köyde yaşadığım anıları anlatıyorum

O gece yine bir şekilde köye gitmemek için kendi kendime bahane bulmaya çalışıyordum. açıkçası köyde yapacak hiçbirşey yoktu. hatırladığım kadarıyla öğle vakitleri köye gider akşam üstü ilçede dayımları da uğradıktan sonra akşam 10 -11 e kadar onlarda kalırdık sonra evimize dönerdik, kardeşimle o zamanlar sıkıntıdan patlardık. bahçedeki tavuklarla uğraşır, bazen depolarından bulduğumuz topla küçük avluda oynardık.

3-4 gibi uyumuştum o gece. köye gideceğimiz için annem 10 gibi kahvaltıyı hazırlamış beni de uyandırmıştı.ben kalkıyomuş gibi yapıp tekrar uyumaya başladım.5 dakika sonra peder geldi kalk hadi oğlum köye dedenlere gideceğiz dedi. bende gitmemek için duymamış gibi yapıyordum. annem neyse de pederin sözünü dinlemek zorunda olduğum için mecbur kalkmıştım.21 yaşında bir adamdım ama böyle konularda çocuk gibi davranıyordum.

Neyse ben kahvaltıyı yaptım. geçtim pc yi açtım. bizimkiler kahvaltıyı kaldırdı hazırlanmaya başladılar.az sonra yine her bayramda olduğu gibi köye gitme krizi yaşanacaktı. hadi hazırlanın gidiyoruz dedi peder.ben siz gidin ben evde kalcam dedim. babam" dedeniz çok yaşlandı sizi uzun zamandır görmüyor bana torunlarını getirmemi söylüyor gelin görün bi daha uzun zaman görmezsiniz zaten "diyordu. kardeşim eve ne zaman döneceğimizi sordu babam da akşam ezanıyla eve döneriz demişti.ama akşam 11 e kadar eve dönmeyeceğimizi biliyorduk.

Kardeşim ikna olmuştu. bende ıkına sıkıla kabul etmek zorunda kaldım adam hastaydı.son kez görüp bir kez daha görmem zaten yakın zamanda ölecek düşüncesiyle köye gitmeyi kabul ettim. duş alıp giyindim. saçlarım incintı onu düzelttim. sonra pederin arabasına binip köye doğru yol almaya başladık.

dahinik yerine incin yazıyor la bu amk

okuyonuz mu lan boşuna yazmayak

Arabada ben köyde nelerin yaşanabileceğini kurguluyordum. dedemleri uzun zamandır görmediğim için onların gözünde hayırsız görünüyor olmalıydım. büyük ihtimal bana gönül kırgınlıklarından dolayı dem vuracak beni herkesin içinde utandıracaklardı. bende toplum içinde çabuk kızaran biri olduğum için bu hayali hemen sildim hafızamdan. aklımdan gelecek olan tepkilere hangi şekilde cevap vereceğimle ilgili hayaller dönmeye devam ediyordu.

Bir başka ihtimal de dedemin ilk torununu yani beni uzun zamandan sonra görmesiyle birlikte yelkenleri suya indirecek, herşeye rağmen beni güler yüzle karşılayacaktı. ikinci ihtimalin geçerli olması için dua etmeye başlamıştım bile. yaklaşık 50 dakikalık bir yolculuk sonunda köye varmıştık. dedemlerin evi bizim ilçeyle onların bağlı olduğu ilçeyi biribirine bağlayan kara yoluna yaklaşık 200 metre uzaklıktaydı. köy ilçe merkezine 10 dakikalık uzaklıktaydı.ama köy dağın eteğinde olduğu için fazla kalabalık sayılmazdı.

köy herkesin müstakil olarak oturduğu ,genellikle çift katlı derme çatma evlerden oluşmaktaydı.bu evlerin çoğunun bahçesi vardı ve etrafı duvarlarla örülüydü. arabayı dedemin bahçe duvarının yanına ağacın gölgelediği yere parkettik ve demir olan bahçe kapısını çaldık. bahçe kapısı eve biraz uzak olduğu için 1 dakka ayakta dikildik. sonra kapıyı nurdan abla açmıştı. yaklaşık 5 senedir görmüyordum.en son hatırladığım basit şişman bir köylü kızıydı. yanakları tombul tombuldu.

ama oldukça zayıflamış gözüküyordu. göğüsleri diri ve ele avuca gelecek cinstendi. giydiği bluz göğüslerini oldukça belli ediyordu. verdiği kilolardan sonra balık etli bir hatuna dönüşmüş, yüzü daha belirgin bi hale gelmişti. uzun zamandır kız görmemenin verdiği abazanlık nedeniyle bende bir heyecanlanma olmuştu.ama şalvar giydiği için alt kısım belli olmuyordu. bizi güler yüzle karşılayıp hoşgeldiniz buyrun içeri dedi.

nurdan abla beni görünce ayak üstü "bu kim yoksa tahmin eden adam mı " diye sordu. bende "evet nurdan abla benim" diyebildim. saç sakal olduğu için böyle söylemişti.5 yıl önce liseli olduğum için saç sakal hak getiriyordu. nerdesin özledik valla falan filan dedi. bende okul filan vardı ondan gelemedim dedim.ama yalan söylüyordum köye gelmek istemiyordum ama nurdan ı görünce o pgibolojiden sıyrılmıştım

biraz köydeki evden bahsedeyim. bahçedeki demir kapıdan girince sağda 15-20 metrekarelik toprak bir alan var. tavuk ve horozlar bu alanda dolaşıyor. bahçenin ortasında bahçe yolunun hemen sağında bunların kümesleri var.her sabah taze yumurta yerler. sağdaki bahçe duvarında eski el arabası teller tarım aletleri filan üst üste yığmışlar. bahçe kapısının hemen arkasında dedemin traktörü var. yani bahçeden içeri girince traktörle karşılaşırsınız. traktörden sonra 3 tane çimentodan bozma merdiven var.bir merdiveni geçmek için 2 adım atmalısınız.o merdivenleri geçtikten sonra evin avlusu var. fazla büyük sayılmaz. daha önce de bahsettiğim gibi kardeşimle burada çok top oynamışlığımız vardır.bu avluda susadığımızda kana kana içtiğimiz su çesmesi vardır. yalnız evin bi falsosu var tuvaleti avluda ve tuvaletin kapısı tahtadan yapılma üst tarafının bir kısmı kırılmış bir kaç yerinde küçük delikler var. tuvaletin kapısını kapatırken kapıyı hafif kaldırıp demir kısmını yandaki demir kısımla iç içe getirmek durumundasınız.ev 2 katlı ama ilk katını kiler olarak kullanıyorlar. ikinci katında kendileri kalıyorlar. avlunun üstü demir direklerle kaplı ve onun üstünü de asma yaprakları kaplamıştı. küçükken burdaki üzümlerden koparıp az yememiştik ama çoğunlukla ekşi olurlardı olgunlaşmadıkları için. avludan 2. kata çıkarken de merdivenler var.

bahçe yolunu yürüyüp avluya vardığımızda dedemi oturduğu divanın üstünde gördüm. dedem 2. katın girişinde sağda kalan tahtadan yapılmış büyük sayılmayan divanın üzerinde otururdu genellikle. pederler önden yürüyordu ben arkadan, merdivenleri çıkmaya başladık. bende adrenalin yine artmaya başladı. sonra anneannem bizi kapıda karşıladı. hoşgeldiniz filan dedi. içeri girdik.ben hoşbulduk anlamında kafamı öne doğru salladım. sonra bayramlaşma faslı başladı. babamlar dedemin ellerini öpüp bayramlaştı sıra bana gelmişti. kalbim küt küt atıyordu. arabada düşündüğüm olasılıklardan acaba hangisi gerçekleşecekti.

okuyan var mı amk

neyse ki korktuğum gibi olmadı. dedem sert bir adam değildi. beni görünce yüzünde gülümseme belirtti."seni çok özledim torunum hoşgeldin öp bakayım elimi" dedi .bende elini öptüm bayramlaştık. sonra anneannemin elini öptüm. dedem harçlık vermeye kalktı ama almak istemedim.al hadi diyip ısrar edince almak zorunda kaldım. onlarda çok değişmişsin delikanlı olmuşsun filan dediler. bende üniversite deyiz diye işte saç sakal uzatıyorum dedim. sonra mutfaktan nurdan ın ablası yasemin(adı yasemin olsun) geldi .o da nurdan gibi çok değişmişti. eskiden yasemin abla nurdan a göre gözüme daha güzel gözüküyordu. şimdi de çok hoş gözüktü gözüme .

@44 imla kurallarına dikkat ederek yazıyorum amk ondan

şimdi nurdan ve yasemin in fiziksel özelliklerini söyleyeyim. nurdan kumral 1.70 boylarında balık etli biri.27 yaşında ev kızı. evin temizlik işlerini, yemeklerini filan yapar. hayvanlara yemini filan verir. domates ,patlıcan, biber gibi sebzelerin bitkilerini filan sular. evdeki yiyeceklerin tamamı neredeyse organiktir. nurdan ve yasemin in taş gibi olmalarının nedeni bu besinler olsa gerek diye düşünürüm hep. yasemin ise 31 yaşında sarı saçlı oldukça fit bir vücuda sahip günde 12 saat tansaş ta kasiyer olarak çalışan biri. kız kardeşi nurdan a göre yüz şekli daha güzel. boyu benden 1-2 cm kısa 1.75 boyunda filan.

neyse yasemin ablayla da bayramlaştık.o da bana takıldı nerlerdesin filan diye yine aynı şekilde cevap verdim. sonra kızlar mutfağa gitti. sonra o sıkıcı bayram muhabbeti başladı. işte napıyorsunuz okul nasıl gidiyor üniversite okumak zor mu filan diye. bende çok zor filan değil idare ediyorum dedim. kızlar mutfaktan yaptıkları baklavaları getirdi.her bayram baklava yaparlardı.pek güzel olmazdı ama tatlı olan şeyleri çok yiyemediğim için sadece tabaktan bir tane alıp yerdim ayıp olmasın diye.

nurdan baklava tabağımı vermek için önümde hafiften eğildi. bizde divanda oturuyoruz ama boyu biraz alçak.ben en köşede oturuyorum babamlar ve dedemler sohbet ediyor o sırada .eğilmesini fırsat bilip çaktırmadan bluzunun içinden göğüslerine bakmaya çalışıyorum.ama hiçbirşey göremiyorum.ama gerdanı bembeyaz pürüzsüz hiç tüy yok.bir kadında en sevdiğim yer gerdanıdır. nurdan o an aklımı başından alıyor. bende baklavadan bir parça alıp tabağı kenara koyuyorum.

normal bayram muhabbeti devam ederken biz kardeşimle televizyona bakıyoruz. sonra konu yine benden açılıyor.eee tatilde neler yapıyosun diye soruyorlar. bende hiç hava çok sıcak evde takılıyoruz filan diyorum. sıkılmıyor musun diye soruları art arda soruyorlar. bende sıkılıyorum ama yapcak bişey yok diyorum. işte tam bu sırada aklıma şeytani bir fikir geliyor.