ıhlamurumu demlemiş pencere yanı masama kurulup; bi yandan tosun tv'de yoksul adlı underrated kemal sunal filmini izleyip diğer yandan karşı sokağımızda yer alan BiM'in tabelasındaki M'nin sağ kanadının silinmiş olmasının verdiği tedirginlik tandanslı asabiyetle cama seri soluk alış-verişleriyle hohlarken birdenbire aklıma düşen ilginç gerçeklik.
bu dersanede YKS'ye hazırlanan misalen erzurum pasinler nüfusuna kayıtlı bir 11. sınıf öğrencisinin önüne; “kök 9 =?” sualinin sorulduğu bir kağıt parçası bıraktığımızda eğer ileri derecede gerizekalı bir talebe değilse vereceği; “3” cevabını, dünyanın bir ucundaki nepal'de, örneğin katmandu anadolu öğretmen lisesi'nde okuyan başka bir öğrenciden de alacağız.
22 yaşından gün almış, üniversite tahsili görmekte olan bir cumhuriyet çocuğu olarak bu vurucu gerçekliğin mevcudiyetine inanın bugün, yaklaşık 12-13 dakika önce vakıf oldum. yozgat şefaatli'de okul çıkışı kantırda kapışan gri kumaş pantolonunun züt ortası dikişleri patlamak üzere olan, süveteri internet kafe kokan, kurumuş ayran lekeli kravatlarını adnan şenses misali kafalarına dolamış tombul tombul liseli oğlanların, “kök9=?”, “ kök 16=?”, “kök 25”=?“ sorularına verecekleri cevaplar nasıl olabiliyor da çeçen lider şamil basayev'in oğluyla aynı olabiliyor.
gerçekten şu an bu durumdan çok mutlu oldum. dünyanın ortak vatan olduğuna mutlak bir kararlılıkla inandım. malazgirt ile amsterdam arasında çook uzun mesafeler olmadığına kanaat getirdim. ve evet itiraf etmek güç olsa da seni seviyorum matematik
*