köylü kezbanı büyüleyip siktim anlatıyorum

Akşam olmasını resmen iple çekiyordum artık. köyde sabırsız sabırsız dolaşıyordum. Bu arada cebimde kalan 600 liranın tek kuruşunu bile kendime ayırmadan Safiye teyzeye verdim. Kezban'î doktora zütürmeleri için. Kadın az kaldı elimi öpücekti ama ben onun elini öptüm ve evden çıktım. Akşam olmuştu saat 22 sularıydı. Turan abiyi aşağıya yürürken gördüm. Ve peşine takıldım.

Geriye kalan parayı cebime koydum ve köye döndüm. Bu arada Turan abiyi gördüm çarşıda ve beraber sohbet ederek köye döndük. Benim üzgün ve karamsar olduğumu gördü. Ben de ona Nilgün'e evlenme teklifi edeceğimi söyledim. Kezban'ın durumundan dolayıda üzgün olduğumu söyledim. Kafasını salladı şaşırmış ve bir parça öfkeli duruyordu. Neyse köye vardık.

ilçe merkezi bizim köy ve yakın köylerin insanlarıyla basılmıştı. Pazar yeri adam kaynıyordu. Benim de beyler babam biraz zengindir ayıptır söylemesi. Bankaya gittim ve öğrenci olduğum için gerektiğinde para çekmem için bana verdiği kartla atm'den bin lira çektim bir karar vermiştim ve bunu uygulayacaktım. Kuyumcuya gittim ve bir yüzük aldım. Çok gösterişli bir şey değildi ve 400 tl idi ama bu da iş görürdü.

reserved

uydurma lan

Herkes bir anda orada bitmişti. Köylerde böyledir beyler bi gürültüye bin kişi toplanır. Ben sırtımı döndüm ve kalabalığı yarıp eve gittim. Amcam babama haber vermiş olacak ki babamla yolda karşılaştık. Ben daha öncede söylediğim gibi artık gemileri yakmıştım ve ne olursa olsun nilgün ile aramızdakileri söyleyecektim. Başladım anlatmaya en başından tabi sakso gibiş bölümleri olmadan. Sadece Turan'ın daha önce Nilgün'le ilişkisi varmış ve tehdit ediyormuş dedim.

olm nasıl bir erkeksin sen kıza evlenme teklif mi edilir bi de ona buna veren kıza hikaye de tak gibi

@125 gibme hikayeyi amk.

adam necromancer beyler

Turan ve amcam beraber çıktılar. Ben daha tek kelime ettirmeden Tuğran ipnesinin suratına tüm gücümle bir yumruk çaktım ve yere düşünce de üstüne eğilip vurmaya devam ettim. Amcam ve yengem şaşkına döndüler ve bağırıp bizi ayırmaya çalıştılar. Kavgayı gören gençler tutup beni çekmeselerdi muhtemelen şimdi ölmüş olurdu ve ben de ceza evinde.

Ben yine bunun yüzünü avucumun içine aldım dudağına bir öpücük kondurdum ve tekrar benimle evlenir misin? dedim. Bu sefer gözünden yaşlar süzülerek evet demişti ve bana bu kadarı yeterdi. Nilgün'e iyi geceler sen içeri gir ve bundan sonra Turan şerefsizini takma dedim ve hışımla çıktım bahçeden. Artık şalter atmıştı ben de. Amcamların eve kadar çıktım. Dışarda durdum ve çık lan evin önüne şerefsiz Turan diye bağırmaya başladım artık gemileri yakmış ne olursa olur diyordum.

Bu Turan abi bundan bir yaz önce bir çarşamba günü Nilgünlerin eve gelmiş. O gün babası ve abileri hastaneye zütürdükleri annesiyle beraber gitmişmiş. Nilgün de banyoda yıkanıyormuş. Bu Turan denilen binte evde kimse olmadığını görmüş ve Bsnyoyu dinleyip ya da artık her nasıl anladıysa içerde Nilgün'ün olduğunu anlamış bnyoya girmiş ve Nilgün'ü öpmeye falan başlamış. Nilgün de buna karşılık vermiş (BUnu duyunca kalp krizinden ölmek üzereydim. içerde biraz sevişmişler. Nilgün bekaretini kaybetmek istemiyormuş ama Turan bini bir tokat atmış ve Nilgün'ü tehdit etmiş. Böylece bakireliğini almış ve fotoğraflarını almış. O günden beride Nilgün buna mecburen veriyormuş ve beni onunla olan ilişkimi duyunca ben çakmıyim diye bir şey dememiş. Ama işin ciddiye gittiğini görünce gelip yine tehdit etmiş.

Ben yüzünü ellerimin arasına aldım ve seni üzen ağlatan neyse söyle bana ne olursa her ne olursa olsun ben seni seviyorum ve kızmam bunu beraber aşarız dedim. Gerçekten yüreğimden gelenlerdi bunlar ve ona aşık olduğumu biliyordum. Nilgün ben böyle söyleyince ağlaya ağlaya bana her şeyi anlatmaya başladı. Her sözü beni şoke ediyor. Turan denilen o şerefsizi öldürmeyi istiyordum.

Bana baktı ve oldukça şaşkındı. Biliyor musun dedi. Nasıl olur ? Ben de bir önceki gün Turan alçağını takip ettim ve konuşmanızı dinledim. diye cevapladım. Ben sana her şeyini kabullenecek kadar aşık oldum hiç birimiz masum değiliz yeterki evet de dedim. ama Nilgün tekrar ve daha çok ağlamaya başladı. Sadece o kadarını mı biliyorsun dedi bana.

Onu o halde görünce benim de moralim bozulmuştu ama yine de planıma devam ettim. Yani cebimden yüzüğümü çıkardım ve önünde diz çöküp. Ben sana aşık oldum Nilgün senin için her şeyi yaparım ve hayatımın sonuna kadar seninle olmak istiyorum benimle birlikte yaşlanır mısın? dedim ve umutla bekledim. Nilgün beklediğim gibi sert bir hayır dememiş ama kabul de etmemişti. Hatta ağlamaya ve kafasını toprağa koyup olmaz dedi olamaz. Bunun Turan abiyle tam olarak anlayamadığım ilişkisiyle alakası olduğunu anladığımdan. Turan bini yüzünden demi dedim bağırarak.

Onun gittiğini görür görmez hemen aşağı yollandım ve Nilgünlerin bahçeye girdim ama Nilgün oyukta yoktu. Bahçede beklemeye bekledim bir iki saat derken saat 04.30 olmuştu ve nilgün hala ortalıkta yoktu. Gelmeyeceğini anladım ve eve dönüp uyudum. Ertesi gün oldukça kararlıydım ve her ne olursa olsun Nilgün le konuşacaktım. O gün Nilgün yine hiç dışarı çıkmadı ve ben evlerinin etrafında döndüm gece oyuğa tekrar gittim ve bu sefer Nilgün orda dikilmiş beni bekliyordu ama her gün ki neşesi yoktu. Hatta oldukça canı sıkkın bir haldeydi.

O an içimden Fırlayıp Turan abiyi öldürmekten, Nilgün'ü ve onu vurmaya kadar pek çok şey geçirdim ama gece Nilgün le konuşmalı ve ne yapacağıma o zaman karar vermeliyim diye düşündüm. Hemen kendimi gizlerek yola çıkım ve saat bire kadar arkadaşlara ve Turan abiye hiç bir şey bilmiyormuş gibi davranmayı sürdürdüm. Bu arada Turan abide beni Nilgün le ilgili kötü şeyler anlatıp caydırmaya çalışıyordu ama ben onun gözlerinin içine bakıp bunları ben de biliyorum ve yinede kararlıyım dedim. Ben öyle diyince sinirle içini çekti ve yukardaki evine yürüdü.

Tamam sakin beyler seri ve hızlı devam ediyorum

asdasdasd

Beyler o an kendimden ve onların sefaletinden(sanki benim şuçum gibi) utandım ve bu köye lanet ettim. O kadar parası olan akrabaların bir tanesi de demiyordu ki bu aileye biraz yardım edelim. Biraz daha dinledim ve Kezban'ın ağlayan sesine dayanamayıp içim sıkılmış bir şekilde yola çıktım. Bu arada o gün köylülerin alışveriş için falan ilçe merkezine gittikleri gün dü yani çarşamba. Ben de minibüse atladım ve şehir merkezine erkenden gittim.