1. 1.
    +14 -13
    islam dininin kitabı olan kuran-ı kerim'de miras bölüşümü ile ilgili ayette göz çarpan hatadır.

    nisa suresi 11 ve 12. ayetlerde islam dinine uygun miras bölüşümü anlatılmıştır fakat ayetten hareketle ortada bir yanlışın olduğu ortaya çıkmaktadır. yani kuran'ı kerim'de hata vardır bu hata matematiksel bir hatadır fakat matematiksel veya mantıksal olması birşey ifade etmez, kutsal bir kitaptaki hata ne tür olursa olsun eleştiriye veya gözden geçirilme gereksinimi uyandırmalıdır.

    bu hata ise şu şekilde yazı ve sayısal değerlerle açıkça ifade edilmiş ve okuyanları ikna etmiştir.

    ps: eğer bu hatayı kabul etmeyecekler varsa bence okumasınlar ki matematik yalan söylemez. feridun düzağaç demiş, "bu matematik bize yalan söylüyor hocam" diye ama o bir şarkı sözü.

    • **
    - alıntı -

    nisa suresi/11. allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. bunlar allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). şüphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir.

    nisa suresi/ 12. yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (zevcelerinizindir). eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. bunlar allah'tan size vasiyettir. allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.

    bu ayetlere göre varsayalım ki, bir adam öldü ve geride üç kız evlat, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.. yukarıdaki ayetlere göre miras paylaşımı şöyle olacaktır:

    üç kız evlada mirasın 2/3'ü, ana ve babanın her birine 1/6, karısına 1/8 kalacaktır.

    bu durumu, matematiksel olarak hesaplarsak:

    (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 bulunur! (halbuki 1,0 olması gerekirdi!..)

    bu sonuç kur'an'da verilen oranların hatalı olduğunu göstermektedir. çünkü mirasın %112,5 u mirasçılara dağıtılamaz. böyle %100'ün üstünde bir dağıtım yapmak imkansızdır.

    örnek:

    adam ölüyor. geride kalan varisler şunlar; eşi, 3 kız çocuğu, annesi ve babası..

    buna göre miras dağıtım oranları nisa suresi 11. ve 12. ayetin de şöyle bildirilmiştir:

    kız çocuklarına mirasın 2/3 ü
    anneye mirasın 1/6 sı
    babaya mirasın 1/6 sı
    eşine mirasın 1/8 i

    ---

    adamın kalan mirasını 120 milyar farzedelim:

    120 x 2/3 = 80 çocuklara
    120 x 1/6 = 20 anneye
    120 x 1/6 = 20 babaya
    ---
    toplam = 120 görüldüğü gibi mirastan eşe hiç para kalmadı.

    eğer eş de almış olsa;
    120 x 1/8 = 15 eşe düşen pay
    ---
    toplam = 135 olacaktı.

    halbuki ortada 120 milyar var. eşe 1 kuruş dahi kalmadı.

    işte bu kur'an ayetlerinin hatalı olduğunu gösterir.

    uludağ sözlük'teki beyaz musluman'dan alıntıdır.
    ···
  1. 2.
    -1
    up up up
    ···
  2. 3.
    +2
    abi iyi güzel demişsindir muhakkakta şimdi dava olcak yine uğraşcaz amk

    edit:bunu okuyan çocuk kör olmuş
    ···
  3. 4.
    -1
    up up up :(
    ···
  4. 5.
    -1
    inanmıyosan hatalı olsa ne olcak olmasa ne olcak
    ···
  5. 6.
    0
    @1 haklı şuku
    ···
  6. 7.
    0
    up up up
    ···
  7. 8.
    -2
    @1 hiç okuyamayacağım, şuku,we trust
    ···
  8. 9.
    -1
    özetle canım
    ···
  9. 10.
    +1 -2
    belki yazıya geçirirken yanlış geçirmişlerdir, olamaz mı, olabilir.
    ···
  10. 11.
    0
    reserved.
    ···
  11. 12.
    +6 -4
    haklı falan değil kalana göre bölmeye devam ediceksin sıralama da verilmiş 120 'nin 80 ini verdiysen 60 ı bölerek devam et cahilmisin
    ···
  12. 13.
    0
    @1in yazdigina vakif olamadim ama @13 gibi gibivermiş gibi
    ···
  13. 14.
    +31 -6
    HATA iDDiASININ GEÇERSiZLiĞi VE KANITLARI
    Yukarıda bahsedilen iddianın temel noktası, ayetlerde sözü geçen oranların her halükarda ve hangi mirasçılarla beraber olurlarsa olsunlar mirasçılara verilmesi gereken minimum miras payları olarak kabul edilmesidir. Peki, Kuran-ı Kerim’in lafzından ve biraz derinlemesine incelemeyle çıkarılan anlamından bu kabulü destekleyen veriler çıkarılabilir mi? Yoksa tam tersi bir durum mu söz konusudur?
    Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer, anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır.
    Peki , iddia ettiğimiz bu kriterin Kuran-ı Kerim’deki dayanağı nedir?
    Nisa 176:
    Diyanet işleri Meali : Senden fetva istiyorlar. De ki: “Allah, size “kelâle” (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler, (erkek kardeşin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
    Bu konuda gösterilebilecek en önemli delil Nisa:176 ayetindeki “Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur (yani mirasın tamamı ona kalır)” ifadesidir. Bu ayette “kelale” olanların mirasçılarının alacakları paylar açıklanmaktadır. Kelale kelimesi “anne-babası ve çocukları olmayan” ya da “babası ve çocukları olmayan” şeklinde açıklanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz ifade de sadece ölen kız kardeşin “erkek kardeşi” mirasçı olarak sayılmıştır. Hem de mirasın tamdıbına yani 1/1 ine sahip olacağı bildirilmiştir. Kelale kavramı ana-baba ve çocukların bulunmadığı bir durumu kapsar. Ancak, ölen kız kardeşin “eşinin” mirasçı olarak bulunamayacağı anldıbına gelmez. Eşinin ya da başka herhangi bir mirasçının bulunmadığı da ayrıca belirtilmez. Burada eğer ki, erkek kardeşin mirasçılığıyla ilgili ifadeden, sadece erkek kardeşin mirasçılığından bahsedildiği için, “bir tek, erkek kardeşin bulunduğu durumda” mirasın tamdıbını alabileceğini kabul etmezsek, sağ kalan erkek eşin (kocanın)de miras hakkının bulunduğu bir durumda mirasın tamdıbının erkek kardeşe verileceğini kabul etmek zorunda kalırız. Oysa ki Nisa:12 ayetindeki “Eğer çocukları yoksa , karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir” hükmü gereği, bulunması olası bir mirasçı olan kocanın da mirastan ½ oranında pay alma hakkı olabilecektir. . Yani, 176.ayetteki ilgili hükümden, “sadece erkek kardeşin bulunduğu ve başka mirasçının bulunmadığı bir durumda” mirastan 1/1 pay alacağını kabul etmez isek, açık bir şekilde kendi içerisinde çelişen bir durumun ifade edilmiş olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Kız kardeşin miras bırakan olduğu ve erkek kardeşin mirasçı olduğu “her durumda”, erkek kardeşin mirasın tamdıbını alacağını kabullenirsek, sağ kalan kocasının miras hakkını çok açık bir şekilde ihlal eden bir hükmün varlığını kabul etmemiz gerekir. Bu da mantıklı düşünceye uygun değildir. Kuran’a inananların bakış açısından bakarsak da, Kuran-ı Kerim’in böyle çelişkili bir düzenleme getirdiği sonucuna gideriz, bu da inanan kişiler için kabul edilebilir değildir…
    Aynı şekilde yine 176.ayette geçen “Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.” ifadesinden anlaşılacağı üzere erkek ve kız kardeşlerin bir arada mirasçı oldukları bir durumda, “mirasın tamdıbını”, erkeklere kızların iki katı pay verilmesi suretiyle dağıtmak gerekecektir. Burada da bulunması mümkün olan (kelale kavrdıbına dahil olmadığı için) bir mirasçı yani sağ kalan eş söz konusudur. Ölen kardeşin cinsiyetine göre bu mirasçı koca veya hanım eş olacak ,bu duruma göre de ½ ya da ¼ pay hakkı olabilecektir. Ancak yukarıda da açıkladığımız gibi sadece ilgili hükümde ifade edilen mirasçıları var olduğu bir durumda geçerli olan oranlar olduğunu kabul edersek böyle bir sorun da kalmayacaktır.
    internet üzerinden ulaşabileceğimiz bazı kaynaklarda yukarıda savunduğumuz görüşün aksi fikirler savunulmaktadır. Ancak bu fikirlerin yanlışlığı ayetlerin ve ayetlerde geçen kelimelerin biraz detaylı incelemesinden kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bu fikirlerin önemli noktaları aşağıda aynen alıntılanmıştır
    [“Meselâ bir ayetin bir cümlesinde “ölenin eğer çocuğu yoksa annesine şu kadar” diye geçer, diğer ayetin başka bir cümlesinde “ölenin eğer çocuğu yoksa kocasına şu kadar” diye geçer. Pratikte eğer ölen bir kadının çocuğu yok, fakat annesi ve kocası var ise, bu somut durum için her iki cümle de aynı derecede ve doğrudan geçerli olur. Yani “eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” cümlesi bir tek ölenin sadece annesinin olduğu, başka kimsesinin (örneğin eşinin) olmadığı durumu düzenlemekle kalmıyor. Zaten bu mantıksız olurdu, cümle sadece ve sadece bu durumu (ölenin varis olarak yalnızca annesinin kaldığı durumu) düzenlemiş olsaydı, neden anneye sadece üçte bir versin? “Eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” cümlesi, ölenin çocuğunun olmadığı, fakat annesinin olduğu her durum için doğrudan geçerli (ölenin eşi olsa da, olmasa da).
    Başka bir deyişle, pratikte çıkabilecek olan durumlar (varis tabloları) tek tek bir bütün olarak tek bir ayet veya tek bir cümle bütünlüğü içerisinde ele alınmamış. Dolayısıyla ayetleri herhangi bir somut durum (varis tablosu) üzerinde uygulamak istediğimizde, üç ayeti de cümle cümle okuyacağız ve işlemekte olduğumuz somut durum (varis tablosu) için geçerli olan cümleleri tespit edeceğiz”]
    Yukarıda alıntıladığımız görüşün içerisinde koyu renkle vurgulanan kısımda “eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” şeklinde bahsedilen hüküm Nisa 11 dedir ve ayetteki kullanılışı burada bahsedilen şekle hiç uymaz. Ayette aslında “çocuğu yoksa ve ebeveyni =anne-babası ona varis olmuşsa” ifadesi geçer. Yani sadece annenin mirasçı olacağı bir durum değildir. Sadece annenin payı 1/3 olarak belirtilir ancak, babanın da anne yanında mirasçı olabileceği, geri kalan 2/3 ün ise babaya kalacağı dolaylı olarak anlaşılmaktadır.
    Nisa 11 deki , “Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır.” ifadesi de bu konu için diğer bir yönden kanıt oluşturur. Dikkat edilirse, çocukların bulunması halinde ayetlerde geçen ve bu çocukların alacağı belirtilen en yüksek oran,iki ve daha fazla kız çocuk bulunması halinde almaları gereken 2/3 lük paydır. Yukarıdaki Nisa 11 hükmünden de anne için 1/6 ve baba için 1/6 lık paylar ortaya çıkmaktadır. Burada, tek bir cümlede ifade edilen en yüksek paylar 2/3 + 1/6 + 1/6 = 3/3 etmekte ve miras ekgibsiz olarak tam olarak dağıtılabilmektedir. Sonuçta, tek bir ifade de ortaya çıkan ve sadece o ifadede bahsedilen mirasçıların miras payları toplamı 1/1 i hiçbir zaman geçmemektedir. Eğer aksi olsaydı, yukarıda savunduğumuz görüşlerimizin de geçerliliği kalmayacaktı. Zira, sadece o ifadede bahsi geçen mirasçıların miras payları toplamı da 1/1 in üstünde olacaktı.
    Nisa : 12 ve Nisa: 176’ daki “Kelale” Durumunda Kardeşlerin Mirasçılığı
    Eşler arasındaki mirasçılıkta miras bırakanın “kelale” olduğu durumdaki miras hakları Nisa 12. ayette açıklanmıştır. Kardeşlerin yanında sağ kalan eşin bulunduğu “kelale” durumlarında kardeşlerin mirasçılığı bu ayette belirlenmiştir. Ayette “Ve in kâne raculun yûrasu kelâleten ev imraetun” şeklindeki ifadesinde “bir erkek veya hanımı kelale olarak miras bırakırsa” denmektedir. Yani zaten eşlerin var olduğu bir durum söz konusudur ve bilindiği üzere Nisa 12.ayette aslen eşlerin mirasçılığı düzenlenmektedir. Bu ayetteki oranlar sağ kalan eşin de bulunduğu ve kardeşlerle birlikte mirasçı oldukları durumu kapsar. Bu yönüyle Nisa 12. Ve Nisa 176’daki “kelale” hükümleri arasında bir çelişki ve bir uyumsuzluk söz konusu değildir.

    özet: özet yok lan okuyun zındıklar
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      ananı gibim yanılmışım bir o.ç. da çıkıp niye kopyala yapıştır yapıyon dememiş :(
      ···
  14. 15.
    0
    @15 hoca sen naptın yaa ? vay dıbını yiyeyim senin.
    ···
  15. 16.
    0
    @15 verdim şukunu panpa yarın yeni delillerle gelirler artık
    ···
  16. 17.
    +2
    @1--@15 okuyanın anasına paraşütle iniyim
    ···
  17. 18.
    0
    @1,@15--->medeni kanun diye birşey çıkmış haberiniz var mı amk.Al birini vur ötekine
    Okumadım bu arada
    ···
  18. 19.
    +2
    @15 entry nick
    ···
  19. 20.
    +2 -1
    @1 ohoo mübarek adam sen burda mı kaldın daha bunu çoktan çürüttüler yav. 6yaşında evlenmeye geri dön o daha çok tutar
    ···