/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +5 -5
    Sürekli dinimize saygı diyorsunuz aman kuran da inançsızlara küfürler gırla gidiyor... Sizin din dediğiniz öğretinin kendisi ilk hakaret edendir.

    HAYVAN

    BAKARA (171) : inkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.

    A'RÂF (179) : Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. işte bunlar gafillerin ta kendileridir.

    FURKÂN (44) : Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.

    muhafazid (12) : Şüphesiz Allah, inanıp salih ameller işleyenleri, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. inkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların kalacakları yer ateştir.

    MÜDDESSiR (51) : Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.

    MÂiDE (60) : De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. işte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”

    MERYEM (86) : Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevkedeceğimiz günü düşün!

    SAPIK

    FÂTiHA (7) : Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

    BAKARA (16) : işte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. (175) işte bunlar hidayeti verip sapıklığı, bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) (256) Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

    ÂL-i iMRÂN (90) : Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. işte onlar sapıkların ta kendileridir. (164) Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

    NiSÂ (116) : Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. (136) Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.

    A'RÂF (146) : Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen)yol edinirler. Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları sebebiyledir.

    iBRÂHiM (3) : Dünya hayatını ahirete tercih edenler, (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. işte bu derin sapıklıktır.

    NAHL (36) : Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.

    HAC (12) : O, Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.

    NEML (81) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin.

    ŞU'ARÂ (97) : “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

    SEBE' (8) : “Allah’a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?” Hayır öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.

    ZÜMER (22) : Allah’ın, göğsünü islâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! işte onlar açık bir sapıklık içindedirler.

    FUSSiLET (52) : De ki: “Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”

    ŞÛRÂ (18) : Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. inananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. iyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

    ZUHRUF (40) : Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?

    AHKÂF (32) : Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. işte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.

    KÂF (27) : Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”

    ODUN

    ENBiYÂ (98) : Hiç şüphesiz siz ve Allah’tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız.

    CiN (15) : “Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.”

    AKILSIZ

    BAKARA (13) : Onlara, “insanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. iyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

    MÂiDE (58) : Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.

    Kaynak:

    http://www.sonsuz.us/node...lara_kurandaki_hakaretler
    ···
  1. 2.
    0
    Araştırcam panpa
    ···
  2. 3.
    +2 -1
    1. dediğinde hayvan gibidirler derken düşünmezler anlamında denmiş olabilir.
    2. dediğinde sapık kelimesinin sözlük anldıbına bakacak olursak 1. Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal: Sapık düşünce. 2. Delice davranışları olan, meczup. yazıyor yani pek bir şeyi yok.
    3. dediğini ise çözemedim
    edit: akılsızı görmedim fakat buradaki kullanımıda aklını kullanmayanlar, düşünmek istemeyenler ya da düşünsede bu alışkanlığı devam ettiren anlamında kullanılmış.
    ···
    1. 1.
      0
      işsiz misiniz
      ···
    2. 2.
      0
      Daha çok var böyle moruk. Ben okurken gülüyorum hele ki şu cehenneme susuz kalmış develer gibi koşacak olanlar kısmına koptum.

      Diğer koptuğum şey biz inançsızlara "yaban eşeği" demesidir...
      ···
      1. 1.
        0
        hacı sen bilirsin inanıp inanmamak sana kalmış yargılayamam
        ···
      2. 2.
        0
        inanma inanmama değil hakaret var hacı.
        ···
  3. 4.
    +2
    Kuranın bir çok yerinde alegorik anlatım vardır. Çünkü indirildiği zaman ve mekan itibariyle bu son derece gereklidir. Ayrıca bir çok ayette de olayın sembollerle anlatıldığı ve düşünen insanların bunu anlayabileceği vurgulanmaktadır. Senin buraya yazdığın (büyük ihtimalle alıntı yapmışsın ama bunu belirtmemişsin) ayetler hakaret değil olanı anlatmaktır bunu alegorik olarak anlatmak bu gerçeği değiştirmez. Mesela şu ayeti örnek alırsak : ZUHRUF (40) : Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin? burda bahsedilen körlük ve sağırlık işaret ettiği noktayı daha önceden yazmış olduğum bir yazıyla açıklayacağım.'' Farklı adlarla işaret edilse de o hep aynı varlıktır. O Allah'tır. Bizim madde ve gerçek dünya diye varsaydığımız şey beynimizdeki elektrik sinyallerinin yorumlanmasından başka bir şey değildir. Yani dışarda değil beynimizin içinde birkaç santimetre küplük alanda yaşarız. Orda doğar, büyür ve ölürüz.( Bu konuyu google'da meddenin gerçeği diye aratıp bulabilirsin). Bizler asla gerçek maddeye ulaşamayız. Çünkü hep bir kopya evrende var oluruz. Mesela şu an bedenini odanın içinde görüyor olman senin gerçekte odanın içinde var yapmaz. Çünkü Vücüdunun görüntüsü de odanın görüntüsü de beynin görme merkezinde oluşur. Derinlik algısı yaratan da beyindir. Peki soru şu, bizler asla asıl maddeye ulaşamıyorsak onun varlığından emin olabilir miyiz ? Tabiki de olamayız. Matrix filmini hatırlayacaksın, beyne gönderen yapay sinyallerle insanları dünyaları inşa ediliyor. insanların bundan asla haberi olmuyor. Kısacası, bizde de durum aynı olabilir mi ? Neden olmasın ? işte olay burda başlıyor. Evren dediğimiz varlık -vehimsel varlık- Allah adıyla işaret edilen o yüce zatın sonsuz ilminde sonsuz kudretini harekete geçirerek kendini seyretmesinden farkli bir şey değildir. Bu ana bilgilerin ışığı altında DiN denilen sünetullah düşünülüp değerlendirmeli. Bu fefkalede sistem kulluk idrakinde yaşanmalıdır. '' işte bu gibi hakikatlerden mahrum olan insanlar kör olarak nitelendirlimiştir. Çünkü böylesine bir gerçeği görememktedirler. Ayrıca bu 'hakikatleri' anlatan kitap, rasul, nebi, evliya, alim gibi 'hak sesleri' ni duymamaları açısından da sağır olarak semolize edilmiştir. Hayvan benzetmelerine gelince de insan mahiyeti ve özü bakımından (yapısında Allah adıyla işaret edilen varlığın tüm esmasını içermesi ve adeta bunların bir tohumu olması açısından) çok şerefli bir varlıktır. Ama bu gerçeği farkedemeyen insanlar beyinlerinin amigdala kısımlarında yaşarlar ve frontal korteksleri neredeyse hiç kullanılmamıştır. işte anahtar nokta burası, hayvanlarda tamamen amigdala da yani içgüdüsel alanda yaşarlar. Bu bilgiler açısından böyle benzetmeler birer hakaret değil, hakikatin yansımasıdır. Vesselam !
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bunlara katılmıyorum bence sen olayı çok derin ele almaya çalışmışsın ama bence bu oradaki hakaretleri kurtarmaz.

      Ayrıca kaynak ekledim.
      ···
    2. 2.
      0
      Ayetlerin bilimsel ve dini izahini yaptım ama dediğim gibi bir bilgiyi alabilmek için önce ona hazır olmalısın. Bu yüzden de önce bazı şeyleri düşünüp kavraman gerekir. Bunun için de alttaki entyrmde vermiş olduğum başlığı ziyaret edebilir, yazdıklarımı okuyabilirsin. Ki ben olsam okurdum çünkü dini meseleleri bilim ve akıl ışığını da tutarak değerlendirdiğini söylen birisi var. Bence okunmaya değer çünkü konusu edilen şey sonsuzluk şakası ve geri dönüşü yok.
      ···
    3. 3.
      0
      Başlığını okudum. Söylediğin şeyler mantıklı olabilir ama tüm bunlar bilinçli bir yaratıcının üretimi dahi olsa, bu kuran denen kitap da geçen Allah isimli tanrıyı kanıtlamaya yetmiyor... Çünkü o zaman olaya başka tanrılar da girebilir.. Ne malum senin tanrının (Allah) gerçekten o Tanrı olduğu?

      Sen bu durumda (Yani bilinçli tasarımı bir şekilde ispat etmiş bile olsan) işi polemiğe dökmeden o tanrının Allah tanrısı olduğunu yine ispat edemezsin.

      Belki de senin mantığınla gidersek bir tanrı var ama o tanrı Allah değil.. Belki tamamen başka birşey kitap filan da yollamadı amacı bambaşka... Belki test yapıyor, belki adamlar labaratuvar kurdular, insan davranışlarını inceliyorlar, belki oyun oynuyorlar, belki oradaki işe yaramaz, suçlu vs. adamları bir süreliğine yolluyorlar buraya ceza olsun, eğitim görüp zorlukları anlasınlar diye vs. vs. bir sürü fantastik şeyi zütümüzden sallayabiliriz...

      Öyle bir noktaya geliriz ki sen yine de Allah'ı kanıtlayamamış olursun...
      Allah'ı bilim üzerinden kanıtlamak imkansız birşey.
      Ancak şöyle birşey olabilir mesela diyelim adamlar evren de öyle bir iz bulurlar imzası ALLAH olur.. işte o zaman bu mümkün hale gelmiş olur mesela atıyorum diyelim mikroskop da atomlara bakıyoruz ve bazı atomlar birden arapça Allah diye diziliyorlar... Ya da biz birgün gök yüzüne bakıyoruz yıldızlar aniden yer değiştiriyor mesela şüphe zütürmeyecek bir şekilde LA iLAHE iLLALLAH yazıyor.. Ama öyle birşey yok, bulunamadı hiç olmadı.. işte müslümanların kafadan salladığı, photoshop yaptığı allah damgalı domates, namaz kılan ağaç, allah diyen arslan gibi saçmalıkları saymazsak böyle birşey de yok.. Kısacası allah'a kanıt bulmak imkansız..
      ···
    4. 4.
      +1
      hala anlamıyorsun çünkü hala bir tanrıdan bahsediyorsun * net olarak söylüyorum tanrı diye bir şey yok hiç bir zaman da olmadı. Hz. muhafazid'in (sav) açıkladığı Allah bir tanrı değildir. Bütün bu varlığı yaratan varlık insanların tanrı diye hayal ettiği varlıktan münezzehtir, beridir. Sadece düşünmeni istiyorum. Allah'ın sonu veya başı yoktur yani sonsuzdur. Öyleyse biz neresinde bulunuyoruz bu yaratıcının ? Bir ayette de Allah size şah damarlarınızdan daha yakındır buyurur. Öyleyse bu ayeti dışarlarda bir yerlerde galaksinin birinde oturan tanrıyı düşünerek açıklayabilir miyiz ? inan bana işin özünü anlasan sorduğun soruların ne kadar mantıksız olduğunu kendi gözlerinle göreceksin. Tanrının Allah tanrısı olduğunu nereden bileceğiz ? sorusu varlık itibariyle bir anlam ifade etmez çünkü. insanlık boyunca ismi değişmiştir ama işaret edilen varlık aynıdır. Senin ona şu veya bu demen onun mahiyetini değiştirmez. Hakk desen de O'dur Hayy desen de O'dur
      Hu desen de O'dur. O tektir ve sonsudur. Sen benim başlığımı okumamışsın. Belki okumuşsun ama inan hiç anlayamamışsın. Öncelikle materyalist dünya görüşünden uzaklaşman gerek. Diyorsun ya gökyüzünde ALLAH yazsın, bu Allah'ın yaratmış olduğu fevkalede sistem olan beyine bir hakarettir. Onun inanılmaz düşünme ve akıl yürütme özelliklerine saygısızlıktır. Son olarak da Allah'ı bilimle ispat edemezsin diyorsun. Sen 20 yıl okuyorsun anlamak için o karmaşık sistemin nasıl olduğunu ve milyonda birini bile anlayamıyorsun sonra da bunun yokluktan tesadüfle meydana geldiğini savunuyorsun. Bu nasıl bir tutarsızlıktır, mantıksızlıktır. işte bu yüzden bilimin geldiği en son nokta onun ilmini ve kudretini gözler önüne sermekten farklı bir şey yapmaz.
      ···
    5. 5.
      +1
      Diyorsun ya bir Rab olsa bile bunun islam'ı seçtiğini kanıtlayamazsın, bunu derken şöyle bir yanılgı içindesin. insanların bir çoğunun düştüğü bir yanılgaya çokluk yanılgısı. Dini teminolojide 'kesret' diye geçer. Daha detaylı açıklamak gerekirse, sen hala bir tanrı var sonra ben varım bir de işte beni uyarması için gönderilen peygamber var ha bir de ona vahiy indirilmesi için 'gökten (!?)' gelen Cebrail var. işte bunun adıdır kesret. Bu algıda olan bir insanın olayı -net olarak söylüyorum- anlaması imkansızdır. Bu yüzden önce bu videoyu izleyerek. Benim en başta söylediğimi anlamaya çalış. Sonra soruların üzerinde tartışalım. https://www.youtube.com/watch?v=x2N_O7zN_eg
      ···
      1. 1.
        0
        Hz. muhafazid S.a. v'in tebliğ ettiği ilahın nasıl bir ilah olduğunu arkadaşa anlatırsan, aslında
        Tanrı dediğin, ilah dediğin hazreti muhafazid sallallahu aleyhi ve sellemin tebliğ ettiği ilah gibi olur ALLAH gibi olur diyebilir.
        ALLAH kim dir? Nasıl biridir? Allah'ın sıfatlarını anlatmak gerekir
        ···
    6. diğerleri 3
  4. 5.
    0
    Ayetlerin hepsini izah edebilirim. Ancak nasıl türevi bilmeden integrali anlamakta zorluk çekiyorsak,i sen de benim anlattıklarımı anlamakta zorlanacaksın. Bu yüzden önce temel gerçekleri kavraman lazım. Buyrun başlığıma daha doğrusu sizin başlığınıza (bkz: bu başlıkta dünyanız değişecek)
    ···
  5. 6.
    0
    nicki lordla başlayan bir beyinsiz daha takmayın bu bini
    ···