Beyler bu başlıkta,2009 senesinde temmuz ayında cinlerle yaşadığım olayları anlatıyorum.Rez alın şuku istemez.Köyü olan varsa köy yaşlılarına cinlerle ilgili sorular sorun.Benim yaşadıklarıma paralel şeyler anlattiklarini göreceksiniz.

26 Haziranda K.Maraşın kuzeyindeki Çığışar yaylasina(Isteyenler araştirabilir) ailecek gittik.Kuzenlerimin yaylasiydi,biz de Adanali oldugumuzdan sıcaktan kurtulmak amaçli oraya gittik.Yolculuğun son anlari iyice yorucuydu zira tozlu bozuk yollarda gidiyorduk.En sonunda yaylaya vardik.Bayağı serindi özellikle geceleri çok soğuk oluyordu.Yaylanin etrafi dağlarla kapliydi.Bizim evin arkasindaki dağa(adini hatirlamiyorum)150 tane kurt bırakmışlar,o zamanlar dağdaki hayvanlar arasinda salgin mi ne varmiş.

Edit: https://tr.m.wikipedia.or...5%9Far,_And%C4%B1r%C4%B1n

Edit 2:Mazgaç dağı bizim yaylaya bağlı değil,mazgaç yaylasina bağli o yüzden adi gecmiyor.Internete yazarak bulabilirsiniz.

Edit 3: Mazgaç dağının fotoğrafı : http://www.vayvaylikoyu.c.../12/mazgaç-yaylası2.jpg

Edit 4: (bkz: seçmece cin öyküleri)

Ben o zamanlar 16 yaşindaydim, kardeşim 11, kuzenlerim 14 ve 11 yaşlarindaydi. Yine de iyi anlaşıyorduk.Bir gün evin arkasindaki dağa çıkmaya karar verdik. Dağin eteklerinde bir korucu kulübesi vardi. Zira bu dağlar yaz olduğu zaman,Pkk lı teröristlerin doğudan batıya geçiş noktasıymış.Bu yüzden adam bizi sorguya çekti, neyse ki bize izin verdi.

Dağa tırmanmaya başladik, yani tirmanmaktan kasit, yukari doğru çikiyorduk, eğim çok fazla değildi.

Küçük yılan yavrulari ve bir kac kaplumbaga disinda pek bir canliya rastlamadik. Yanimiza aldigimiz 1 litre suyu hemen tüketmiştik.

Dağ yaklaşık 200 metre kadardı, hava güneşliydi ama dağın yukarilari soğuktu. Yeşil alan bittikten sonra dağın en tepesinde sade kayalık bir yer vardi.Çok susadigim icin Yasin'e burada su kaynagi varmi diye sordum. Eskiden bu dağda bir kaynak varmiş, fakat şu an nerde oldugunu bilmedigini söyledi. Dağin yukarilarina doğru eğim artiyordu.En sonunda kayalik bölgeue varmayi başardik.

Kayalik bölgede bir oyuk gördüm, kurt mağarasi olacagindan süphelendim. Korkudan aşağı indik.

Garip bir şekilde uğuldama sesi duyuyordum, çok inceydi,bir süre sonra aşağı indikçe geçti. Kuzenlerim böyle bir ses duymadiklarini söylediler.

Telefondan yaziyorum beyler mazur görün

Eve vardigimizda çok yorulmuştuk. Etrafimiz yara bere olmuştu.5 6 bardak su içtim.

Akşama doğru kuzenlerimle evin çardağinda oturuyorduk. Burayla ilgili hikayeler anlatmaya başladi. Bizim evin etrafinda başka dağlar da vardi. Deliöbek,harmankaya ve bölgedeki en yüksek dağ olan Mazgaç. Aslinda deliöbek,in arkasi dümdüz bir yeşillikmiş, çobanin biri, dağin arkasinda bir gömü bulmuş. Sonra da buralari terk etmiş.

Onun dişinsa yaylanin biraz ilerisinde yedı göz denilen bir yer varmiş. Yasin bana dedi ki "Güneşin doğduğu yerde bir dağ, battiği yerde bir dağ, ortada da bir su akıyorsa, oradaki tüm gölgeler cindir".Hagibtir çektim.

Yasin güldü. Yarin yedi göze gidelim o zaman dedi.Ben de tamam dedim.

Akşam uyurken biraz tırsmıştım. Cinlerden korkardim.Özellikle bu tür köy ve yaylalarda.

Sabahleyin kahvalti yaptiktan sonra yedi göze gitmeye karar verdik. Yaylanin dişina çiktik, biraz ilerledikten sonra küçük bir vadi benzeri yere vardık. Kuzenimin dediği gibi,iki tarafta dağ ve ortada bir akarsu vardk.Ama öğlen olduğu için tırsmadım, tırsacak bir şey de yoktu.Su buz gibiydi.

Yasin, cinlerin akşam geleceğini söyledi.Bir gibtir daha çektim. Yasin sırıtıyordu. Buranin ilerisinde soğuk bir gölet olduğunu söyledi.50 metre yürüyüp oraya vardik. Tamamen dağlik bir yer,bir Allah kulu yok.

Gölet çok büyük değildi. Içinde 1 2 tane küçük balik vardi. Yanlız,biraz derin gibiydi. Kuzenim elini suya sokup oynuyordu.Ben ise, göletin dibinde büyük bir gölgenin hareket ettiğini gördüm.Ve sanirim, dağda duyduğum uğuldamayi burada da duymaya başladim. Kuzenime sordugumda hic bir şey duymadiğini söyledi. Gölge de kaybolmuştu. Hava kararmaya başlayinca eve döndük. Biraz evhamli biri olduğumdan bu durum beni biraz korkutmuştu.

Ertesi öğlen,yan komşu misafire geldi.22 yaşinda bir oğlu vardi, Görkem. Görkem abi, biraz garipti. Arada bir uzaklara daliyordu.Biz çardakta oturuyorduk. Halam maraş dondurmasi getirdi. Dondurmayi yerken, Görkem abi ye burayla ilgili sorular sordum.Ve başima gelenleri anlattim. Buralarda cin olmaz dedi.Ama,bu dağlarda fazla dolaşmayın dedi.Ona da dedesi anlatmış.Bu tür yüksek yerlerde cinler dağlari mesken tutarlarmiş. Dağa çıktığımızı söyledim.O dağdan bişey olmaz. Baykuşun sesini duymuşsundur dedi.Ama Mazgaça gitmeyin, büyüklerimiz,oradan pkk lılar geçiyor diye bizi uzak tutuyor dedi.

Şunu fark ettim, bizim çıktığımız dağ, Mazgaçın hemen çarprazindaydi.Ve yedi göz denilen yerdeki batıda olan dağ, Mazgaçtı.Bu dağın cinli olabileceğini düşünmeye başladım. Neyse ki 1 hafta boyunca cinler aklima gelmedi. Kuzenlerimle başka şeyler yaptik.Ama 12 temmuz günü Yasin, Mazgaça çıkalım mı dedi.Ben de cinlidir, boşver dedim.O zaman ben de diğerleriyle giderim dedi. Yasin,kardeşim ce diğer kuzenim Mazgaça gittiler. Mazgaç yaklaşık 500 metre vardi. Babam onları uyardi.Çabuk gelin dedi.Ben de başka şeylerle ilgilenmeye başladım.

Akşama doğru kuzenimgil geldiler.Çok yorulmuşlardi ve gülüyorlardı. Dağın yarisina kadar çıkmışlar, çok yorulup geri dönmüsler. Hava kararirken dağın eteklerinde siyah bir gölge görmüşler. Yasin pis pis sırıtınca gibtiri çektim.Ama yavaştan tırsmaya başlamıstım.

Akşamleyin yatarken, çişe kalktim. Kardeşimin yataginin yanindan geçerken,bir şeyler fısıldadığını duydum. Galiba rüya görüyordu. Birden kalkti,abi karnim ağriyor dedi. Tuvalete zütürdüm. Annemler uyanmişti, kardeşim kusuyordu. yediği şeyleri kustu, fakat ağzindan siyah bir şeyin çiktiğini gordum.One lan diye bağirdim. Elime aldim. Suyun altina tuttum.Bu bir nazar boncuğuydu. Babam gile gösterdim. Kardeşim dedi ki,bunu dağda bulmuşlar, Yasinle iddiaya girmişler, bunu yutarsa Yasin buna 5 lira verecekmiş.Bu salak da yutmuş.

Bu olaylar beni iyiden iyiye korkutmaya başlamıştı.

Ertesi sabah, Buraya yakin bir yaylada babamlarin bir akrabasi varmiş, onlarin yanina gidecekmişiz.Ben halamgilin arabasina bindim. Arkamda babamgil vardi. Oraya giderken dar yollardan geçiyorduk, etrafimiz hep dağlık. Etrafima bakarken, ağaçlardan birinin ardinda 1.50 boylarinda bir adam gördüm, bana gülümsüyordu. Korkudan bağıramadım. Halam gile sorduğumda ise Koruculardan biridir dedi.Ama ben iyice korkmuştum.

Akşam geldik. Yorgunluktan hemen yatağa girdim. Yanlız,evin yakınından o duyduğum uğuldama seslerini tekrar duymaya başladım. Korktum,fakat yorgunluğum ağır bastı.

Ertesi sabah etradi gezecem deyip çıktım. Görkem abilerin evine gittim. Görkem abi ve dedesi vardi. Babası gil bir akrabalarina gitmişler.

Dedesi 72 yaşındaydi,Şükrü dede. Elini öptüm. Dede,ben sizin yan komşunuzun yeğeniyim dedim. Sana bir soru soracam,bu mazgaç daği cinli mi dedi.

Ilk başta böyle bir soru duyduğu icin biraz afalladi, fakat sonra anlatmaya başladı. Eskiden bu yaylada bir adam yaşarmış.Bu adam cinleri görürmüş.Bir gün,bu adam köyün yakinlarinda kızıl renkli bir köpek bulmuş.Onu besleyio sahiplenmiş.Bir gün köyün yakınındaki değirmene giderken bu köpeği yanina kalmış. Köpeğin adını da kızıl koymuş bu arada, değirmene gitmiş. Işi uzun süreceği için akşam degirmenin icindeki bir odada uyumaya başlamiş. Geceleyin uyanmiş. Kapi araligindan baktiginda, değirmenin içinde, garip görünümlü insanların halay çektiğini görmüş. Köpeği kızıl da,birden kalkıp halaya katılmış. Halay çekenlerden biri,bu adami görmüş.Sen de gel demiş. Kızıl da,o benim sahibimdir ha,ona karışmayin demiş. Ertesi gün adam değirmenden dönerken,bre kızıl, senin böyle marifetlerin varmıydı demiş. Arkasini dondugunde kizil yok olmuş.Bir daha da görünmemiş.

Bu hikayeyi duyduktan sonra,biz burada cin olduğuna indandik dedi.
Peki deyip, başimdan geçenleri anlattim. Biraz korkar gibi oldu. Dedi ki,sen bu cinleri rahatsiz etmişin.

Nasıl etmiş olabilirim dedim. Sonra jeton düştü.Ilk kez dağa çıktığımız da,hani bir oyun görmüştüm ya,oyuğun içine taş atmıştım..

Seninle uğraşacaklar dedi. Yanliz dedi,o dağa çikip, attiğin taşı geri çıkarabilirsen seninle uğraşmaktan vaz geçerler dedi.

Görkemle gidin, hava kararmadan taşı çıkarın dedi.

Eve uğrayip annemgile biz bir yere gidiyoruz dedim. Yasin de gelecek oldu ama istemedim. Görkem abiyle dağa çikmaya başladik. Hava kararirken, tepeye ulaştik. Uğultuları tekrar duymaya başladım,ama şiddeti artmıştı. Görkem abi şu oyuk mu dedi. Evet dedim. Yaninda getirdiği ek fenerini açti. Oyuğun içine girdim. Yemin olsun, korkudan öleceğim sandim.Her tarafta hamam böcekleri vardi. Biraz daha ilerledim. Attığım taş oradaydi. Hemen alıp çıktım. Görkem abi, hemen inelim dedi. Taşı alıp çiçeklerin arasina attim. Aşaği inmeye başladik. Uğultular geçmişti. Akşamleyin Şükrü dedenin yanina vardik.

Tamam dedim. Taşı oyuktan çıkardık. Aferin.Ama söylemeyi unuttum, dağa çıkarken nazar boncjğu falan görürseniz sakın ellemeyin dedi.O an başimdan aşaği kaynar sular döküldü. Kardeşim,dedim. Kardeşim birini yutmuş. Geri kustu dedim.
Şükrü dede şok oldu.Şimdi yandiniz dedi.O boncuklar, cinlerin çocuklarinin oyuncağidir. Derhal,boncuğu aldiginiz yere koyun dedi.

Eve gittigimde Annemgil gec kaldigim icin kızdı.Zar zor uyudum. Sabah hemen boncugu alip görkem abiyle mazgaça gittik. Tırmanmaya başladık. Yarisina yaklastigimizda, boncuğu yere attim.Şükrü dedenin yanina döndük. Kardeşimi ona zütürdüm.Dua okudu. Tamam dedi.Bir şeyi yok...

Olaydan 5 gün sonra adanaya, evimize döndük.7 yıldır başımıza hiç bir şey gelmedi. Arada bir yaylaya gittik. Onda da hiç dağlara uğramadik. Evet,çok büyük bir cin vakası değil ama anlatmak istedim beyler.Ama Mazgaç dağinin tepesinde ne olduğunu öğrenemedik. Yolunuz oralara düşerse sakın uğramayın derim. Herkese iyi günler. Hikayeyi 1.30 saatte yazıp bitirdim.

Bu arada, hazineyi bulan çoban intihar etmiş. Galiba cinlerin hazinesini buldu. Neyse,bu tür şeylerle fazla uğraşmayin.

Ben başimdan geçenleri anlattim beyler eğer uydurma olsaydi olayi uzatir buyuturdum. Basimdan bunlar gecti bende anlattim hadi eyv

Ilk girdiğim entry deki editleri kontrol edin arkadaşlar.