köyde yaşayacam benimle yaşayacak kadın lazım

biraz uzun olacak ama köklü bir değişiklik için kafiden de az.
bıktım! şehrin buhranlı kasvetli havasından ve her yerinden fışkıran riyakarlıklarından. insanlarından. akıllı telefonlarından. her şeyi bırakıp köye yerleşmeyi planlıyorum. orada bir evim var. iki katlı güzel. önünde cennet meyvesi bahçesi, manzarası dağdan geçilmeyen..
modernist toplumun zikrettiklerini almak mecburiyetinde hissetmeyen bir kadın arıyorum. moralist birisi değilim. ahlaksızın tekiyim. kadını aramamdaki tek amaç onunla her gün sevişmek, sobalı odanın her köşesindeki pencerelere buğu bırakarak. elbette onun kazanımı da bütün riyakarlıklardan kurtulmak olacak. kariyerizm mağduru ikiyüzlü bir erkeğin kölesi olacağına benim kölem olması yeğdir. erkeğin mutluluğu istiyorum, kadının mutluluğu ise erkek istiyor! der nietzsche bu söz kesinkes doğrudur. mecrası değişebilir, özneleri değişebilir. ama kendisi değişmez.
sizi yalanlarla kandıracak vaatlerle gözünüzü boyayacak düalistlerden değilim. çok az şey isteyeceksiniz bu yaşantıda. kahvaltıda salam, sosis, üzerinde zeytinyağı gezdirilmiş çeşidi bilinmeyen zeytin değil. bir yufka ekmekle tulum peynirine evet diyeceksiniz. yaz geldiğinde öndeki bahçede yetiştireceğimiz patlıcan, domates, fasulye vs den yapılan yemeklere yüz çevirmeyeceksiniz.
kışın tavşan veya domuz avlayıp yemeye hayır demeyeceksiniz. tavuklara her sabah yem atıp sıcak yumurtasını zütünden çekeceksiniz.
ormandan kışlık odunu çıkarmak için çam devirme girişimlerimde bu maceraya benimle birlikte atılacaksınız. yıllık 10.000 tl civarı bir gelir getirecek aynı yerde bulunan bir ceviz bahçesi olacak. onun bakımını elinize bağ makası alarak benimle yapacaksınız. ağzımda yerden kopardığım sarı bir otu o yana bu yana çevirirken ceviz ağacına sırtımı yaslamış, hafif bir rüzgarla beşeriyetin boşvermişlik hediyesiyle gelen güzel hisleri göğsüme kafanızı yaslayıp sessiz tahayyüllerle katık edeceksiniz.
her sabah bir patronun emrivaki seslerine maruz kalmayıp geceliğinizle tan doğarken bir çay demleyip karlı dağların kudretine hayran edalarla bakarak benim uyanmamı bekleyeceksiniz. tertemiz havayı içinize çekip bırakmak istemeyeceksiniz.
şalvar ve yemeni denilen plastik mavi ayakkabıyla daha güzel görüneceğinizi biliyor muydunuz? onları giyeceksiniz. gün ışığı karanlığa devrettiğinde nöbetini tatlı yorgunluklarımızı yüklenip eve çıkacağız ve her gün elzem olarak almam gereken banyodan sonraki oral ciksimi bahşedeceksiniz.
sevişirken istediğiniz kadar bağırabileceksiniz, gecenin ürkütücü kurt ulumaları ve baykuş sesleri arasında tedirginlikle titreyen bedeninizi dinginleştirmek benim görevim. layıkıyla yerine getireceğimden emin olabilirsiniz.
lüks'e reddiyenizi vereceksiniz. ' tatlım bizim ayşe'ler yazın roma'ya 1 haftalık tatile çıkıyormuş ne kadar romant..' demeye meyletmeyeceksiniz. cümlenin gidişatından belli olduğu üzere ağzınıza vurmakta bir beis görmem. sizin tek mutluluğunuz salt 'öz insanın istedikleri' olacak. yaşayabileceği kadarı. ve en güzel şekilde yaşayacağı.
taliplerimi bekliyorum.