kuzenim ve arkadaşını gibişimi anlatıyorum

Kız resmen kapının kilidini falan açıp bu notu yazıp dışarı çıkmıştı ve biz far etmemiştik. Ben hemen telefonu çıkardım ve Nilgün ablayı aradım. Telefonu açtı sesi sanki koşar gibi çıkıyordu.

-Alo nilgün abla nerdesin dedim.

_Bir arkadaşımla buluştum dedi.

-Sesin iyi gelmiyo bir problem mi var dedim.

_Hayır iyiyim akşam biraz geç dönerim artık eski bir arkadaşım liseden. dedi

-iyi tamam akşam görüşürüz eve gelmeden önce ara seni alırım dedim.

_Gerek yok Oğuz'un arabası var beni bırakıcak dedi.

Ya memnun edemezsem diye. Neyse bi üç beş posta derken birbirimizin üstüne nefes nefese yığılmıştık. Gizemle beraber çırılçıplak duşa girdik ve birbirimizi yıkadık. Bu arada Nilgün ablayı hala uyuyor sanıyoduk. Banyodan çıktık ve Nilgün ablanın odasına baktığımızda odasının boş olduğunu gördük. Kapının mandalına bir not sıkıştırılmıştı. notta aynen şöyle yazıyordu.

:D Ben bir arkadışmla buluşmak için çıkıyorum. Öyle meşguldünüzki beni fark etmediniz ben de rahatsız etmek istemedim. Artık beni notu bulunca ararsınız. Kolay gelsin

Notu görünce gizemle aynı anda kahkaha attık.

i harfini koymadığın için _

Öğleden sonra Gizem, Nilgün ablam ve ben beraber istanbul'da bir gezinti yapmaya karar verdik. Önce Cevahir avm ye sonra Taksim meydanına gittik ve eve dönünceye kadar inanılmaz yorulduk. Eve gelir gelmez yatmaya gittik. Tabii ki ben gizemle aynı odada yatıyordum. Ve Nilgün abla da salonda yatıyordu. Gizem bana iyice yapışmıştı yatarken. Bende yavaşca boynuna ve yanağına öpücükler atmaya başladım. Aradan geçen iki yılın ardından yirmi beş yaşındaki gizem'i tekrar gibecektim. Hemen onun geleceğini dur duymaz aldığım prezoyu çıkardım. Gizem prezoyu aldı ve ağzıyla gibime taktı. inanılmaz tecrübeliydi ve insanı gerçekten panikletiyordu.

O gün fazla bir şey yapmadık ve eve gelip film izledik. Gizem ve ben film boyunca adeta birbirimizi yiyorduk ve Nilgün ablanın gözü filmle bizim aramızda gidip geliyordu. Ortam çok güzeldi ve kendimi cennete düşmüş gibi hissediyordum. Ertesi gün sabah erkenden kalkmış kızlar uyanmadan kahvaltı için omlet yapmıştım. ( sadece menemen ve omlet yapabiliyorum)Kızlar uyanınca demlenmiş çayı ve omleti görüp şaşırdılar.

reserved

lan yavşak resmen içest ilişki yaşamışsın, kelime anlamıyla huur çocuğusun, ve utanmadan anlatıyorsun.

Yine bir yaz ayıydı fakat bu kez iki dersten kalmıştım ve babam tatile gitmeme izin vermiyordu. Geçen senede aynı şekilde olmuştu ve ben artık istanbul'un gürültülü ortamından. Her gün Marmara Üniversitesine gitmek için karşıya geçmekten ve sınav stresinden çökmüş durumdaydım.

up up up

--spoiler--

reklam alanı

--spoiler--

izmir'e son gidişimin ve milli oluşumun üzerinden iki yıl geçmişti. Ben artık üniversite son sınıftaydım ve Nilgün abla çoktan mezun olmuştu. Nilgün abla kpss den yeterli puan alamadığı için özel bir dershanede iş bulmuştu ve izmir de tarih öğretmenliği yapıyordu.

reserved

Nasıl Milli Olduğumuzu Anlatıyoruz adlı başlığın altında izmir'e gidişimi orta Teyze kızı Nilgün'ün arkadaşı Gizem'i gibişimi anlatmıştım.

Gizeme döndüm ve bu oğuz kim dedim. Yine o kuzen damarım kabarmıştı ve sinirlenmiştim birazda. Ayroca Nilgün ablanın sesi de hiç hoşuma gitmemişti. Sanki gibişr gibi kısık kısık nefes alıyordu. Gizem büyük bir sır vericekmiş gibi eğildi ve Nilgün'e benden duyduğunu söyleme ama Oğuz onun liseden sevgilisi. O zamanlar küçük oldukları için bir şey yapamamışlar. Oralla falan yetinmişler. Oğuz da şimdi istanbul daymış. Elektirik mühendisi olmuş. Nilgün'ü istanbul'a çağırdı. Ayşe teyzeler (teyzem) biraz çağdaş kafa olabilirler ama kızının eski tek başına istanbul'a gidip bilmediği bir yerde kalmasınada izin vermezler. O yüzden Nilgün başından beri senin yanında kalmamızı planlıyordu. Böylece rahat rahat görüşebilecekti Oğuzla dedi.

Bu arada bende iki yıl öncesinde(izmir'e gidi gizemi gibmeden önce) taşıdğım anadolulu adam duyguları kabarmaya başladı. Tamam çağdaşlık bir yere kadardı ama kuzenimin kendini lisedeki bilmemnesi oğuz pekekentine kendini gibdirmesine göz yumucak kadar gavat değildim. Nilgü ablayı bir ddaha aradım ve hemen eve gelmesini söyledim. Tabi bilerek ben almamıştım çünkü Oğuz denen adamı görüp canlı canlı uyarmak istiyordum. Benim kuzenim fahişe falan değildi.

artık devamı yarın yarın bitiririz inşallah.

Mutfaktan balkona çıktım birde ne göreyim. Bizim masum oğuz almış Nilgün ablamı yatırmış yere üzerilerinde kıyafet olmasına rağmen sürtünüp sürtünüp çekiyor.

Nilgünün kuzenim olduğunu bu yüzden kıskandığımı anlattım yani. Hava yağmurluydu ve çocuğun gözü şişmişti. Bu halde dışarıya gitmesine izin vermedim ve ona bizde kalmasının daha iyi olacağını söyledim. Benden büyük olmasına rağmen tamam abi moduna gelmişti. Neyse gece oldu ben ve gizem odamızda yattık. Oğuz'a da hemen yan odayı hazırladık ki gece Nilgün ablanın odasına falan gitmeye kalkarsa duyayım. Nilgün abla da yine salonda yatıyor. Gece hafif bir gürültü duyar gibi oldum zaten tilki hassasiyetiyle uyuyordum. Kalktım ayağa sesler mutfaktan geliyordu. Mutfağa girdiğimde boş olduğunu gördüm. Tam geri dönecektim ki balkon aklıma geldi.

Oğuzu içeri aldık. Adam beş dakika falan sonra anca kendine gelebildi artık nasıl vurduysam. Gerçekten kibar bir çocuktu. Baya da saygılıydı. Ayılınca bana hiçbir şey söylemedi. Ama Nilgün abla bana çok kızmıştı. Oğuz ayılır ayılmaz geldi bana bi tokat attı. Bende adamdan özür diledim ve durumu anlattım.

ulan nerde bir muallaklik huurluk var izmirle başlıyor