1. 1.
    0
    biliyorum ama oldu bu. 2008 yılında vuku buldu. malumunuz o yıl kendisi türkiye'ye gelmişti. fazla uzatmadan direkt hikayeye geçiyorum. 3 sene evvel yılın yine bu zamanlarında eşekler gibi içtikten sonra elmadağında bir çorbacıya girdik. saat gecenin 3'üydü. hayvan gibi içmiş olmamdan ötürü yanımdaki diğer 2 uzaylı gibi matiz halde işkembeleri mideye indiremedim. 2 kaşık aldıktan sonra kaşığı çorbanın içinde gezdirmeye çorbacıdaki tipleri kesmeye başladım. malum gece vakti. zütü kollamak gerek. zaten diğer iki eleman kendilerine dahi hayırları olmayan tiplerdi. aralarındaki en iri kişi bendim. dolapdereden gece vakti buralara akın eden gaspçılara gece gece çarpılmak istemiyordum.

    derken içeri 2 adet çam yarması girdi. birisi sorgusuz sualsiz arka tarafa doğru yürüdü. diğer eleman garsonla bir şeyler konuşmaya başladı. 5 dakika sonra arkadaki hayvanoğlu hayvan girdiği delikten çıkmıştı. diğer ikisinin yanına katıldı. masayı sandalyeleri işaret ederek hararetli bir şekilde konuşmaya başladılar. bu iki hayvanla, biz içeri girdiğimizde kolunu kaldırmaya hali yokken adamlarla konuşmaya başladıktan sonra gittikçe açılan, açıldıkça zütü üç buçuk atmaya başlayan garsonun konuşmaları yaklaşık 15 dakika sürdü. arada üçü arkaya girip çıktılar. ne yaptıklarını da açıkçası bilmiyorum içerde. çok ciks kokan bir gündü eşcinsel threesome kurmuş olabilirler. her neyse konumuz o değil...
    ···
  2. 2.
    0
    iki ayı ile bir şark kurnazı garsondan oluşan üçlü konsey yoğun istişarelerin ardından dağıldı. öküz gibi yemekle meşgul olan diğer iki elemana meseleyi söylemeyi düşündüm. kafamı bizim hayvanlardan yana çevirdiğimde insanlığımdan utandım. çorbacıya girdiğimde dahi hissetmediğim leş gibi işkembe kokusunu burnumun direğinde hissettim. birinin çorba çenesinden sızmıştı. tam çenesinin ucunda bitiveren krem renginde bir katre uzadı uzadı şıp diye masaya düştü. zaten gibik halde olan midemi kursağımda hissettim. kendimi tuvalete atmak için hareketlendiğimde bizim ayılar zütlerini dahi kıpırdatmadılar. bir nereye gidiyorsun noldu demeyi bile çok gördü zütler. tuvaletin aynası leke içindeydi. herhalde pek kullanan olmaz diye fazla ilgilenmemişlerdir diye düşündüm. benden başka hangi mal bu kenefe atacaktı ki kendini.
    ···
  3. 3.
    0
    http://www.hurriyet.com.t.../anasayfa/8974177.asp?m=1
    ···
  4. 4.
    0
    aynada sıfatımı gördükten sonra moralim acayip bozulmuştu. aynadaki lekeler tam göz altlarıma denk geliyordu. sırf gitsinler diye kafamı aşağı yukarı oynatmaya başladım. manyak gibiydim. o kadar moralim bozulmuştu ki midemdeki bulantıyı da unutuvermiştim. bulantı mulantı kalmadı dıbına koyim. mide bulantısı varoluş bulantısının yanında neydi ki. yüzümü burnumu kendimi hatırladım. insan sarhoş olup olmadığını çok anlamak istiyosa kendini hatırlamaya çalışsa yeter. hatırlıyosa sarhoş değildir binler. dıbına koyim milletin ağzına düdük sokup üfletmeye gerek yok yani. alnındaki bi yaranın 9 yaşında okul bahçesinde kafasını banka vurmasıyla nihayete eren bi yakalamaca oyunundan hatıra olduğunu bilebilen adam sarhoş değildir. promilini giberim.
    ···
  5. 5.
    0
    unuttuğum bulantıyı hatırlamak için parmağımı ağzıma sokmayı denedim. baş parmağımı ağzıma attım. dişlerimle ısırdım. olacak gibi değildi. sokamıyordum içeri. sanki birisi dirseğimden kolunu geçirmiş elimi içerlere ilerletmemi engelliyodu. haliyle kusamadım. bir 10 dakika mal gibi aynanın karşısında bekledikten sonra çişimin geldiğini farkettim. çiş de ayna gibiydi. kendimi hatırladım. dışarıdaki sarhoş iki zarganayı izbandutları hatırladım. izbandutlardan biri keldi onu hatırladım. sahi biri keldi. diğerini hatırlamaya çalıştım ama aklıma gelmedi. tıpkı garson gibi. nasıl bi tipi vardı ki. çorbacıya öyle halde girmiştim ki şimdi kapıyı açıp çıktığımda çorbacıda ingiltere dıl işleri bakanı otursa şaşırmazdım. dışarı çıktım lan harbiden ingiltere dışişleri bakanı oradaydı. gelmiş çorba hüpletiyodu bizimle. dlfkdşfk şaka lan. çıktığımda garson bizim iki sarhoşun koluna girmiş bunları dışarı çıkartmaya uğraşıyordu.
    ···