/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    ilk entry de yazdım panpa bu mayısta
    ···
  2. 52.
    +13
    -Kanka dün  ilk gittiğimiz gece antalya da gördüğüm rüyanın aynısını gördüm ama pek aldırış etmedim daha etkisinden kurtulamadım diye dedi. Ama bu gece olanlar beni gerçekten dehşete düşürdü ne yapacağım hakkimde hiçbir fikrim yok çareyi sana anlatmakta buldum dedi. Devam et kardesim dedim sigarasindan sağlam bir firt asilip devam etti. Dün akşam yemeği yedim odama geçtim. Oturmuş kitabımı okuyordum ki bir anda elektrikler gitti. Sartellere baktım ancak normaldi. O arada babam aşağıda ana sigortadan attı oğlum dedi. Bende tamam baba diyip bodruma indim. Telefonumun ışığıyla sigorta yi bulmaya çalışırken az ilerde fısıltılar duymaya başladım. Bunu duyunca koşarak merdivenleri çıkmaya başladım. Tam ben çıkarken biranda ışıklar yandı ve karaltilar dolanmaya başladı duvalarda. Ağlamak üzereydim. Hizimi dahada arttırıp hemen eve çıkıp kapıyı kilitledim. Odama geçtim ve yorganın altına girdim. Bir müddet bildiğim tüm duaları okudum ve bekledim. Zaman geçtikçe biraz daha rahatliyordum.  Kalktım bir sigara içtim ve artık bişey olmayacağını düşünüp uyumak üzere yatagima döndüm. Bir müddet yatakta döndükten sonra uyuyakalmisim.
    ···
  3. 53.
    +12 -1
    Rüyamda zifiri karanlık bir yerdeydim. Yere yüzüstü yatirilmistim. Ellerim ve ayaklarım üstünde bir baskı vardı oynatamiyordum. Kafamı dahi ceviremiyordum. Sadece yanımdan ve arkamdan gelen hiriltilari duyabiliyordum. Bir anda sırtıma bir ağırlık çöktü ve sanki sirtimi yirtiyordu. inanılmaz bir acı çekiyordum ve avazim çıktığı kadar bagiriyordum ama sesim çıkmıyordu. Benim acimla birlikte arkamdaki hiriltilarda artiyordu. Tam o anda bir sarsmayla uyandım. Annem ohh çok şükür diyor babamsa hala sarsmayla devam ediyordu. Gözlerimi tamamen açınca ne oldu oğlum neden bagiriyordun dedi. Kötü bir kabustu baba dedim ve su istedim. Annem hemen getirdi. içmek için dogruldugumda sırtımda bir yanma ve sıcaklık hissettim. Elimi hafif degdirip baktığımda kanlar vardı. Anneme çaktırmadan sirtimi bazanin başlığına yasladim elimide arkama soktum. Birseyim olmadığını yatmalarini söyledim. Bir müddet sonra gidip yattilar. Bende hemen kalkıp sırtıma baktım ışte bu haldeydi dedi ve dönüp sırtını gösterdi. Yaraların uzanis dogrultulari hariç neredeyse benimkinin aynisiydi. Bende kalkıp sirtimi gosterdim. Görür girmez nutku tutuldu resmen. Ağlamaklı oldu. Şimdi ne yapicaz dedi. Ben ise ne yapacağımızı gayet iyi biliyordum. Babamı aradım. Kötü bir kabus daha gördüğümü cenazeye gelemeyecegimi ve bahsettiği hocanın adresini istedigimi söyledim. Biraz sorguladiktan sonra adresi mesaj atacağını söyledi. Gelen mesela göre burdan otobüsle falan gidilecek bir yer değildi. Koydedeydi. Gidilse bile ne zaman işimizin biteceği belli olmadığı için geri donemeyebilirdik otobüsle. Tolgaya dönüp babasından araba isteyip isteyemeyecegini sordum. Aradı babasını haydi gidelim evden alalım diyerek bana döndü. Hemen hazırlanıp çıktık evden. Yolda bana Çağdaş a ulaşamadığını anlattı bende denedigimi ama ulasamadigimi söyledim.
    ···
  4. 54.
    +13
    Başka da bir tek kelime dahi etmeden Tolgalara ulaştık. Babası çok sevecen bir insandı ona bir şeyler belli etmemeye çalışarak biraz dolaşmaya çıkacağımızı aksama döneceğimizi söyledik ve arabaya binip benzinligin yolunu tuttuk. Depoyu fulledikten sonra yolculuğumuz başlamıştı. Babamın verdiği adres buradan yaklaşık iki buçuk saat uzaklıktaydı. Ilk yarim saat Tolga da ben de tek kelime konuşmadık. Sessizliği bozan Tolga oldu:

    -Aga sence gerçek midir bu hoca işi?
    +Deneyip gorucez kardeşim başka çaremiz mi var sanki
    -O da doğru, noldu abi bize böyle Çağdaş nerede,  telefonuna neden ulaşılamıyor?!
    +Allah in cezası herif nerede bilmiyorum ama hiç iyi şeyler olmadığı kesin bugün sen gelip de yaşadıklarını anlatmasan gerçekten kafayı yediğimi düşünecektim
    -Ben de öyle! Sesleri çok tiksinc, Fısıltıları midemi bulandiriyor!
    ···
  5. 55.
    +1 -1
    Beyler bu gece bitmez haberiniz olsun ona göre okuyun. Daha hocayla yaşadığımız ilginç olaylar var. Pazar akşdıbına yetiştirmeye çalışacağım
    ···
  6. 56.
    +13
    Tolga bunları söylerken bir yandan da anlattıklarının verdiği heyecanla gaza daha fazla yükleniyordu. Bana dönük sekilde bağıra bağıra isyan etmeye başladı. Bu sırada korna sesi ile irkildik ve bağırmaya başladık. Çünkü 30 metre ilerimizde üzerimize doğru gelen bir kamyon vardı. Tolga kendini kaybettiginde ters yöne geçmişti. Yaklaşık 5 saniye sonra ölümü kucaklamamiz içten bile değildi. Tolga o şok anından çabuk sıyrılıp direksiyonu sağdaki tarlaya kırdı. 20 metre kadar daha suruklendikten sonra fren sonunda ise yaramisti ve toz duman içinde arabadan dışarı attık kendimizi. Arka koltuktan su alıp kafamdan aşağı döküp kalanını Tolga ya verdim. Beti benzi atmıştı. Ben de farksızdim tabi az önce ölüyorduk lan ölüyorduk! Bir sigara yaktim Tolga ya da bir dal uzatıp yaktim. Üzerimizdeki şoku biraz atlattiktan sonra yan koltuğa oturmasini yolun gerisinde benim kullanacağımi söyledim.
    ···
  7. 57.
    +11
    Arabayi tarladan çıkardım ve yola devam etmeye başladık. Yolun geri kalanında Tolga birkaç kez özür diledi sorun yok mayetinde elimi salladım. Eşiğine geldiğimiz facianın verdiği stresle yavaş kullanıyordum. Bu yüzden yolumuz yarım saat kadar daha uzadı. Sonunda kazasız belasız -lafın gelişi amk ne belasızı geberiyorduk - varmıştık. Yaz ayindaydik ve insanlar memleketine döner ailesiyle hasret giderirdi yani köyün en dolu olmasi gereken aylardi ama burada koy meydanına kadar bir Allah in kulu çıkmadı karşımıza. Biraz daha ilerledik ve büyük bir kalabalığın üzerimize doğru geldiğini gördük. Arabayı sağa çekip içlerinden bir abiye adresi sorduk. Sevecen bir tavirla kalabalığın az once çıktığı mavi kapılı evi gosterdi bize. Teşekkür edip hemen kapıya yöneldik. Mavi tahta bahçe kapısı açık duruyordu. Iceri girdik karşımızda sandalyede oturan, beyaz sakallari boynunu örten 70 li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim sıska bir adam vardı.

    -Iyi gunler Hasan dede siz misiniz?
    +Evet evladım buyrun deyip içeri geçirdi.
    ···
    1. 1.
      +3
      ulan takunu yiyim hızlı yaz yarın iş var merak ediyorum
      ···
    2. 2.
      0
      Rezervasyonizm 12. Sayfa 276.entry
      ···
  8. 58.
    +19
    Hasan dede birer ayran ikram etti bize. Bu sıcakta çok iyi gelmişti doğrusu. Bir yandan ayranlarimizi içerken bir yandan da merak ettiğim bir soruyu sordum Hasan dedeye.

    -Bir şey sorabilir miyim efendim?
    +Buyur evladım
    -Bu kadar insan işi gücü bırakıp neden sizin evinize geldi acaba?
    +Haftada bir benim evimde toplanır ve Sakızlı köyü olarak Allah'a toplu şekilde iman ederiz. Erkekler bir yanda kadınlar bir yanda namazlarimizi kılar dualarimizi ederiz. Sonra genciyle yaslisiyla hep beraber ufak sohbet ederiz. 7 den 70 e herkes neşe kaynağıdır burada. En son da akşam meydanda toplanıp yemek yeriz ve gölge oyunlarimiz, gosterilerimiz olur. (Bu Allah aşkı ve dayanışma, birlik duygusu ben de büyük bir hayranlık oluşturdu. Tolga nin mimiklerinden onun da mest olduğunu anlamıştim.) Şimdi oglum soru sorma sırası bende sanırım. Niçin beni ariyordunuz?
    -Başımızda elimizi kolumuzu bağlayan bir olay var dede. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Size sormaya geldik. Duyduk ki bu konuda çok bilgili biriymissiniz.
    ···
  9. 59.
    +17 -2
    Beyler okuyan yok sanırım. Benimde parmaklarım yoruldu artık yazmaktan. Son bir part atıp çıkıyorum. Yarın aynı saatte buluşmak dileğiyle..
    ···
  10. 60.
    +14 -2
    Diye başlayıp baştan sona tüm hikâyemizi anlattık. Bir ben bir Tolga konuşuyordu. Kah heyecanlanip kah o anları hatirlayarak urperiyorduk. Hasan dede dikkatini bize vermiş ve tüm hikayeyi dinlemisti. Ilk teşhisi dünya dışı varlıkların bize musallat olduğuydu. E bunu biz de anlamistik ama saygidan sesimi çıkarmayıp söylediklerini dinlemeye devam ettim:

    +Şimdi bu anlattıklarınız ile kesin şunu yapın diyemem. Birkaç yöntem deneyip sonuçlarını görmeliyiz. Bu nedenle 3-4 gün bende kalmanızi öneriyorum. (Onaylarcasina kafa salladık.) Şimdi akşam yemegine kadar söylediklerimi yapın evladım. Öncelikle bir bardak suyun içine Ayetel Kürsi, ihlas, Felak ve Nas Sureleri okuyucaz. Musallat olanlardan korunmak için bu sudan üç yudum içilerek geri kalanı banyo suyuna katılmalı ve gusül abdesti alınmalıdır. Bu basit bir yöntemdir ve size dert açan varlık kuvvetli değil ise kısa sürede kurtulursunuz.

    ikimizinde içten içe dilediği tek şey vardı oda: Umarim kuvvetli değillerdir!
    ···
  11. 61.
    +19
    Bir süre sıradan şeylerden konuştuktan sonra Tolga hemen Hasan dedenin tavsiyesini uygulamak için izin istedi. Yolculuğa çıktığımızdan beri tebessüm bile etmemişti ama şimdi umut doluydu çocuk. Ben de Hasan dede ile yalnız kalmıştım. Çiçeklerini sularken bir yandan da benimle konuşmaya devam ediyordu. Gerçekten de sıska bedeninin altında güven ve umut veren bir yüreği vardı. Hikayeyi anlattığımız sırada müebbet kararı veren hakim gibi soğuk kanlıydi. Sanki her gün bu işi yapıyormuş gibi bir izlenim veriyordu bana. Ve ben de içimin umutla dolmasina izin veriyordum. Çünkü kuvvetsiz bir kabile ise bu gece onlardan kurtuluyorduk. En azından ben öyle sanmıştım...
    ···
  12. 62.
    +10
    20 dakika kadar daha okuldan tatilden falan konuşup 3. caylarimizin da dibi görünmek üzereyken Tolga içeriden çıkıp yanımıza geldi. Hep istediği o oyuncağa sonunda sahip olan bir çocuk gibi masum bir sevinci vardı. Hep birlikte ağlayana kadae güldügumuz zamanlar geldi aklıma. Hele Çağdaş var ya ota taka gulerdi. O gülünce biz de tutamazdık kendimizi ve her halta basardik kahkahayi. Yoldan geçenler deli gözüyle bakar ama hiç umrumuzda olmazdı. Hayat böyle yasanmaliydi kim ne der diye düşünmeden...

    O sırada Çağdaş in sabah telefonu açmamasi geldi aklıma. Hasan dede ve Tolga dan müsade isteyip yan tarafta tekrar aradım Çağdaş i. Telesekterin o lanet sesiyle aradığım kişiye ulasamadigimi söylemesi ister istemez huzurumu kaçırmıştı. Hasan dedeye saygısızlık olmaması için yan taraftayken sigarami da içip yanlarına döndüm. Onlara bir şey belli edip morallerini bozmamak için soru sormalarina fırsat vermeden direk banyonun yolunu tuttum.
    ···
  13. 63.
    +14
    Güneş enerjisini ayarlamak tam bir işkenceydi. Belli bir miktar açınca kaynıyor, milim kapatınca buz gibi oluyordu. Ama buna da sukrediyordum o sıra çünkü bizim koyde bu bile yoktu henüz. Ya 5 litrelik şişeleri güneşin bağrına bırakıp ısınmasıni beklerdik ya da yaklagib 70 santim boyundaki çaydanlik gibi bir şeye - şu yaşıma geldim hala bilmem ismini- su doldurur ocağa koyardik. Biraz soğuk biraz sıcak derken kova ağzına kadar doldu. Hasan dedenin söylediği gibi bardakta kalan suyu boşalttım. Suyu Elimle bir süre karıştırıp bizim suyun her diğer su ile bütünleşmesini bekledim. Niyet ettim ve ellerimi sulayarak başladım abdest almaya. Su buz gibiydi amk. Aklımdan kovadaki suyu boşaltıp sıcaklığını yeniden ayarlamaya çalışmak geçti ama bardaktaki suyu dokmustum bile. Ulan insan suyu dökmeden önce bir bakar değil mi amk sıcak mi soğuk mu diye. O anki aptalligima yana yana zütümde Antarktika buzullarinin narin dokunuşlariyla gusül abdestimi alıp banyodan çıktım. Üzerimi değiştirip -akşamki yemek için güzel bir şeyler giymistim sonuçta normal hayata dönecektik bugün ve kızlar da normal bir hayatın en önemli parçasıydı.- bizimkilerin yanına gittim.
    ···
    1. 1.
      +1
      beklemedeyiz
      ···
    2. 2.
      +10 -4
      güğüm onların adı kardeşim *
      ···
  14. 64.
    +13
    Hasan dede yapmamız gereken şeylerin ikinci kısmını anlatıyordu. Önce ibn Abbas'tan şu satırları aktardi:

    - Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'ım! Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim. Sana başvurdum, Senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Sen'den başka ilah yoktur. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine, sığındım. Sen, ölmeyen dirisin! (Ancak) cinler ve insanlar ölürler." Yani çocuklar cinler de sonsuz yaşam sahibi değillerdir. Eğer peşinizi birakmazlarsa onları öldürmekten başka çareniz kalmaya bilir. Bunun için beden ve manevi temizlik en az 3 gün boyunca sağlanmalıdır. Bu sebeple bu akşamdan itibaren her gün sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez gusül abdest alacak, hiçbir namazı kaçırmayacak ve yatmadan önce Felak, Nas, Ayetel Kürsi okuyacaksiniz. Bugün akşamdan sonra bunlara ihtiyacınız olmayabilir tabi. Gerçi bu gece başaramazsak bile deneyeceğimiz birçok yol var. Ama ne olur ne olmaz siz yine de bu dediklerimi yapın.

    Cin öldürmek mi?! Bu da nereden çıkmıştı şimdi?!
    ···
    1. 1.
      +20
      çok iyi gidiyo panpa devam et. keşke hiç uğraşmadan ghostbusters ı çağırsaydınız. 5 dk da hallederlerdi
      ···
      1. 1.
        0
        Sesli gülďüm bin
        ···
      2. 2.
        0
        Sahibi 64. Entry syf 4 ayraç
        ···
  15. 65.
    +17
    Tolga ile birlikte dikkatlice Hasan dedeyi dinlerken o da sözlerini şu şekilde bitirdi:

    - Yarın mutlaka birer cevsen edinin. En büyük silahiniz bu olacaktır.

    Önden Tolga arkasından ben teşekkür ettik her şey için. Mütevazı bir şekilde geçiştirdi bizi. Gören de birer şeker ikram etti de lafı mi olur canım havalarına girdi sanacak. Adam bizim için hayatını riske atıyor ve bize ilk geldiğimiz andan beri neden geldiniz, beni bu belaya neden bulastirdiniz bile dememisti.

    Ben bunları düşünmekteyken Tolga ve Hasan dede ceketlerini alıp geldi. Ardından kapıları güzelce kilitleyip koy meydanının yolunu tuttuk.

    Vardıgimizda sofralar kurulmuş, köyün genç kızları yemekleri servis etmeye başlamıştı bile. Nereden baksanız 100 kişiye yakın bir insan topluluğu vardı. Insanlar bunlar da kim diye bize tip tip bakacağı yere güleryüzlü bir şekilde hoşgeldiniz diyorlardı. Burası fazla iyi bir yerdi.
    ···
    1. 1.
      +14
      Koyun genç kizlari mi ? Hmmm *
      ···
    2. 2.
      +3
      bu hikayede buna takılman gerçekten ilginç panpa saygı duydum.
      ···
      1. 1.
        +12
        Benim aklim hala asli da kardeşim ne diyorsun sen
        ···
      2. 2.
        0
        dışı cin yokmu dışı cin
        ···
  16. 66.
    +18 -1
    Yemek çok keyifli geçti. Herkes mutlu bir şekilde ayrıldı masadan. Ardından gölge oyununa geçildi. Küçüklugumden beri sevemedim bu oyunu. Hala da ne özelliği var abartilacak anlayamıyorum. Saygidan dolayi etraftakilere inanılmaz eğleniyor numarasi yaparak bu gosteriyi atlattiktan sonra Meddah orta oyunu sahneye çıktı. (Beyler bilmeyenler için meddah bir sahne önünde sergilenen tek kişilik bir oyundur. Sahnedeki kişi taklitler eşliğinde bir sandalyeye oturarak dinleyicilerine hikâyeler anlatır. Meddahın anlatısını, günlük yaşamdaki olaylar, masallar, destanlar, öyküler ve efsaneler oluşturur) En son lise son sınıfken adını duymuş ve ömrüm boyunca hiç rastlamamistim. Bu sebeple de merak ediyordum tabi. Gösteri başladı ve adamın taklit yeteneğine hayran kaldım. Uzun zamandır bırak gülmeyi tebessüm bile etmemiştim. Ama şu an Tolgayla kahkahalar içinde kalmıştık. Hasan dede de mutlu olmamıza sevinmis gibiydi. Son günlerde yaşadığım her şeyden kurtulduğumu hissetmeye başlamıştım bile.

    Oyun bitmeye yakın Tolganin da benim de ailemize birkaç gün burada kalacağımizi haber vermedigimiz aklıma geldi. Tolga ya gozume carpan ilk yeri gösterip "kalk" işareti yaptım ve sandalyemden kalktım. Ardımdan o da kalktı. Insanlar rahatsız olmasın diye biraz uzağa gittik. Insanlarin hepsi meydanda oldugundan geldiğimiz yer de baya tenha gelmişti. Tolga ya hemen durumu hatırlattım. Ulan nasıl da unuttuk diyip annesini aradı. - Babasının arabasiz birkaç gün geçirecek olmasina kizacagini biliyor o yüzden anneyi devreye sokuyor uyanik. Bir de akşam döneriz dedik adama amk-
    Neyse kapattı bu telefonu ben aradım bizimkilere de haber verdim sorun yoktu. Ta ki arkami dönüp o sapsari gözle burun buruna gelene kadar!
    ···
    1. 1.
      +18
      ne sarı gözmüş amk antalya dan beri peşinizi bırakmadı.
      ···
    2. 2.
      +16
      inş koyun genç kizlarindan biridir. Amin
      ···
    3. 3.
      +5
      gibicem kaşını gözünü
      ···
    4. 4.
      0
      dede nobrain köyünden heralde. sizi hergün gibip gusul aldırcak.
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 67.
    +14 -15
    Anani gibeyim diye istemsizce haykırıp koşmaya başladım. Tolga da arkamdan dur lan ne oldu falan diye bağırarak koşmaya basladi duyuyor muyum amk ölümüne koşuyorum. Ardından gökyüzünde o ses yankilandi, ruyalarimdaki fısıltı...

    "Benden kurtulabileceginizi mi sanıyorsunuz? Alınan iki can henüz başlangıç!"

    Diyerek bastı kahkahayi. Altıma sicacak duruma geldim korkudan. Koşa koşa meydana attım kendimi. Arkamdan Tolga geldi hemen. Kalabalığın arasına dalmak iyi bir fikirdi. Çünkü insan içinde ortaya çıkmıyordu bu her neyse. Belki de değildi çünkü tüm gözler bize dönmüştü. Hasan dede bize yaklasip neler olduğunu sordu. Ama konusamiyordum. Korkudan elim ayağıma dolanmisti. Tolga cevap verdi. Sesi mum ışığı gibi titrekti :

    - O burada!
    ···
    1. 1.
      0
      Hızlı yazsana amcık
      ···
    2. 2.
      +6 -1
      Yalan olduğu bu part ve önceki partta ortaya çıktı
      ···
  18. 68.
    +12 -1
    Hasan dede hemen su getirmelerini söyledi ve bizi bir kenara oturttu. Yavaş yavaş nefeslerimiz düzeliyor titrememiz geçiyordu. Bir müddet sonra Hasan dede de karşımıza oturup sakin bir sesle sordu.
    -Detaylı bir şekilde anlat bakalım evladım mevzu nasıl gelişti
    Önce gördüğüm gözleri sonra da bana söylediklerini aynen naklettim dedeye. ilk defa o bozulmaz sandığım sandığım sakinliğini ve sükünetini bozarak önüne eğildi. konuşmak için yüzünü bize döndürdüğü anda gözlerindeki o huzursuzluğu gördüm.
    - Maalesef size bulaşanlar sandığımız kadar basit yaratıklar değilmiş evladım.
    Bunu söylediği anda tamamen yıkıldığı hissettim. içideki o ufacık umut bile kalmamıştı artık. Hasan dede sağlam bir nefes çekip konuşmasına devam etti
    - Size burada bile bu kadar yaklaşıp iletişime geçebiliyorsa güçlü bir şerli ile karşı karşıyayız. Ve bu tür şerliler tek başlarına bulunmazlar. Ama metanetli olun zor da olsa elbet bulacağız bir çaresini ancak biraz daha meşakkatli olacak. Şimdi gelelim size söylediği iki can meselesine. Nedir bu iki candan kastettiği. Yakın zamanda çevrenizde ölen biri oldu mu ? dedi ve az önce 1. agızdan duymuş olmama rağmen o anki şokla olsa gerek bunu hiç düşünmediğimi farkettim. Cidden ne demek istemişti iki can derken. Yoksa vefat eden annemın dayısından mı bahsediyordu. iyi neden yapacaktı ki böyle birşeyi. O kadar yakın bir insan değildi benim için. Hasan dedeye dönüp daha yeni annemin dayısının vefat ettiğini söyledim. Ee ikincisi kimdi peki ?
    ···
    1. 1.
      +4
      devam pampa çok heyecanlı gidiyor. kesin sizin o 3. eleman kestaneyi çizdirtti telefonlarada bakmıyo zaten
      ···
  19. 69.
    +28 -6
    inanmak istemeyen gibtir olur gider beyler. Sizden şukuda istemedim bişey de istemedim. Başındada söylediğim gibi kimse olmasa dahi sonuna kadar yazacağım olanları. Dinlemek istemeyen atsın çüğüsünü gitsin
    ···
    1. 1.
      +1
      Abi korkudan zütüm zütüm oldum yatakta uzandım ama okumak istiyorum
      ···
    2. 2.
      +1
      ben şahsen korkmadım ama hikaye akıcı ve okunulası
      ···
  20. 70.
    +14
    O anda içimde bi acı hissettim beyler. Gözümdeki yaşları tutarak bir çırpıda annemi aradım. Telefon çalıpta acımadıkça içimdeki korku kat be kat artıyordu. Tam çöküp ağlamak üzereydim ki annemin nefes nefese Ne oldu oğlum içerdeydi telefon geç yetiştim demesiyle derin bir nefes aldım. Nasılsın anne herkes iyi mi bir problem var mı dedim. Kadın arka arkaya tutulduğu soru yağmurundan anlamış olacak ki herkes iyi de yavrum sen iyi değilsin galiba ne oldu dedi. Bir şey yok annem merak ettim sadece herkese selamlar diyerek konuşmasını beklemeden kapattım telefonu. O ara tolgayla göz göze geldik. O da rahatlamış gibi duruyordu. Allaha şükür kimseye bişey olmamıştı diye içimden geçirirken bir anda aklıma Çağdaş geldi. Tüm gün telefonlarıma cevap vermemişti ve geldiğimizden beri haber alamamıştık. Hayır hayır böyle bişey olmuş olamazdı. Bu kadar ileri gidemezlerdi. Gitmemiş olmaları lazımdı. Ne olur gitmesinler! Tolgaya dönüp Çağdaşı arasana dediğim anda onunda gözleri büyüdü. Hemen telefonu çıkardı ararken bende kendimi zar zor sandalyeye atabildim. O telefonun çaldığı 25-30 saniye bana yıllar gibi gelmişti ve telefon çaldıkça ruhumun yaşlandığını bedenimin çöktüğünü hissediyorum. En son Tolga ağlamaklı gözlerle telefonu kulağından indirdi. Hasan dede meraklı gözerle bize bakıyordu Dönip
    +Dede bizim yola çıkmamız lazım herşey için Allah razı olsun diyerek ayağa kalkıyordum ki kolumdan yakalayıp bu saatte çıkarsanız son 2 canda sizler olursunuz evladım. Bekleyin sabah aydınlığında yola çıkarsınız dedi. Ancak bu halde sabahı bekleyemezdim. Yolda ne olacağı ise umrumda değildi. Kusura bakma dede bu şekilde beklemektense o 2 candan biri olmayı tercih ederim dedim. Dede kafasını sallayarak kolumu bıraktı.
    -Evladım bekleyin bari sizi koruyacak bişeyler vereyim öyle çıkın dedi. Tamam anlamında kafamı salladım. Arkasındaki insanlara dönerek isterlerse eğlenceye devam etmelerini kendisinin aralarında bulunamayacağı söyledi ve yola koyulduk. Tolgayla yolu resmen koşarcasına gidiyorduk ki bir müddet sonra dedenin nefes seslerini duyarak yavaşladık. Adamcagız bize yetişmek için o kadar hızlı yürüyünce nefes nefese kalmıştı. Yolun kalan kısmında Hasan dedenin kollarından tutarak bitirdik. Eve geldiğimizde bekleyin beni diyip. Odasına yöneldi.
    ···