Aylardan hazirandı. etraf gavur amı gibi yanmasına rağmen kafayı koymuştum aynı o ceketi alıcaktım. anneme ceket alıcam dediğimde verdiği ilk tepki sen delirdin mi oğlum oldu. sen karışma handan hanım dedim, oysaki kuzeyin annesinin adı handandı. yavaş yavaş kontrolu kaybetmeye başlıyordum... bende seninle geleyim oğlum diye ısrar edince '4yıl hapiste yaşadıklarımı bir ben bilirim handan hanım' gibi enteresan bi cevap verdim. annem telaşlanmış olmalı ki babamı aradı. çok sinirlendim ve bilekberi mi duvara fırlattım

ajanstakilere gerek konuşma stilimle gerek duruşumla hiçte güzel bi imaj sergileyemedim. çünkü kuzey olsa böyle yapardı. herkesle abuk subuk konuşup tersledim. oturduğum sandalyeye kadar küfür ettim. arada sırada o ferhatı gibicem laflarıyla galeyana geldim. ama sakinleşip oturdum. sürekli saçlarımı düzeltip duruyordum. hareketlerim aynı kuzey gibi olduğunu düşünüp sürekli devam ettim. ajansın bi elemanı yeterli bulmadıklarını ve kişisel olarak egoma hayran kaldıklarını söylediler. tabi ben bu söylenenlerden yine bişey anlamadım. eyvallah genç diyip telefon numaramı sebepsiz yere bıraktım. garip garip bakışmalar ardından ajansı terkettim

Söylemeyi unuttum, tam çıkarken danışman adımı soy adımı sordu, anında yapıştırdım cevabı, Hayırdır? Kuzey tekinoğluyum ben dedim. ismimi arattığını ama sonuç bulamadığını söyledi. hiç oralı olmadan hızlıca çıktım. tuncer dayının mekanı adını verdiğim kahveci ahmet abinin dükkana doğru yol aldım. bi yandan sanki midemde gerçekten yara varmışcasına midemi tutuyordum. o anda evde bekleyen 14yaşındaki kardeşimi aradım. abi nasıl oldun falan dedi, anında yapıştırdım cevabı. Sanane ulan şerefsiz güney diye birden çıkıştım. abi noluyor ne güneyi falan demeden telefonu kapattım suratına

ali lakabı taktığım arkadaşım hamdiyle beraber redbul ve çekirdek alıp çimenlik bi alana geçtik. izmit seka park beyler bilen bilir. redbullu rakı niyetine kederli kederli içiyorum. arkadaşım ali'ye sarhoş taklidi yaptım, olum bu kafa yapmaz demesine rağmen hiç umursamaz bi tavırla eve gitmek istiyorum ali ayakta duracak halim yok eyvallah dedim. eve gittiğimde babam sinirli sinirli kapıda beni bekliyordu

Beyler 45kilo olduğum için hiç bişey yakışmıyordu ama umrumda bile değildi. kuzeydim ya o bana yeterdi. aynaya baktığımda cılız sevimsiz tipsiz bi amcık yerine gayet yakışıklı karizmatik kuzeyi görüyordum. aldığım tüm tişörtler xs olduğu için tam yapışıyordu üstüme. nasıl kaslı hissediyordum belli değil. burnumun yamuk olmasını aldırmadan ajansa başvurdum

Bigün yine aliyleyiz evden çıktım aradım ali kardomu eyvallah vs vs. Buluştuk dedim ki zeynep yengeni bulmamız lazım ali dedim. Bu mal afalladı zeynep kim kanka dedi. tabi ben onun her kanka lafını kardo olarak algılıyorum çünkü kuzeyim. her neyse. olum dedim ne demek zeynep kim? fotoğrafçı hüsnü yok mu onun kızı işte dedim. yine hatırlayamadı bu dal yaprak. neyse zeynebi gördüm yolda koştum gittim zeynep eyvallah dedim. ne zeynebi ne diyorsun sen be demez mi. çıldırdım amk. bunun tam boyun bölgesine uçan tekmeyi bi çaktım, kık kık kık yapmaya başladı dıbına kodumun kızı. ali tuttu beni nasıl sinirliyim ama. bırak ali gibeyim şunun belasını falan dedim. delirdim amk. polis falan geldi yine karakolluğuz tabi

hala gördüklerime inanmıyordum. aynalara baktığımda kuzeyi görüp kameralarda ketoya dönmüş bi şekildeydim. kameraların hatalı olduğuna dair dilekçe sundum. her neyse aldım ekmekleri evde yağlayıp yağlayıp yedim. tabi ara sıra yine midemi tuttum çünkü bıçağı yemiştik bi kere oç ferhat yüzünden. yemeği bitirdim kardeşim geldi yanıma. tam ağzını açıcaktıki, sen sus lan şerefsiz güney gibi bi tepki verdim. abicim lütfen böyle yapma demeden kafasına indirdim süsküyü. annem evde olmamasına rağmen sen karışma handan hanım diye bağırmaya başladım

Serum taktıklarında telefondan şu müziği açtım beyler
https://www.youtube.com/watch?v=3ymenV0_DrM
iyice duygusala bağlamıştım. hastanedeki güzel hemşireleri görünce birden telefonu elime alıp artist bi biçimde tuttum. Hemen ali lakaplı hamdiyi aradım. bana siyah bi ceket getir kardo diyip eyvallah çektikten sonra telefonu kapattım. bu gerizekalı gitmiş simsiyah dede yağmurluğuyla gelmiş. gibecem belanı diyerek yağmurluğu giyip hışımla hastaneden çıktım

neyse ajanstan haber varmı diye gittim baktım ne göreyim amk? bir sürü ilik gibi hatun. çekimler varmış kızın biriyle tanıştım adı cemre. ulan aha dedim dizi gerçek oluyor amk. bu fırsat kaçmaz diye hemen tanışmaya koyuldum. neyse benim kilo 39bucuklara kadar düştü siz hesap edin o kadar koşuşturuyoruz ediyoruz falan. kız tabi cılız gördü ama ben öyle görmüyorum kendimi tabi, aynı kuzeyim. aynaya baksam kuzeyin kopyasıyım. kıza artistlene artistlene tanıştım. maraba falan dedim aynı kuzey gibi

dıbına kodumun zütleri diye avaz avaz bağırmaya başladım. kaşar gültene aşık olan mahallenin imamı sadettin abi (dizideki hüsük oluyor) toplamış adamlarını beni dövecelekler amk. onu o an ferhat olarak düşündüm yanındaki de adamları. hemen kardinyom aliçoyu aradım. tofaşla yanlaya yanlaya geldi tipini gibtimin amokaçisi. her neyse annesini savunmak isteyen cemrede olaya dahil oldu. aliço ve ben sırt sırta verdik akuvvvaaak diye patır kütür dalmaya başladık beyler. küçüklükten izlediğim kung fu filmleride bana yardımcı oldu. ellerim yorulduğunda kırık burnumla huur çocuğu ferhatın adamlarını guguk kuşu gibi gagalamaya başladım. yanlışlıkla cemrenin döşüne sağlam bi kafa attım

Eve girdiğim gibi ensemden tuttu, o an kuzey güneyin 1.bölümünü çekiyormuşuz gibi hissettim. baba bu gece elleme beni diyorum bırak gidicem falan demeye başladım. tutturdu seni hastaneye yatıracaz demeye amk. o an mideme bişeyler oldu sanırım redbull dokundu beyler. aynı kuzey gibi yerde kıvranmaya başladım midemi tutarak. aynı hapishane sahnesinde kuzeyin midesine camı soktukları sahneyi canlandırdım. apar topar hastaneye zütürdüler ben bıçaklandım zannederken doktor zehirlendiğimi söyledi

Yolda giderken hamdiye telefon açıp alii tuncer dayının mekana gel bişey konuşacaz dedim. neyse geçtik bizim sote masaya. tuncer dayı bize 2duble dememle birlikte bütün kahve kahkahalara boğuldu. ne olduğunu anlamadım ama bana gülüyorlardı. ben tekrarladım tuncer dayı bize 2duble diye. adam gülüp durdu hiç bişey içmeden ordan kalktık

Tabi bu koşuşturmaca bana iyice enerji kaybettirdi ve zaten 45kilo olan bedenim 40a dayanmıştı. zaten kırık olan burnum iyice abidik gubidik bişeye dönüşmüştü. ama bunların hiç biri önemli değildi. hemen bunu bişeye bağdaştırmalıydım. kendimi dizideki ali öldüğünde kuzeyin kilo vermesine bağdaştırdım hemen. bizim mahallede güzel ve bi o kadar alımlı bir kız vardı. adı da kendisi kadar güzeldi, evet o eceydi. ama benim ecemim değil ancak zeynebim olabilirdi o kız. o kızın benim için adı zeynepti bundan sonra. çünkü kuzeyin zeynebi vardı... benimde olmalıydı...

Arkadaşlarım sorunlarımın farkındaydılar. Oğlum izleme artık şu diziyi yeter demelerine rağmen hepsinin yüzüne küfürleri saydırdım. Durduk yere, hapis yatmamama rağmen. içerde yaşadıklarımı ben bilirim canına yandımın hayatında hiç bi işim mi rast gitmez lan gibi anlamsız ve alakasız cümleler kurup durdum

ertesi gün uyandık, sakallarım olmamasına rağmen yanaklarımı sıvazladım. yüzümü bile yıkamadan çıktım evden. hemen deri ceket mağazasına gittim, üstümdeki salak alinin aldığı yağmurluğu daha fazla giymemem gerekiyordu. mağazadaki çalışan yaklaştı yanıma buyrun efendim dedi. ben ceket bakıcaktım ama üstüme tam otursun hani tvdeki kuzey varya onun ceketinden istiyorum dedim. kız önce suratını buruşturdu, önce bişeyler bi ye dedi. sanırım kahvaltı yapmamamdan kaynaklanıyordu ağzım logar kapağı gibi kokuyordu... hani sıçarsınızda 2 - 3saat sifonu çekmezsinizde bir koku oluşur ya, aynı o

sami baba dedim ayıp oluyor, olum dedi çık artık şu rolden. sen sokakgazetecisi sin girme böyle triplere. ben sami değil kemalim sende kuzey değilsin. Aynen şöyle dedim Hayır baba sen ne diyon? bi saniye sen ne anlatıyon baba, hayal aleminde yaşayan senin parmaksız oğlun güney değil mi? bu söylediklerin ne demek baba!! diye birden yüksek sesle çıkıştım. sami çıldırdı beni yine tokatlamaya başladı amk. dıbına kodumun delisi bide senle mi uğraşıcam gibecem kuzeyini de girdiğin tripleri de dedi amk. bi an gerçekten kuzey tekinoğlu değilim sandım, ama oydum. başka bi ihtimal olamazdı... aynalar da mı yalan söylüyordu? bu kırık burun, bu cılız beden... yinede kuzeydim...

aklıma direkt kuzeyin cemre konusunda kendini şartlaması geldi. kızla daha doğru dürüst tanışamadan biz ayrı dünyaların insanıyız cemre dedim. kız bana gib kırığı gibi bakmaya başladı. 'hani benim hayalimdeki cemre daha farklı daha başka' gibi enteresan bi cümle kurdum. dizidede böyle diyordu ama benim yersiz laflarımın üstüne iyice saçma gelmişti. üfff uğraşamayacam demez mi. ben aynı dizideki gibi eyvallah cemre, eyvallah dedim. ağzımın kenarlarını bi yandan yalayarak bi yandanda burnumu elimde düzelterek oradan uzaklaştım. Aynı kuzey gibi

hafif bi kahvaltı yaptıktan sonra ceketçiye tekrar gittim. çok aşırı zayıf olduğum için aradığım bedeni bulamadım. mecburen özel dikim olucaktı ve buda para demekti. param yoktu ve artık kuzey gibi dövüşüp para kazanmam gerekiyordu. kardeşimin bişey yapmamasına rağmen hergün eve gelip şerefsiz güney diye hakaretler ediyordum. kafes dövüşüne de bi yandan yavaş yavaş hazırlanıyordum...

uzatma bilader diyip seka parka sürdük. yine redbull çekirdek alıp çitledik. ben yine alkol varmış nidalarıyla salak salak hareketler yaptım. burnum öylesine yamuktuki sürekli aliye çarpıp durdu. ulan hep bi gariplik sezdim ama yapacak bişey yoktu. kuzey tekinoğluyum ne de olsa. Sami tekinoğlunu aradım, nerdesin lan dıbını gibtimin manyağı gibi garip bi tepki aldım. baba ceket lazım kafes dövüşü ayarlıyacaz dedim. yine saçma sapan konuştu; boş işler müdürü senin zürriyetini gibeyim ceketmi doyuracak karnını dıbına kodumun oğlu dedi o kadar küfür arasından benim tek duyduğum boş işler müdürü kısmıydı. Çünkü kuzey boş işler müdürü olduğunu söylemişti... artık tam anlamıyla kuzey tekinoğluydum...