/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +9 -3
    "Evren nasıl meydana geldi ? " sorusu bugüne kadar birçok insanın özellikle de bilim adamlarının merak ettiği bir sorudur. Bu soruya ise ilk cevap verenler 1920 yılında rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi Georges Lemaitre olmuştur.

    Bu iki  bilim addıbına  göre evren bir " büyük patlama " yani "big bang " ile oluşmuştur. Bu teoriye göre evren aşırı derece de yoğun ve sıcak bir biçimdeyken , ayrıca bütün âlem tek bir bütün içindeyken şiddetli bir patlama sonucu şimdiki halini almıştır. Bu teori günümüzde de birçok ,  hatta neredeyse bütün bilim adamları tarafından kabul edilir.

    Yani insanlığın merak ettiği , hakkında binlerce hurafelerin uydurulduğu , ancak 19.yy'da keşfedildiği bu gerçeği 1400 sene evvel teknolojinin t'sinin bile bulunmadığı kuran tarafından keşfedilmiştir.

    Kuran'ın Enbiya suresinin 30.ayetinde buyurduğu gibi ;

     “O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?”

    Ayette geçen "ratk" kelimesi birbiriyle bütün , iç içe anlamlarına gelir .

    Yine ayette geçen "fatk" kelimesi bitişik nesneleri birbirinden ayırıp , yarıp  dışarı çıkarma anlamlarına gelir .

    Gerçekten de big bang teorisine göre herşey bitişiktir. Yani her bir madde tek bir maddenin içindedir buna daha yaratılmamış olan yer ve gökte dahildir . Ayette ki "ratk" kelimesi bunu kastetmiştir. Daha sonra büyük bir patlama sonucu yarılıp ayrılmıştır. Ve yine ayette geçen "fatk" kelimesi bu olayı ifade etmiştir.

    işte , Kuran-ı Kerim  "evren nasıl meydana geldi ?" sorusuna böylesine muazzam bir cevap vermiştir. Peki bunu 1400 sene önce modern teknolojinin bulunmadığı bir devirde okuma yazma bilmeyen biri nasıl olurda yazabilir yoksa onun gizlediği bir teleskopu mu vardır ? Tabi ki de yoktur. Bu kitap ancak ve ancak Allah'ın kelamıdır.

    Muminum suresinin 80.ayetin de buyurduğu gibi ;

    " Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? "

    Yoksa siz ! " Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız ? "

    Allah'a emanet olun.
    ···
  2. 2.
    +3
    Kuran-ı Kerim var şuku.
    ···
    1. 1.
      +1
      10 yil sonra bing bang teorisi degisse sizin mealler yine degisecek amk, cunku arapcada bir kelime bir cok anlama geliyor di mi ?
      ···
  3. 3.
    +1
    kardeş islam alimlerinin bir çogu big bangı reddeder ama evren 6 bin yasında der evrimi reddeder ve kanıt diye gosrtermis oldugun ayette herseyı sudan yaptık diyor kuranda baska bir ayette insanı topraktan ayarattım dıyor bır ayette asılanmıs yumurtadan yarattım dıyor bır ayette kan pıhtısından yarattım dıyor aslında guzel bi yerden gırmıssın ama tek bır ayetle olucak ıs degıl bu
    ···
  4. 4.
    0
    Okumadım şuku

    Edit : okudum güzelmiş helal pmp
    ···
  5. 5.
    0
    Aferim sözlükteki ipnelere tebliğ yapan genç kardeşim
    ···
  6. 6.
    0
    kurana göre evren 6 günde yaratılmıştır.

    Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden Allah'tır. O'ndan başka bir dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz? (secde suresi 4. ayet)

    aksini iddaa eden de ateisttir.
    ···
    1. 1.
      -1
      Yaratılışın her gününü, Dünya zamanıyla hesapladığımızda karşımıza aşağıdaki durum çıkar:

      • Zamanın başladığı andan itibaren bakıldığında, yaratılışın 1. günü (1. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu süre, bizim zamanı Dünya'da algıladığımız şekliyle 8.000.000.000 yıla eşittir.

      • Yaratılışın 2. günü (2. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu, bizim algılarımızla bir önceki günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 4.000.000.000 yıl.

      • 3. gün (3. devre) ise yine bir önceki gün olan 2. günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 2.000.000.000 yıl.

      • 4. gün (4. devre) 1.000.000.000 yıl,

      • 5. gün (5. devre) 500.000.000 yıl,

      • ve 6. gün (6. devre) 250.000.000 yıl sürmüştür.

      • Sonuç: Yaratılışın altı günü, yani altı devresi, Dünya zamanı türünden toplandığı zaman, 15.770.000.000 yıl bulunur. Bu rakam günümüzdeki tahminlerle büyük bir paralellik içindedir.

      Bu sonuç XXI. yüzyıl biliminin ortaya koyduğu gerçeklerdir. Bilim, 1.400 yıl önce Kur'an'da haber verilmiş bir gerçeği bir kere daha tasdik etmektedir. Kur'an ve bilim arasındaki bu uyum, Kur'an'ın, herşeyi bilen ve yaratan Allah'ın vahyi olduğunun mucizevi kanıtlarından biridir.
      ···
      1. 1.
        0
        De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.” (fussilet 9)

        O, dört gün içinde yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. (fussilet 10)

        Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “isteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. ikisi de, “isteyerek geldik” dediler. (fussilet 11)

        Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. işte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir. (fussilet 12)

        2 günde yer, 4 günde dağlar bitkiler çayırlar, son iki gün de gökler. tabi yıldızlar mı önce oluşmuş dünya mı yazarın bundan haberi yok. sen evrede diyerek kendini kandırmaya devam et
        ···
      2. 2.
        0
        Bizim için önemli olan nokta, öncelik sonralık sıralamasındaki farklı anlatımlar değil, onları yaratan Allah (CC) nin gücü ve azameti olmalıdır. Kur’an’ın bazı Ayetlerinde bu tür anlatımlar mevcut olup, “Neden sıralama gözetilmedi?” şeklinde bir soru sormak abesle iştigaldir, Bu sıra gözetilmemeye, Enbiya S. 90. Ayetini örnek olarak vermek mümkündür.

        [021. 090] Biz de ona icabet ederek, Yahya’yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak Bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.

        Enbiya S. 90. Ayetini dikkatli okuduğumuz zaman, Zekeriyya (as) ın eşinin doğum yapacak hale getirilmiş olması, Yahya’nın bahşedilmesinden sonra anlatılmaktadır, hâlbuki sıralamaya göre önce doğum yapacak hale getirilmiş olması, sonra Yahya’nın bahşedilmiş olmasının anlatılması gerekirdi.

        Sonuç olarak; Kur’an’ın doğru anlaşılması için gerekli olan şartlardan birisi, indiği zaman ve mekân içinde yaşayanların konuştuğu dilde kullanıldığı edebi üslupların göz önüne alınma gereğidir. Bu üslup göz önüne alınmadan, Kur’an’ı bizim sahip olduğumuz dil üslubu içinde okumaya çalıştığımız zaman ortaya çıkan bir takım müşkil Ayetleri anlamak zorlaşacaktır. Aynı şekilde Kur’an da bildiğimiz anlamda normal bir Kitap ta bulunan, giriş, gelişme, sonuç şeklinde bir sıralama çoğu zaman takip edilmez, eğer böyle bir sıralama içinde olması gerektiği gibi bir düşünce içinde okuduğumuz takdirde yine kafamıza birçok sorunun takılması muhtemeldir.
        ···
      3. 3.
        +1
        üzgünüm de allah önce yeri yarattım sonra göğe yöneldim diyorsa ben orda dur diyebilmeliyim.
        ···
      4. diğerleri 1
  7. 7.
    +1 -3
    Nedense bu tür iddaları bilim söylemeden önce bilmiyordunuz, çıkıp söylemiyordunuz, şimdi mi aklınız başınıza geldi de ilk bizde var dediniz?
    Biraz zeka ve mantık lütfen...
    Senin o dediğin genişletme ifadesi, bir sürü anlama geliyor. Daha kuranda evrenin yaşı yanlış biliniyor bigbang'i mi bilecek? Bir de şu var; Bir tek nedense Türkiye'de bu konu geçiyor ahahhaah.
    Siz var ya, o dediğiniz şeytandan daha şeytansınız.
    Bilimi bu tür saçma sapan şeyler için kullanıp, anlamlarını değiştirirsiniz.
    Sizden korkmak lazım!
    ···
    1. 1.
      -2
      kuran, bir bilim kitabı gibi neden, niçin, ispat, bilimsel birikim gözetmeden doğrudan sonucu ortaya koymaktadır. bilim ise tüm bu aşamaları katederek sonuca ulaşmaktadır.

      görüldüğü gibi kuran’ın doğrudan sonucu ortaya koyuşu ile, bilimin deneylerden, gözlemlerden, formüllerden geçen süreci farklıdır ve farklı da olmalıdır. bilim sonuç ortaya konmuş olsa da metodolojisinin gereği olan tüm bu basamakları aşmak ve kendi yöntemiyle sonuca ulaşmak zorundadır. bu yol bilimsel bilgi yapısının bir zorunluluğudur. nitekim kuran’ın gerek evren’de, gerek dünya’da araştırmalar yapmamızı söyleyen ayetleri bu yöntemi teşvik edici özelliğe sahiptir. kimse bizim bu yazdıklarımızdan kuran’ı ve bilimi yarıştırdığımızı sanmasın. bizim göstermeye çalıştığımız, kuran’ın bilimsel basamakları takip etmeksizin doğrudan verdiği bilimin ilgi alanındaki, konularla ilgili bilgilerin, bilimsel basamakların çıkılmasıyla onaylandığı ve kuran’ın mucizeviliğinin doğrulandığıdır. kuran evren’in yaratıcısından gelmektedir. evren’in yaratıcısı ise zaten evren ile ilgili tüm bilgilere sahiptir. bu yüzden allah, kuran’da, kuran’ın indiği dönemde bilimin ulaşmamış olduğu kimi bilgileri, insanlara sonuç olarak aktarır. günü gelince bilim, formüller oluşturarak kullanır, gözlemler yapar, teknolojik buluşlarını gözlemlerde kullanır ve bilimsel birikim genişler. işte bilimin takdire değer çabalarıyla varılan bu sonuçlarının önemli bir kısmı, evren’le beraber bilimsel kuralları da yaratanın kitabında önceden açıklanmıştır.
      ···
      1. 1.
        -2
        kusura bakma da;
        ne önce açıklanmıştır!
        ne de önce bilime rehber etmiştir!
        sizin bu tür iddalarınızdan diğer dinlerde de var!
        mesela tao'dan ying ve yang diye iki madde cıkmıstır.
        jen ve antijen diyelim buna.
        ve herşeyin başlangıcı taodur
        bu da bıgbangı gosterır yıne.
        ıstedıgınız yerden ıstedıgınız anlama cekebılırsın!
        bunu unutma ve ınsanları kandırma!
        ···