-
176.
+2Komutan
Kudüs şehrinin tamdıbını Hristiyan örgütler işgal etti. Orada şu an bir sıkı yönetim ve savaş durumu var. Bir kaç saat sonra çok büyük bir konvoy ile en önemli liderleri gelecek . Bu gelecek kişiler tam olarak kim bilmiyoruz, Örgütün mü lideri yoksa daha derin toplulukların mı lideri bilemeyiz.
Bir toplantı yapılacak, ve sen ile Eylül'ü yahudi bir iş adamı biliyorlar -
177.
+3Komutan cümlesine devam etti
Aldığımız istihbarat raporlarına göre sizi Theodor adlı bir mekandan alacaklar. Hüv sizi oraya zütürecek ve siz dönene kadar da oralardan uzaklaşmayacak.
Simenzss, toplantı bitmesine yakın ve ya bittikten sonra herkes dağılmadan durum raporunu bildir ki yapacağın hamleyi söyleyelim. Öğrenebildiğin kadar bilgi öğrenmeye çalış. Son olarak
Çantanda ki Semih'in verdiği defteri aç. Defterin sondan bir önceki sayfaya yapıştırılmış minik bir kese var. Kese hakkında bilgiyi size Hüv verecek.
Anlaşılmayan bir şey var mı?
Yok, anlaşıldı komutanım diyerek aramayı sonlandırdık.
işte şimdi tam anlamıyla
operasyon
başlamıştı -
178.
+8Sanırım buralarda kimse kalmadı yinede yazıp bitireceğim. Çünkü bir tatil zamanı tekrar atacağım hikayeyi, daha fazla kişinin okumasını kesinlikle isterim. Devam ediyoruum
Eylül ile merakla defteri açtık ve keseyi aldık.
Kesenin içindekini çıkardım gördüğüm şey
Neredeyse 1 Türk Lirasıyla aynı eni ve çapı olan
Altından bir para
Üstünde gümüş bir Davud yıldızı vardı ve altında
ters harfler ile bu günün tarihi yazıyordu.
Bu galiba toplantıya girmem için işe yarayacaktı.
Hüv amma düşündün anlatmama gerek kaldı mı dedi
ben hayır ne işe yarayacağını anladım da bunu nasıl ele geçirdiler ki
Hüv uzun hikaye... Şimdi Theodor a gidiyoruz gelmelerine az kaldı -
179.
0Reserved
-
180.
0rezzzzzzzz
-
181.
05 Dakikaya devam ediyorum
-
182.
0Kalemine sağlık
-
183.
+3Issız bir yerde ışıl ışıl bir yere gittik.
Bu arada yakınlardan gelen silah ve patlama sesleri de dikkatimi de çekiyordu.
Theodor Herzl siyonizmin kurucusu, israilin babası
Hüv benden bu kadar, yakında tekrar görüşeceğiz, dikkat edin dedi ve gitti.
Eylül ile binaya gittik
Tek katlı aydınlık bir binaydı. Kapıyı tıklattım
Kameradan kim olduğumuza baktıktan sonra kapı açıldı.
Kapıyı açar açmaz karşıma yahudi sembolleri çıktı.
Duvarlarda özel simgeler ve semboller olan bir odadaydım.
Bir sandalye vardı ve bir kapı daha vardı.
Ben oturdum, Eylül de yanımda ayakta durdu. Öyle yapmamızı istediler -
184.
+3( Hikayenin %60ına geldik. Büyük ihtimal yarın bitireceğim, buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Bu akşam ara verince Diğer hikayelerime de bakmak isterseniz .` simenzss başlığında bulabilirsiniz. Taşınmayla değişen hayatım hikayesini öneririm eski bir hikayem. Tam hızla devam ediyoruz.)
Ve sol tarafta büyük olmayan siyah bir ekran vardı. Ekranda bir anda dakika sayar açıldı.
16 dakika sonra
Sessizlik bir anda bozuldu ve
Sanki yüzlerce arabanın sesini duydum.
Zaten öyleymiş...
16 kere korna sesi duyduk ve dışarı çıktık.
50 den fazla araç yola dizilmişti
Eylül şaşkınlığını belli etmemeye çalışıyordu.
Ben göreve başladığımızdan beri duygularımı kapatmıştım.
Evet düşünecek çok şey vardı
Cevap arayacak da çok şey fakat
1 hatam ile kıvılcım Türkiye'ye sıçrayabilir
ve ülke zamanla alev alev olabilirdi.
Ortalarda bir aracın kapısı açıldı
kimseden bir ses çıkmıyordu -
185.
+4Açılan kapıya doğru ağır adımlar ile ilerledik.
Ve biz ilerlerken arabalar çoğalmaya devam ediyordu.
Bu ne önemli bir toplantıydı ki ?
Benim tahminime göre şu an burada
Önemli yahudi iş adamları, önemli örgüt yöneticileri, siyonistler... vardı
Araca bindik, ve yola devam ettik.
Tabelalardan anladığıma göre Kudüs'e gidiyorduk.
Kimsede bir çıt sesi dair çıkmıyordu
Nefes alma sesim ile baş başa kalmıştım -
186.
+2Saat akşam 9 olmuştu.
Kudüs'e varmamız ile sessizlik bozuldu.
Bağırışlar ve herhangi bir vurmalı çalgıdan çıkan sesler
Kudüs kapkaranlıktı sadece
yolun kenarlarında ki
elinde meşaleler olan büyük kalabalıktan başka bir ışık yoktu.
Arabalar da farlarını kapatmıştı
Bu atmosfer karşısında ne yapacağımı şaşırmıştım.
Rüyada gibi bu değişik ortamlara ses çıkarmadan devam ediyorum.
Kudüs şehri yakınlarında ki bir tepeye çıktı tüm arabalar. Tepede cumhurbaşkanlığı sarayı gibi büyük, ve çok da lüks görünen çevresi duvarlar ile kaplı bir bina vardı.
Tüm arabalar park edildikten sonra en öndeki araçtakiler aşağı indiler
ve binaya girdiler.
En arkaya kadar sıra sıra böyle devam etti.
Bizim de inme vaktimiz gelince
Eylül ile birbirimize baktık ve derin bir nefes alarak
aşağı indik. -
187.
0Soluksuz okuyorum devam et panpa
-
188.
0rezervasyonee
-
189.
+2Kapıda bizim giysilerin siyah halini giymiş birisine diğer içeri girenler gibi altın parayı verdik ve başını öne eğip buyur işareti yapması ile dev kapıyı açtı.
Bir anda gözlerimiz bembeyaz olmuştu. içerisi devasa bir şekilde büyük ve aydınlıktı. Gözüm kendine gelince etrafa bakmaya nereden başlayacağımı bile karar verememiştim.
içerisi şöyleydi;
Kapıyı açıp içeri girdikten sonra beyaz aşağı inen bir merdiven ile karşılaşıyorsun. ( Alt kata inmiyor sadece alçalıyor) Ve tam düz olmayan sandalyeler ve masalar, ortada dev bir ateş, ateşin karşısında diğer sandalyelerden farklı her biri birbirinden yüksekte olan 16 sandalye,
ve 2 eşit boyda , ortalarında ise en büyük taht vardı.
Duvarlar, zemin beyaz renkte, işlemeler altın sarısı rengindeydi. Ve kapıyı açar açmaz en büyük tahtın arkasında çok büyük bir Davud yıldızı simgesi duvardaydı.
Anlatırken bile çorba oldu diyebilirim ki o anda düştüğüm hayreti düşünün.
Son olarak en büyük tahtın sağında ve solunda menora vardı -
190.
+2içeri girenler sol sandalyelerden sağ tarafa doğru oturuyordu. Eylül ve ben oturduktan sonra 16 dakika daha bekledik.
16 dakika geçmesi ile salona herkes toplanmıştı.
Menoranın da ateşi yakılması ile
Tevrattan, Tanahdan ve Kabalanın okunmaları ile toplantı başlamıştı.
Her bir sayfa okudukça salondaki her bir kişiye altın kadehlerde şarap veriliyordu.
16 kere 3 kitaptan 16 sayfa okundu.
Ve herkes kadehleri kaldırıp
Kutsal Hesap günümüz gelmiştir dediler -
191.
+2Diğerleri şaraplarını içerken ben ses kayıt cihazını aktif etmiş ve giysimdeki amblemin üzerinde ki gizli kamerayı da çalıştırdım. Bunlar da okuduğum defterde yazıyordu.
Sıra en büyük tahta oturana geldi. işte bugünün asıl önemli konuşmasını o yapacaktı.
Ayağa kalktı ne eli ne yüzü görünüyordu.
Bugün diye başladı
Biz Siyonistlerin, yüz yıllardır beklediğimiz, ulaşmaya çalıştığımız kutsal bir gündür.
Biz çok uğraştık, kurucularımızdan en altımıza kadar elimizden geleni yaptık
Vaat edilmiş toprakları almak için
sapıtmış Hristiyan milletleri kullandık
cahilleri kullandık
güçsüzleri kullandık
Bunların, Kullanılmayı ve ezilmeyi hak ettikleri, israil oğlu olmadıkları için aşağılanmaları gereklidir.
Evet, hazırlığımızı yaptık
Her milleti uyutmuşken biz
bir salise bile uyumadık.
Her zaman çalıştık ve gayret ettik.
Kendi yazdığımız senaryoyu onlara oynattık.
Artık! Seni bekliyoruz!
Yeni dünya düzeni için
Büyük israil için
Yahudilerin Hükmü için
Ahlakın olmadığı, Paraya tapıldığı bir düzeni ortaya çıkarmak için
Seni bekliyoruz -
192.
0tutmaz tutmaz
-
193.
0Kosede dursun
-
194.
+3Gel artık, Deccal
Yer yüzü Satan'ın, Lucifer'in ordusuna katılma hazır bir hale getirdik.
Diyerek cümlelerini bitirdi.
Ve salonda ki tüm ateşler daha da alevlendi daha da şiddetlendi.
En büyük tahtın sağında ve solunda ki tahtta oturanlar daha önce hiç görmediğim bir şekil ve hız ile ayağa kalktı
Ve çağırdıkları varlıklar onların içinde konuşuyordu
Hangisi deccal hangisi iblis anlamamıştım
sadece ben normal bir dünya savaşı sanmış iken
çok önceden araştırdığım
Armageddon'un içindeydim.
Soldakinin bir gözü kapanmıştı , ve sanki üzüntülü bir ses ile biz çoktan beri aranızdayız demişti.
Ordularımız ile tüm dünyaya hüküm edeceğiz
siz doğumdan ölüme kadar
bize hizmet ettiniz ve buraya kadar geldi
Davamız.
Zaferimiz için son kez ne yapacağınızı biliyorsunuz.
Sadece savaşın -
195.
+2Ve diğeri benim anlayamadığım bir şekilde konuştu
ardından tüm ateşler söndü.
meşale yakmaya çalışsalar yakamıyor
lambalar da çalışmıyordu.
ve o an beynimde bir şeyler hissettim bunlar anlatamadığım şeyler
biri beynime girmiş konuşuyordu sanki.
Ortada ki büyük ateş kendiliğinden yandı ve En büyük tahttaki toplantı bitmiştir dedi.
Herkes sıra sıra dışarı çıktı
dediklerine göre
artık savaş vaktiydi?