kurgusal hikayeler

indiler araçtan biri beni alıp aracın yanına zütürdü açtı kapıyı gel bakalım dedi aracın içindeki biri. eğdim kafayı girdim içeri. merhama nasılsın baba dedi. bir iki hal hatır sordu havadan sudan derslerimden.

bir kaç şey sormak istiyorum sana dedi. emret abi dedim. güldü önce bunlar seni asker yapmış bakıyorum da dedi. ben abilerimi çok seviyorum 2 yıldır onların yanına geliyorum zaten evimde burada filan dedim önce. iyi iyi diyor bu arada. bu başladı sormaya. neden geliyorsun gelince ne yapıyorsun ailen biliyormu çevreden haberi olan varmı bu durumdan mahalleden filan bu konu hakkında sana birşey soran varmı kimse gelip seni sıkıştıryormu abilerinle konuştuklarını yada onların kendi aralarında konuştuklarını başkasına anlatıyormusun gibisinden bir dünya soru. güzelce anlatıyorum bende. benim idolüm bunlar çok seviyorum büyüyünce bu işi yapacağım bende bana çok iyi davrandılar dövüşmeyi öğrendim onlardan silah kullanmayı filan her akşam kola gofret filan verirler.

bayağı bir uzadı bu muhabbet sorduğu her soruyu en az 10 kez tekrarladı.

konuşmanın sonun da durdu. 10 dakika filan hiç konuşmadı. sonra bana döndü bak yaşın henüz çok küçük. sana söyleyebileceğim pek birşey yok. abilerini görmek istiyorsan görmeye devam edebilirsin ama bunu sen istiyorsan yapacaksın. onlar istiyor diye değil. dışarıda seni sıkıştıran olursa bu konuda abilerine haber vereceksin. istediğin zaman gel yanlarına ama istemediğin zaman da gelme dedi.

adam daha sonra gitti. biz kaldığımız yerden devam ettik nöbete.

okul zamanı sınıfta oturuyorum canım inanılmaz sıkkın. cebimden paramı çıkardım defterin üzerine koydum. elimde saatlerce çeviriridim parayı ama rengide gitmezdi. paslanmış kahverengi tonunu hiç kaybetmezdi. sayfanın altına koydum üzerini kurşun kalemle çizmeye başladım.. sekizgen şeklini çıkardım önce sonra iç taraflarını karaladım. en belirgin şekil üçgendi. diğer tarafını çevirdim karaladım tekrar parayı tam aksi yöne çevirip koymuştum ve yanyana çizdim. az önce çıkan üçgenin tersi bir üçgen çıktı. parayı tekrar çevirdim ama az önce karaladığım yerin tam üstüne koydum. hafifçe karalamaya başladım. ters yöndeki iki üçgen birleşti üstüste çizince. yıldız şeklini aldı.

şimdi bu çocukluk zamanlarımla ilgili anlattıklarımı fantastik olarak düşünmeyin. ihtiyarın bastonunda gördüğüm şekil o an ilk olarak çocukluğumdaki paramı aklıma düşürdü. buralara da tekrardan dönüp bir kaç noktaya değinirim muhakkak ama şimdi değil.

phaselisten devam...

ihtiyar bir süre bakındı bana eğilip omzuma dokundu kalkmamı istiyordu. kafam önümde ellerim önümde kenetlenmiş bekliyordum. bu yürümeye başladı. bende hemen yanında devam ettim diğer tarafındada şemsiye tutan eleman var. araçtan bir kaç metre uzaklaştık durdu. senden bir istediğimiz bir babacan bu senden istenen ilk ve son şeyde olabilir bir işi halletmen gerekiyor bu işi yapacaksın sorunsuz bir şekilde. tesadüfen bulunmayacaksın gittiğin yerde. ne olduğunu bilmeden hizmet etmeyeceksin amaca , farklı olacak bu defa bilerek ve farkında olarak gideceksin gibisnden birşeyler söyledi ama söyleyiş şekli kullandığı kelimeler filan muhteşemdi apayrı bir hava katıyordu bu konuşma şekli olaya.

ne emir verir gibiydi nede rica ediyordu. benim aklımda bunların kim olduğu ile ilgili hiç bir şey yok. ama zorunda hissediyorum kendimi. siz nasıl uygun görürseniz efendim dedim.

ihtiyar hiçbir şey söylemedi. bir dakika kadar sustu sonra arkasını döndü araca bindi. şemsiye tutan adam akpısını kapatır kapatmaz araca bindi uzaklaştılar. diğer adam yanıma geldi bir kaç güne kadar yanına gelecem ben. ben geldiğimde otelde yada evinde olmalısın bu kadar bile uzaklaşma sakın dedi. üzerimde biraz aptallık vardı hala. kafamda onlarca şey dönüyordu. buna cevap vermedim herhalde anladınmı dedi. tamam abi otelde olacağım dedim.

arkasını döndü aracına doğru gitti buda. bende kızlara doğru yürüdüm. geldiğimiz araca yaklaştım kızlar görünmüyordu. aracın yanına gittim içerdeler. arka camın önüne yığmışlar havlu ve çantaları oturuyorlardı içerde. açtım arka kapıyı ya beklettim sizide kusura bakmayın birine benzetmişler beni ne mallar var amk hadi çalıştırda gidelim artık.

çalıştırdı aracı ama hiçbirinden ses çıkmıyor. ne oldu be korktunuzmu adamdan dedim. öndeki kızlardan hiç ses yok morona bağlamış önlerine bakıyorlar. abartmayın sizde adam birine benzetmiş bir kaç şey sordu bana ilerde o kadar diye tekrarladım. nazlı ya baktım bir eliyle bacağını okşuyor kafasını da çevirmiş dışarı bakıyordu. lan gibmedik diye trip yapıyorlar amk dedim kendi kendime.

eve geldik indirdik eşyaları ikisi bindi araca alışverişe çıkıyoruz diye ben ve nazlı da eşyaları alıp eve girdik. duş alcam ben dedim girdim odama hem odanın hemde banyonun kapısını açık bıraktım. adım gibi eminim bu kız gelecek banyoda bunu çatır çatır gibicem ben. alışveriş uzun sürmez bunlar erken gelir diye acelece soyundum girdim banyoya

şampuanla yıkandım bir tur aklım nazlıda amk. onu düşünürken gelince yapacaklarımı düşürken dalga dikildi zaten. köpüklenmiş bekliyordum. bir kaç dakiak geçti yok amk gelmedi. durulandım bir kez daha köpüklendim bekledim yok. yarım saat filan duşta kaldım yok gelmedi. canım sıkıldı amk. bu saatten sonra gelsende giben babanın amk dedim son kez durulandım çıktım. bornozu geçirdim üzerime oturdum yatakta ses yok bundan.

kalktım banyonun kapısını sertçe kapadım tekrar oturdum yatağa ses yok. bir yandan gelsende gibmem diyorum bir yandan da nerede kaldın amk diyorum.

1 saat kadar odada oyanladım sanırım baktım kahpenin geleceği yok üzerime birşeyler giyinip solana geçtim. bütün gün beni deli eden nazlı duşunu almış giyinmiş tv nin başında oturuyordu. ona doğru yürüdüm geçip yanındaki koltukta oturdum. dönüp bakmadı bile. ne izliyorsun dedim. muhabbeti başlatmalıydım hemen. hala içimde diğerleri gelmeden bir posta kaymak var. sıkıcı bir şey pek bir düzgün bir şey tv de dedi. yanına geçtim kumandayı aldım elinden. arkasında oturuyordum elimi koltuklatından uzatmıştım. hiç tepki vermedi. elim oradayken zaplamaya başladım. kumanda arada tutukluk yapıyordu. bende elimi ileri geri sürttürerek düşmelere basıyordum

normal şartlarda bu kız çoktan üstüme atlamıştı ama hiç bir tepki vermiyordu. canınız sevişmek isterde yanınızdaki kız oralı olmayınca çok pis bir can sıkıntısı yaşarsınız ya hani çocuk gibi saçmalamaya başlarsınız o hale geldim. lan huzursuz oldum. herhangi bir şey söylese kes sesini kahpe diye basacam tokadı artık. ama yine bilirsiniz öyle durumlarda ne kadar canınız sıkılsa da işin içinde yüzde bir şans varsa bile insan tutuyor kendini yinede. bir kaç dakika öyle durdum. kafamda tilkiler dört dönüyor. lan acaba geçen ben naza çektim diyemi böyle yapıyor yoksa benden mi bekliyor ilk hareketi ne yapacağımı şaşırmıştım.

adım gibi biliyorum ki ben en ufak bir harekette bulunsam gerisini getirecek bu ama inada bindi iş. kumandayı alıp yan koltuğa geçtim. kaşlarım çatık düşmanımmış gibi bakıyordum ona ama onda tık yok. dönüp bakmıyordu bile bana.

bir süre sonra dış kapı açıldı diğer iki kız geldi. yattı amk dedim. bugün sana sevişmek yok. ama yarının planını yapmaya başlamıştım bile. yemek işini sadece biri yapardı ama nazlı kalkıp onlarla mutfağa geçti. konuşuyor içerde ama duyamıyordum. çektim odama gittim.

bir kaç boyunca tavırları hiç değişmedi. o cıvıl cıvıl kızların yerine bambaşka tipler gelmiş gibiydi. çokta dert etmedim ama nazlıyı şöyle evire çevire gibemediğime çok yanıyordum.

bardayım gündüz yine tatil için orada olmadığı belli olan bir tip bara geldi. merhaba buyrun ne istersiniz dedim. bana baktı lan şöyle büyük bir külah dondurma çekiyor aslında canım ama burada olmaz herhalde dedi. gülümsedim maalesef dedim. bana buzlu bir su ver büyük bardakta olsun dedi. su bardağını çıakrdım o olmaz be kardeşim şu bira bardağına doldur dedi. yabancılara alıştığın zaman türk insanı hep ilginç gelir öyle yerlerde insana. suyuna buz koyup uzattım. sallamaya başladı bardağı. sonrada kafasına dikti. bir dikişte içti suyu dibindeki buzlarıda ağzına boşalttı çatır çatır çiğnemeye başladı.

akşam kalktı oturduğu yerden bu senden olsun dedi. lafı bile olmaz dedim. arkasını döndü akşam saat 6 da bekliyorum seni sahile in dedi ve uzaklaştı. çokta şaşırmamıştım hani. anlamıştım neci olduğunu.

o akşam çıktım söylediği yere gittim. uzun uzun konuştu ama hep havadan sudan. buradayken yapmak istediklerini anlatıp durdu. bir kaç bot gezisine çıkmayı dalmayı balık avlamayı kamp kurmayı durmadan anlattı durdu.

bir kaç gün sürdü gidip gelmem hep benzer muhabbetler.

bir gün gittiğimde yanlzı değildi. phaseliste olan adamlardan biri oradaydı. bana çömez diyen. gittim yanlarına hafif tebessümle merhaba dedim. yanındaki elemana baktı bunları fazla rahata alıştırıyorlar zamanı geldiğinde bu hayatı bırakmak zor olacak bunlar için kafasız bunlar dedi yola doğru yürüdü arkalarından gittim. siyah bir mercedesle gelmişti arka koltuğa geçip gelsene dedi. bindim araca çalıştırıp sürdü diğer adam. arka camın olduğu yerde bir çanta vardı. dönüp çantayı aldı eline. yapacakların burada yazıyor al incele dedi. şaşkınlıkla izliyordum. aldım çantayı açmak için uğraştım ama açılmıyordu.

ne yaptığını sanıyorsun sen dedi. bak dedinya abi açacam dedim. bu çantalar kişiye özel nasıl çekirdekten geliyorsun sen dedi. anlamadım abi dedim. yahu benim yanımda yada bir başkasının yanında açamazsın seni ilgilendiren bir şey. kapalı olduğuna göre demekki kişiye özel gibisinden birşeyler söyledi. tamam abi dedim çantayı dizimin üzerine koydum.

bağlantıda olacağın kişi çalıştığın yerde zaten. o seni bulacak birlikte hareket edeceksiniz. lojistik destek bana ait olacak beni bulacağın adres burada yazıyor dedi bir kağıt uzattı. orada her zaman bir irtibat elemanı bulunur. ihtiyaçlarını ona bildir bir notun olursa ona bırak bana ulaşacaktır o elimizde herşey yok ama herşeyi temin edebilirim ne olursa olsun sadece kritik malzemeleri bir kaç gün önceden haber verin son anda koşturmaca yaşatmayın bana diye konuştu da konuştu.

dikkat kesilmiştim adama mal mal bakıyordum. söylediklerini aklımda tutmaya çalışıyordum. bir yandan da kıvranıyorum anlamadığım noktalarda.lan sakın unutma diyorum söylediklerini. yüzünü bana çevirdi bir sorun mu neden dik dik bakıyorsun dedi. toparlandım hemen yok abi dinliyorum dedim. araç şehre doğru döndü bir kaç şey daha anlattı bu hatırlamıyorum şimdi. şehir merkezine geldiğimizde araç durdu sormak istediğin bir şey varmı dedi.

abi ne yapacam ben şimdi tam olarak ne yapacağım ne istiyorsun benden dedim. hızlı bir şekilde kafasını bana doğru çevirdi. ille asabımı bozacaksın her seferinde değilmi git işine bak dedi. tamam abi pardon dedim hızla kapı koluna asıldım indim.

çanta elimde eve doğru yürüyordum. müjganı gördüm seslendim duymadı koşarak yanına gittim. duymuyormusun beni dedim yanına gittiğimde beni görünce ürktü sıçradı bildiğin. iyimisin canım bir sorun mu var dedim. gülümsedi bana bakarak yüz ifadesi tuhaftı o şekilde görmemiştim onu hiç. yok canım birden çıkınca şey oldum işte dedi. gülümsedim elini tuttum elini çeker gibi yaptı ürktü yine. bir sorunun var senin ne oluyor dedim. elimi sıktı yok bir şey fazla mesaiden yoruluyorum işte dedi. evet unutmuşum dedim yürüdük eve doğru.