-
51.
0salona gittim, annemle babamın odalarında uyuduğunu düşünerek, çekmeceden mumları aldım, mutfaktan *** ları aldım, annemin odamdan kaldırdığı boy aynasını tekrardan koliden çıkarıp odama zütürürken annem kalktı, artık en ufak şeyde iyimiyim diye beni kontrol ediyorlardı, napıyosun oğlum niye uyumadın dedi, artık iyiyim anne, aynamı falan geri koyacağım diyordum iyi olcağımı umarak, böyle bir bahane bulmuştum o anda, tamam da oğlum gece gece derdin neydi dedi, aynamı falan geri asınca daha iyi hissedecegimi söyledim, halbuki hiç alakası yoktu aynalardan korkuyordum halen de korkarım yaşadıklarımdan sonra, tamam oğlum nasıl iyi hissediyorsan öyle yap dedi, iyi geceler diyip yattı tekrardan, bütün malzemeler odamdaydı, yanımda ne kadar güvenmesem de atakan malzemeleri düzenliyordu, aynayı yüzü tavana bakacak şekilde koydu, üzerine mumlardan *** şekli yaptı, isimlerini ikimiz de biliyorduk zaten, kitaptakakileri yazdığı kağıdın yarısını bana verdi, aynı anda okumaya başlayalım dedi, diğer kağıda da yine o sayfadan yazdığı bazı şeyleri mumda yakıp, mutfaktan aldıgım *** larla karıstırıp aynanın üzerine serpecekti, ışık açık kalsın mı dedim, sadece mumun ışık verebileceğini başka türlü başarıya ulaşamayacağımızı söyledi tilki kılıklı, belki de yalan söylüyordu, kendini belki de karanlıkta iyi hissediyordu bilmiyorum, kapattım ışıgı oturdum, bir taraftan yangından kalma siyahlıklara bakıyordum, onları gördükce kendime verdigim cesaret azalıyodu, ama herşeye ragmen iyi şeyler düsünüyordum, onlardan kurtulacaktım, bu düsüncelerle otururken atakan hadi dedi artık başlıyoruz
-
52.
0mutfaktan getirdiğim *** ları yaktı, kitaptan kopyaladıgı sözleri yaktı, ikisini de aynanın üzerine gelişigüzel serpiştirdi dikkatimi şu cekmisti birazını elinde tuttu yaktıgı seylerin, mumları yaktı, işi bilen oydu, adam odasında geçirdiği vakitlerde bildiğin büyücü gibi olmuş diye düsündüm kendi kendime, başlayalım dedi ikimiz de aynı anda okuyorduk, karşılıklı oturuyorduk, biz okudukca tekrardan evin icine giren rüzgar artıyordu, mumların üzeri titriyordu, bir müddet sonra ise yine duvarlarda gölgeler hareket etmeye basladı, rüzgar arttıkca, gölgeler çogaldıkça atakan aynaya dogru kafasını yakınlastırıyordu, bu bir refklesmiydi bilmiyorum diger adamda aynısı yapıyordu cünkü, aynaya yüzü değdi değecekti, kendi suretine bakıp okuyordu, ben ona eşlik ediyordum sadece, belki ben kendi suretine doğru okuyor zannediyordum, belki o aynada gördüğü kendisi değildi, cünkü aynadan korkarak okuyordu, sanki biri ona bakıyordu, hızlandı hızlandı, benden ayrıldı kendi kendine cok hızlı sekilde okuyordu, okumanın sonuna geldigimizi surdan anladım, isimleri söyledi diger adam da en son isimleri söylemis sonra susmustu, atakan sustu, o hızdan eser kalmadı, sadece yüzünü aşagıya eğdi aynaya bakıyordu, birden kafasını kaldırdı, konuştu, kendini tanıt dedi, ben hepsinde sadece sözleri söyleyendim onların bildiklerinin hicbirisini bilmiyordum, denileni yapıyordum, bunu da sadece kurtulmak icin yapıyordum, birden niye sessizleşiyorlardı nasıl hissediyorlardı asla bilmiyorum, kitabı veren adamın orda yaptıgmız gibi rüzgar yoktu ayna hala saglamdı, ses gelmedi, kendini tanıt dedi atakan, bu sefer uğultu geliyordu tıpkı kitabı veren adamın orda olduğu gibi, ama daha hafifti, *** oğlu *** yım dedi, bizden ne istiyorsun dedi tekil konusuluyor ama 5 taneydi, en güclüleri cevap veriyordu hepsinin adına o konuşurdu digerleri duvarda hareket ediyordu, yine aynı şeyi diyordu, katil dedi sadece, rahat bırak bizi *** oğlu *** dedi ceddin adına, kabilen adına emrediyorum dedi atakan, o anda hic beklemedigim bir refleksle yakıp aynaya serptigi seylerin sol elinde tuttugu kısmını, birden aynanın üzerine fırlattı, sonra tekrardan okumaya başladı tuzaga düsürmüstü onları sıkışmıştı bütün gücünü aldı atakan onların ya da biz öyle zannediyorduk, ayna çatladı bu sefer 4 yerden çatladı boydan boya catladı, diger adamla yaptıgımızdakinden daha derin catlaklardı cizik gibi degildi, mumların hepsi söndü, daha fazla duramadım hemen ışıgı actım, atakanın sol kolu ters dönmüş bagırıyordu, annemle babam koştular, manzarayı görünce telaşlandılar iyice, hemen ambulansı cagırdılar, atakanın cok acı duydugu belliydi, annemgile birsürü açıklama yaptım hastanenin orda, zaten endişleniyorlardı, artık kabuslardan, rüya ile gerçegi aynı anda yaşamaktan kurtulmusmuydum, hepsini öldürmüşmüydük, bunu sadece bir şekilde öğrenebilirdikTümünü Göster
-
53.
0oturduk bekliyoruz, yaklaşık 20 dakika kadar bekledik kimse gelmedi, içten içe akşam gördüğüm rüya geliyordu aklıma, ama hoca çok çok bilgili bir adamdı kendini korurdu, böyle rahatlatmaya çalışıyorum kendimi, atakan'la ise hiç konuşmuyoruz, kimbilir o neler düşünüyordu o an, birden küçük köy camii'nin olduğu taraftan hocayı gördüm içim o kadar ferahladı ki, bize doğru geldi beni görünce tebessüm etti, vardım elini öptüm, nasılsın oğlum dedi, çok şükür hocam daha iyiyim lakin size göstermek ve anlatmak istediğim şeyler var dedim, atakan benim arkamda duruyor, sen de hoşgeldin oğlum dedi hoca atakan'a ama ona bakarken o uzun kaşlarını çatmıştı, anladım ki hoca hoşlanmamıştı atakan'dan, sonra elime baktı ve kitabı gördü, bu nedir oğlum dedi, hocam bütün bunları başımıza musallat eden şey dedim, gelin oğlum içerde konuşalım dedi, hocam kapıyı kilitlemezdiniz niye böyle birşey yaptınız dedim, artık eskisi gibi güvenli değil oğlum evdeki halımı çaldılar dedi, kim hocam yapan dedim, bilmiyorum oğlum dedi, yani bir insanmı yoksa şerli bir yaratık mı dedim, kapıyı açtı içeri girerken anlatmaya devam ediyordu, oğlum dedi burası küçük bir köy, geceleri ışık olmaz ses olmaz, onların düğünü oluyor kafileleri köyün dağ yamaçlarından geçiyor, belki onlar çaldılar belki bir ademoğlu bilmiyorum günah almak istemiyorum dedi
-
54.
0bindik arabaya gidiyoruz atakan'la, babamın aklı bende bunu biliyorum ama bunu kendim yapmalıydım, kitabı arka koltuğa attık, ben sürüyorum bu yanımda oturuyor, yaklaşık yarım saat hiç konuşmadık, yarım saat sonra atakan ötmeye başladı, emin misin kitabı hocaya gösterme kararında dedi, bi taraftan yola bakıyorum bi taraftan boynumu sağa çevirdim buna cevap veriyorum, bilader dedim, bu sefer benim dediğim olacak, eğer sen gelmek istemiyorsan durayım burda gibtirol git, otostop ceke ceke gidersin, hiç birşey demedi önüne baktı, bende yola baktım, tek muhabbetimiz bu olmuştu yol boyunca, hocanın köyüne geldik, hava kapalıydı, dağlık olduğu için genelde yağmur falan çok yağardı, hocanın evinin önüne durdum, indi atakan isteksiz tavırlarla, ben de indim, kitabı aldım arka koltuktan, hocanın kapısını çaldık ses veren olmadı, tekrar çaldım yine ses veren olmadı, içeri girelim odundadır dedim, kapının kolunu indirdim ama kilitliydi, niye kilitliydi bu kapı, oturalım biraz şurda atakan dedim bahçe tarafında oturduk, benim elimde kitap hocayı bekliyoruz
-
55.
0gelin önüme geçti, izin vermiyordu, gidecektim, engel olamazdı bana, hocam yardım istiyordu çünkü, gelini dinlemeyip girdim antreye, kapkaranlıktı, hiçbirşey göremiyordum, geline bakmak için arkamı döndüm odanın kapısı yoktu, zifiri ve bomboş bir karanlıktı, ayakta duruyordum, gülüşmeler vardı sadece, arapça fısıldaşıp gülüyorlardı, etrafıma bakıyordum sadece, birden sol tarafıma dönmemle hocamı görmem bir oldu, karanlıkta bana bakıyordu, gözlerinden kanlar akıyordu ama gülüyordu nefret uyandıran bir sırıtıştı bu, arapça konuşuyordu, sesi çok çok zor çıkıyordu, kurtulacağını mı sandın dedi, kocaman gözlerle ona bakıyordum konuşamıyordum, arkamdan biri dokundu hemen döndüm, hocamdı yine, kurtulacağını mı sandın diyordu, boğuk boğuk ve arapçaydı yine, o anda aklıma ritüeller sırasında ezberlediğim şey geldi gözlerimi kapattım, bağıra bağıra okuyordum, birden boğazımdan çamurlar akmaya başladı, küllerle karışık bir çamurdu bu, gülüyordu, sadece o değil hepsi fısıldaşıp gülüyorlardı, boğuluyordum onlar için zevkliydi bu, tüm gücümü toplayıp hayatımda yapmadığım kadar yüksek sesle bağırdım, terler içinde uyandım, saat 2:30 du atakan oturmuş bana bakıyordu, kitap yanımdaydı kucagımdan düsmüs ama hala yanımdaydı, sadece bakıyordu, biraz kendime geldikten sonra, niye uyandırmadın lan beni dedim, bende şimdi senin bagırmanla uyandım dedi, yalan söylüyordu gözlerinden belliydi ben uyudugumdan beri beni izliyor olmalıydı, o gece sabaha kadar hiç uyumadım, sabah babamdan arabayı alıp hocanın köyüne doğru atakan'la beraber yola çıktık
- 56.
-
57.
0ancak geçirdiğim günlerin ağırlığı, uykuzluğu daha ağır bastı, bayağıdır rüya görmüyordum, uyandığımda çok güzel bir gündü, içerisi güneş ışığıyla doluydu, yalnız bir tuhaflık vardı, burası benim odam değildi, hoca'nın eviydi, kalktım yataktan, birden aklıma atakan'ın da benimle birlikte olduğu geldi, atakan'ı aradı gözlerim yoktu, dışarıya baktım, dağ manzarası vardı, hiç bir canlı görünmüyordu yakınlarda, yalnızca göğün açık mavisi ve ladin ağaçlarının koyu yeşilinin muhteşem ahengini görüyordum, arkamı döndüm kimse yoktu, odam ışıl ışıldı lakin odanın kapıdan çıkış yani antreye bakan kısmı zifiri karanlıktı, oraya baktım gözlerimi dikip, aralıksız bakıyordum, bakıyordum, arkamdaki pencereye vurdular hemen boynumu çevirdim, ancak kimse yoktu arkamda, kafamı tekrar antre kısmına çevirmemle, gelini gördüm yüzüyle yüzüm arasında 10 santim yoktu, nefesini hissediyordum, gözleri yere bakar vaziyetteydi, sonra kafasını kaldırıp gözlerime baktı, alev alevdi, ama kötülük gözükmüyordu, hissetmiyordum en azından, gözleriyle bana bakıyordu konuşmuyordu, insan suretinde sadece bakıyordu, birden hocanın sesini duydum, kurtar oğlum diyordu, senin uğruna gidenim için kurtar, ses hocanın odasından geliyordu, oraya gitmek için antreye çıkmalıydım, zifiri karanlığa ilerledim, hocayı bu sefer yalnız bırakmayacaktım, ilerledim o karanlığa
-
58.
0ortalığı temizledik topladık, sonra odamda oturup muhabbete başladık, bilader senin bu konulardaki ilmi bilgin kısıtlı değil mi dedim, tabii ki benden çok daha iyi olarak bu işleri bilen insanlar var kardeşim dedi, peki dedim niye hep senin dediğin oluyor, kısıtlı bilginle onlardan ve ced lerinden nasıl kurtulacağız, bu işlerden kim çok iyi derecede anlıyorsa ona gidelim kitabı gösterelim, kitap bahsi geçince gözlerini kaçırıyordu, besbelli kitabı kendine saklayıp kimsenin bilmemesini ona ulaşamamasını istiyordu, ya işi daha da büyütmeyelim kardeşim kendimiz hallederiz herşey bu kitapta zaten onların da yapacağı bunları okunaklı şekilde çevirmek biz de çeviririz diyordu, cümlesini bitirince direk aldım elinden kitabı, eğer en ufak hareket yapsa diğer kolunu da ben kıracaktım orda, hiçbirşey diyemedi, yarın sabah ilk iş hocaya gideceğiz dedim, hoca lafını duyunca yüzü ekşidi, ne hocası dedi, bir köyde yalnız yaşayan çok bilgili bir adam var hem de ne zamandır ziyaretine gitmemiştim benim yüzümden yani senin yüzünden çok iş aldı başına görelim onu, hem de kitabı inceletelim belki dermanımız ondadır dedim, hiç seslenmedi, eşşek gibi gelecekti, sessizce oturuyorduk, kitabı kapalı şekilde kucağıma aldım, ben yatağın üzerinde oturuyordum o yerde oturmuş parkelere bakıyordu, bir müddet böyle oturduk lakin bir yorgunluk çökmüştü üzerime gözlerim ağır ağır kapanırken anahtar sesiyle uykum açıldı, annem ve babam gelmişti, onların birazcıkta olsa normalleştiğini görmek en büyük mutluluktu benim için, odanın kapısını çaldılar, derhal kitabı yorganın altına sakladım, şimdi bir sürü soruya uğraşmak istemedim, ne yapıyorsun gece gece o günlükle diyeceklerdi, sonra kalkıp kapıyı açtım, yüzüme sahte bir gülümseme taktım, onlarda da sahte bir gülümseme vardı ama benimki kadar sahte değildi belki de bunun sebebi iyiye gidiyor olduğumu, normalleştiğimi düşünmeleriydi, nasılsın oğlum dedi annem, iyiyim anne muhabbet ediyorduk atakanla dedim, babam atakana ters ters bakıyordu ama hiç ses etmedi, hadi oğlum siz muhabbet edin istediğiniz birşey varsa yapayım dedi annem, sağol anne yatarız birazdan zaten dedim, tamam oğlum iyi geceler size dedi çıktı, onlar çıktıktan sonra da hiç konuşmadık atakanla, gözlerim yine yavaş yavaş kapanıyordu ama kapanmamalıydı zira yanımdaki adama hiç güven olmazdı, bu düşüncelerle zihnimi açık tutmaya çalışıyordum uyumamalıydımTümünü Göster
-
59.
0baş edemiyordum, denenleri yaptım, gezmediğim gitmediğim adam kalmadı, son çare katil olmayı bile göze aldım hatta olduğumu düşünüyordum cünkü yazanları uygulayıp aynaya fırlatabilmistim birazını yaktıklarımın, yaktım, yaptım, denedim, peki hepsi yok olduysa onlardan kurtuldum derken bu dıbına koduğumun kitabı niye yandı, niye, kim yaktı, bunu yaşayan anlar, delirtmeden bırakmaları zordur, atakan'a sordum, niye yandı bu kitap, cevap verdi, onlar gider şerleri kalır dedi, ilelebet cedleri ve aileleri seni takip eder, senden hariç senin yedi ceddini de rahat bırakmazlar, bırakmayacaklar diyordu, asla normal biri olamayacakmıydım artık, bunu düsünmek çıldırmama, hatta bir insanın kafasına sıkmasına bile sebep olabilir o anda, bir rüya degildi, gercegin icindeydim ve beni asla bırakmayacaklardı, muskalar, okumalar işe yaramayacakmıydı, ben onları yok etmeye calıstıkca daha büyük nefretle onların ceddi beni takip mi edecekti, yaşamanın ne anlamı vardı peki, insan değil bir meczup oluyordum, belki artık gerçekle rüyayı ayırt edemeyecektim, cünkü bundan kurtulamayanın sonu elinde sonunda buydu, onları ailesi olarak görüp onlarla yaşamaya başlıyorlardı, yaşamadan bilemezdim, kitabı yakmayı teklif ettim atakan'a, kabul etmedi, işimize yarar dedi, hayır yakalım artık bitsin herşey dedim, kitabı yakınca herşeyin biteceğini mi düsünüyorsun dedi, bitmeyecek mi dedim, hayır dedi
-
60.
0yakıp elimde tuttuklarımı aynanın üzerine fırlatmadım, daha doğrusu fırlatamadım, onu yok etmek bir insanı yok etmekle aynı seviyede idi gerçekten katil olacaktım bunu yapsam, atakan kolu kırık halde karsımda duruyor, sadece izliyor, katil değildim, en çok koyan haksız yere bunları yaşamış olmamdı, tek suçlu olduğum nokta sahildeki kızla birkaç gece geçirmemdi, seni öldürmek istemiyorum dedim, rahat bırak bizi ey dumansız ateşin oğlu, fısıldadı, katil dedi yine, kolyenin sahibi, 7 ceddim, 7 ceddine dedi, anlamsızdı söylediklerim onun için o kadar zordu ki sadece kendi bildiğini söylüyordu, anlamıyordu, kabul etmiyordu, fiziksel hiçbirşey yoktu, o anı yaşıyordum, onlar hep ordaydı, mesele onları görmekti, *** kabilesinden *** oğlu ***, rahat bırak beni, sucsuz yere bu ademoğluna bulaşma, şerrini hak edene ver, sadece القاتل katil diyordu fısıldıyordu, artık ne sabrım ne vicdanım kalmadı, gerçekten katil olacaktım, eğer ben katil olmasam sonum tımarhaneydi, sol elimdeki yakılmışları aynaya fırlatmak üzere elimi havaya kaldırdım o anda onu öldürecek şeyi haykırdım, ***, sol kolum hareket etmiyordu buz kesmiş gibiydi, bir duvarda sıkışmıştı sanki, bağırarak tekrar ediyordum ***, bana atakan'da eşlik ediyordu, rüzgar kolumu tutuyordu sanki, fiziki birşey yok ama kolum hareket etmiyor, bu okumalar sayesinde kolumu çok çok az da olsa kımıldattım, yakılmışların çoğu aynanın dışına dökülmüşse de, bir kısmı aynanın üzerindeydi, mumlar söndü aynada uzun bir yarık daha oluştu, kolumdaki kramp benzeri şey çıkmıştı, inanılmaz bir acı hissediyordum yine de, karanlıkta oturuyorduk, gücüm tükenmiş gibiydi, hic konusmadık, o anda birden ateşle irkildik, kitap alev aldı, nasıl oldugunu anlamadan atakan ceketini atıp söndürdü, yanmadan kurtardı kitabı, nasıl oldu bu, 5 tanesinden kurtulduk, hangisi yaktı kitabı, mumlar da sönük halde, ateş yok, kendi kendine nasıl alev alabilir bir kitap, biz boşa savaş veriyorduk, insanların kabul etmediği, her şekle giren onlarla, sadece sözlerle savaşmak zordu
-
61.
0yine aynı şeyleri yaptık, okumaya tırsıyordum gördüklerimden sonra, ama içimi rahatlatmaya calısıyordum nasılsa 4 gündür rahattım demek ki artık gittiler, sadece bunun garantisi için yapmalıydık diye düsünüyordum, özellikle 4 gün bekledik, kendimi iyi gösterdim anne babama ki birazcık beni yalnız bıraksınlar da atakanla yalnız kalıp rahat rahat yapalım ayini diye o gece komşuya gezmeye gittiler biz de akşam ezanı okununduktan yarım saat sonra başladık cünkü hiç güneş ışığı kalmamalıydı, aynayı hazırladık, mumları yaktık, ışıgı kapattık, yine sadece mum ışığıyla başladık okumaya bir müddet kagıttan okudum, sol elimde tutuyordum yaktıgımız seyleri, aynı sekilde devam ettim, bir müddet sonra hafif rüzgar tekrardan cıktı, aynaya bakıyordum, aynaya baktıkca insanların neden hızlandıgını anladım onu burda söylemiyorum başınızı hiç derde sokmayın, bu sefer hiç gölge yoktu ama, onu görebiliyordum gelmişti bir tanesi kurtulmuştu ve nefretini yüzlerce kat cogaltarak geldi, kendini tanıt dedim, bu sefer ilk diyişimde cevabını verdi ben *** kabilesinden *** oğlu *** dedi, ne istiyorsun bizden dedim, yine cevabı aynıydı katil dedi
-
62.
0atakanın kolunu alçıya aldılar, adamın kol 2 yerinden kırılmış, bildiğin sırt tarafına doğru dönmüştü, o görüntü hala aklımda, hastanede biraz muhabbet etme fırsatımız oldu, sence kurtuldum mu dedim, içimdeki o karanlık gitmedi dedi, nasıl yani dedim, hani bundan sonra düzelecekti herşey, hani artık normal insanlar gibi sevgili yapacaktım, normal insanlar gibi uyuyacaktım, anam babam günler sonra rahat edecekti, kandırdın mı lan beni, hayır dedi yazanları yaptım, ancak bilmek için tekrar uygulayacağız gelen olmazsa bil ki başardık dedi, annemle babama ailesinin atakan'ı böyle görmemesini endişe edeceklerini söyledim yani onlara atakan'ın bir müddet bizde kalması gerektiğini söyledim, ben tepki verirler sanarken aksine sevindiler, yanımda bir arkadaşımın olması, normalleştiğimin göstergesiydi onlar için, lakin herşey bu şerefsiz yüzünden olmuştu benim de planlarım vardı, ilk defa burda itiraf edeyim kurtulduktan sonra öldürmeyi düsünüyordum ama buna gerek kalmadı sonrasında herneyse, bizim evdeydik bu olaydan tam 4 gün sonraydı, bu sürede tekrar çağırmayı denemedik, yine iyi birşey olarak bu günlerde hiç rüya da görmedim, o gece artık tekrar çağıracaktık, ancak bu sefer ben yönetecektim, kolu kırıktı adamın, gece herşeyi hazırladık, aynı şeyleri yapacaktık, atakan'ın yerine ben geçtim, bana birşey ezberletti, ilk başlarda kagıttan oku ancak bir müddet sonra hızlanman gerekecek, işte o zaman kagıda bakamayacaksın ve ezberinden okuman gerekecek dedi, okulda 2 şiir ezberlememiş, andımızı dahi bilmeyen ben, köpek gibi ezberledim 1 sayfa yazıyı kelimesi kelimesine
-
63.
0bu sefer atakan'ın evinde yaşadığım deneyimden çok daha korkunç, çok daha derin tedirginliklere zütüren bir deneyim yaşayacaktım, bunlardan habersiz sadece kurtulmak umuduyla okuyordum mumun yaydığı hafif ışıkta kağıdı, atakanın sesi, adamın sesi, benim sesim, o günahlar odasında birbirine karışıyordu, mumların ışıgı hafif hafif tiremeye başladı, adam ezbere okumaya devam ederek gözlerini açtı, okuyor okudukca aynanın ortasına bakıyordu birden gözleri dev gibi oldu, sesi hızlandı bagırarak okuyordu, mumların alevleri yükseldi dumanlar arttı odada hareket ediyorlardı duvarlardan net biçimde görülüyordu, artık içerdeydiler, hoca bağırarak adını sordu, *** oglu *** yım dedi, tekrar adını sordu *** oglu *** yım dedi, ne istiyorsun *** oglu *** dan dedi, benden bahsediyordu, adım anılınca icimdeki korku iki kat daha büyümüştü, katil dedi
-
64.
0Ne taktan Bir Hikayedir AMK . (LiSELiSi)
-
65.
0uppingggggg
-
66.
0up up up
-
67.
0gecci tayfa okusun up
-
68.
0gecci tayfa okumalı
-
69.
0herkes okumalı
-
70.
0reserved
-
kadının ne hakkı olabilir
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 02 01 2025
-
560binlik yazarın başlıklarını gizleyen eklenti
-
kadın hakları savunan erkek
-
bugun bi tene bile kupon tutmadi
-
karıların internette özgürce fikirlerini yazması
-
memati bukadar sure girmemesi anormal
-
titö koy grubin ismini
-
bu karı 55 yaşındaymış lan
-
milli fiyasko
-
560 bin yaş 30 ama zekası
-
592tlyle the shining filmiyle nasil baglanti
-
video tmp name yok
-
yillar sonra yemiden giris yaptim
-
mümtaz reis
-
memati kayrayla bulustuktan sonra kayip
-
inci sözluk haber sitesi yapmislarr
-
gibi denilen diziyi izleyen en hafif tabirle
-
fatihler devri bitti
-
yıl 2025 oldu ama sözlük her 12 geldiğinde çöküyor
-
yıllık izin ve rapor yenilendi
-
ben canım çekmesin diye karılara bakmıyorum
-
böyle yaşamanın gerçekten hiçbir manası yok
-
on saniyeden fazla erkekle göz teması kuran kadın
-
kurt kardeslerimin
-
vermeyeceksen açma kızım
-
selam ben homelander izlyien bir yikik
-
560bin tl olan adam en azindan kulturlu
-
intihar önleme timi
-
şu videodan sonra hala açık kadın sevdası olanın
- / 2