıttım.

Ertesi gün kahvaltıdan sonra babamlar bir düğün olayından dolayı dışarı çıktılar ben Kezban'la birlikte evde kalacaktım. Babamlar çıkınca hemen Kezban'ın odasına girdim. Yine sessiz bir şekilde köşeye çekildi. ilk olarak onun dilini çözmeli ve sohbet etmeliyim diye düşündüm ve ona köyden muhabbet açtım. Çok çekinerek konuşuyordu ama ben elini tutup çekinmene gerek yok biz arkadaş sayılır demi dedim. Kafasını salladı ve biraz daha rahat konuşmaya çalıştı. O öğleden sonra onu dışarı çıkardım ve evin ordaki bir avm ye zütürüp mağazadan diz kapağı hizasında bir etek aldım .iki adette dar ve vücudunu sarmalayan bluz beraber popeyes'a gittik ve yemek yedik.

@160 bi beş dakikaya geliyorum tuvalete gidiyorum.

Devam panpa sardı hikaye

okuyan var mı?

Günler geçti ve babamların yola çıkacağı Cuma günü geldi. Babamları alibeyköy'den uğurladım ve dönüşte kezbanla avm'ye gittik. Kezbanı yine o mağazaya soktum ve bu sefer bir bluz ve çeşitli üç sutyenle üç külot aldım dantelli mavi yaşil ve siyah muhteşem küçük şeylerdi bunlar. Eve gittik. Kezban'da yılların tutucu ortamın dışında olmaktan keyif almıştı. Ve kıvama gelmeye başlamıştı. O gün sürekli ciksle ilgili sorular sordu bana ama tam açık konuşmaya hala utanıyordu. Buna daha önce hiç ferre izledinmi dedim ve hayır diyince izlemek ister misin dedim. Bu arada eteğini ve aldığım sutyenler le külotlardan birini giydi. Giydin mi diye sorunca da eteğini sıyırıp bana süt gibi hiç güneş görmemiş bacaklarının üstüne ilişmiş bir santimcik yer kaplayan siyah külotunu ve siyah sutyenini gösterdi. Sutyen biraz küçük gelmiş memeleri inanılmaz bir şekilde üstten taşmıştı.

Eve ulaştık ben bu arada gelmeden eczaneden ilaçları aldım Kezban fiziksel bir hastalığı olmayışına sevinmişti ve dili açılmıştı. Bu arada babamdan müthiş bir haber almıştım. Haftaya bir iki geceliğine (Cumartesi Pazar) abimin yanına Antalya'ya gideceklerdi kep töreni varmış. Üniyi bitirdi ama ben gidemezdim çünkü kezban'ın doktor randevusu vardı. Ben kızarım sanıyormuş ama biraz üzülür gibi yapıp aslında canı gönülden kabul ettim. iki gece yanlız kalacaktık ve bu çok büyük bir fırsattı.

Kezbanla yine el ele yürüyordum ama bu sefer üzerinde eski püskü kıyafeter olduğundan millet dalga geçiyor şakalaşıp gülüyorlardı. Tam bir tip gülüyordu ki. Kezbanın şaçına elimi attım ve dudağına yapışıp öpmeye başladım. Sonra dudağımı dudağından çektim ve gülen çocuğa orta parmağımı kaldırıp Kezban'ı sürükleyerek zütürdüm. Kezban ilk defa böyle bir şey yaşıyordu ve kıpkırmızı kesilmişti. Elimi kıçına koydum ve gidelim dedim. Küçük bir gülücük attı ve yürümeye başladı. Çocuk mal gibi kalmıştı.

Eve dönmeden önce bunla bu sefer Mc Donalds ta yemek yedik. Her gördüğü şeye uzun uzun bakıyordu ve artık benimle sohbette ediyordu. Bir saat kadar köydeki olaydan bahsetti durdu. Turan'ın Nilgün'ü dövdüğünü ve olay çıktığını söyleyince kan başıma çıkmıştı ve tekrar Nilgün'ü hatırlayıp kızın yanında ağlamaya başladım. Gerçekten delirmiştim. Ama artık yapacak bir şey yoktu evlenmişlerdi. Kezban da benim ağladığımı görünce elimi tuttu ve üzülme dedi. Bunu üçünden gelerek söylediği belliydi. Ben bunu çektim ve yanağına bir öpücük atıp kalktım. Hamburgerleri bitirmiştik zaten.

@152 her köy birbirinin aynı değildir.