Beyler ben 19 yaşında üniversiteyi 1 sene takmış hatta işe başlayıp memur olmuş takılan sosyal biriyim. Köyü de neden bilmem ama çok severim. Neyse bu yaz köydeyiz işte tarla falan takılıyoruz. Köyde 10 evden nüfusa kayıtlı 80 kişiden oluşur ha. Zaten başkan rte mitinge gelse bu köyde anca 80 kişi bir arada olur. Onlarda suriyeli olur dibınakoyayım * . Neyse köy küçük yani bayramda bile 40-50 kişiyi zor buluyor. Köyde çocukluk arkadaşım ve en yakın arkadaşım var. Şimdi köyün adını ifşalamayalım ama Trakyanın bi köyü diyeyim anlayın işte. Benim arkadaşın adına da Mert diyelim (gerçek adı değil tabiki delimisin).
Biz Mertle yine bir onların tarlaya bir bizim tarlaya yardırıyoruz. Dibınakoduklarım zaten köyde bi ikimiz yardırıyoz diğerleri ahiret hazırlığında. işte bir akşamüstü yine işleri bitirdik evlere dağıldık yemek yiyip çıkıcaz. Çıkıcaz da napıcaksak dıbınakoyayım. Gib kadar köyde ne tak yerse insan onu yiycez. Neyse ben uzanmışım evde her an biri biryerde iş kitleyecek diye tetikte bekliyorum televizyonun karşısında. Televizyondada bir film var acaip gibimsonik birşey ama karılar güzel diye bakıyorum işte. Naparsınız beyler gib kadar köyde askerlik yapar gibi yaşıyoruz. Şehre gittiğimizde çarşıda askerden çarşıya iznine inmiş erler gibi dolanıyoruz panpamla. Neyse bekle Allah bekle bizim Mert yok ortada gibik herif. Ömrümün yarısı bu züt lalesini beklemekle geçti dıbınakodugum dümbügü. Ben buna söve söve çıktım bunların eve gidiyorum. Geldim bunların evin oraya. Bunların ev iki katlıydı. Üst katta da bunun odası balkonu falan da vardı pekekentin. Kapı açık ya bu binin ona güvenerek nasılolsa duyar diye bir mani okudum Kemal abimizden. (Kemal SUNAL tabi yapragım kim olcak başka)
"Kalenin ardı Mersin
Beklerim Mert gelsin
Beklemekten usandım
Allah belanı versin!"
Kıkır kıkır gülüyorum ne tak varsa sanki gülecek balkona bi gölge düştü. Sanki film dıbınakoyam. Arkasına ışığı alınca uzun boylu bi gölge dikildi kapıya perde de var gözükmüyo huur çocugu. Lan Mert hadisene züt agac olduk dıbına koyayım diye bagırdım. Bilin bakalım içerden kim çıktı?
Kim çıkacak dıbına koyayım bizim Mert muallakı. Ben tabi tam sövüyorum buna pekekent ayakkabıcısı muallak herif bi bardak suyu attı üstüme. Lan dedim tam giricem bu seferde domaldı balkondan aşağı doğru sus lan sus hişt pişt değişik hareketlerde kıvranıyo. Baştan çakamadım durumu ama balkona çıkınca anladım megersem evde misafir varmış. Ablası falanda bu pekekentin odasındaymış. Tabi balkona çıkıp sülalece bana baktıklarından biliyorum artık odanın nüfusunu dibınakoyayım. Ne züt vardıda bakıyorlar diye söylenirken kendi kendime bu binin ablası bana bi laf koydu ki o an dedim birileri şimdi "we are the champions" diyerek bu huuru kucaklayacaklar falan ama olmadı tabi. Hani ben agac olduk dıbınakoyam dediydim ya. Bu huur da bana senden olsa olsa bodur ceviz fidanı olur dedi. (bodur ceviz büyümez ince kara kuru bir agaçtır. Birde fidanını düşünün) Tabi bende 1.85 boy yapılı vücut altında kalırmıyım ?
Kaldım dıbınakoyayım.
Neyse beyler devamı sonra ufak bir spoiler vereyim o misafirler varya o misafirler hıhıhı (arka sokaklar mesut komiser gülüşü hayal edin burda panpalar anladınız siz)

Ben gittim kahveye oturdum yaşlı dayıların askerlik anılarını dinliyorum. Tabi herifler o kadar yaşlı ki normalde insan askerlik anısında ne anlatır dağlar ovalar köyler kahramanlıklar ve pkk. Bu binler ben diyim 1.dünya savaşı siz deyin 93 harbini anlatıyolar dibınakoyayım. Başlarda sarmadı ama muhabbet kızıştı ordan burdan dalanlar oldu konuya aha dedim dedeler kapışçak şimdi falan bende kulak kesildim dinliyorum dıbınakoyayım. Her an bir yerde bir muallaklik lazım olurda yaparım diye. Neyse bizim Mert muallaksi geldi sonunda ama saat gecenin 11 i. Köy burası dıbınakoyam herkes evlere dagılmaya başlamış ne yapılır ki o saatten sonra. Bizim pekekent de benim gibi yarasa dıbınakoyayım. Gece uyumayı fazla sevmez. Hadi ben nöbetlerden alışıgımda bu ergen üniversiteli pekekente ne oluyo dıbınakoyayım. Size üniversitede uyumamayı mı ögretiyorlar hepsi aynı tak.
Neyse bu bin bana dedi uyumayalım. Olur dedim napalım diyo pekekent. Dedim gel kerhaneye gidelim şu dereyi geçince vardı bi tane. Lan o an beynimde şimşekler çaktı derede köyün nerdeyse içinden geçiyor yani. Bizim tarlaya giden yolda ordan tabi.
(ben *, mert -)
• lan olum benim saatim yok.
- nerde
• ne bileyim dibınakoyayım nerde oldugunu bilsem saatim yok dermiyim
- HAHAHA (layt selami gülüşü)
Saatte bildiginiz klagib casio beyler. Hani ben 10 vardı ya onun koluna bi gibimsonik bi şey yapışıyodu ha benim saatte öyle işte. Derime nüfus etmişti dibınakoyam. Hiç çıkarmıyordum zaten su geçirmez. Lan dedim bir çıkarıp yıkayayım şu derede kolumu. Bi çıkardım çıkarış o çıkarış.
• La oglum derede kolumu yıkadıydım cebime koydum. Oralardadır gel bakak.
- Bu saatte mi
Korkak degildir ha canı istemiyor pekekentin tabi evde kerhane karıları gibi bir ordu karıyı bırakıp geldi yaa dıbına kodugum pekekenti
• Ne var saatte yannan hem dolaşırız gib kadar köy canım sıkılıyor dıbınakoyam
- Tamam ulan pekekent yürü hadi.
Tabi böyle çıktık gezinerek gidiyoz dereye.
Neyse çok da uzak degil geldik hemen. Geçtik derenin karşısına biraz ilerden bizim tarlalara giden yolun solunda bir tepecik var. Tüm köyü görür orası tam oturup içmelik. Hemen tepecikte bir ağaçta var. Bizim mekandır orası mertle hep geliriz geceleri manzara güzel oluyor. Ama tabi mert mert ulan mert nedir dıbınakoyayım 19 yaşıma geldim geçiyoda buraya bi kız getirip gibişemedim diye hayıflanıyorum birde ne göreyim tepede kız var dıbınakoyayım. O an bilen bilir aynı Turist Ömer abimiz gibi gözlerimi açıp kapatıyorum ovalıyorum falan. Lan Mert dedim mert yok dıbınakoyayım. Hasgibtir dedim. Noluyok dıbınakoyam. Kaçsam mı kıza mı gitsem bilemedim. Gecenin o saatinde tanımadıgım bi kız gib kadar köyde o tenha yerde ne arar dıbınakoyayım. Tam yine Merte söverek bagırıyorum tepeden ses geldi dıbınakoyayım
-Burdayım lan züt bagırmada gel hadi
• Lan nereye kayboldun muallak
- Noldu lan korktun mu kjsfhks (cidden böyle güldü vajina salatası)
Kız var diye bi şey demedim çıktım tepeye saati falan unuttum tabi dıbınakoyım.
Kızın adı merveydi. bizden 1 yaş küçük üniversiteye yeni girecek tabi tercih falan yapmamış evdede mert çıkınca canı sıkılmış. Birde bunun 1 yaş küçüğü 17 yaşında cansel vardı. O da orda. Evde başka kızlarda vardı ama şimdi bu ikisi yeterdi. Kızlarda burayı mertten öğrenmiş canları sıkılınca buraya gelmişler. Biz tanıştık tabi orda başladık muhabbete. Ben canseli pek iplemiyorum daha çok ablası merveyle ilgileniyorum konuşuyorum falan ama üniversite ders sınav falan sıktı beni. Kıza da ayıp olmasın mecbur devam ediyoz muhabbete. Baktım bi cansele ulan tamam merve 18 güzel taş gibi falan ama kardeşi cansel de 17lik efsaneler olur ya hah işte aynen öyle. Kızın yüzü çok güzel balık etli biraz zayıfa kaçar gibi. 1.65-1.70 boylarında 60-65 kilo. Memeler desen son model rus füzeleri dıbınakoyayım. Züt desen amerika. Ben uçtum tabi malatyada askerlik yapan piyade er gibi.
Ama hiç bir amaç gütmeden yaptığım canseli iplememe hareketim de canselde işe yaramış ben onu keserken o da beni kesiyordu. Merve cancazım napsın hiçbirşeyin farkında degil hangi üniversiteye gideceginin planlarını kuruyordu.
Devamı yakında beyler köyde internet çekmiyo akşama falan atarım bikaç part

Ben 20 yaşında bir gencim. Burada kendime ait bir ferre hikayesini ilk defa anlatmak istiyorum. Yaz tatili sırasında köye gittiğimde bu hikayemi yaşadım. Memlekete yaklaşık 3 yıldır gitmemiştim ve babaannemi de çok özlemiştim. Zaten bu yıl okul da beni çok yormuştu. Köye gitmenin iyi geleceğini düşündüm ve gittim. Zaten yaz günlerinde köy çok güzel olurdu. Bizim köy öyle çok kalabalık bir yer değildir. Bu yüzden de herkes birbirini tanır. Benim de köyde en sevdiğim kişilerden biri Ayşe abladır. Ayşe abla 36 yaşında evde kalmış bakire bir kadındır. Çok sıcak kanlı olduğu için hemen insanı etkisi altına alır. Bu kadını nasıl kimse almadı ben bir türlü anlam verememişimdir. Köyde sadece annesi ile yaşar ve köy yerinde olduğu için de her iş elinden gelir.

Ben de köye gittiğimde küçüklüğümden beri onunla zaman geçirmeye bayılırım. Onunla birlikte her yere gider gelirim. Artık köydeki kankam o oldu. Onun işlerine yardım etmek için erkenden kalkardım kahvaltının ardından hemen onun yanında biterdim. Genelde köyde olduğu için şalvarla dolaşırdı. Bazen de eşofman falan giyerdi ve ne giyse ona çok yakışırdı. Aramızda bu kadar yaş olmasına rağmen ben onu arzuluyor ve çok istiyordum. Bazen dere kenarına gidiyorduk orada birbirimize su atıyorduk birlikte gerçekten çok eğleniyorduk. Neyse tatilimin 3. haftası falandı sanırım. Artık yavaş yavaş bu kadına olan ilgimin onunla olan arkadaşlığımın yasak bir aşka dönmeye başladığını fark ettim. Hatta onu rüyalarımda bile görüyor ve onun da bana aşık olduğunu hayal ediyordum.

Neyse bir gün yine onunla birlikte tarlaya fidan dikmeye gitmiştik. Ayşe abla sürekli olarak domalıyor ve benim aklımı başımdan alıyordu. Ben onu artık çok daha fazla istemeye başlamıştım ve sonunda kendimi tutamadım. Gibim iyice kalkmıştı ve ben de kendimi tutamayarak kalkan Gibimi onun arkasından dokundurmaya başladım. Tabi o da bunu fark etti ve irkildi. Sonra da bir kahkaha patlattı. Ben de en sonunda dayanamadım ve açıkça Ondan çok hoşlandığımı belirttim ve arzularıma yenik düştüğümü söyledim. O da bana bir sorun olmadığını söyledi. işimiz bitmiş eve dönüyorduk artık bana hadi bize gel de yemek yiyelim dedi. Aslında ben biraz önce yaptığım şeyden dolayı çok utanmıştım ve gitmek istemedim ama o ısrar etti. Hatta beni zorla eve zütürdü bile diyebilirim. Neyse yemek yedik ve birlikte oturup tv izlemeye başladık. O da gelip kucağıma yattı. Bu bana bir davet gibi gelmişti ve hemen gibim tavan yaptı tabii. Sonrada çatır çutur gibtim.

http://c12.incisozluk.com...11507/2/1713692_o5508.jpg