-
26.
+14 -5Gececi tayfa gitti heralde beyler. Bu son parttı bende kaçıyorum yavaştan. Yarın görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.
-
-
1.
0Gitme panpaa
-
2.
0Bari burda birakma beaa
-
1.
-
27.
+18 -1Ben söylediklerinin şokunu yaşarken Tolga atladı.Tümünü Göster
-Ne diyon aga sen ne sonu ne kaçması iyi değilsin sen yürü gidiyoruz diyip sertçe çekti kolundan arabaya doğru zütürmeye başladı. Bende arkalarından devam ettim. Ne demek istiyordu bu çocuk ? Dedeye zütürmekten başka çaremiz kalmamıştı. Tolga Çağdaşı arkaya oturturken bende öne geçtim. Sinirle arabayı çalıştırıp gazı kökledi. Ben ise farklı bir boyutta düşüncelerimin esiri olmuş durumdaydım. Tüm bu yaşadığımız olaylar aklımdan sırasıyla geçiyordu. Gitgide kendime sinirleniyordum. tak mu vardı çıktık o tatile. Otur evinde keyfine bak dıbınakoduğum tatil senin neyine. Sonra böyle kan alırlar işte adamın zütünden. O sırada Tolga sakinleşmiş olacak ki gaz pedalını gibmeyi bırakmış sakin bir ses tonuyla Çağdaşa
-kardeşim neden böyle yapıyorsun neyin var anlat kardeşiz lan biz elbet buluruz çaresini dedi. Bende o anda cevap verecek mi acaba diye dikiz aynasından bakmak için kafamı hafif kaldırdığım anda içimi ürperten o donuk bakışlarla karşılaştım. Yüzünde soğuk bir gülümseme dik dik bana bakıyordu. Gözümün içine baka baka
-‘’Bir şey yapmıyorum artık sadece izliyorum yapabileceğim hiçbir şeyde yok zaten’’ zaten diyip o acayip gülümsemesini daha da belirginleştirdi. Korkuyla gözlerimi kaçırdım Tolga ise o sırada fesuphanallah çekiyordu. Tekrar sinirlendiği belliydi. Yolu falan bırakıp arkasına dondu senin ilacın bizde değil kardeşim sabret zütürüypruz deyip gazı kökledi. O düşünceler arasında kaç saatte geldik inanın ki hatırlamıyorum ama son baktığımda dünkü eğlencelerin yapıldığı köy meydanına gelmiştik. Bu benim düşünce dünyamdan kaybolmamda Tolganın gazı köklemesinden mi kaynaklandı bilmiyorum ama bu kadar hızlı geldiğimiz için mutlu olmuştum. Zira arabada bi kasvet vardı ve bir an önce kendimi dışarı atmak istiyordum. O donuk bakışlara yakalanmamak için gözümü ayna tarafına dahi çeviremiyordum. Hocanın evine geldiğimizde arabadan indik. Tolga Çağdaşıda alıp evin önüne getirdi. Kapıyı tıkladık. Bir müddet açan olmadı tam ikinciyi tıklamak üzereydik ki içerden ayak sesleri kapıya doğru yaklaştı. Gülümsemeyle kapıyı açıp hoşgel.. derken bir anda kaskatı kesildi Hasan dede. Gözleri faltaşı gibi açılmış çehresi sertleşmiş Çağdaşın gözlerine bakıyordu bütün öfkesiyle. Ve olanca gücüyle bağırdı:
-‘’ Nerden buldunuz bu melunu çabuk defedin burdan!!’’ -
-
1.
+30Ayıp oluyo hocam
-
2.
+2ayraç 4. sayfa 84. entry
-
3.
0Hocasin diye bisey demiyoz ama sen kime sekil yapiyosun ulan
diğerleri 1 -
1.
-
28.
+17 -2Eve geldigimde dış kapı kapalıydı. Üst katimizdaki Aysel teyzelerin ziline bastım.
30 saniye kadar bekleyip tekrar bastım ancak açan olmadı. Sanki o kedi tekrar bir yerlerden firlayacakmis gibi geliyordu iyice paranoyaya bağlamıştım. Icime dolan bu korku nedeniyle ayırt etmeksizin tüm zillere olağanca hızlı bir şekilde bastım. Ilk otomata basana dualar ederek koşarak yukarı çıkmaya başladım. Megafondan gelen "Kim O? , kimsiniz? " seslerini duyuyor ama gibime takmiyordum. Tek amacım bir an önce eve girmekti. Evimiz 6. katta olmasına rağmen hiç düşünmeden merdivenlere yöneldim. O asansörde bir başıma kalamazdim. Hele asansörden o kedinin çıkma düşüncesi beni ölümüne korkutuyordu. Gerçekten siyiriyordum. Bana 3 ay gibi gelen bir sürede kapının önüne vardım ve hemen ayakkabiliga yöneldim. Kırmızı ayakkabının sol tekini alıp ters çevirdim hiçbir şey yoktu. Yanlış anladım sanırım diyerek sağ tekini aldım onda da yoktu. Çıldırmıştım. Ayakkabiliktaki her ayakkabıyı çıkardım tek tek baktım içlerine anahtar yoktu. Sensörlü lamba sürekli sönüyordu. Tuvalette sıcarken söner de takli bedeninle lambaya kendini göstermek için çırpınirsin ya aynı durum amk. Son iki Çift ayakkabıya daha baktıktan sonra çaresizlikten yaşlar gözüme hücum ederken yine söndü gibimin lambası. Birkaç el hareketi ile lamba tekrar yanmış ve çığlığı basmıştım. -
-
1.
-11Cok yavassin amk ayaklarinla mi yaziyorsun
-
2.
+9daha ne yapayım panpa 15 dakikada bir part yetiştirmeye çalışıyorum inan ki kolay değil
-
-
1.
+4 -1Hacı sen boşver onları elim ayağım titreyerek takip ediyorum dakka başı yeniliyorum profilini attınmı entry diye
Edit:senin mk hadi -
2.
0Laf yetiştirme part yetiştir canım lütfen hadi
-
1.
-
1.
-
29.
+19Sabah uyandigimda bir sarhostan farksizdim. Zihnim tam anlamıyla açılmamıştı. Ancak yanlış giden birşeylerin varlığını hissedebiliyorum. Yerimden yavaşça dogrulmaya çalıştım ancak o da neyin nesi. Kendi yatagimdaydim. Tüm bu olanlar bir ruya miydi yani. Artık ruyayla gerçeği ayırt edemeyecek hale mi gelmiştim. Neler oluyordu bana. Yavaş yavaş ayaklanmaya çalıştım ancak bu biraz zor oldu. Çünkü hem basim hemde sirtim aşırı derecede agriyordu. Elimi basima zütürdüm ve tam ortadaki koca sisligi farkettim. Bu yaşadıklarımın ruya olmadığının kanıtıydı. Bu siddetli agriyi dindirmek için hemen mutfağa gidip ağrı kesici alacaktım ki kalkmamla beraber sırtımda çok feci bir yanma olduğunu farkettim. Ayağa kalktığımda yatagimin kan olduğunu farkettim. Elimi sırtıma attim deymemle birlikte iyice acidi. Şaşkınlıkla ustumdeki t-shirt i çıkartıp aynanın karşısına geçtim. Elimdeki t-shirtin sirt kismida kan içindeydi ancak beni daha çok şaşırtan görüntü aynadaydi.
-
30.
+19Hasan dede birer ayran ikram etti bize. Bu sıcakta çok iyi gelmişti doğrusu. Bir yandan ayranlarimizi içerken bir yandan da merak ettiğim bir soruyu sordum Hasan dedeye.
-Bir şey sorabilir miyim efendim?
+Buyur evladım
-Bu kadar insan işi gücü bırakıp neden sizin evinize geldi acaba?
+Haftada bir benim evimde toplanır ve Sakızlı köyü olarak Allah'a toplu şekilde iman ederiz. Erkekler bir yanda kadınlar bir yanda namazlarimizi kılar dualarimizi ederiz. Sonra genciyle yaslisiyla hep beraber ufak sohbet ederiz. 7 den 70 e herkes neşe kaynağıdır burada. En son da akşam meydanda toplanıp yemek yeriz ve gölge oyunlarimiz, gosterilerimiz olur. (Bu Allah aşkı ve dayanışma, birlik duygusu ben de büyük bir hayranlık oluşturdu. Tolga nin mimiklerinden onun da mest olduğunu anlamıştim.) Şimdi oglum soru sorma sırası bende sanırım. Niçin beni ariyordunuz?
-Başımızda elimizi kolumuzu bağlayan bir olay var dede. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Size sormaya geldik. Duyduk ki bu konuda çok bilgili biriymissiniz. -
31.
+17 -2Beyler okuyan yok sanırım. Benimde parmaklarım yoruldu artık yazmaktan. Son bir part atıp çıkıyorum. Yarın aynı saatte buluşmak dileğiyle..
-
32.
+19Bir süre sıradan şeylerden konuştuktan sonra Tolga hemen Hasan dedenin tavsiyesini uygulamak için izin istedi. Yolculuğa çıktığımızdan beri tebessüm bile etmemişti ama şimdi umut doluydu çocuk. Ben de Hasan dede ile yalnız kalmıştım. Çiçeklerini sularken bir yandan da benimle konuşmaya devam ediyordu. Gerçekten de sıska bedeninin altında güven ve umut veren bir yüreği vardı. Hikayeyi anlattığımız sırada müebbet kararı veren hakim gibi soğuk kanlıydi. Sanki her gün bu işi yapıyormuş gibi bir izlenim veriyordu bana. Ve ben de içimin umutla dolmasina izin veriyordum. Çünkü kuvvetsiz bir kabile ise bu gece onlardan kurtuluyorduk. En azından ben öyle sanmıştım...
-
33.
+18 -1Yemek çok keyifli geçti. Herkes mutlu bir şekilde ayrıldı masadan. Ardından gölge oyununa geçildi. Küçüklugumden beri sevemedim bu oyunu. Hala da ne özelliği var abartilacak anlayamıyorum. Saygidan dolayi etraftakilere inanılmaz eğleniyor numarasi yaparak bu gosteriyi atlattiktan sonra Meddah orta oyunu sahneye çıktı. (Beyler bilmeyenler için meddah bir sahne önünde sergilenen tek kişilik bir oyundur. Sahnedeki kişi taklitler eşliğinde bir sandalyeye oturarak dinleyicilerine hikâyeler anlatır. Meddahın anlatısını, günlük yaşamdaki olaylar, masallar, destanlar, öyküler ve efsaneler oluşturur) En son lise son sınıfken adını duymuş ve ömrüm boyunca hiç rastlamamistim. Bu sebeple de merak ediyordum tabi. Gösteri başladı ve adamın taklit yeteneğine hayran kaldım. Uzun zamandır bırak gülmeyi tebessüm bile etmemiştim. Ama şu an Tolgayla kahkahalar içinde kalmıştık. Hasan dede de mutlu olmamıza sevinmis gibiydi. Son günlerde yaşadığım her şeyden kurtulduğumu hissetmeye başlamıştım bile.
Oyun bitmeye yakın Tolganin da benim de ailemize birkaç gün burada kalacağımizi haber vermedigimiz aklıma geldi. Tolga ya gozume carpan ilk yeri gösterip "kalk" işareti yaptım ve sandalyemden kalktım. Ardımdan o da kalktı. Insanlar rahatsız olmasın diye biraz uzağa gittik. Insanlarin hepsi meydanda oldugundan geldiğimiz yer de baya tenha gelmişti. Tolga ya hemen durumu hatırlattım. Ulan nasıl da unuttuk diyip annesini aradı. - Babasının arabasiz birkaç gün geçirecek olmasina kizacagini biliyor o yüzden anneyi devreye sokuyor uyanik. Bir de akşam döneriz dedik adama amk-
Neyse kapattı bu telefonu ben aradım bizimkilere de haber verdim sorun yoktu. Ta ki arkami dönüp o sapsari gözle burun buruna gelene kadar! -
-
1.
+18ne sarı gözmüş amk antalya dan beri peşinizi bırakmadı.
-
2.
+16inş koyun genç kizlarindan biridir. Amin
-
3.
+5gibicem kaşını gözünü
-
4.
0dede nobrain köyünden heralde. sizi hergün gibip gusul aldırcak.
diğerleri 2 -
1.
-
34.
+18Ne olduğunu sormak için gittiğim anda varlığımı hissedip sıkıca sarıldı. Sarılmayla birlikte hıçkırıklar artmıştı. Bir müddet daha devam ettikten sonra nefes alıp verişi yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı. Bana dönüp
-‘’Engelleyemedim kardeşim’’ dedi. Neyi dediğimde aldığım cevap çok canımı yakmıştı. ‘’ Her gece rüyalarımda işkenceler arasında annemin öldüğünü gördüğümde kendimce tedbirler aldım ama engel olamadım’’ diyerek yeniden ağlamaya başladı. Bende ona sarılıp ağlamak üzereydim ancak güçlü olamlı ve hem onu hem kendimi telkin etmeliydim. Başını kaldırıp belki onu engelleyemedin ama başka canların aramızdan kayıp gitmesini engelleyebiliriz kardeşim içeride ki hoca da bizim derdimizin dermanı var buna inanıyorum. Hepsinin üstesinden birlikte geleceğiz dedim. Bu söylediklerim onu biraz olsun rahatlatmış olacak ki daha rahat nefes almaya başladı. Tolgayıda kaldırıp abdest almaları gerektiğini söyledim içeri hocayla dedenin yanına gidip oturdum. Biraz sonra Çağdaş ve Tolga da gelip yanımıza oturduğunda hoca kalın ses tonuyla konuşmaya başladı.
+ Anlatın bakalım çocuklar nedir derdiniz. Birlikte üstesinden gelmeye çalışalım inşallah.
Bunun üzerine aynı Hasan dedeye anlattığımız gibi ancak farklı olarak Çağdaşında aramıza katılıp söz almasıyla anlattık. Hoca bu olanları Hasan dede kadar sakin karşılamadı. Bazı yerlerde kızgın bazı yerlerde acır gözlerle bize bakarak sonuna kadar hiç konuşmadan dinledi. Tüm anlatacaklarımız bittiğinde bitti mi diye sorup derin bir nefes alıp konuşmaya başladı: -
35.
+18Beynimde şimşekler cakiyordu. O anki korku ve adrenalinle olsa gerek Çağdaş in üstüne koştum. Arabanın kapısını açıp yakasından tuttuğum gibi dışarıya firlattim. Üstüne çıkıp Neden yapıyorsun lan bunu biz sana ne yaptik diye bağırırken bi yandan da sertçe sarsiyordum.
O sırada Tolga beni tutup kenarı ittirdi ve kendine gel diye bagirip Çağdaş i lavaboya zütürdü. Olduğum yere çöküp sanki tüm dertlerimi alacakmış gibi hemen bi sigara yaktım. Acaba ben mi kafayı yiyordum cevremdekiler mi? Bu düşüncelerin arasından ayak sesleri ile siyrildim. Çağdaş yanima kadar gelip o nemli gözleriyle Yemin ediyorum ben bir şey yapmiyorum kardesim vallahi yapmiyorum diye ağlamaya başladı. O an ben de kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. ikimiz de duygu boşalması yaşıyorduk. Sanki akan her damla gözyaşı beynimde yer edinen kötü düşünceleri kovaliyordu. iyice rahatladigimi hissedince ayağa kalkıp Çağdaş a sarildim özür diledim.
Gecicek kardesim hepsi gecicek diyerek beni daha doğrusu bizi telkin etmeye çalışıyordu ancak kendisinin bile bu söylediklerine inanmadığı aşikardı. Tolganin uyarısıyla arabaya binip yola devam ettik. Beyler biz liseden arkadaşız hedefleyip kendi sehrimizde ki uniyi tutturmustuk ve bu başarı karşısında ailelerimiz ayrı eve çıkmamıza izin verdi ancak evlerimiz dairemize yakındı. Bu yüzden konuşup biraz ailelerimizle vakit geçirmenin hepimize daha iyi geleceği konusunda hem fikir olduk. Cagdasa cepte kalan paraları verip arabayı yaptırıp teslim etmesini söyledik. Bizi evlerimize bırakıp ertesi gün arabayı bırakmak üzere evine gitti. -
36.
+18Sarılma faslını bitirip direksiyona geçtim. Tolgayı sakın uyuma diyerek uyardım zira Tolga benim kadar şanslı olamayabilirdi. Bir kardeşimin ne durumda olduğu meçhulken diğerinin yanı başımda ölmesi beni bitirirdi. Zihnimi meşgul eden beynimi yiyip bitiren bu düşüncelerden arınmak için hareketli bir parça açtım. Tolgayla da eski güzel günlerimizi yad ederek yolu bitirmeye çabaladık. Biz sohbet ederken zaman biraz daha hızlı akmış olmalıydı ki ile giriş yaptık. Ancak saat daha 2.30 du bu saatte Çağdaşın evine dayanmamız hoş olmazdı. Tüm bu yaşananlar acıkmamıza sebep olmuştu. Hem zaman öldürmek hemde karnımızı doyurmak üzere bir çorbacıya çektik. Açlığın verdiği rehavetli çok hızlı içmiş olmalıyız ki saati daha 3.00 bile yapamamıştık. Okurken kaldığımız dairemize gitmeye kara verdik. Sabahın ilk ışıklarıylada Çağdaşın yanına gidecektik. Dairemize çıktık uyumamak için kendimize acı birer kahve yaptık. Tolgayla yaşanılanlar ve bu süreçten sonra ne yapacağımız hakkında konuşmaya başladık. 3 ümüzün göreceği daha çok güzel günler olduğuna kendimize inandırmaya çalışıyorduk. Nitekim başardıkta sayılabilir. Konuşmak dertleşmek iyi gelmiş gibiydi. Üstümüzdeki huzursuzluğu bir nebze daha gideren şeyde sabah ezanı oldu. Tolgayla gözgöze geldik ve aynı anda ayaklandık. Sırayla abdest alıp caminin yolunu tuttuk. En son dedemde kaldığım zamanlar giderdik sabah namazına camiye. içeri adımımızı attığımız anda tüm kötü düşüncelerden arındığımı hissettim. Kendimi hocanın evinden bile güvende hissediyordum. Alnım secdeye değdikçe içimde ki huzur katlanarak artıyordu. Çağdaşla ilgili kötü düşünmeyide bırakıp dua sırasında allaha tevekkül etmiştim. inancımm tamdı 3 ümüzün göreceği daha güzel günler olacaktı. Manevi açıdan resetlenmiş bir biçimde camiden çıktığımızda gün ışımıştı. Artık Çağdaşın yanına gidebilirdik. Nitekim öylede yaptık. Eve yaklaştıkça heyecanım daha da artıyordu. Tek istediğim kapıda Çağdaşı görüp boynuna sarılmaktı. 3 katı birden tek nefeste çıktık. Önce yavaşça kapıyı tıklattık. Baktım gelen yok dayanamayıp zile abanadım.
-
-
1.
+3Madem cagatayin yanina sabah gidecektiniz dedeyi niye dinlemeyip gece ciktiniz yola picler
-
1.
-
37.
+18Koşarak dışarıya atacaktim kendimi ama atamadim. Lanet kapı bir türlü açılmıyordu. Arkamdan gelen Tolga nin da yardımıyla zor da olsa çekip açtık. Hemen Çağdaş in bilinçsiz bedenini sırtladık. Nefes almıyor gibiydi. Kardeşim ölmüş müydü?! Bunları düşünecek zaman yoktu hemen eve girmeliydik dışarıda savunmasizdik. Bu düşünceler beynimi dağıtırken birden Tolga yere kapaklandi. Bacağından bir güç çekiyor gibiydi ve cirpinmaya başladı. Çağdaş i yere bırakıp Tolganin kolundan tutup asilmaya başladım ama bir devle ile halat çekme yarışı yapıyordum sanki. Ayaklarımin tabanları acıyla kesiliyordu. Evden yalın ayak fırladıgimizdan karşıdaki kuvvet asildikca Bahçedeki taşlar ayağıma giriyordu. Onun karşısında çok güçsüz kalmıştım başa çıkmam imkansızdı. Tolga ağlamaklı bir sesle ‘’giiit!" diye bagirken çok büyük bir güçle çekildik yüz üstü yere düşmüş ve kafami yere çarptım. Sanırım son durak burası idi. Çağdaş in hareketsiz bedenine son bir bakış attım icten bir gülümseme ile. Tolganın sürükelenerek uzaklaşmasını acı içinde izlerken Hoca ile Hasan dede ellerinde Kur'an ile fırlayip yüksek bir sesle ibranice olduğunu düşündüğüm birkaç şey söylediler. 5 metre uzağımda acı çekerek suruklenmekte olan Tolga birden durdu. Artık inanılmaz güç onu çekmiyordu. Hemen koşup Tolganın koluna girdim. Hoca da Çağdaş i sırtlamıştı. Hep beraber alelacele eve girdik...
-
-
1.
0Tuylerım urperdı amk
-
2.
+1Çok hikaye okudum artık klışe olduda sende biraz farklılık var devam sardı gibi
-
1.
-
38.
+18Gelenlerle birlikte biraz daha muhabbet ettik. Hepsi sessiz sakin insanlardı. Böyle böyle akşam vaktini getirmiştik. Havanın kararmaya başlamasıyla birlikte içeriye geçtik vaktinin girdiğine emin olduktan sonra cemaat olarak namaza durduk. Hocanın imamlığında namazımızı kılıyorduk. Bu namaz adete az sonra vereceğimiz savaştan önce meditasyon gibi gelmişti. Hocanın o şahane sesiyle okuduklarından mı namazın doğasından mı bilmiyorum ama içim huzurla dolmuştu. Namazı bitirip tesbihatı yaptıktan sonra hoca çağırdıklarında birine mumları getirip getirmediğini söyledi. Adam çantasından çıkardı. O sırada Hasan dede hocanın önüne bir tomar kağıt ve mürekkepli bir kalem getirdi. Ardından hoca konuşmaya başladı:
+Arkadaşlar hepiniz burda oluş sebebinizi biliyorsunuzdur aradığımda tek tek izah ettim dedi o anda herkes hocayı tasdikler biçimde kafa sallıyordu. Devam etti. Bu arkadaşların ve bizim sorunumuzun çözümü musallat olan kabileyi çağırdığımızda en boş bulundukları anda yakmak. 13 kişiyiz 26 tanede mumumuz var. Ben sizler gelmeden bu eve bir kilit muska yaptım. Yani gelen cin iznimiz olmadan bu evden çıkamayacak. Eğer istediklerimizi yapamazsak bu hepimizin ölüm fermanıdır. Çıkmak için tek tek hepimizin canına kıyarlar. Şimdi gelelim nasıl yapacağımıza. Öncelikle dua edelim ki bu kabile 26 kişiden az çıksın. Eğer fazla ise onları tüm mumlar hareket eder. Ve bu durumda geri göndermeye çalışmaktan başka çaremiz yok. Ama eğer az ise şimdi yazacağım kağıtları size ezberleteceğim dua ile aynı anda hareket eden ateşe tutup yakmalıyız. -
-
1.
0Dinlemedeyim kanka
-
2.
0Hadi knk uyumadan bitsin artik ya
-
1.
-
39.
+17O günün verdiği huzursuzluktan olmalı gecenin bir yarısı uyandım. O kadar çok içtik ki yanına limon tuz derken dilim damagim bedevi yannani gibi burus burus olmuş. Su içmek için mutfağa doğru yol alırken Çağdaş in odasından sesler geldiğini duydum. Kapıyı açıp odaya girdiğimde sırtı bana dönüktü. Kapı sesini duyunca kafasını 180 derece arkaya döndürüp bana doğru var gücüyle bağırdı. Kulaklarımdaki ağır çınlama ile bayilirken gördüğüm son şey kan kırmızısı gözleri idi.
-
40.
+17Sonunda evimdeydim ve inanın bu çok huzur vericiydi. Tabi ki girer girmez ailemin yoğun soru yağmuruna tutuldum niye erken geldiniz ne oldu tarzı sorular. Çağdaş hasta oldu başka zaman tekrar gideriz diyerek gecistirdim. Onlar sıkkın oldugumu anlamış olacak ki pek ustume varmadilar. Bende odama geçip akşama kadar pc de takıldım. Bu beni rahatlatmış ustumde ki gerginliği bir nebze olsun alabilmişti. Akşam annemin dokturduklerini yiyip kahvelerimizi içmek üzere babamla salona çekildik. O da anlamış olacak ki oglum geldiğinden beri ne bu halin yüzünün rengi gitmiş dedi. Heralde bana da hastalık bulaştı baba diyerek başka konulara yönelmeye çalıştım. O da üstüme gelmedi. Kısa süreli bir sohbetten sonra uyumak üzere odama çekildim zira bu yaşadıklarım beni çok yormustu. O yorgunlukla birkaç dakika içinde uykuya dalmisim.
Çok karanlık ve puslu bir ortamdaydim. Etrafimda iplerle duvarlara tavanlara asılmış etler sallaniyordu. Gözlerim karanlığa alistiktan sonra daha dikkatli baktığımda farkettim ki burası antalya da ki dairemizdi. Korka korka seslerin geldiği yere, Cagdas in odasına yöneldim. Gitmek istemiyordum ama ayaklarima mani olamiyordum. Kapının önüne geldiğimde birden tamamen açıldı ve içerideki dehşet verici manzara ile karşılaştım. Yerde yüzüstü uzanmış bir adam ve üstünde siyah bir kedi vardı. Ama kedi demeye bin sahit ister bir insan büyüklüğünde ve iki ayağının üzerinde duruyordu. Yerdeki adama yavaş yavaş tırnaklarını geçirip çekiyordu. Tırnaklarını geçirdiği yerdeki etler ise büyük bir bıçakla kesilmiş gibi birbirinden ayrılıyor yerde ki acı içinde kıvranıyor çığlıklar atıyordu. Ben bunları izlerken birden tüm gözler bana döndü. Büyük kedinin arkasında ki onun kadar olmasada büyük sayılabilecek kediler sapsarı gözleriyle bana bakıyordu. Bir anda liderleri olduğu anlaşılan büyük kedinin işareti ile bana doğru atıldılar ve uyanmam bununla bir oldu. Korkudan köpek gibi terlemis yatağı ipislak etmiştim. Yatakta bir müddet kalip nefesimi düzene soktuktan sonra kalkmak için dogruldugum anda kapıda bana bakan o sarı gözlerle karşı karşıya geldim. -
-
1.
+22Terledigine eminmisin panpa
-
2.
0yazsana laa
-
3.
0HoYDaaaa
diğerleri 1 -
1.
-
41.
+17Tolga ile birlikte dikkatlice Hasan dedeyi dinlerken o da sözlerini şu şekilde bitirdi:
- Yarın mutlaka birer cevsen edinin. En büyük silahiniz bu olacaktır.
Önden Tolga arkasından ben teşekkür ettik her şey için. Mütevazı bir şekilde geçiştirdi bizi. Gören de birer şeker ikram etti de lafı mi olur canım havalarına girdi sanacak. Adam bizim için hayatını riske atıyor ve bize ilk geldiğimiz andan beri neden geldiniz, beni bu belaya neden bulastirdiniz bile dememisti.
Ben bunları düşünmekteyken Tolga ve Hasan dede ceketlerini alıp geldi. Ardından kapıları güzelce kilitleyip koy meydanının yolunu tuttuk.
Vardıgimizda sofralar kurulmuş, köyün genç kızları yemekleri servis etmeye başlamıştı bile. Nereden baksanız 100 kişiye yakın bir insan topluluğu vardı. Insanlar bunlar da kim diye bize tip tip bakacağı yere güleryüzlü bir şekilde hoşgeldiniz diyorlardı. Burası fazla iyi bir yerdi. -
-
1.
+14Koyun genç kizlari mi ? Hmmm *
-
2.
+3bu hikayede buna takılman gerçekten ilginç panpa saygı duydum.
-
-
1.
+12Benim aklim hala asli da kardeşim ne diyorsun sen
-
2.
0dışı cin yokmu dışı cin
-
1.
-
1.
-
42.
+14 -2Beyler bu gece bitirmeye çalışağım. O bitmezse gibayet ederim diyen arkadaşta istediği yere etsin kapattırsın. Şukularınız için yazmıyorum ben bunları.
-
-
1.
0Sen devam et kardeşim aldırma
-
2.
0Fazla yaz azcık hocam 2 dkda bitiyo (bkz: nasıl hızlı yazılırız) pls
-
3.
0Sen aldırma panpa bıtır bu aksam
diğerleri 1 -
1.
-
43.
+14 -2Diye başlayıp baştan sona tüm hikâyemizi anlattık. Bir ben bir Tolga konuşuyordu. Kah heyecanlanip kah o anları hatirlayarak urperiyorduk. Hasan dede dikkatini bize vermiş ve tüm hikayeyi dinlemisti. Ilk teşhisi dünya dışı varlıkların bize musallat olduğuydu. E bunu biz de anlamistik ama saygidan sesimi çıkarmayıp söylediklerini dinlemeye devam ettim:
+Şimdi bu anlattıklarınız ile kesin şunu yapın diyemem. Birkaç yöntem deneyip sonuçlarını görmeliyiz. Bu nedenle 3-4 gün bende kalmanızi öneriyorum. (Onaylarcasina kafa salladık.) Şimdi akşam yemegine kadar söylediklerimi yapın evladım. Öncelikle bir bardak suyun içine Ayetel Kürsi, ihlas, Felak ve Nas Sureleri okuyucaz. Musallat olanlardan korunmak için bu sudan üç yudum içilerek geri kalanı banyo suyuna katılmalı ve gusül abdesti alınmalıdır. Bu basit bir yöntemdir ve size dert açan varlık kuvvetli değil ise kısa sürede kurtulursunuz.
ikimizinde içten içe dilediği tek şey vardı oda: Umarim kuvvetli değillerdir! -
44.
+16Yüksek bir binadan yere çakılmiscasina sarsilarak uyandım. Hayatımda gördüğüm en berbat ruyalardan biriydi. Saat 5 e geliyordu. Korkudan elim ayağım birbirine dolanmisti. Elimi yüzümü yıkamak için lavabonun yolunu tuttum. Lavaboya doğru giderken istemsizce Çağdaş in odasının açık olan kapısına doğru kaydı gözlerim. Ve korkudan donup kaldim. Gözlerini kediyi öldürdugu yere kilitlemis bir ileri bir geri sallanıyor bir yandan da bir şeyler fisildiyordu. Hemen geri dönüp bütün bunların bir rüya olmasi dileğiyle yatağıma yattım.
-
45.
+4 -12Yüklüğe gitmeyede korkuyordum başka odalardan bir anda yine o kedi çıkıcak diye iyice paronayq olmuştum acaba kafayı mı yemiştim amk? Yazın ortasında nasıl olurda ev bu kadar soğuk olur. Yüklüğe gittim hızlıca battaniyelerden birini çektim aldım tam arkamı dönüp salona gidicektim ki bir anda ışıklar söndü sanki elektrik gitmiş gibi tak diye. içimdeki o korkmayı size anlatamam beyler altıma sıçtım hızlı ve korkak adımlarla salona doğru ilerleyip kapıyı açıp kaçacaktım.Tam salona geldim ışıklar bir anda açıldı ve karşımda Tolga ve Çağdaş.Ne yapıyorsunuz lan burda diye çıkıştım. Bana bakıp pis pis sırıtıyorlardı Tolga bana arkasını eliyle işaret edip duruyodu.Ne oluyordu amk? iyice sinirlenip tam Tolgaya bir yumruk sallıcaktım ki elimden tutup dudaklarıma yapıştı çağdaş ta açmış osbir çekiyordu. Tolgaya çıkartık 20 cm yannanı sokarken bir anda kapı çaldı. Babamlar beni merak edip gelmişler , bizi o halde görünce Babam annanı gibiyim dedi bayıldı.