1. 1.
    +2
    birader bir iki tefsir oku yoksa işin yaş
    ···
  2. 2.
    +2
    sen o ayetlerin sadece bir cümlesini getirip buraya yazıyorsun o ayetlerin tamdıbını buraya yazarsan mantıklılık kazanır o zaman. ayrıca o ayetlerin yorumları var mesela

    ali imran-85. kim islam'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır. (ayrıca tevbe-30)

    burada önce müslüman olup sonra din değiştiren insanlardan bahsediyor.
    ···
  3. 3.
    +1
    evet byler bu arkadaşa cevap vereceğim demiştim. şimdi netten bilgi öğrenmek güzel bir şey. faydalı bir olay. ancak bu bilgiyi öğrenirken, özellikle din ile ilgili bir bilgiyi öğrenirken cevabı verilmiş mi verilmemiş mi gerçekten bir bakmak gerekir.bu aarkadaşın tek amacı ortalığı karıştırmak.ama kendi rezilliğiyle baş başa bırakıyorum bunu :D hee şunu da söyleyeyim. yabancı ateist arkadaşlarım var, sizin bu çaresizliğinize ve özenti ateizminize popolarıyla ahahaha diyorlar.biz yabancı ateistlerle bilimsel konular üzerinden tartışırken burdaki ateistlerin çelişki buldum diyip sevinmeleri bana çooook basit ve çocukça geliyor :D

    cevaplaarrrr :Şer-kötülük Allah’tan mı gelir?
    Bu konuda eleştiri yapılmaya çalışılan Nisa Suresindeki iki ayettir. ilk başta bu ayetlere bakalım:
    Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar? Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. (4 Nisa Suresi, 78/79)
    78. ayette tümü Allah katındandır derken, 79. ayete ise kötülüklerin kendinden olduğu bildirilmektedir. Bu iki mealde mana aynı gibi gözükürken, orijinal arapçasında birbirinden farklı olarak geçen bir kelime vardır. 78. ayete tümü Allah’tandır derken burada Arapça “ indi” (عند) (tarafından) kelimesi geçer. Fakat 79 ayette bu kelime geçmez. Bu kelime önemli bir anlam farkı ortaya çıkartır. Her şey Allah tarafından (indi Allah) dır. Her şey sonuçta Allah’ın dilemesi ve takdiriyledir. Başlara gelen kötülükler ise kendi elleriyle kazanılması sonucundadır.Örneğin bir insan elini ateşe soksa eli yanar. Elinin yanması Allah’ın yarattığı kanunlar gereğidir. Fakat elini yakan buna elini sokandır. Sorumluluk elini sokan insandandır ama onun elini yakan bu doğa kanunlarını yaratan Allah’tır.

    Kuran’da güneşin suyu içinde battığı iddiası mı vardır?
    Kehf suresi 86. ayetindeki “onu kara çamurlu bir gözede batmakta ( garabe) (مغرب) buldu,” ifadesinden yola çıkarak Kuran’da güneşin suyun içine battığını söylendiği iddia edilmektedir. Yine bu ayetlerdeki ifadenin dünyanın düz olduğu sonucunu çıkartmaktadırlar. Oysa diğer tüm iddialar gibi bunlar da doğru olmayan iddialardır.
    Bu eleştirilerdeki en büyük hata kelimelerin anlamlarını kavrayamamak ve anlayış ekgibliğinden kaynaklanıyor. Bu gösterdiğiniz ayette iki yerde geçen ve türkçeye “batmak” olarak çevrilmiş iki kelime var. Bunlara bir daha bakalım:
    Sonunda güneşin battığı ( mağrib) (مغرب) yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta ( Garabe) (غرب) buldu, yanında bir kavim gördü. (18 Kefh Suresi, 86)
    Yukarıdaki ayette güneşin suyun içine batıyormuş gibi bir ifade olduğunu iddia ediliyor. Şimdi “güneşin batması” ile, “bir şeyin suda batması” türkçede aynı kelime olabilir, fakat bu kelimeler arapçada ayrı kelimelerdir. Bu farkı bilmemesi veya karmaşadan yararlanmak istemesi bu son derece yanlış iddiada bulunmasına neden oluyor.
    Güneşin batması “Garebe” fiiliyle ifade edilir. Hatta bu kökten türeyen kelimeler türkçeye‘de geçmiştir. Örneğin “garb”(غرب)ya da “mağrib”(مغرب) aynı kökten türeyen kelimelerdir, “batı” (yön) anlamlarına gelir.
    Bir nesnenin suda batması ise “gareke”(غرق) fiilidir ve “garabe” (غرب)den farklı bir fiildir. Bu kelime de aslında türkçeyegeçmiştir. Suya gark oldu derken bu fiili kullanırız. Kuran’da, da bir şeyin suyun içine batması anlamında bu kelime kullanılır, mesela Kehf suresinde:
    …. "içindekilerini batırmak ( garake) (غرق) için mi onu deldin?... denmektedir (18 Kefh Suresi, 71)
    Şimdi güneşin batmasıyla, bir şeyin suda batmasının türkçede batmak fiiliyle kullanıldığını, arapçada ise farklı kelimeler olduğunu anladık. Dolayısıyla Yukarıdaki ayette de güneşin suyun içinde bir cisim gibi batmasından bahsedilmesi söz konusu değildir. Bizim anladığımız (normal muhakemesi olanların anladığı) şekildeki güneşin batışıdır.
    Aslında buradaki batmak fiilini arapça karşılıklarını bilinmese bile yukarıdaki eleştirileri yapan arkadaşların anladığı gibi anlamak bir art niyet sonucudur. Acaba biri “ Ben dün deniz kıyısında gittim ve güneşin denizde batışını seyrettim” dese bundan siz güneşin suyun içine battığını mı anlarsınız? Ya da “güneş her sabah doğuyor” derken sen güneşin bir annesi var, her sabah bu anne doğum yapıp, güneşi doğurduğunu mu düşünüyorsunuz? J ...
    Zaten kelimelerin Arapça karşılıklarına baktığımızda konunun çok açık olduğu farkedilmiştir. Güneşin battığı yer olarak ayette geçen kelimenin orijinali “mağrib” (مغرب) kelimesidir. Bu kelime batıda bir yer anldıbına gelir. Bu ifade batıda gidilecek en uzak yeri ifade etmektedir. Mesela Kuzey Afrika ülkesi Fas’a Araplar “Mağrip “ derler. Çünkü batı yönünde gittikleri bir yer olduğu için böyle isimlendirmişlerdir. Buradan da dünya düz anlamı nasıl çıkar anlamıyorum. Mesela günümüzde de türkçede ya da diğer dillerde benzer ifadeler kullanılır. Japonya bir uzak doğu ülkesidir (ingilizcede de türkçedekiyle aynı anlama gelen “Far East”). Doğu da gidilebilecek en uzak ülke Japonya’dır. Japonya’nın dünyanın en doğudaki ülke denmesi dünyanın düz olduğunu mu gösterir?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +1
    @1 copy paste

    ayetlerin böyle olmadığını ufak kelime oyunlarıyla inanmak istemeyişine dayanak aradığını hepimiz biliyoruz. gel sen de iman et korkma eğer hakkıyla tövbe edersen günahlarına reset atmış olursun
    ···
  5. 5.
    +1
    kıble ne tarafta beyler
    ···
  6. 6.
    +2 -1
    10- Edison, Einstein, Ebu Talip ebedi cehennemlik mi?

    Al-i imran/ 115. Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.

    Bakara/ 217. Sizden kim dininden döner de kafir olarak ölürse öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır.

    Tevbe-17. Allah'a ortak koşanların, inkarlarına bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescitlerini imar etmeleri düşünülemez. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir. Onlar ateşte ebedi kalacaklardır.

    Müslümanların yaptığı zerre kadar işler karşılıksız kalmayacakken, inanmayanların bütün amelleri boşa gidecek ve sonsuza kadar cehennemde işkence görecekmiş. Tanrı böyle haksızlık yapmaz.
    ···
  7. 7.
    0
    reserve
    ···
  8. 8.
    0
    adam haklı beyler
    ···
  9. 9.
    0
    resrve mi alayım da bir boşluğumda şu genç ve ateşli ateist panpanın hevesini kursağında bırakayım. şimdilik çelişki iddalarına devam et.ne kadar çok iddia, seni o kadar çok rezil edeceğim anldıbına gelir :D
    ···
  10. 10.
    0
    inanmamanın verdiği yürek sızısını destekçi bulmaya çalışarak gideremezsin kardeşim. bu konuda kendinle başbaşasın
    ···
  11. 11.
    0
    reserved bu görüşleride okumak lazım . Hû !
    ···
  12. 12.
    0
    @53 keşke eksileyeceğine açıklasaydın panpa neyse canın sağolsun.
    ···
  13. 13.
    0
    8- Yıldızlar şeytanlara atış tanesi mi?

    Mülk-5. Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

    Kandille kastedilen yıldız. Ama sanki yıldızın ne olduğu bilinmiyor.
    Üstelik koca yıldız, belki de dünyanın 30-40 misli büyüklüğünde ama ayette şeytanlara atış tanesi olarak yapıldığını söylüyor.
    ···
  14. 14.
    0
    Bilimsel felsefeden çekiyosun... Ayıp züt
    ···
  15. 15.
    0
    6- "Kısasa Kısas" çağdaş hukuka terstir.

    Bakara-178. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir.
    Kısas'ın çağdaş hukukta geçerliliği olabilir mi?
    Bu ayetle Kur'an'ın evrenselliğinden bahsedilebilir mi?
    ···
  16. 16.
    0
    lan boşuna mı yazdık o kadar yazıyı
    ···
  17. 17.
    0
    http://troloy.com/uploads...mesene_yle_9781205127.jpg
    ···
  18. 18.
    0
    http://inciswf.com/1290153630.swf
    ···
  19. 19.
    +1 -1
    dostum tüm entrylerini üşenmeyip tek tek eksiledim. rezervemi alıyorum, bundan sonrakileride eksileyeceğim.

    senin o kıt beyninin okuyupta algılayamadığı ayetleri, sana burda açıklama gereği duymuyorum. çünkü açıklasamda anlamak istemeyeceksin, böyle diyonda, burası böyle diyeceksin. yazdıklarımı zütünden anlayacaksın. çünkü tartıştığım ateistlerin çoğu öyle, yazdığımı bile anlamıyor *

    @36 ya kulak ver. Ayrıca niye bu kadar kin besliyorsun anlamış değilim, oysa ki sen ve senin gibiler, dinimizin 'sözde' kötü yaklaşımını reddetdiği için iyi olmayı savunanlar değil misiniz? Madem iyi olmak için bir yaratıcıya, dine ihtiyaç yok diye kıvranıyorsun, niye halen zamanını burada geçiriyorsun? git biraz yardım et, sözünde dur.

    "benim inancım bana, senin inançsızlığın sana"
    ···
  20. 20.
    0
    Panpa tüm sıkıntıları yaz bende böyle bi konu açmak istiyodum bir kısmını önceden araştırmıştım araştırmadıklarıma da bakarım iyi olur arşiv gibi
    ···