koydum viskiyi kafam bi dünya çok dertliyim

part 10 ( hoşlantı belirtileri )

3. haftaya girmiştik.. kızla biraz olsun muhabbetim ilerledi ve artık msni geri triplerinden çıkmıştı... o gün ona dedimki.. ben sana bu msnin şifresini vereyim sen arkadaşına geri olur mu? verdiği cevap şuydu " peki "
içinden gelerek söylemediğini o an anlayamadım.. ve dedimki.. seninle konuşmak güzeldi ama şifreyi sana verip gideyim artık..
" yaa " dedi.. "?" koydum bekledim.. kendi adresini verir misin dedi..

güvenemedim en başta beni ifşa eder diye.. ama bi an içimden bana söylediği onca söz geldi ve 2 saniyelik bir karasızlığın ardından kendi adresimle beraber çocuğun şifresini ona verip mnsnden çıktım ve eve gittim.

rezervuar

part 11 ( kişilik oturması evrelerim )

5 6 gündür kafeye uğramıyordum ama içten içe kendimi yiyordum acaba söyledi mi o çocuğa diye diye.. nihayet topladım kendimi ve kafeye gittim..
açtım bilgisyarı nolcak dıbına koyim ya söylediyse onuda döverim diye.. kıs kıs kişniyordum içimden.. kendi adresime girdim.. takkk! bir kişi isteği belirdi yukarda bi baktım o .. önce teşekkür etti ve iyi biri olduğumu söyledi.. sonra benimle sürekli olarak konuşmak istediğinden bahsetti..
neden bilmiyorum ama o insana karşı içimde diğerlerine hissetiğim gibi birşey yoktu yani sanki o benmişim gibi oluyordu.. kendi kendime konuştuğum zamanlar aklıma geliyordu.. beni bir odaya kapattıklarında kendimle konuşurdum ve kendimi sevdiğimi , ne kadar iyi biri olduğumu söylerdim..
o kızla konuşuncada aynı bunları hissediyordum. sürekli olarak bana benim iyi taraflarımı söylemesi beni insanlara karşı biraz daha yumuşatıyordu.
biraz olsun değiştiğimi farkediyordum

rezervuar

part 12 ( kişilik oturması evrelerim 2 )

normalde insanlara günaydın demeyen biriyken .. o kızla konuşmaya başladıktan sonra sanki bir melek oldum amk.. anneme babama günaydın demeye başladım
okuldaki arkadaşlarımla gülüp eğlenmeye başladım .. kendime şaşıyordum..
bi gün tekrar nete gittim.. baktım kız msnde.. ama nasıl mutluyum anlatamam ohh bee dedim yaa bugün harika geçecek..
selam verdim.. pek tatmin edici bir cevap gelmedi.. neyin var diye sordum.
erkek arkadaşımla kavga ettik dedi.
o an başımdan kaynar sular döküldü.. o kızın erkek arkadaşı olacağını düşünmemiştim ve söyleyince yutkunamadım.
ellerim titredi yazarken ona.. neden ne oldu diye kısa bir cevap verdikten sonra başladı anlatmaya..
ben nedense onu teselli ediyor.. sanki hayatında 123123 tane kadınla beraber olan bir adam gibi ona fikir veriyordum..
sayende artık ağlamıyorum dedi.. konuşurken ağladını öğrenince içim cızz etti.. kim kıyabilirdi ona? kim üzebilirdi?
tekrar bi nefret aldı beni. kim o çocuk diye zırvalamaya başladım * bilirsiniz ergen atarları o yaşlarda..

oha güzel gidiyo lan devam

part 13 ( anlamsız ifadeler sürüsü )

her internete gittiğimde ve msne girdiğimde o kızı görüyordum.. onun üzülmemes için direk ben soruyordum " bugün bişi oldu mu?" diye
anlatıyordu biraz.. sonra destek oluyordum ona
" bak böyle böyle yap. erkekler bundan hoşlanır , huyuna git yani. sen de seviyorsun o da seviyor . kaybetme kendinii. sevgi bu zamanda kolay bulunan bir şey değil. ona güvenmelisin ondan asla şüphe duyma" gibi şeyler atıp duruyordum..
ve aklıma çiviyle kazınan günlerden biri olan benden numaramı istemesi

6 aralık 2003..

o gün telefon numaramı verdim .. yaklaşık 7 8 sene önce.. gerçi her ilklerimizin tarihi gün gibi aklımda.. sanki dün yaşadık amk..
koşar adımlarla eve gittim ..

liseliler bilmez o zamanlar telsim hattının cep-öğrenci kampanyası vardı.. ayda belli bir kontore
bilmem kaç dakika bedava konuşuyordun.. msj hakkı falanda vardı.. sükreli msjlaşıyor biz bununla tabi.

dewammm baskannn.. bende kacıncı biradayım bilmiyorumm... fonda da klarnet çalıyoo ... devammm hadiii..

part 14 ( başlangıç )

bi gün okuldan geldim.. çok yorgundum yatayım dedim. 1 saat kestirdim kestirmedim.. pat msj geldi.. uyku sersemi baktım msja.
msne girsene yazıyordu.. kaçar mı olumm dedim ve hemen giyindim . kumbaradan biraz para aşırdım pırrr internet kafeye koştum.
heyecanlı heyecanlı elim ayağım titriyo bi yndan bişi oldu diye.. bi yandan meraktan patlıyom ulan noldu dıbına koim diye..
girdim internete. sonunda açtım msni.. hoşgeldin dedi.. hoşbulduk papatyam dedim ona.
10 ocak 2004 . ilk papatyam dediğim gün.. bi gülücük attı. bundan sonra bana papatyam de çok hoşuma gitti dedi..
ve ekledi.. şeyy artık seni görebilir miyim ?
ulan zaten bi anda çktım evden uyku sersemi .. ağzımın suyu hala silinmemiş üstüne koşa koşa gitmişim harıl harıl nefes alıyorum
bi de bana cam aç diyor.. tabi kıramıyorsun.. tamam dedim gittim cam ayarladım bi masadan falan geldim taktım.
bekliyorum öyle salak salak ve cesaretimi toplayıp açtım kamerayı.

part 15 ( ilk görüşme ( camda tabi ) )

kamerayı açtım ve bi sessizlik oldu.. orda mısın diyorum ? ses yok .. cevap ver diyorum ses yok.. neyse kapatayım madem dedim..
sakın!! diye birşey yazdı.. seni izliyordum , bu kadar tatlı bir çocuğun kötü bir çocuk olduğuna inanmamı bekleme benden dedi..
tabi ozamanlar birşeyleri kanıtlama çabası içindeyiz ya şimdiki ergenler gibi.. açtım kolumdaki kanca izini bak dedim bunu annem yaptı.. gördün mü?
üzgün surat yolladı amk.. sonra ben de kamera açsam mı ki ya diye triplenmeye başladı..
bi an aileme duyduğum anlık kızgınlık gitmiş o kızı görme heyecanına kapıldım ve kamerayı açması için şöyle dua ediyordum

" allahım ; benim dedem hacı ve hergün dua ediyo . onun ettiği duaların bin katı dua sana nolurrr açsın nolur " diye dua ediyordum...

kamerayı açtı. ben hayatımda öyle bir tatlılık görmedin.. hareketleri olsun , mimikleri olsun..

güzellij o kadar önemli olmamalı bir insan için. en azından benim için hiç değil. kafa yapısı önemli . tabi bu düşünceleri o kızla yaşadığım 2 sene ve ondan sonraki 5 sene içinde edindim.. konuya dönelim.. bildiğin çarpıldım kıza orda yamuldum yani.

akran diyemi bilmiyorum da güzel anlatıyo bin devam et bakıyım

part 16 ( ısınma dönemi )

kızı gördükten sonra kamerada içim bi hoş oldu evet. ama sevgilisi vardı. nasıl düyebilirdim ki ona gel benim ol diye..
ve böyle devam etti.msj attığında gidiyordum internete giriyordum msne. birbimizi görüyorz salak salak sırıtıp dağılıyorduk..
o zamanlar evimden net yoktu. zaten manyak biri olduğum düşünüldüğü için eve internet bağlatıp iyice manyak olmayım diyeydi tüm çaba..
bigün oturuyorum evde.. telefon ötüyor içerden zırr zırrr.. gttim baktım o arıyor. ilk defa sesini duyucam tabi. heyecan bastı. kapattım odamın kapısını
girdim yatağın içine . alo dedim. papatyam diye açman gerekirdi ama dedi.. sırıttım afedersin dedim . işte xx le aram çok kötü ayrılacak gibiyiz dedi..
o an nasıl sevindiğimi anlatamam size.. öyle bir duygu yok dıbına koyim. ama onun üzülmesini istemediğim için yine noldu anlat bakayım diyerek konuya girdik ve o gece onu çocuktan ayrılmaması için ikna ettim.

bunu neden yaptığımı yakın zamanda öğrendim.

şakirt hikayesi ile birlikte okuduğum en iyi inci hikayesi devm panpa şukuları attırıorum hinci

part 17 ( karasızlık anları )

günler geçiyor gidiyor biz hala aynı durumdayız.. ben ona daha fazla bağlanmaya başlıyorum.. sürekli msj atıp onu sıkmakta istemiyorum.. gerektiği kadar az ilgi gösteriyorum kendi kafamda.. bazen bana diyodu " neden msj atmıyorsun " yakışık almaz diye kaçamak cevaplar veriyordum.. onun beni seveceğini ya da sevdiğini kabullenmek o an içimden gelmiyordu.. çünkü o başka birini seviyor ve başka birinin yanındaydı.. ayrıca şehir olarak uzaktık birbimize ..

o bursada ben çocukluğumu geçirdiğim aydındaydım.. nasıl gideyim nasıl göreyim ki? ister istemez bir güvensizlik halide almaya başlıyordu benim mal kafamı..

26 şubat 2004.. bugün hayatımın dönüm noktasıydı.. tamam yalan yok bazı tarihleri şuan defterden bakıyorum kafam çok fena olduğu için..

ogün arkadaşlarımla oyun oynamak için internet kafeye gitmiştim. msne girmedim zaten keyifsizdim fizikten 51 almışım dıbına koyim diye söylene söylene gidiyordum.. 2 cs atarız keyfim yerine gelir dedim kendimce.. oynadık falan .. liselier bilmez o zaman cs strafe diye bölüm vardı.. fena kasardık lan orayı..

telefon çalıyor amk gene zır zır.. açtım baktım o.. efendim papatyam dedim fısır fısır.. elemanlar duymasın diye.. msne gelsene dedi. direk kapattı.

oyundan çıkıp msne girdim ve işte yavaş yavaş başlıyordu.

kanka alayına bastım şukuyu ayrıca da up kaçırmayın güzel hikaye var beyler

panpa 16-17 partlar arsı kopukluk oldu sanki ayrılmaya ikna ettin ve öle kaldı mı olay ?

sonra okuyayım reserved

lan bin yazsana

part 18 ( itiraf )

26 şubat 2004 .. saat 15:47 ve ben msndeyim..
bana hep " taklım " derdi.. o da şurdan geliyor.. bi gün tatlım dicekken bişi oldu ya taklım boşver dedi.. baya güldük . o günden sonra benim adım onun lugatında " taklım " olarak kaldı.. ben de ona papatyam diyordum tabi.

efendim papatyam dedim.. yine mi o diye ekledim..

zaten fizikten 51 almışım . keyfim yok içten içten hiç uğraşamam triplerine girdim aslında yalan yok.
hayır o değil dedi .. ne peki dedim..

senin salaklığın dedi.. ne diyosun ya diye sert çıkıştım. kızma ya dedi salaklık derken tatlı bi salaklık dedi..

ne kadar saf olduğun , olmak istediğin biri olmadığın.. kötü olmaya çalıştığın taktirde kalbinin ne kadar saf olduydu dedi..

ulen hala anlamıyorum arkadaş ne demek istediğini..

bi şey sorcam dedi. sor dedim

hala anlamadın mı dedi? ne demek istediğini anlamadım gerçekten ama çaktırmamak için hmmm şeyy falan diyrek süslüyordum..

o arada yapıştırdı.. hala anlamaşsın dedi.

bugüne kadar hep bana destek oldun. hep yanımda oldun.. bana karşı birşey hissetiğini anlamak zor değil belli ediyorsun fazlasınla ancak belli olduğu halde ben üzülmiyim diye bana destek oluyor bizim aramızı yapıyordun.. başkası olsa bunu fırsat bilirdi ama sen onlar gibi değilsin.. sen tanıdığım ve tanıyacak olduğun en saf insansın dedi.. iyi mi kötümü bilemedim tabi.

ben senden çok hoşlanıyorum biliyor musun dedi?

tutamadım kendimi ve hayvan gibi " ben aslında seviyorum seni " dedim.

part 19 ( itiraf serisi)

güldük biraz tabi.. kameralar açıldı yine..
o çocuktan 1 2 gün önce ayrılmış tabi.. konuşuyoruz falan bana dediki . sana birşey diyeceğim ama kızma
tamam dedim kızılmaycak birşeyse kızmam tabi.. ya bak söz ver falan tatlı kaçamaklar yapıyoruz..
tamam dedim ben seni nasıl üzeyim ki dedim..
o çocuk seni biliyordu işte dedi.. senle konuşurken falan seni kıskanıyordu senin yüznden kavga ediyorduk aslında dedi.. dayanamadım seni sevdiğimi söylerek terkettim dedi...

o an dünyanın en mutlu adamı bendim dıbına koyim . gözümden yaş geldi mutluluktan .. kapat dedim interneti eve gidiyorum telefonda konuşalım..
ya olmaz birazcık daha göriyim nolurrr lüpfennn lüpfenn diye çocuk moduna geçti * hey gidi hey..

kırmak mümkün mü ? hala birbimize geçen zaman içindeki duygulardan bahsediyoruz .. işte ben şu zaman başladım senden hoşlanmaya
ben şu zaman senden etkilendim falan ..

bir de şey dedi bana.. flashback yapalım hemen..

hacklediğim çocuk vardı ya ? yazlıkları aynı sitede ve kapı komşusuymuşlar.. vay dıbına koyim dedim
koşarak eve gittim tabi.