1. 12.
    0
    @10-11 Yaşar nuri dediğin adam hadis inkarcısının tekidir. inkar ederek, islamı hizaya sokmaya çalışıyor. Güzel bir şey yapıyor bence ama, doğru değil.

    Ayetler onlarca farklı alimce tercüme edilmiştir. Bugüne kadar hep yanlış tercüme etmişler zaten. Resmen hangisi akla yatkınsa onu seçme taraftarısınız arkadaş.

    Yaşar nuri diyor ki, kuranda el kesmek yoktur. Hırsızlık yapanın eline ufak bir çizik atılır. zütümle güldüm lan bune. Asmasıyla, kesmesiyle ünlü şeriat hırsızlara "ayıp ayıp" diyormuş.

    Yaşar nuri diyor ki, stephen hawking dabbe imiş. zütümle bile gülemedim.

    Kaldı ki yaşar nuri buhariye yalancı diyecek kadar küstahtır. Buhari islamiyet aleminin sahabeden sonra en önemli insanlarından sayılır. Hadisleri en sahihtir. Yaşar nuri hadislerden saklanmaya çalışır, fakat kuran hadissiz anlaşılmaz. Yaşar nuri kuranı bugüne uydurmak için törpüler..

    Yaşar nuri, cüppeli ahmet hocayla karşı karşıya gelmekten korkar. Çünkü söyledikleri tamamen kılıfına uydurmaktır. Keşke islam onun dediği gibi olsa ama değil..

    edit: bozulduğu için tevratı ve incili yeni sürüme aktaran tanrı, islamiyet yozlaşınca uzaktan bakmış demek durumdan memnun.
    ···
  2. 11.
    0
    @9 ayırca kuranki bir ayetin farklı kişiler tarafından kaç farklı şekilde tercüme edildiğini görseydin ne kadar saçma sapan konuştuğunu görürdün.
    ···
  3. 10.
    0
    @9 he öyle evet. kurandaki arapçayı inci sözlükteki türkçeyle kıyaslarsan böyle boş yorumlar yaparsın işte. editimi okursan anlarsın. gerçi anlasan da anlamamazlıktan gelirsin o ayrı.
    ···
  4. 9.
    -2
    1400 yıl geçti. Ne alimler, ne hocalar, şeyhler geldi geçti dünyadan. Hayatını islamiyet'e ve onu anlamaya adayan insanlar geçti. Hadis yazanlar bunu allah'a ve onun elçisine hizmet için, yararlı olmak için büyük bir titizlikle yaptılar.

    1400 yıl geçti. Devir değişti tabi. Şimdi çakma müslümanlar geçmişe dönüp yalanlamaya başlıyorlar. Yok hadisler yalanmış, yok kuran yanlış anlaşılmış..

    Kuran "apaçıktır"..

    Canlarım benim, madem beğenmiyorsunuz; sorunu kitabınızda arayın. O kitaba göre bunları inkar ederek dinden çıkıyorsunuz zaten ama neyse..
    ···
  5. 8.
    +1
    HAKLISIN PANPA
    ZATEN GiDiP DE KADIN DÖVEN iNSAN DEĞiLDiR
    DIŞARDA LAF ATARLAR GÖTÜ KORKAR EVE GELiR KARI DÖVER pekekent
    ···
  6. 7.
    0
    adam haklı amk
    ···
  7. 6.
    0
    adam haklı
    ···
  8. 5.
    0
    http://inciswf.com/1304375737.swf

    hayir yani bu konuda bilgisi daha yüksektir, daha iyi bilir diye.
    ···
  9. 4.
    0
    kadın dövmeyin o.çları
    ···
  10. 3.
    +1 -2
    sanki o dönemde yaşamış amk gelmiş buraya züt
    ···
  11. 2.
    +1 -6
    çok haklısın güzel kardeşim.
    ···
  12. 1.
    +9 -6
    oradaki kelimenin yanlış tercüme edilmesinden kaynaklanan bir durum var ortada. ayetin aslı şöyle:

    4/34 : "... Sadakatsizlik ve iffetsizliklerden çekindiğiniz kadınlara önce öğüt verin, yataklarında yalnız bırakın, nihayet onları bulundukları yerden uzaklaştırın"

    yani en son çare olarak "dövmek" değil. "uzaklaştırmak" tavsiye edilir.

    hz muhafazid hiçbir eşine bir kere bile el kaldırmamışken kuran'da böyle bir tavsiye olabilir mi?

    edit: (alıntıdır)

    Ayette ; sadakatsizlik ve iffetsizlik yapmalarından korkulan kadınlar için, kocaya sıra ile tatbik edilmek üzere üç yaptırım önerilmektedir. 1) Eşinize önce öğüt verin 2) Eğer birincisi fayda vermiyorsa, yataklarında yalnız bırakın yani onlarla cinsel ilişkiye girmeyin. 3) Her iki uygulamadan da netice alınmıyorsa, daha etkili olarak onları bulundukları mahalden uzaklaştırıp başka bir yerde oturmaya mecbur edin. Kur'ân'ın gayesi; toplumun çekirdeğini teşkil eden aileyi sağlamlaştırmak, yuvanın bozulmasını önlemektir. işte bu üçüncü yaptırımda müfessirler arasında fadribuhünne ifadesinin anlamında anlaşmazlıklar çıkmış, bazı müfessirler (bu kelime genel manası icabı dövün anlamındadır) tezini savunmuştur.

    Ayetteki fadribuhünne ifadesi, Arapça'da yirmiye yakın manası bulunan darb kelimesinden türeyen bir emirdir. Kur'ân'da darb kelimesi aşağıdaki ayetlerde kullanılmıştır. Darb: Örnek verme, örneklerle anlatma. (Örnek olarak bk. ibrahim 24, Nahl 75 - 76, Rûm 28) Gezip dolaşma, seyahat etme (bk. Nisa 94, Maide 106). Yol açma (bk. Tâhâ 77). Uzaklaştırma, uzakta tutma (bk. Zühruf 5). Mühürleme, damgalama, tıkama (bk. Bakara 61, Kehf 11). Yüze ve sırta vurma(bk. Enfal 50, muhafazid 24). Elle vurma (bk. Saffat 93). Boyun ve parmakları vurup uçurma (bk. Enfal 12). Bir aletle (sopa v.s.) vurma (bk. Bakara 60, Araf 160, Şuara 63, Sad 44).

    işte görüldüğü gibi birçok manası bulunan darb kelimesi, bu ayette uzaklaştırma anlamında kullanılmıştır. Peygamber Efendimizin de uygulamaları aynı yöndedir. Eğer burada sözcük dövün olarak algılansa, o zaman eş iffetsizlik fiilini işlemeden şüphe üzerine kocadan dayak yemiş olacaktı ki, böyle bir yaptırım Kur'ân'ın evrenselliği ve adalet ilkeleri ile bağdaşamazdı. Kur'ân'da dövme cezası ( Nûr 24/2) ; ister kadın ve ister erkek olsun, ancak dört şahitle ispatlanarak kesinleşmiş zina suçuna verilmiştir.
    (Bkz. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk - islâm Nasıl Yozlaştırıldı - Say: 341-348).

    alın size kanıt.
    Tümünü Göster
    ···