Saat 8'i 5 geçiyordu. 10 dakika kalmıştı. Derin bir nefes aldım ve silahı elime aldım. Paramı bundan değil içindeki mermiden kazanıyordum. Kiralık katil dediğiniz böyle bir şey oluyordu işte. Aynada kendime baktım. 5 numara sarı saçlar bir çift mavi göz. Vücumun kol bolümünü kaplayan hayat hikayemi anlatan dövmeler. Hayat hikayemde aynı gibime benziyordu ama o bendim. Beni ben yapan şeylerden biriydi. Gözlerimi kapadım. Yutkundum. 2 senedir bu işin içerisindeydim. 12'yi aşkın insan öldürdüm. Belki 13. 45.000 tl birikmiş para. Harcanmıştıda aslında. Şimdi ki yiyeceğim halttanda 50.000 tl alacaktım. Bir iş addıbını öldürecektim. Para direkt annemlere gidecekti. Pekte paranın tadına bakamadım aslında. istanbul pahalı bir yer ve burada 50.000 tl su gibi gidiyor. Hazırdım. Ceketimi giyip kapıyı kapattım. iyi kötü bir arabam vardı. Bindim. Gidiyordum.

Minik bir villa tarzı bir yerde oturuyordum tek başıma. Annemler izmirdeydi. Kardeşim hastaydı ve ona bakıyordu annem. Benim ise çalışmam lazımdı ve bu işi yapıyordum. Annemin haberi bile yoktu. Bu kadar para nereden geliyor diye sormuyordu da. Yanlış birşeyler yaptığımı biliyordu ama elden ne gelir ki ? Buna ihtiyacımız vardı. Telefonum çaldı. Bir elim direksiyonda telefonu açtım. Arayan cevdetti. Alanı gözetliyordu. Her şey yolunda mı diye sordum. Hala yemek yiyorlar rahat gel dedi. Yemek yiyorlar diye tekrar ettim. Adamın tek başına olduğu söylenmişti bana. Yanında kız arkadaşı var diye cevapladığında direksiyona bir yumruk savurdum. Nasıl idare edebilirim bin diye bağırdım. Sakin ol diye cevapladı cevdet çok iyi çocuktu. Çoğu işimde bana yardım eder, 3-5 para da o kapardı. Öldüreceğimiz iş adamı kadıköyde bir resturantda yemek yiyordu. Bizi tutan adamlarda bir mafyaydı, ve öldüreceğimiz iş adamı onlara kazık atmıştı. intikam alınacaktı.

Mendili ıslatıp yüzünü temizledim. Cevdet ha birde parfüm sık dedi gözlerini devirip. Bir an pantolonunu çıkartıyordu. Napıyorsun lan diye bağırdım. E bari kızı o kadar süsledin faydalayanayım diye pis pis sırıtınca ittirdim onu. Şaka yapıyoruz atarlı dedi. Kızın üstünü örttüm ve elbisesini katladım. Bu bitti dedim. Cevdetle aşağı indik. Onu yolcu ettim. Saat 11'di. Yukarı çıkıp kıza baktım. Ellerini bağlamak istemiyordum. Zaten onun suçu yoktu ve yeterince hırpalanmıştı. Yarasına baktım. iyiydi iltihap yoktu. Hala uyuyordu. Yüzüne baktığımda yavaşça gözlerini açtı. Korkuyordu. Sana zarar vermicem dedim. Ağlamaya başladı. Niye buradayım ona naptın diye bağırdı. Yakında serbest bırakmaya çalışıcam bir suçun yok dedim. Işığını kapattım ve kapıyı çekip kilitledim. Sözümü dinlemesi gerekiyordu. Aksi takdirde onun canı yanacaktı. Yani. Sanırım.

Televizyon izlemeye başladım. Umarım fazla problem yaratmazdı bana. Onu eninde sonunda öldürecektim ama şuan istemiyordum bunu. Telefonumu açtım ve parayı anneme gönderdim. Aradım onları. iyilerdi. Kardeşim hala hastaydı. Telefonu kapattım. Ve merdivenlerden yukarı çıktım. Tepsiyi ve tabakları alacaktım aksi takdirde kendisine zarar verebilirdi. Odasının kapısını açtığımda yatağında uslu uslu oturuyordu. Sargısına baktım. Yanına yaklaştım. Sargısını açtım. Yarası iyileşiyordu. Cebimden yeni bir sargı çıkarıp koluna sardığımda mavi gözlerimiz buluştu. Hiç birşey demeden bakıyordu. Elimi çekiyordum ki bir anda elime bir cam parçası batırdı. Yine ne bağırdım ne de inledim acı belirtisi olarak. Hissizleşmiştim. Tekrar ağlamaya başladı. Gözlerime bakarak. Karşılığını beklercesine ağlıyordu. Elimdeki cam parçasını çıkardım ve cebime koydum. Tepsiyi alıp aşağı indim. Elime baktım. Hala kanıyordu. Temizlemedim yarabandıda yapıştırmadım. Uğraşamazdım. Kahvaltı ettim. Bugün evden çıkamazdım. Biraz film izleyecektim. Film bittiğinde mutfağa girdim ve onun için meyvesuyu sıktım. Kendini daha iyi hissedecekti. Odasına çıktığımda üstünü giyinmişti. Verdiğim kıyafetlerle. Uyuyordu. Elim istemsiz saçlarına gitti ve okşadım. Meyvesuyunu komidinine bıraktım. Yarın hakkında fidye istenecekti. Bu gece onunla daha konuşmayacaktım. Yemeğini vermiştim. Odama girdim. Öğlendi fakat çok yorgundum. Uyudum.

Sabah kalktığımda salonun koltuğu belimi ağrıtmıştı. Cevdet aramıştı beni. 3 kere. Telefona baktım ve geri aradım. Heyecanla açtı. Oğlum sorun yok patron daha da sevindi kızı vurmamıza, fidye isteyecekmiş dedi. Derin bir nefes aldım. Her şey yolundaydı. Cevdet devam etti. Bizim züt oğlanı tekrar canlanmış. Fakat hastanede hala. O buna yeter bile korkmuştur dedi. Mafyalar kızdı mı diye sordum. Bu züt korkusu ona yeter dedi valla onlar dedi cevdet. Harika gidiyordu her şey. Parayı hesabına attılar. 2.000'i benim dedi. Güldüm kendi kendime tamamdır dedim. Parayı anneme atacaktım direkt. Kızı 1 hafta daha tut yarın fidye isteyecekler onun üzerinden dedi. Kız 1 hafta sonra serbest kalacak yani diye sordum. Saçmalama lan parayı alacaklar sonra bizde kızı öldürücez dedi. Telefonu kapatmak istedim. Tamam hadi gorusuruz dedim ve kapattım. Saat 10:30'du. Gece hiçbir problem çıkarmamıştı. Merdivenleri hızla çıkıp odasına girdim. Hala uyuyordu. Yanına yaklaştım. Saçlarını yüzünden çektim. Örtüsünü iyice örtüp aşağı indim. Birazdan uyanırdı herhalde. Kahvaltı hazırlayacaktım ona. Mutfağa girdim. Tost makinesine ekmek ve peynir koydum. Böyle kızlar genelde böyle şeyler yemezdi fakat bizde avokodulu salata yoktu prenses. Tostun ısınmasını bekledim ve ıhlamur yaptım. Bir tepsi çıkardım ve koydum. Biraz bekledim. Daha sonra merdivenlerden çıktım. Hala uyanmamıştı. Ben uyandıracaktım. Kapıyı omzumla yavaşça açtığımda yatağında yoktu. Etrafıma bakındım ve bir anda kapısının arasında bir hareketlenme hissettim arkamı dönücektim ki kafamda bir acı hissettim. Bir çığlık yükseldi. Kendime gelmek için kafamı salladım ve ona baktım. Vazoyu kafama fırlatmıştı. Kafamdaki vazo parçasını çıkardım. Ve yere fırlattım. Hiç birşey demeden tepsiyi masasına bıraktım ve yere eğilip kırık parçaları topladım. Yatağına oturup ağlamaya başladı. Üstüne örtüsünü sarmıştı. Kapısını kilitledim. Odamdan bir tişört çıkardım. Muhtemelen elbise gibi duracaktı onda. Odasına girdim. Yere kıyafetleri bıraktım ve bir şey demeden kapısını kilitledim.

Ona biraz ilaç vermeli ve sakinleşmesini sağlamalıydım. Mutfaktan hapları çıkardım. Benimle 3. Günüydü. Bir bardağa su doldurdum ve odasına çıktım. Yatağında uyuyordu. Ağlamıştı. Duymuştum. Hapı ona uzattım. Beni öldürecekse içicem sadece diye mırıldandı. Örtüsünü üstüne örttüm. Seni değil hislerini biraz olsun öldürecek dedim. Gözlerime baktı. Öldür gitsin beni en azından görevini gerceklestirmis olursun dedi. Cevap vermedim. Hapi aldi ve yuttu. Suyu icti. Sonra yatagına uzandı. Bardagi komidinine koydum. Kapisini kilitledim. Asagi indim. Yarım saat gectikten sonra odasına cıktım. Kilidi açtım. Yatıyordu. Bardağını almak için geldim dedim. Neden diye sordu. Bilmem belki kendini yaralarsın dedim. Yaralayım işte benden kurtulmuş olursun dedi. Cevap vermek istemedim yine. Bardağı elime alıp çıkıyordum ki elimi tuttu. Yarama bastırdı hafifçe. Kanın çıkmasını sağladı. Kirli kanı çıkartman gerek dedi. Tişörtünün ucuyla sildi kanı. Kolundaki bandajı çıkardı. Elime sardı. Sonra arkasını dönüp yattı. Hızla odasından çıktım. Aşağı indim.

Eve girdik. ikimizde heyecanlıydık. Diğer telefonu çıkarıp cevdeti aradım. Bu telefonuda yok edicem şimdi var mı son bir diyeceğin dedim. Yapma lan dedi bana. Ona zarar gelsin istemiyorum dedim. Ağzımıza sıçacaklar be dedi. Önemi yok dedim. Telefona bir şey yapma sizi korucam lan dedi. Kendi kendime gülümsedim. Bizi yanlız bırakmıyordu. Bu gece evden çıkmayın halletmeye çalışıcam dedi. Başımı salladım hızla. Veronica yanıma geldi ve elimden tuttu. Telefonu kapattım. Ve ona baktım. Gözlerine. Dudağından öptüm. Ellerini yine boynumda birleştirdi. Odama çıktık. Yatağa yattı. Üzerine uzandım ve öpüşmeye başladık. Üstündeki tişörtü çıkarttım. Nolursa olsun bana aitti. Sütyeninin üzerinden bedenini öptüm. Tişörtümü çıkarttı. Sütyenini çıkarttım. Boynuma sarıldı tekrar. Telefon çalıyordu. Cevap vermedim. Umrumda değildi artık. Saçlarımı okşadı. Çamaşırını çıkarttım ve birlikte olduk. Cevdet sürekli arıyordu. Sonra yatağa yattık ve başını göğsüme koydu. Buraya gelecekler dedi bana bakmayarak. Sorun değil dedim saçlarını okşadım. Beni vermen gerek sevgilim dedi yüzüme bakarak. iyice bastirdim bedenini bedenime imkansiz bir sey o dedim. Vermen gerekiyor diye tekrar etti. Oyle bir sey olmayacak dedim ve sarildim. Gozlerimizi kapattık ve uyuduk. Cevdet artik aramiyordu. Koruyamamistim onu.

Beyler hikaye bitti okuyan herkese tesekkurler sagolun varolun. Sonunu bu sefer mutlu bitirdim az fake atayim dedim. Benim icim rahat etmedi bu sefer bee mutlu bitirince neyse hesaplasiriz bir ara öyle iste hadi gibtirin gidin isinize

Deli gibi trafik vardı. Telefon tekrar çaldı. Cevdetti yine arayan. Ne var olum diyince heyecanlı bir şekilde çıkacaklar resturanttan çabuk ol dedi. Ulan az önce yemek yiyorlardı hani diye bağırdım. Yanlış adamı gözlüyormuşum ben ya dedi. Şapşalın tekiydi bu malı niye benle çalışması için koymuşlar anlamıyorum. Gerzek diye mırıldandım ve sağa saparak korna çalan binlerin arasından geçtim. Az daha çarpacaktım. Gaza bastım. 5 dakika sonra kadıköydeydim. Resturanın önüne geldim. Kadıköyün bu tarafları boştu zaten. Cevdeti buldum. Bitirdiler çıkacaklar birazdan dedi. Kafamı salladım. Silahı cebimden çıkardım. Mermiler içindeydi. Kızıda öldür dedi cevdet bana. Kafamı salladım. Her yer sessizdi. Beynimle konuşuyordum şuan sanki. Öldürmede bu an önemliydi işte. Beyninizle yaptığınız son konuşmayı anlarmışçasına herkes susardı. iş adamı resturanın kapısından çıktı. Sevgilisinin elini tuttu. Başbaşalardı. Kahkaha attılar. 2 adım attılar. Silahı adamın göğsüne doğrulttuğumda cevdet önce kızı vur diye bağırdı. Tetiği çektim. Resturanttakiler yere eğildi hızla. Hızlı olmam gerekiyordu. Kız sevgilisinin yanına eğilmiş ağlıyordu. Silahı ona doğrulttum. ilk defa böyle oluyordu. Elim ayağım birbirine dolanmıştı. Hep vururdum ama ilk defa böyle olmuştu. Bir an aklıma kız kardeşim geldi. Elim titredi. Silahı kıza doğrulttum. Onu kafasından vuracaktım fakat silahı koluna doğru eğilttim ve tetiği çektim. Cevdet olum napıyorsun diye fısıldadı. Kız bir anda yürümeye başladığında hızla koştum ve aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Kızı hızla kucağıma aldım. Cevdetle koşuyorduk. Kız şok içinde sırtımı yumrukluyordu. Fidyemi alacaksın diye sordu heyecanla cevdet. Cevap vermedim. Arkamızda bağırışlar devam ediyordu. Arabanın arka koltuğuna kızı koydum. Cevdet yanına geçti. Kız şoktaydı. Olum naptın vurmamız gerekiyordu bu kaşarıda dedi. Cevap veremedim. Vuramamıştım. Arabayı hızla eve sürdüm.

ismim Veronica dedi. Türktü ama babası yabancıydı ismi böyleydi. Bende ismimi söyledim. Demek katilimin ismi bu dedi bana sarılıp. Katilin olmayacağım dedim. Yüzünü bana çevirdi. Çok geç ruhumu ele geçirdin bile dedi ve tekrar öptü. Yüzünü okşadım. Burdan gitmemiz lazım dedim. Uğraşma başını belaya sokarsın dedi. Hayır yapacağız dedim. Bilgisayarımı açtım. Bir yere gitmemiz lazımdı. izmire annemlerin yanına bile gidebilirdik. Cevdet beni ifşa etmezdi. izmire gelmek istermisin diye sordum. Ellerimi tuttu. Neredeysen ordayım artık dedi. Kendini korumayı öğrenmen gerek dedim. Biliyorum dedi. Elinden tuttum ve bahçeye çıktık. Minik bahçeme. Eline silahı tutuşturdum ve arkasına geçtim. Elini tetiğe koyduğumda karşı ki duvara bir el ateş ettik. Elin yatkın deyip güldüğümde silahı tekrar yüzüme tuttu. ikimizde gergindik. Hadi öldür beni yoksa ben öldürücem seni dedi. Başımı salladım hayır manasında. Tekrar sarıldık. Odama çıkıp bir silahı daha doldurup ona verdim. Yarın gidicez dedim. Bu akşam buradayız dedim. Yarın akşam gidecektik.

Scarface oynuyordu. Birden merdivenlerden ses duydum. Yine aşağı iniyordu. Bende seninle oturabilirmiyim diye mırıldandı. Arkama baktım. Canım çok sıkılıyor orada tek başıma dedi gözlerini kaçırıp. Cevap vermedim. Yanıma geldi ve oturdu. Yaralıyüz vay dedi gülerek. En sevdiğim film dedi. Cevap vermedim. Örtüyü aldım ve üstüne örttüm. Sen iyimisin diye sordu bana. Cevap vermedim. Örtüsünü üstünden aldım ve kafasını koltuğa doğru koyup yatırdım onu. Tişörtünü sıyırıp koluna baktım. iyileşiyordu yarası. Salondaki çekmeceden merhem alıp sürdüm. Elimi alnına zütürüp bir problem ateşi falan varmı diye baktım. Biraz vardı. O ise evi inceliyordu. Ateş ölçeri çıkarıp kulağına koydum. 37.5. iyiydi ama yinede var gibiydi. Ateşin var diye mırıldandım. Sağol ya diyip kahkaha attı. Mutfağa girip ıhlamur kaynattım. Bir kupaya doldurup verdim. Yukarı çıkıyordum ki elimden tuttu yine. Burada kal ateşim falan çıkar dedi. Yanına oturdum bir şey demeden. Akşam oluyordu. Cevdet yine aradığında omzumda uyuyordu. ismini bile bilmiyordum. Bilsem ki ne yazardı. 3 gün sonra öldürecektim onu. Başını yavaşça koltuğa yasladım ve telefonu alıp mutfağa girdim. Ne var cevdet diye sordum. Olum hemen öldür o kızı bugün çok sinirlendi adamlar dedi cevdet. Derin nefes almaya çalıştım. Öldüremem bugün olmaz dedim. Olum niye böyle yapıyorsun dediğinde kız arkamdan mutfağa gelmişti. Beni öldürmeni istiyorlar dimi diye sordu. Cevap vermedim. Yanıma geldi. Ellerini boynuma sardı. Öldürebilirsin o zaman dedi. Yapamam diye mırıldandım ve elimi beline koydum. Beni öptü saçlarını okşadım. Sonra salona gittik el ele tutuşarak. Öldür başını belaya sokacaksın dedi. Öldüremem dedim. Telefon tekrar çaldığında telefonu kapattım hızla ve fırlattım. Yapamam diye bağırdığımda bana sarıldı.

O günde bitti. Ertesi gün kalktığımda şerefsiz sevgilisi fidyeyi hala kabul etmemişti. 4. Günümüzdü. 3 gün sonra öldürecektim. Öldüremezdim lan. Nasıl öldüreyim diye düşündüm. Koltuktan kalktım ve ona bakmak için yukarı çıktım. Odasına geldiğimde kapı açılıyordu. Lanet olsun diye bağırdım. Kapıyı kilitlememiştim. Hızla odaya girdiğimdeyse bağdaş kurmuş bir şekilde yatakta oturuyordu. Kapıyı kilitlemeyi unutmuşsun dedi umursamaz bir ifadeyle. Rezillikti. Banyo yapmak istiyorum dedi. Başımı salladım. Kapısını kapatıp banyoya girdim ve temiz havlu çıkardım. Şampuanı ve saç kurutma makinesini tezgaha koydum. Odasına girdiğimde temiz havluları ona uzattım. Ayağa kalktı. Aferin kurbanına iyi bakıyorsun dedi. Üstündeki tişörtümü çıkardı ve bana verdi. Soyundu ve havluya sarıldı. Aşağı indim hızla. Banyoya girmişti bile. Cevdet arıyordu yine. Açtığımda sesi heyecanlıydı. Vermiyor muallak fidyeyi diye bağırdı. Ne yapacağız dedim. Kızı öldüreceksin boşuna uğraşma dedi. Cevap vermedim. Akşam geleyim beraber gömeriz bir yere dedi. Olmaz dedim. Nasıl olmaz oğlum yardım ederim dedi. Yapamam öldüremem dedim. Oğlum öldür fidye alamıyorlar şu mafya binlerini başıma sarma dedi. Yapamam öldüremem dedim. Aşıkmısın lan kıza dedi. gibtir gir diyip telefonu kapadığımda merdivenlerden aşağı iniyordu. Banyosunu yapmıştı. Üstünde bornozu vardı. Silahi bana doğru doğrulmuştu. Eli titriyordu. Yanına yaklaştı ve silahı alnıma doğru tuttu. iyice yaklaştı ve alnıma dayadı silahı. Hiöbir şey demiyor öylece dikiliyordum. Silahı burnuma ve daha sonra dudaklarıma sürttü. Daha sonra tişörtüme. Ve sonra ellerime bıraktı silahi. Karşıma geçti. Vurabilirsin şimdi dedi. Vuramam dedim. Vur başınıza bela olmam dedi. Başımı iki yana salladım gözlerimi kaçırarak. Ne kadar istediniz fidye dedi. 70.000 tl dedim. 70.000 tl için beni sattı huur çocuğu diye bağırdı. Biraz dikildik. Sonra bana sarıldı. Ağlamaya başladı. Kolundan tuttum ve onu yukarı çıkardım. Yatağının üstüne temiz kıyafet bırakmıştım. Benim tişörtlerimi giyiyordu hep. Kapısını çektim. Artık kilitlemiyordum kapısını. Sonra aşağı indim ve film açtım. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Nasıl öldürecektim onu bilmiyordum.

Onun yüzünden küçük odada yatıyordum. Onu kendi yatağıma yatırmıştım. Ertesi gün kalktığımda üstümü giyindim. Kapıyı aralayıp ona baktığımda uyanmıştı fakat beni görmedi. Tavana bakıyordu öylece. Aşağı indim. Mutfağa girip yine kahvaltısını hazırladım. Yukarı çıktım ve kapısını açtım. Tepsisini komidinine koydum. Bir şey demedi. Fakat yiyordu. iyimisin diye sordum. Gözlerini kaçırdı. Banyo yapmak istersen söyle bana dedim. iğrençsin diye mırıldandı fakat kötü bir niyetle söylememiştim. Temiz havlu verecektim. Bir şey demeden kapısını kilitledim ve aşağı indim. Cevdet arıyordu. Açtım telefonu. Kötü bir haberim var çok kötü dedi. Noldu diye sordum. züt oğlanı fidyeyi kabul etmemiş öldürün sevgilimi çokta gibimde dedi dedi cevdet. Derin bir nefes aldım her zamanki gibi. Öldür kızı gitsin mafyacı binlerde öyle istiyor dedi. Öldüremezdim. En azından birkaç gün daha. Belki ikna olurlar dedim. Belki dedi. Telefonu kapattım. Odasına çıktım. Kapısını açtım. Kahvaltıyı bitirmişti. Olanları bilirmişçesine fidyemi isteyeceksin üzerimden dedi. Seni öldürmek veya pic sevgilini öldürmek benim istegim degil dedim. Gülmeye calisti. Kiralikmisin diye sordu. Kafamı yavasca salladım. iste de fidyemi kurtulayım diye bagirdi. Ben istemeyecegim bana bu isi verenler, onlar isteyecek dedim. Kim isterse allah belanızı versin diye bagirdi. Sevgilin vermiyor fidye senin icin dedigimde gözlerini bana cevirdi. Ayaga kalktı. Ne diye bagirdi. Vermiyor öldürün o zaman demis dedim. Ellerini basına koydu. Biliyordum beni sevmedigini dedi ve aglamaya basladı. Duvara gecti ve duvara bir yumruk attı. Önüne geçtim. Gözlerime baktı. Canını yakacaksın bana vur dedim. Salak dedi ve ittirdi beni. Yatagına oturdu. Çık odadan diye bagirdi. Kapısını kitledim. Salona indim. Askın degeri bu kadardı. Fidyeye kadar. Paraya kadar. Bir kadının değeri buydu.

Eve geldiğimizde kız bayılmıştı. Saat 9'u çeyrek geçiyordu. Tüm bu olanlar bir saatte yaşanmıştı. Düşünemiyordum artık. Beynim yok gibiydi. Cevdet sırtımı sıvazladı. Kızı kucakladım. Napacağımı bilmiyordum. Cevdet zütümün dibindeydi. Heyecanlı ve endişeliydi. Eve girdik. Kızı merdivenlerden yukarı taşıdım ve boş bira şişelerini yataktan ittirip kızı koydum. Bandaj falan getir diye bağırdım cevdete. Olum kurbanını tedavimi edeceksin malmısın vur kafasına ölsün diye bağırdı. Adamlara ne güzel işte fidye istersiniz dicem dedim. Halbuki aklımda öyle bir plan yoktu. Kızı öldürmek istememiştim. Kız kardeşimle aynı yaştaydı. Benden 4-5 yaş küçük gibiydi. Gençti. Ayaklarından topuklularını çıkardım. Sarışın maşalanmış saçları vardı. Kolunu sıyırdım. Napacağız lan diye bağırdı cevdet. Elinde bandajları tutuyordu. Önce mermiyi çıkarmamız lazımdı. Kolun arkasına bakıp çıkış yarası var mı diye baktım. Allahtan vardı. Dolayısıyla kolun içinde mermi olmamalıydı. Hatta sıyırıp geçmişti. Kendi kendime gülümsedim. Kız hala baygındı. Elbisesinin fermuarını açtım ve başka bir yerini yaraladımmı öğrenmem lazımdı. Cevdet bir an omzumdan tutup napıyorsun sen lan kendine gel dedi. Öldür gitsin diye bağırdı. ittirdim onu. Elbisesini çıkardım. Göğüsüne biraz kan sıçramıştı. Fakat yara yoktu başka. Üstünü örtüyle örttüm. Yarayı temizledim. Dikiş attım. Eskiden kendi bileklerimi kendim dikerdim. Tekrar temizledim ve bezle sardım. Yaranın nefeste alması gerekiyordu. Kıza baktım. Kalemi akmıştı.

Yerdeki bira şişesinden son bir yudum aldı ve bana verdi. Bende içtim. Kucağıma oturdu ve bana döndü. Ellerini boynuma doladı. Saçlarına dokundum. Burunlarımız birbirine değiyordu ve gülümseyerek birbirimize bakıyorduk. Mutluyduk. Pişman değildik. Üzgün hiç değildik. iyi hissediyorduk. Belki biradandı ama çok az içmiştik. Belki biraz uyuşturucu alsaydık daha da iyi hissederdik. Fakat bedenlerimiz birbirini zaten uyuşturuyordu. Sorun yoktu. Kapının kırılış sesini duyduğumuzda bağırış çağırışlar eşliğinde yukarı geldiler. Kapıyı sonuna kadar açtım ve beline sarıldım. Öpüşmeye başladık. ismimin haykırıldığını duyduğumda bakmadım o tarafa bile. Veronicaylaydım. Kolumda bir acı hissettim. Gözlerimi araladığımda veronica gülümseyerek elini yavaşça koluma koydu. Gözlerimi kapadım ve onu kendime daha çok bastırdım. Gözlerimi açmamalıydım. Bu kirli insanlara bakmamalıydık. Saçlarını okşadım. Elimde kanın sıcaklığını hissedebiliyordum. Bir süre sonra veronicanın bedenini iyice üstümde hissettim. Sıkıca sarıldım. Yüzüne saçlarımı gömdüm. Kokladım son kez. Bilincim yavaş yavaş giderken polis arabaları sirenlerini duydum. Kalbimdeki acı gittikçe yayılıyordu. Sadece kurşundan dolayı değildi. Biliyordum. Sonuna kadar yaşamıştık sevgiyi ve kalbime fazla gelmişti. Bilincim kapanıyordu.

Son duyduğum şey oğlanı öldüremedik diye bağırılmasıydı. Uyandığımda hastanedeydim. Hemşire yanıma yaklaştı. Gözlerimi açamıyordum. Kafam ağırlaşıyordu. iyimisin diye sordu. Gözlerimi araladım. Kahverengi gözleriyle bana bakıyordu. iyimisin diye tekrar etti. Kendime baktım. Göğsümde sargılar ve kollarımda sargılar vardı. Serum kolumdan yükseliyordu. 3 gündür buradasın dedi hemşire. Birden gözlerim iyice açıldı. Bilincim yerine geliyordu. Son olanları hatırladım. Veronica nerde diye mırıldandım. Gözlerini kaçırdı. Nerde o diye tekrar ettiğimde gözleri dolmuştu. Cevap vermiyordu. Gözlerim dolduğunda gözlerimi kapadım. Duymak istemiyordum. Hiçbir şeyi. Sevgilim gitmişti. Artık benimle değildi. Birlikte ölmemize bile izin vermemişlerdi. Öldürün beni diye bağırdım. Onsuz napacaktım. Hastaneden çıkar çıkmaz öldürecektim kendimi. Belki bir kutu hap belki kafamdan vururdum kendimi. Artık burada değildi. Beni bırakmıştı. Bu haksızlıktı. Onu koruyamamıştım. Onu korumam ve ertesi günü beklemeden zütürmem lazımdı buradan. Ağlamaya başladım. Gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Keşke daha farklı karşılaşsaydık diye geçirdim aklımdan. Fakat aşk böyleydi. Yanlış zamanda yanlış kişilerle. Fakat o benim doğrumdu. 4 günde birbirimizi bulmuştuk. Tuhaf bir tesadüfle. Hemşire ağzını aç diye mırıldandı. Ağlıyordu. Gözlerimi açtığımda dudaklarıma birşey bıraktı. Yuttum. Bu seni hissizleştirecek dedi. Hissizdim zaten. Fakat aşk beni canlandırmıştı. 4 günlüğünede olsa. Gözlerimi araladığımda hemşire bana bakıyordu. Açtım gözlerimi iyice. Yüzlerimiz yakındı.

Uyandım o ise hala uyuyordu. Annemi aradım. iyiydi sesi iyi geliyordu. Hesabımdaki tüm parayı ona attım. Telefonu kapattığımda Veronica uyanmış bana sarılıyordu. Tekrar öpüştük. Beni ver onlara dedi. Söyleme bir daha dedim gülümseyerek. Tekrar sarıldık yattık. Saat akşam 9 olmuştu. Sanki olacakları bilirmişçesine üstümüzü giyindik. Dizlerime yattı. Saçlarını okşadım. Dört gün içinde birbirimize ait olanı bulmuştuk. O benim ben onun kurbanıydım. Aşk böyleydi çünkü. Telefon tekrar çalıyordu. Başları arıyordu. Dizlerime sarıldı Veronica ve gözlerini kapattı. Aşırı huzurlu hissediyordum. Silahı cebimden cıkarıp yere bıraktım. Bekliyorduk. Sonumuz için. Dünya yaşanmaya değer değildi. Bizi hakketmiyordu. 70.000 tl için sevginin satıldığı bir yer bizi hakketmiyordu. Sadece 4 günde doğru olanı bulmuştuk çünkü. Kapı deli gibi çaldığında ve onların sesini duyduğumuzda Veronica kucağımdan kalktı ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim.

Hemsire elini yanagıma koydu. Oksamaya basladı. Gözlerimi kapattım. Saclarımla oksuyordu bu sefer. Arkadan dünyanın en güzel şarkısı çalıyordu sanki. Sonra öğrenecektim. Bruce springsteen, Nebraska. Huzurlu hissetmeye başladım. Hemşire yüzüme yaklaştı. Ağlamayı bırakmıştı. Gözleri artık dolu değildi. Gülümsüyordu. Gamzelerini görebiliyordum. Gözlerimi araladığımda dudaklarıma yaklaştı. Gözlerine baktım. Kahverengi gözler yavaş yavaş maviye dönüşüyordu. Gözlerimi tekrar kapatıp açtığımda o sarı dalgalı güzel saçları görebiliyordum. Elimi saçlarına koydum. Dokundum. Şarkı hiç susmuyordu. Bu seni iyi hissettiriyor dimi dedi. Dudaklarının arasına bir hap koydu. Yuttu. Altımdaki yatak daha da rahatlaşmaya başladı. Görüş alanıma bira şişeleri girdi. Gözlerimi kapattım. Tekrar açtığımda üstündeki iş kıyafeti yerine çarşafın beyaz uçları kalmıştı. Kapattım tekrar gözlerimi. Hala bana bakıyordu hissedebiliyordum. Sanki aradan saatler hatta günler geçmiş gibiydi. Üstüme baktığımda hala çıplaktım fakat sargıların yerini sarı saçlar almıştı. Gözlerimi kapattım. O tatlı sesini duydum. Hadi kalk diyordu Tekrar açtığımda o tatlı yüzü görüş alanımdaydı. Elini yanağıma koyunca elimi elinin üstüne koydum. Gözlerimden bir yaş akıyordu. Geç kalacağız dedi ve gülümsedi. Gamzeleri o kadar güzeldiki. Üstümden kalktı. Elinden tuttum. Geri yattı. Dudaklarımız birleştiğinde artık uyanıyordum. Buradayım dedi. Biz iyiyiz dedi. Gülümsedim. Gelmediler dedi ve sarıldı. Uçağımızı kaçırıcağız diye mırıldandı. Sarıldım. Sıkı sıkı. Ağlıyordum sanırım. Niye ağladığımı bilemiyordu. Uyuşturucudandı büyük ihtimal. Dudaklarıma bıraktığı. Ya da belki aşk fazla gelmişti. Yinede birlikteydik. Yanımdaydı. Gidiyorduk. izmire.

Bu şekil hikâyelerin tutması lazım yenge hala kuzen gibenlerin değil

bonzainin halüsinasyonları