-
154.
+2Kapıda bizim giysilerin siyah halini giymiş birisine diğer içeri girenler gibi altın parayı verdik ve başını öne eğip buyur işareti yapması ile dev kapıyı açtı.
Bir anda gözlerimiz bembeyaz olmuştu. içerisi devasa bir şekilde büyük ve aydınlıktı. Gözüm kendine gelince etrafa bakmaya nereden başlayacağımı bile karar verememiştim.
içerisi şöyleydi;
Kapıyı açıp içeri girdikten sonra beyaz aşağı inen bir merdiven ile karşılaşıyorsun. ( Alt kata inmiyor sadece alçalıyor) Ve tam düz olmayan sandalyeler ve masalar, ortada dev bir ateş, ateşin karşısında diğer sandalyelerden farklı her biri birbirinden yüksekte olan 16 sandalye,
ve 2 eşit boyda , ortalarında ise en büyük taht vardı.
Duvarlar, zemin beyaz renkte, işlemeler altın sarısı rengindeydi. Ve kapıyı açar açmaz en büyük tahtın arkasında çok büyük bir Davud yıldızı simgesi duvardaydı.
Anlatırken bile çorba oldu diyebilirim ki o anda düştüğüm hayreti düşünün.
Son olarak en büyük tahtın sağında ve solunda menora vardı -
153.
0rezervasyonee
-
152.
0Soluksuz okuyorum devam et panpa
-
151.
+2Saat akşam 9 olmuştu.
Kudüs'e varmamız ile sessizlik bozuldu.
Bağırışlar ve herhangi bir vurmalı çalgıdan çıkan sesler
Kudüs kapkaranlıktı sadece
yolun kenarlarında ki
elinde meşaleler olan büyük kalabalıktan başka bir ışık yoktu.
Arabalar da farlarını kapatmıştı
Bu atmosfer karşısında ne yapacağımı şaşırmıştım.
Rüyada gibi bu değişik ortamlara ses çıkarmadan devam ediyorum.
Kudüs şehri yakınlarında ki bir tepeye çıktı tüm arabalar. Tepede cumhurbaşkanlığı sarayı gibi büyük, ve çok da lüks görünen çevresi duvarlar ile kaplı bir bina vardı.
Tüm arabalar park edildikten sonra en öndeki araçtakiler aşağı indiler
ve binaya girdiler.
En arkaya kadar sıra sıra böyle devam etti.
Bizim de inme vaktimiz gelince
Eylül ile birbirimize baktık ve derin bir nefes alarak
aşağı indik. -
150.
+4Açılan kapıya doğru ağır adımlar ile ilerledik.
Ve biz ilerlerken arabalar çoğalmaya devam ediyordu.
Bu ne önemli bir toplantıydı ki ?
Benim tahminime göre şu an burada
Önemli yahudi iş adamları, önemli örgüt yöneticileri, siyonistler... vardı
Araca bindik, ve yola devam ettik.
Tabelalardan anladığıma göre Kudüs'e gidiyorduk.
Kimsede bir çıt sesi dair çıkmıyordu
Nefes alma sesim ile baş başa kalmıştım -
149.
+3( Hikayenin %60ına geldik. Büyük ihtimal yarın bitireceğim, buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Bu akşam ara verince Diğer hikayelerime de bakmak isterseniz .` simenzss başlığında bulabilirsiniz. Taşınmayla değişen hayatım hikayesini öneririm eski bir hikayem. Tam hızla devam ediyoruz.)
Ve sol tarafta büyük olmayan siyah bir ekran vardı. Ekranda bir anda dakika sayar açıldı.
16 dakika sonra
Sessizlik bir anda bozuldu ve
Sanki yüzlerce arabanın sesini duydum.
Zaten öyleymiş...
16 kere korna sesi duyduk ve dışarı çıktık.
50 den fazla araç yola dizilmişti
Eylül şaşkınlığını belli etmemeye çalışıyordu.
Ben göreve başladığımızdan beri duygularımı kapatmıştım.
Evet düşünecek çok şey vardı
Cevap arayacak da çok şey fakat
1 hatam ile kıvılcım Türkiye'ye sıçrayabilir
ve ülke zamanla alev alev olabilirdi.
Ortalarda bir aracın kapısı açıldı
kimseden bir ses çıkmıyordu -
148.
+3Issız bir yerde ışıl ışıl bir yere gittik.
Bu arada yakınlardan gelen silah ve patlama sesleri de dikkatimi de çekiyordu.
Theodor Herzl siyonizmin kurucusu, israilin babası
Hüv benden bu kadar, yakında tekrar görüşeceğiz, dikkat edin dedi ve gitti.
Eylül ile binaya gittik
Tek katlı aydınlık bir binaydı. Kapıyı tıklattım
Kameradan kim olduğumuza baktıktan sonra kapı açıldı.
Kapıyı açar açmaz karşıma yahudi sembolleri çıktı.
Duvarlarda özel simgeler ve semboller olan bir odadaydım.
Bir sandalye vardı ve bir kapı daha vardı.
Ben oturdum, Eylül de yanımda ayakta durdu. Öyle yapmamızı istediler -
147.
0Kalemine sağlık
-
146.
05 Dakikaya devam ediyorum
-
145.
0rezzzzzzzz
-
144.
0Reserved
-
143.
+8Sanırım buralarda kimse kalmadı yinede yazıp bitireceğim. Çünkü bir tatil zamanı tekrar atacağım hikayeyi, daha fazla kişinin okumasını kesinlikle isterim. Devam ediyoruum
Eylül ile merakla defteri açtık ve keseyi aldık.
Kesenin içindekini çıkardım gördüğüm şey
Neredeyse 1 Türk Lirasıyla aynı eni ve çapı olan
Altından bir para
Üstünde gümüş bir Davud yıldızı vardı ve altında
ters harfler ile bu günün tarihi yazıyordu.
Bu galiba toplantıya girmem için işe yarayacaktı.
Hüv amma düşündün anlatmama gerek kaldı mı dedi
ben hayır ne işe yarayacağını anladım da bunu nasıl ele geçirdiler ki
Hüv uzun hikaye... Şimdi Theodor a gidiyoruz gelmelerine az kaldı -
142.
+3Komutan cümlesine devam etti
Aldığımız istihbarat raporlarına göre sizi Theodor adlı bir mekandan alacaklar. Hüv sizi oraya zütürecek ve siz dönene kadar da oralardan uzaklaşmayacak.
Simenzss, toplantı bitmesine yakın ve ya bittikten sonra herkes dağılmadan durum raporunu bildir ki yapacağın hamleyi söyleyelim. Öğrenebildiğin kadar bilgi öğrenmeye çalış. Son olarak
Çantanda ki Semih'in verdiği defteri aç. Defterin sondan bir önceki sayfaya yapıştırılmış minik bir kese var. Kese hakkında bilgiyi size Hüv verecek.
Anlaşılmayan bir şey var mı?
Yok, anlaşıldı komutanım diyerek aramayı sonlandırdık.
işte şimdi tam anlamıyla
operasyon
başlamıştı -
141.
+2Komutan
Kudüs şehrinin tamdıbını Hristiyan örgütler işgal etti. Orada şu an bir sıkı yönetim ve savaş durumu var. Bir kaç saat sonra çok büyük bir konvoy ile en önemli liderleri gelecek . Bu gelecek kişiler tam olarak kim bilmiyoruz, Örgütün mü lideri yoksa daha derin toplulukların mı lideri bilemeyiz.
Bir toplantı yapılacak, ve sen ile Eylül'ü yahudi bir iş adamı biliyorlar -
140.
+1Hazır olmasaydık buraya kadar gelmezdik düşüncesi ile ben hazırdım. Eylüle arayım mi diye sordum. Kafasını salladı
Ve komutanı aradım.
Kudüs şehrine vardık, bir kaç kilometre ile Kudüs sınırları içine girmiş oluyoruz. Giysiden silahlarımıza kadar her şeyimiz hazır. Etraf genelde yıkık dökük halde daha buradan çatışma izlerini görebiliyoruz dedim. -
139.
0yarım bırakma devam
-
138.
0upupuuppuup
-
137.
0up up ppupupupu
-
136.
+1( Yine yolculuk kısmını geçeceğim)
Günlerdir oradan oraya kuş gibi göçüyorduk ki sanıyorum bu son yolculuktu.
4 Saat süren bir yol ardından akşamüstü varmıştık Kudüs'e.
Cipten indik, Hüv arkada olan kasalardan en çok gerekli olanları çıkardı.
2 Tabanca, 2 asker bıçağı, 2 Taarruz tüfeği, 30 El bombası, 10 sis bombası, 10 da flaş bombası, 1 yıl bile yetebilecek kadar cephane ve Kurşun geçirmez yelekler. Belliydi ki neredeyse hepsi yabancı ülkelerden temin edilmişti.
Cip bir anda cephaneliğe dönmüştü
Hüv bize gösterdi şimdilik neyi nereye, nasıl kuşanmamız gerektiğini. Ve hazır hissedince Komutanı arayın dedi. -
135.
+3Uçaktan inip, eşyalarımızı almaya gittik. Eylülün de benim de giysim de değişik bir amblem vardı. Bu amblem ne işe ve ya bir işe yarayacak mıydı?
Eşyalarımızı da aldıktan sonra Hava limanından çıktık.
Kahverengi bir cipin önünde güneş gözlüklü, bir kadın duruyordu.
Giysilerimizi görünce gel dermiş gibi bir el işareti yaptı.
Yanına gittik ve Kudüs'ü bilir misin diye bir soru sordu.
Bu şifreli sözcüktü, Defterin ilk sayfalarında bizi tanımaları için bu soru sorulacaktı.
Ve bende bana söylenen cevabı söyleyerek Bileceğim dedim.
Karşımda ki gülerek atlayın araca dedi.
Çalıştırdı ve sürmeye başladı
Bana şimdilik Hüv Diyebilirsiniz
Bu operasyonda siz ikinize yardımcı olacağım.
Ve ya olmak zorundayım,
neyse ki işimden memnunum.
Kudüs buradan 255 kilometre uzakta, 4 saate yakın bir yolculuk yapacağız dedi
başlık yok! burası bom boş!