1. 1151.
    0
    aslında evet diyebilirim. ama olaya farklı gözlerle bakıp farklı anlıyoruz. zamanla öğreneceksiniz sizde. öncelikle bahsettiğin görüntülerde ki olayı anlatayım. gördüğün o hayvanlar evet uzaya gönderiliyorlar. bunun için eğitiliyorlar da diyebililrim ve şimdi birçok kişi anlayamasa bile onlar insanlığa hizmet ediyorlar ve yaptıkları şey kutsaldır. bir amaca hizmet ediyorlar bunun farkında olmasalarda ve farkında olmaladan insanlığa büyük bir hizmet ediyorlar. bu olayın görünen kısmı birde diğer tarafından bakalım. bu hayvanlar dönüşü olmayan bir göreve çıkıyorlar. evet birileri onları hazırlıyor ve uzaya yolluyorlar ama bu uzay araçları asla geri dönmüyorlar. geri dönmek üzere tasarlanmamışlar henüz o teknolojiye sahip değil bunları yapanlar dedi. anlamamıştım pek ve anlamayan gözlerle bakıyordum ihtiyara. sizin yapacağınız da aslında öyle birşey. sizden bu şekilde hizmet etmeniz bekleniyor amaca dedi.
    ···
  2. 1152.
    0
    gidişi olan ama dönüşü olmayan bir yol. ürkmüştüm ama konuyu anladığımdan değil. uzay ve orada yalnız kalma korkusu beni ürpertiyordu. bizi uzaya göndereceksiniz dedim üzgün bir sesle. gülümsedi. hayır merak etmeyin öyle birşey olmayacak dedi. bir zorunluluk olmayacak bu sizin için tamamen kendi kararınız olacak. zamanı gelince bu amaca hizmet etmek isteyeceksiniz veya istemeyeceksiniz tamamen sizin kararınız olacak dedi.

    38-57-38.9600 / 41-3-4105
    ···
  3. 1153.
    0
    --spoiler--
    kimsin sen ? bu soruyla o kadar çok karşılaştım ve kendime o kadar çok sordum ki. kimdim ben. büründüğüm hangi kimlik bana ait , hangi hayata aidim ve neye kime dahası ne maksatla hizmet ediyordum. yıllarca farklı şekilde anlatılan şeylere değinmek istiyorum birazda. kimliğimin başlangıcı olan olaylardan. 90 larda velet olamayanlar beni az çok anlayacaktır. ülkemizde olan olayların basında yer aldığı şekilde olmadığını söylemek istiyorum. kimsenin söylemeye cesaret etmediği şeyler bunlar. bir çok arkadaşım yakalınırken tutuklanırken yargılanırken ve ölümle burun burunayken ve hayatı bittiğinde bile söylemediği hakikatler bunlar. sizlerin televizyonda izlediğiniz ve vay amk haini dediğiniz kişilerin aslında kim olduklarıyla ilgili şeyler.

    yazdıklarımın benden habersiz editlenmesi silinmesini istemiyorum. bu güne kadar olmadı bundan sonrada olmayacağını umuyorum. bu yazılanların kayda geçirildiği tarihin benim için önemi büyük.

    yine ufak hikayelerle devam edeceğim ve fazlaca ayrıntı vermeyeceğim zamanı gelinceye kadar. devlet sırrı paylaşmıyorum ve burada malum belgeleri sergilemem mümkün değil. ve farkındayım izlendiğimin karda yeterince iz bırakıyorum çünkü. ve biliyorum ki herkes pusuda herkes peşimde biliyorum ki yazdıkça batacağım. kimse unutmasın batarken yalnız olmayacağım.
    --spoiler--
    ···
  4. 1154.
    0
    gerçek hayat filmlere benzememiyor pek yada kitaplarda anlatılanlara. öyle kolay değildir hiç bir şey ve hiçbir şey kolay öğrenilmiyor. ben dövüşmenin temelini abimden öğrendim. abim ise 1980lerde kahvehanelerde gece gündüz her birini yüzlerce kez bıkmadan usanmadan izlediği brus li filmlerinden öğrendi. hevesli biri olmalı ki izlediği herşeye heves edip çalışırdı. aklıma geldikçe gülüyorum şimdi. izlediklerini benim üzerim de denerdi. iki elime büyükçe taş koyar ellerimi yana açtırır tek ayak üstünde bekletirdi. deli gibi koştururdu beni. hadi bakalım sen hazırsın artık dediğin de ise yaşıtım olan çocuklarla kapıştırdı ve arkadaşları ile izlerdi. bebeyiz o zamanlar lan dürzü horozmu dövüştürüyorsun diyemezdik. sensei ustam odur diyebilirim. gülüyorum şuan.
    ···
  5. 1155.
    0
    çok mu şey öğrendim abimden elbette hayır ama başlangıcı onunla yapmıştım. silaha silah sesine olan aşinalığım da o zamanlardan. sizlerin şimdi filmlerde izlediğiniz kovboy filmlerindeki kasabalar gibiydi yaşadığım yer. yada şu afrikada olanlar gibi. askerler ve asilerin cirit attığı sürekli silah seslerinin duyulduğu sıklıkla helikopterlerin şehir üstünde turlayıp bildiri gibi kağıtları aşağı attığı bir yer. türkiyede yaşşıyorsunuz memleket savaş halinde değil ama biz savaşın merkezindeydik. helikopterler beni çok korkuturdu çok yakın uçarlardı yere. silahların ateşlenmesini beklerdik onlarsa kağıt atarlardı bizlere. ülkenizi sevin hainleri atın ülke hepimizin gibisinden şeyler yazardı herhalde hiç hatırlamıyorum içeriğini. çarşı merkezine çıkmak yürek isterdi bir zamanlar. her tarafta askeri araçlar üzerinde bir makineli tüfek başında bir asker arkasında ellerinde silahlar olan askerler ve en korkutucuları saçı sakalı birbirine karışmış timci dediğimiz adamlar. ( arkadaşım olmuşlardı sonradan )
    ···
  6. 1156.
    0
    daha önce anlatmıştım her gece karartma olur saatlerce silahlar susmazdı ve biz bir köyde dağın başında değildik bir ilçedeydik. bunlar hakkında çok yazılıp söylendi pekte detaya girmek istemiyorum ama asilerden çok devletin halka zarar verdiği asilerden çok devletin can aldığı asilerden çok devletin terör estirdiği zamanlardı. bu olayları ülkenin bu olayların dışında kalan ve olayları trt1 in verdiği şekilde görüp anladığı vatandaşların anlamasına imkan yok. şurada çıkan çatışmada bilmem kaç askerimiz şehit düşmüştür dendiğin de kahrolsun asiler şurada çıkan çatışmada şu kadar asi ölü ele geçirilmiştir dendiğinde bravaaaaaaaaaa demeleri biten olaylardı sizler için. kahrolsun dedikleri kadar kahroluyordu her iki taraf ve en önemlisi olayların dışında kalan / kalması gereken sivil halk. anlatılacak çok şey aslında ama dedim ya yüzlerce kez farklı ağız ve görüş tarafından yazılmış çizilmiş şeyler bunlar. gün gelir bende düşüncelerimi yazarım belki ama o dönemler hiç bilinmeyenleri söylenmeyeleri anlatacağım ben. ve duyduklarımı değil yaşadıklarımı anlatacağım ben. şimdi sırası değil.
    ···
  7. 1157.
    0
    askerlik içime işleyen birşey. bana hayatımın hangi döneminde sorulsa hep asker hissettiğimi / asker olduğumu söyledim hala da öyle. ama bildiğiniz tiplemedeki askerlerden değil. iyi bir asker de olurdum hani resmi yada gayriresmi. beni kapmlara yolladılar bilmem nerelerde eğitim aldım aldım yıllarca diyemem. elbette beceri gerekiyor yani genlerinizde taşıyacaksınız biraz kardeşim. biraz yetenek biraz altyapı elbette şart ama gerisi tamamen kendinizi geliştirmeye kalmış.ilk / orta okuldayken o dönemler piyasada olan her silahı kullanmayı söküp / takmayı bakımını yapmayı öğrendim. bu eğitmek maksatlı değildi belki. belki birazda kullanılıyordum. anlatmıştım ya okul döneminde tanıştığım sakallı askerleri.
    ···
  8. 1158.
    0
    yanlarında olduğum her gece al bakalım koç şunu temizleyiver derlerdi. dört gözle birinin söylemesini beklerdim zaten. artık öyle bir alışkanlık olmuştu ki cebimde sürekli bez parçaları ile gezerdim. başlarda anlamıyordum tabi ama onlarda da öğretme hevesi vardı. herkesin profesyonel olduğu bir ekipte olan bir çocuğa bilgiçlik taslamak hoşlarına da gidiyordu işte. başlarda bilgiçlik taslamak için başlayan bu iş zamanla onların angarya iş dediği silah temizliğinden yırtmaları için güzel bir fırsata dönüştü. tabancalarını temizlemekle başlattıkları bu iş uzun namlulu silahları temizletmekle devam etti. merak edip sordukça da silahların özelliği çalışması tutuklukları ve giderilmesi işin püf noktaları ile devam etti.
    ···
  9. 1159.
    0
    silah temizlemekte o kadar iyi oldum ki artık bir süre sonra yanlarına gittiğimde bir poşet taşırdım. okulun yatakhanesinden bir kaç nevresim aşırmıştım. onları makasla bir kaç boyutta keserdim. ufak silahlar için küçük bez parçaları büyük silahlar için büyük... her silahın harbi çekme bezini ayrı keser ve bileklerime bağlardım. artık silah söküp takmada temzilemede onlarla yarışıyordum ve zaman kaybını önlemek için kendimce çözümler üretiyordum. onlarla süren bir kaç yıllık dostluğumda çok şey öğrendim. silah temzlemekle başlayan oyunlar karartmanın olduğu gecelerde silah kullanmama izin vermeleri ile devam etti. tabancayı seviyordum en çok ilk ateş silah barettaydı 15 mermi sıkmıştım. ilk denemem korkutucuydu. kullanmalyı tuttmayı defalarca anlatmışlardı ve basit geliyordu ama uygulama biraz ürkütmüştü. bir süre sonra aracın üzerindeki a4 makineli tüfekle ateş etmekse nefes almak gibiydi. askerimizde çokça olan mg3 yeri göğü inletiyordu. son zamanlarda gelen uçaksavar ın mandalına dokunmakla çıkan ses ise yeni keşfettiğim 31 de ki boşalma kadar zevk veriyordu.
    ···
  10. 1160.
    0
    muhabbet ortamlarında da çok şeye kulak misafiri oluyordum. girdikleri çatışmaları anlatırlar birbirlerine yaptıkları hatalar ve doğrular hakkında konuşurlardı ben onlara çay yaparken. arada muhabbete girer soru sorardım. çok şey anlatırlardı ama bebeyiz daha onların anlattıklarını sadece yatağa girdiğimde hayal ederdim. çatışmadasın tataatttatatata bom diye kendi kendime triplere girerdim.

    199? ailene arkadaşına tatile gideceğini söyle yaz tatilinde burada olmayacaksın. tamam abi dedim ama ikna etmek zor olacak babamı. evden ayrıldığım o yaz diğerleirne hiç benzemedi. değişime uğradım ve bir daha asla o uzun boylu çocuk olamadım. o çocukluğuma hiç geri dönemedim. bir türlü ısınamadığım evimi çok aradım o zamanlar ve bir kaç ay hiç geçmeyecek gibi geliyordu.

    ( sometimes people change. but some people can never change )
    ···
  11. 1161.
    0
    http://inci.ca/ukeelm1tfp
    ···
  12. 1162.
    0
    okuyan varmı adam üşenmemiş 100 sayfa yazmış huur çocukları
    ···
  13. 1163.
    0
    geldin mi yeğenim
    ···
  14. 1164.
    0
    34-52-2700 / 48-9-3200...
    ···
  15. 1165.
    0
    arkadaş nerden nereye atlıyosun beyin amcıklaması yaşadım yoğun bakım solunum cihazından yazıyorum. kafamı gibtin lan
    ···
  16. 1166.
    0
    devam panpa,, bekliyoruz kök saldık
    ···
  17. 1167.
    0
    beyler üçümüzden başka okuyan yok galiba...
    ···
  18. 1168.
    0
    katil uşak işte amk
    ···
  19. 1169.
    0
    hadi lan yine hangi tak çukurundasın
    ···
  20. 1170.
    0
    adam bu sefer kesin öldü beyler
    ···