-
26.
+5Akşam olduğunda yemeği yiyip biraz televizyon izledikten sonra anneannem ve dedem yatmaya yukarı çıktı. Annem ve babam da çekyatı açıp orada yattılar. Yukarı çıkmaya korkuyordum ancak koltukta yatarsam annemlerin şüphesini çekebilirdim. Bunu istemiyordum, onlara fark ettirmeden bu meseleyi halledecektim. imam bile korktuğuna göre onları bulaştırmam hiç iyi olmazdı.
Merdivenleri çıktım ve odama doğru yürümeye başladım. Odama girdim ve yatağa yatıp üzerime battaniyemi çektim. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken huzurlu hissediyordum.
Göğsümde bir ağırlık hissediyordum, yüzümde de bir nefes. Gözlerimi açmaya korktum, çaresizce hareket etmeden bekliyordum. Yapabilecek bir şeyim yoktu. Alnımda tarifsiz bir acı hissettim, daha fazla dayanamazdım. Gözlerimi açtığımda gördüğüm iğrenç yüzü nasıl tarif edebileceğimi bilmiyorum. Kıpkırmızı gözler, yok denebilecek kadar küçük bir burun ve uzun dişlerle dolu, berbat kokan bir ağız.
Ben korkudan çığlık atacakken ağzımı o iğrenç eliyle kapadı ve üzerimden kalkıp koşarak kaçtı. Bu evde daha fazla kalamazdım, alnıma elimi zütürdüğümde elim kana bulandı. Hızlı adımlarla ışıkları aça aça aşağı inip banyoya girdim. Aynaya baktığımda alnımda kanla yazılmış bir yazı gördüm. Ne anlama geldiğini bilmiyordum. Musluğu açıp yüzümü yıkadım. Kanlar gitmişti ancak hala fazla belirgin olmasa da bir iz duruyordu. Mutfağa girip dolaptan bir krem aldım ve yüzüme sürdüm. Annemlere belli etmemek umrumda değildi artık yukarıda kalamazdım. Koltuğa uzanıp göz kapaklarımı kapatıp uyumaya çalıştım ve başarılı oldum. -
27.
+3Sabah kalktığımda saat 8’di. Koltuktan kalkıp banyoya gittim. Aynaya baktığımda yüzümdeki yazının geçmiş olduğunu gördüm. Bu iyiydi.
Tekrar içeri geldiğimde annem kalkmıştı, günaydın dedim ve kahvaltıyı hazırlamasına yardım ettim. Kahvaltı sofrasını kurduktan sonra anneannem ve dedemi uyandırmak için yukarı çıktım. Onları uyandırıp aşağı indim ve babamı da uyandırdıktan sonra hep beraber kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra babama telefonumun şarj aletinin bozulduğunu bahane ederek yeni bir şarj aleti almak için şehre gitmem gerekiyor dedim. ilk başta olmaz dese de ısrarlarım sonucunda arabasının anahtarını almayı başardım. Şimdi şehre inip hocayı bulmam gerekiyordu.
Arabaya bindim ve yolculuk başladı. Yaklaşık olarak 3 saat sürecekti. Yolculuğa başladığımda saat 10’du. Hızlıca hocaya ulaşıp geceye kalmadan köye geri dönmek istiyordum.
Sorunsuz bir yolculuğun ardından ilçe merkezine ulaştım ve bir bakkala girip kıraathane sohbetinde adını öğrendiğim hocayı sordum. Nerede yaşadığını tarif etti. Teşekkür edip tekrar arabama bindim ve tarif ettiği adrese doğru yola koyuldum. ilçe merkezine epey uzak bir yerdeydi, 25-30 dakikalık bir yolculuğun ardından adamın dediği gibi patika yola saptım ve biraz sonra hocanın evi karşıma çıktı.
3 katlı, ahşap, oldukça eski bir evdi. Evin ağaçlarla dolu bir bahçesi ve arka tarafında geniş bir tarlası vardı. Arabamdan inip bahçeye girdim ve evin kapısına doğru ilerledim. Üst kattaki penceredeki perdenin hareketi dikkatimi çekti, hanımı ya da kendisi olduğunu düşündüm ve kapıyı tıkladım. -
28.
+2Sabah erkenden kızla buluşucam panpalar, artık yatmam gerekiyor. Hepinize iyi geceler, öğlenden sonra devam edeceğim.
-
29.
+6Panpalar otobüsü beklerken bi part daha atayım dedim
Kapıyı bahsettiğim hoca açtı. Beni içeri davet etti. Koltuklara geçip oturduk, hanım bize 2 kahve diye seslendi içeri doğru.
Sonra bana "Söyle bakalım evlat nedir derdin?" dedi.
Başımdan geçen olayları ve imamın tepkisini anlattıktan sonra bir de ben bakayım şu kağıda, deyip kağıdı istedi.
Kağıdı verdim, yaklaşık 10 dakika boyunca inceledikten sonra yüzünde bir acıma ifadesiyle bana baktı.
Bu bir antlaşma kağıdı dedi. Ne antlaşması diye sorduğumda y... cin kabilesi ile bir insanoğlu arasında yapılmış. insanoğlu para ve güç karşılığında bu kabileye bağlılık sözü vermiş. Bir nevi köleleri olmuş yani. Anlattıklarını biraz düşündüğüm zaman şöyle bir tahmin yürütüyorum:
O gördüğün şerli y... kabilesinden birisiydi. Bu varlıklar durup dururken bir insanı rahatsız etmezler. Amcan anlaşmayı bozduğu için sana bulaşmış olabilirler ya da gizli olan anlaşma kağıdını bulduğun için sinirli de olabilirler. Bunu öğrenmenin tek bir yolu var. Onlarla konuşman gerek. -
30.
+4Başlamadan önce bir not:
Kız gecikicek ama şarjım yüzde 12. Şarjım yeterse bi part daha atmak istiyorum. Bir de hikaye ile ilgili görüşlerinizi lütfen bildirin
Nasıl olur hocam o iş dedim.
iletişime geçeceksin dedi.
Ben korkarım hocam siz yapın diyince "Bak evladım, eskiden ben nefesi kuvvetli bir hocaydım. Ancak artık yaşlıyım, güçten düştüm. Onlar çok güçlü bir kabile. Başka bir hocaya da gitme, bu iş hacıyla hocayla olmaz. Seni neden rahatsız ettiklerini onlara sen sormalısın yoksa gittiğin hoca onlara daha çok zarar verip kinlerini arttırır ki bu hiç iyi olmaz."
Onlarla konuşabilir miydim bilmiyordum ama başka çarem de yoktu. Tamam konuşacağım ama nasıl yapacağımı bilmiyorum dedim. Sana öğreticem, gel benimle deyip koltuktan kalktığı sırada çarşaflı bir kadın elinde tepsi üstünde kahve fincanlarıyla geldi. Hoca sonra içeceğiz deyince başını sallayıp geri gitti.
Hoca yürümeye devam etti ben de peşinden gittim. Üçüncü kata çıkıp bir odaya girdik. Odada hiçbir ışık kaynağı yoktu, yerde yanmış yapraklar ve odadaki tepsinin üstünde erimiş mumlar vardı. Gel bakalım dedi, başlayalım -
31.
+3 -1Şarjım bitmek üzere bi dahaki part öğleden sonra olacak kusura bakmayın
-
32.
+4Geldim panpalar ama mobilim fazla hızlı yazamıycam neyse başlayalım.
Bana yere bağdaş kurmamı söyleyip karşıma oturdu. Kapının yanındaki dolaptan biraz yaprak ve mum alıp oldukça alçak olan masanın üstüne koydu.
Cebinden çakmak çıkartıp önce yaprakları ardından da üçgen şeklinde dizdiği 3 tane mumu yaktı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Sesi giderek artarken mumun ateşi de sesine eşlik ederek artıyordu. Sesini iyice yükselterek f... n y... l â.. y... l... ş... en r... en dedi ve mumun alevi tavana kadar yükselirken masanın sağ tarafında çarşaflı bir varlık belirdi. Hoca "Kimlerdensin?" diye sorduğunda varlık boğuk sesiyle a... kabilesinden dedi. Hoca bunu duyunca içinden bir şeyler mırıldandı ve mumun ateşi sönüp varlık kayboldu. -
33.
+3işte böyle dedi hoca, cin bu şekilde çağrılır. Mırıldandıklanızı duymadım hocam onlar olmadan çağrılır mı dediğimde onları sana bir kağıda yazıp vericem dedi. Bu cin yerine benimle uğraşanları neden çağırmadık dediğimde onlar çok güçlü bir kabiledenler, ben artık yaşlandım. Davet eden ben olursam geri gönderemem dedi. Siz bile gönderemezken ben nasıl göndereceğim hocam deyince bana bir hafta boyunca burada kalırsan sana hızlandırılmış bir eğitim verebilirim. Gücü yerinde olan bir gençsin, vereceğim ilmi bilgiler ile onlara karşı koyabilecek düzeye gelirsin dedi. O zaman aileme haber vereyim deyip odadan çıktım ve zemin kata indim.
O varlıklardan kurtulmak istiyordum ve elime bir fırsat geçmişti. Değerlendirmeliydim ancak aileme durumu nasıl anlatacaktım?
Oldukça basit ama işe yarayan bir yalan buldum. Babama yakın bir arkadaşımın babasının hasta olduğunu ve ona yardım edeceğimi söyledim.
Yalan iyi bir şey değildi ama dürüst olmam onları da buna bulaştırırdı.
Babama haber verdikten sonra tekrar hocanın yanına dönmek için merdivenleri çıkmaya başladım. -
34.
+5Hocanın evinde geçen bir hafta boyunca hiç sıradışı bir olay olmadı. Günde 4-5 saat boyunca sıkı bir eğitime tabi tutuldum. Kalan vakitlerimde ise hocayla bahçe işleri yaptım. Bir haftanın sonuna geldiğimizde hocayla aramızda oldukça sıkı bir ilişki olmuştu. Gerçekten çok iyi bir insandı. Son gece de sabaha döndüğünde erken saatlerde kalktım ve hocayı uyandırdım. Vedalaşma vaktiydi, vedaları hiç sevmezdim.
Her şey için çok teşekkür ederim dedim, o da bana teşekkür etti yardımlarım için. Ayrıca bu işten kurtulunca geri dönüp anlatmamı istedi. Anlatırım deyip sarıldıktan ve elini öptükten sonra gece valizlerimi yerleştirdiğim arabaya binmek için harekete geçtiğimde bana
"Unutma evladım, görüşmeyi yaptıktan sonra geri gönderme duasını mutlaka oku."
Unutmam hocam deyip arabama bindim ve yolculuğa başladım. -
35.
+3Köydeki eve vardığımda arabadan indim ve zile bastım. Kapıyı kimse açmadı, babamı arayıp sorduğumda annemlerin tarlada olduğunu söyledi. Sen neredesin diye sorduğumda otobüsle şehire gittim. Bir işim var onu halledeceğim dedi. Tamam deyip kapattım ve arabaya tekrar binip tarlaya doğru sürdüm.
Tarla yolunda giderken çeltik tarlasında oynayan çocuklar gördüm. Etraflarında hiçbir yetişkin yoktu, bu iyiye işaret değildi. Nas suresini okuyup arabanın hızını arttırdım ve tarlaya ulaştım.
Annem ve anneannem çalışıyordu, yanlarına gittim ve ben de onlara yardım ettim. Bir an önce gece olmasını istiyordum. Acaba olacakları bilsem gene de bunu ister miydim? -
-
1.
+1Devam panpa
-
2.
+1gibicekler gece bunu
-
1.
-
36.
+4Tarlada işler bittiğinde saat 8'e yaklaşıyordu. Arabaya bindik ve eve doğru sürmeye başladım. Gene aynı çeltik tarlasının önünden geçerken araba sebebini anlayamadığım bir şekilde durdu. Kontağı tekrar çevirdim ama çalışmadı. Benzin göstergesine baktığımda kafamı duvarlara vurmak istedim. Yola çıkmadan benzin almayı unutmuştum ve depodaki benzin de bitmişti. Annem ne olduğunu sorduğunda benzinin bittiğini söyledim. Anneannem, deden lazım olursa diye bahçeye bi tane benzin bidonu koymuştu dedi. Ben alıp gelirim dediğimde annem "Karnım çok acıktı, arabada da yemek yok biz de seninle gelelim eve sen geri dönüp arabayı alırsın" dedi.
Gecenin bu vaktinde yürümek istemiyordum ama başka çarem yoktu. Mecburen tamam deyip arabadan indim. Poşetleri elime alıp anahtarı cebime koydum ve annemlerle yürümeye başladım.
Yürürken çeltik tarlasından gülüşen çocuk sesleri geldi. Annem, tarlada bir çocuk var herhalde çocuk sesi geliyor dedi.
O seslerin çocuk sesi olmadığını biliyordum bu yüzden sen yanlış duymuşsundur yorgunluktan diye geçiştirdim ve hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. -
37.
+1Bi sonraki part 10 dakikaya gelecek ufak bi işim çıktı kusura bakmayın
-
38.
+6 -1Eve geldik, benzin bidonunun yerini öğrenip aldım ve arabaya doğru yürümeye başladım. Tarlalarda hiçbir insan yoktu. Bu saatte aklı başında olan buralarda dolaşmazdı zaten. Hızlıca yürürken bir yandan da nas felak surelerini okuyordum. Biraz daha yürüdükten sonra önüme çıkan şey durmama sebep oldu. Bir kedi ölüsü yerde duruyordu. Arabayla ezilmiş olabileceğini düşündüm ama bu ezilmek değildi. Kedi parçalanmıştı, aklıma hocanın dedikleri geldi ve hızlıca kediden uzaklaşıp yoluma devam ettim.
10 dakikalık bir yolculuktan sonra arabama ulaştığımda ne yapacağımı bilemedim. Bir sürü kanlı el izi arabamın camında duruyordu. O sırada arkamdan gelen bir çığlıkla arkama döndüm ve 5-10 tane irili ufaklı varlığın bana baktığını gördüm. Sayıları gitgide artıyordu. En az 30 kişi olmuşlardı ve hepsi de bana bakıyordu. Hangi dinden olduklarını öğrenirsem onlarla konuşabilirdim. Onlara doğru bir adım atıp Ma hu dinuk?" dedim. içlerinden biri bir adım öne çıkıp Al'islam dedi. Gene Arapça olarak Arabama ne yaptınız? diye sordum. Bu kez başka birisi bir adım öne çıkıp Geceleri yabancıları sevmeyiz dedi. Bir daha geceleri gelmeyeceğim deyip arabamın kapısını açtım ve camı silmek için bir bez alıp silmeye başladım. ilk başta öne çıkan varlık, "Bizden korkmuyor musun?" diye sordu. "Ben yalnızca Allah'tan korkarım" dememle beraber gözden kayboldu.
Aslında korkuyordum ama korkumu belli edersem üstüme daha çok geleceklerini biliyordum bu yüzden soğukkanlı davranmaya çalıştım. Gitmeleriyle beraber hızlıca arabamın cdıbını sildim ve binip oradan uzaklaştım. -
-
1.
0Kardeş dabbeden çok alıntı var yanlız 😁😁
-
1.
-
39.
+4 -110 dakikaya gelirim demiştim ama az önce attığım part geç geldi kusura bakmayın devam ediyoruz seri bir şekilde.
Sorunsuz bir yolculuğun ardından eve döndüğümde saat 9:30'a geliyordu. Arabadan inip zile bastım. Annem kapıyı açtı ve içeri geçtik. içeri girdiğimde dedem ve babannemin çoktan yatmış olduğunu öğrendim. Annem de yarım saat televizyon izledikten sonra yatağa geçip gözlerini kapadı.
Vakit gelmişti. Arabaya dönüp hocanın evinden getirdiğim yaprakları ve mumları aldım. Elimde malzemelerin olduğu poşetle beraber yukarı çıkıp kilere girdim. Bir tablaya ihtiyacım vardı. Mutfağa gidip bir tane aldım ve tekrar yukarı çıkıp yere koydum. Mumları hocanın yaptığı gibi dizip önce yaprakları ardından da mumları yaktım ve ışığı kapatıp tekrar oturdum. Ezberlediğim duaları yavaşça sesimin şiddetini arttırarak okumaya başladım. Benimle uğraşan kabileyi çağırmak için duaya kabilenin adını da eklemiştim. Ben okudukça mumun alevi artıyor, duvarda gölgeler oluşuyordu. Sesimi iyice arttırıp "f... n y... l â.. y... l... ş... en r... en" dedim ve mumun alevi iyice yükselirken çarşaflı bir varlık tam karşımda belirdi.
Dinini öğrenmek için "Ma hu dinuk?" diye sorduğumda Al'islam cevabını verdi.
Bu kez Mâ ismuk? diyerek adını sorduğumda C... diye cevap verdi.
Arapça olarak "Ey C... söyle bakalım, kabilen benden ne istiyor?" dedim.
"Senin kanından gelen Ahmet oğlu Musa bizimle yaptığı anlaşmayı bozdu, biz onun cezasını veremeden ruhunu teslim etti. intikdıbını senden alacağız." dedi ve pis bir kahkaha attı. Öfkenizi geçirmenin bir yolu yok mu dediğimde çarşaf bir anda yüzünden kalktı ve alev saçan gözleriyle, sen öldüğün zaman öfkemiz son bulacak diye bağırdı. Korktuğumu belli etmemem gerekiyordu ama çok korkmuştum ve bunu saklayamadım. Korktuğumu anlayınca yüzünü bana iyice yaklaştırıp amcanın suçunun cezasını sen çekeceksin dedi ve gözden kayboldu. Onun gidişiyle mumların alevleri de söndü ancak benim titremem hala geçmemişti. Aceleyle yaprakları ve mumları başka bir poşetin içine atıp kilerdeki dolabın içine sakladım.
Kilerden çıkıp merdivenlerden indim. Koltukta yatmak istiyordum, koltuğa uzandım ve gözlerimi kapatıp geceye son verdiğimi düşündüm.
Aslında gece yeni başlıyordu... -
40.
+3 -1Bir gülüşme ile uykum bölündü, nereden geldiğini anlamak için gözlerimi açıp koltukta doğrulduğumda karşımda 2 tane varlık duruyordu. Bunları daha önce hiç görmemiştim, ikisi de 120 santim boylarındaydı. Birisi kırmızı saçlı, siyah gözlü ve gri tenli diğeri ise kel, kırmızı gözlü ve yeşil tenliydi. Ben onlara, onlar bana bakıyordu. Bir süre bakıştık ve sonrasında ikisi de koşarak banyonun kapısına gitti ve kapıyı açıp içeri girdiler. Korkuyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Peşlerinden gidemezdim ama onlar bu evdeyken de uyuyamazdım. Tam koltuktan kalkacakken ilk gördüğüm varlık oturma odasının kapısını açıp içeri girdi. Bana bakarken yüzünde bir sırıtma vardı.
"Burada ne işiniz var?" diye sorduğumda "Bizi buraya sen çağırdın." dedi. Onları çağırmadığımı söylediğimde verdiği cevap hayatımda kendime en çok sinirlenmeme sebep olan şeydi.
Arkadaşımızı çağırdın ve alemler arasında bir kapı açtın. Arkadaşım gitti ancak sen kapıyı açık bıraktın ve biz de buraya geldik dedi. Aptal kafamı duvara vurmak istiyordum ancak bu bir işe yaramayacaktı. Tam sizi göndermenin bir yolu var mı diye soracakken bu evi çok beğendik. Bundan sonra burası bizimdir demesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Çaresizce kafamı yastığa gömdüm ve sessizce ağlamaya başladım. Çok büyük bir hata yapmıştım. Biraz sonra kafamı kaldırdığımda oturma odasında onlardan 4-5 tane olduğunu gördüm. Hepsi de beni izliyordu. Bana doğru yürümeye başladılar ancak bu hareketleri sabah ezanının okunmasıyla kesildi ve gözden kayboldular. Biraz da olsa rahatlamıştım, yastığa kafamı koyup uykuya daldım. -
41.
+4Okuyan panpalarım @1'e şuku atarsanız sevinirim yeni part yolda
-
42.
+3Kalktığımda annem daha uyanmamıştı, telefonumun saatine baktım. 10 olmak üzereydi. Anneannemlere bakmak için yukarı çıktım, yatak odasının kapısını tıklayıp içeri girdiğimde anneannemin ve dedemin yataklarında yattığını gördüm. Sessizce kapıyı kapatıp aşağı indim ve telefonda bir oyun açıp oynamaya başladım ama kafam hala yaptığım hatadaydı. Hayatımda yapabileceğim en büyük hatayı yapmıştım, keşke o geceyi geri alabilseydim.
Hocaya tekrar gitmem gerekiyordu, olanları anlattığımda belki bir fikir verirdi ama araba babamdaydı ve babam yarın gelecekti. Yani bir gece daha burada kalacaktım. Bunu hiç istemiyordum ama başka çarem yoktu. Annemin uyanmasını beklemeye başladım, 10 dakika geçmeden annem uyanmıştı. Günaydın dediğimde burda mı yattın diye sordu. Ben de sabah erken uyandım, buraya geldim diyerek bir yalan daha söyledim. Yalan söyleyerek ailemi koruduğumu düşünüyordum ancak yalanlarımın beni daha da kötü bir duruma sokacağını düşünememiştim. -
43.
+2Kahvaltıyı yaptıktan sonra korka korka banyoya girdim ve abdest alıp Kur'an okumaya başladım. Pek sık okumadığımı ailem bilirdi. Annem beni öyle görünce hayırdır içine melek mi kaçtı diye sordu.
Okumaya devam ettim, okumam bitince evet deyip güldüm. Sahte olmasaydı keşke bu gülüşüm. Okumaya devam ettikçe rahatlıyordum, içime huzur doluyordu. Annemler tarlaya gideceklerini söyleyip dışarı çıktılar. Dedem evde dinleniyordu.
Epey bir sayfa okumuştum. Biraz ara vereyim diye kapağını kapattığımda dedem yukarıdan bağırdı:
"Suha, gel buraya!"
Neden böyle bağırdığını anlayamamıştım, olanları öğrenmiş olabileceğini düşünerek merdivenleri çıktım. Dedem merdivenlerin başında beni bekliyordu, ensemden kavrayıp kilere doğru itti beni. Yerde bulduğu yanmış yaprak ve mumları göstererek "Ne yaptın lan sen?!" diye bağırdı. Genelde oldukça sakin birisiydi dedem, böyle davranması biraz garibime gitmişti ancak haklıydı.
Açıklamak için konuşmaya başladığımda "Sus aptal herif! Niye çağırdın lan bunları?" diye bağırdı bir kez daha. Sakin olursan anlatıcam dediğimde ne sakini lan nasıl sakin olayım oğlum sen kafayı mı yedin yürü aşağı deyip benimle beraber aşağı indi ve beni çekyata oturtup karşıma bir sandalye çekti. Anlat dedi, neden çağırdın bunları buraya? -
44.
+1Bir part daha girip ara vericem panpalar
-
45.
+2Öğrenmelerini istemiyordum ama artık çok geçti. Anlatmak zorundaydım.
Her şeyi anlattım dedeme, başıma neler geldiğini, kimlere gittiğimi...
Sözlerim bittiğinde dedem konuşmaya başladı.
"Cinler insanlara genelde doğruyu söylemezler ama sana doğruyu söylediklerini düşünüyorum. Amcan çok hırslı biriydi, sürekli daha da yükselmek isterdi. Bir anda zengin olduğunda hepimiz şaşırmıştık ancak çabalayarak böyle olduğunu düşünmüştük. Hırsına yenik düşmüş demek ki ve sen de onun cezasını çekiyorsun. Anlamadığım şey neden seninle uğraştıkları, amcanın 2 tane kızı varken sana bulaşmaları gerçekten çok garip." dedi.
Hocaya sorabiliriz dediğimde o hocayı tanıdığını ve gerçekten de iyi birisi olduğunu söyledi ve yarın ilk iş beraber hocaya gidip bunların neden olduğunu öğreneceğiz, ama seni oraya sağlam zütürebilmemiz için bu gece sana bir şey olmaması gerekiyor dedi.
Onlardan nasıl korunabilirim, nas ve felak okumama rağmen işe yaramadı dediğimde anladığım kadarıyla epey güçlü olanlarına denk gelmişsin, korunman için tüm gece boyunca Kur'an okuyacağız beraber ve ne olursa olsun korktuğunu belli etmeyeceksin dedi. Tamam deyip geceyi beklemeye başlamadım bu sefer, gelmesini hiç istemiyordum.
başlık yok! burası bom boş!