/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 6.
    0
    Ben bunu 3. Sınıfta okudum mk inşallah 3.sınıf değilsindir
    ···
  2. 5.
    0
    Hiç üşenmeden Okudum ve dedim ki bu ne amk
    ···
  3. 4.
    0
    Krala 5 posta
    ···
  4. 3.
    -2
    ananda çıplak
    ···
    1. 1.
      -1
      Puu öc
      ···
  5. 2.
    0
    Çok uzun dıbına koyim
    ···
    1. 1.
      0
      Okumaya üşenmeyin kardeşim o kadar da uzun değil hikaye sonuçta bu. Okumak burda niye bu kadar yadırganıyor, gibiş olsa tutardı büyük ihtimal yada ferre yıldızı resmi olsa.
      ···
  6. 1.
    +2
    Bir zamanlar modayı yakından takip eden, Hakan Akkaya kılıklı bir kral tarafından yönetilen bir krallık varmış. Bu davarın işi gücü bugün ne giysemde tarz olsam olduğu için sarayı her gün Giorgio Armani katalog çekimlerine çevirirmiş. Sırf iki tane kürk giyecem diye ormandaki kürklü hayvanların nesli tükenme tehdidiyle karşı karşıya kalmış. işte bu muallak öyle karaktersiz marka takıntılı bi huur çocuğuymuş. Bir gün saraya bir haber gelmiş. Dost krallığın (o da çıkar için yoksa bu manyakla kim dost olur amk) kralı köprü açılışına katılacağını geçerken kendisini de ziyarete geleceğini söylemiş.

    Bizim puşt kral ‘hayda nerden çıktı şimdi bu muallak ‘ demiş olsada, derhal tüm hazırlıkların yapılması emrini vermiş. Tabi kendisi ‘şimdi ne giyecem ben lan!’ diye hayıflanır, terzilerinin getirdiği hiç bişeyi beğenmez. Ülkedeki bütün terzileri çağırtır ama bi türlü istediği güzellikte bir elbise getiremezler. En sonunda at hırsızı kılıklı biri çıkar gelir ve krala ‘öyle bir elbise dikecemki, lan yok böyle bir elbise, bütün kadınların ağzı düşecek sayın kralım’ demiş. Tabi kral bu kadar saçma konuşmadan öyle etkilenmişki ‘Yap amk ama yapamazsan pipini keserim’ demiş. Terzi ‘Sadece tek isteğim var beni kimse rahatsız etmesin yoksa çalışamam elbise de bi taka benzemez’ demiş. Kabul edilmiş ve hazırlıklar başlamış.

    Tabi hemen yol, yemek ve sigortasını yaptırıp sarayda bir daireyi buna tahsis etmişler. Bu işe koyulmuş iki ay geçmiş yemek haricinde bu herifi gören olmuyomuş. Her gün dairesinden karılar kızlar çıksada herkes ‘Aman elbiseyi yapsında ne olursa olsun’ dediği için pek giblememişler durumu. Kral ‘Bu şerefsiz ne yaptı bir bakayım’ demiş ve habersiz teftişe gitmiş. Daireye bir girmiş birde ne görsün bizim terzi karının birini üstünde zıplatıyor diğer karıda bunları izleyip kendini tatmin ediyor. Kral ‘Lan bunca zamandır elbiseyi dikeceğine karıları mı zikiyon şerefsiz huur çocuğu ’ diye basmış kalayı. Terzide ‘Kralım ayıp oluyo bayanların yanında hem ben sizin elbiseyi bugün bitirdim, biraz yorgunluk atıp getirecektim’ demiş ve elbiseyi göstermiş. Terzi ‘Bu elbisenin bir özelliğide aptal insanlar görememesidir, bakın ne kadar güzel renkler ve kumaş’ diye boşlukta bi şeyler tutuyormuş. Kral bi tak görememesine rağmen aptal olduğunu çaktırmamak için ‘Çok güzel aferin’ falan diye yalandan bişeyler söylemiş.

    Sonunda dost kralın ziyaret günü gelmiş çatmış. Kral elbiseyi giymiş kendini aynada çırılçıplak olarak görmesine rağmen ‘Nasıl ciksi olmuş muyum?’ diye sormuş yanındaki terzi muallaksine. O da ‘Çok yakıştı efendim George Clooney gibi oldunuz’ demiş. Kralda ‘O kim amk küfürmü ettin’ demiş. Terzi içinden ‘Amk cahil sığırı’ dışından ise ‘Çok yakışıklı bir adam kadınlar bayılır‘ deyince kral gülümseyerek kasılmış.

    Bu arada kralın elbisesinin marifeti halk arasında dilden dile dolaşmış ve herkes görmek için sabırsızlıkla valilik meydanında toplanmış. Dost ülke kralıda limuzinle yanaşmış sarayın kapısına kırmızı halıdan geçerek protokolde kendisine ayrılan bölüme gitmiş oturmuş. O da kralın elbisesini duymuş ve merak içindeymiş.

    En sonunda borazanlar çalınmış kralın geleceği haber edilmiş. Kral saraydan çıkmış yavaştan görünmeye başlamış. Kralı çıplak gören herkes aptal olduğunu belli etmemek için tezahüratlarla karşılamışlar hatta kendi aralarında ne kadar güzel bir elbise olduğunu tartışmaya koyulmuşlar. Kral kasıla kasıla dal daşşak yürürken bir çocuk sesi duyulmuş.

    ‘KRAL ÇIPLAKKK!’

    Birden herşey durmuş kuşlar kamikaze dalışı yapmış, karıncalar erken paydos etmiş, çiçekler solmuş gökyüzü bile birden kara bulutlarla kaplanmış. Sonrasında o yoğun sessizlik geçtikten sonra ise vay amk diye herkes hunharca gülmeye başlamış. Hatta liseli hızını alamamış ‘Krala 2 posta attım helal edin’ demiş. incici hemen başlık açmış ‘sarayda krala verdiğim ayar’ diye. Ekşici de boş dururmu koşmuş sözlükte 300 satırlık anlaşılmaz bir entry girmiş sonunda da ‘Dinci, yobaz, Anadolu çomarı’ demeyi unutmamış. Derken Nasreddin Hoca birden peyda olmuş ve ‘Kazanın doğurduğuna inanıyorsunda öldüğüne neden inanmıyorsun!’ diye bağırmış. Kral ‘Hoca dur Allah aşkına zaten ortalık karışık’ demiş. Hoca şaşkın ‘Pardon ya yanlış oldu’demiş.

    Kral çok sinirli ‘Bulun bana o gavatı!’ demiş. Organize suçlar şubesi olayı yarım saatte netleştirmiş. Bu şerefsizin arkasında delil olarak bıraktığı yağlı saçtan alınan DNA örneğinde suçlunun ‘Terzi’ kod adlı ‘Serkan inci’ olduğu kesinleşmiş. Kral o sinirle ekşiciyi fularından astırarak idam ettirmiş, liseliyi bir güzel gibmiş, incici ise sigara içmeye dışarı çıktığı için her zamanki şansıyla son anda gibilmekten kurtulmuş.

    En sonunda kral bu vahim olaydan sonra krallıktan istifa etmiş, yerine daha delikanlı olan oğlu geçmiş ve krallığını mutlu mesut yaşatmış. Bu masalın sonunda da gökten üç şapka düşmüş biri rahmetli Süleyman Demirel’in, biri Charlie Chaplin’in, biride Serkan’ın başına…

    NOT: Serkan’ın başındaki şapka kayıp yitmiş.
    Tümünü Göster
    ···