/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +7 -2
    bu tip şeylerden etkilenecek olanların okumamalarini şiddetle tavsiye ederim

    1978 yılında geldim dünyaya. ilkin aramızda pek bir sorun yoktu bu kahpe gezegenle, nereden bilebilirdim ki; her saniyemi kabir azabına döndürecek ve beni derin yalnızlıklara, bunalımlara gark edeceğini...
    Babam devlet memuruydu ,o zamanlar babanın kravatlı olması büyük bir ayrıcalıktı. fakat her aile gibi kıt kanaat geçinen bir aileydik bizde.bir güneydoğu şehrinde, merkezden uzak kasabayı andıran bir mevkisinde oturuyorduk. evimiz lojmandı. arka balkonumuz ve salonumuz aynı istikamete bakardı. pencereden 4-5 m uzaktaki kavak ağaçları, bitkisiz toprak bir bahçe ve ardı uçsuz bucaksız boşluk. kendi halinde sessiz sakin bu çiftin 5 yaşlarındaki tek çocuğuydum...
    ···
  2. 2.
    +3
    Aslında tek çocuğu olduğumu uzun süre bilmiyordum : ) 3 kişi için ziyadesiyle büyük ve sobalı evimizde hiç kullanmadığımız oda da 2 arkadaşım daha vardı ve işin ilginç yanı bunları aileminde bildiğini sanıyordum. beyniniz yanmasın hemen sabır edin. kocaman bir salon ebatındaki odamızda küfeler, misafirler adına yatak yorganlar ve kuru erzaklarımız yer alırdı.
    ben ev oyunlarımı hep orda oynardım, lojmanda çok fazla yaşıtım çocuk vardı ancak o odada yaşayan 'erumi'ile 'sakil' erumi' ve 'sakil' bahsettiğim o odanın dışına çıkmayan,kâh büyük gardrobun kâh misafir döşeklerini koyduğumuz hurcun üstünde oturan 2 varlıktı. insan değillerdi, eruminin vücudu toprak renginde el ve ayak parmak kıvrımları olmayan kırmızı dudaklı ve iri siyah gözlü idi. sakil ise yeşille gri arası bir renkte erumiye göre daha heybetli gözlerinde beyazı olan ancak kalan yüz hatlarını hatırlamadığım bir varlıktı... bunları aileminden bildiğinden emindim, nasıl ki gidip baba evde annem var demiyorsam yani bu olay olağanüstü gelmiyorsa, erumi ve sakilden de hiç bahsetmemiştim.ta ki 7 yaşıma kadar.o kısma değineceğim.. ancak merakınızı gidermek adına bu iki canlı ile aramdaki ilişkiden bahsedeyim...
    ···
  3. 3.
    +3
    yine söylediğim gibi mustafa tarzı adamların en sevdiği şey azizleştirilmektir... mesela hatadır bu bilirim,tek kutsanacak olan allahtır... peygamber bile değil... inançsız arkadaşlarıma burdan bir sataşma yapmıyorum yanlış olmasın sadece kendi inancım için bahsettim

    mustafa ile olan bahsettiğim ilk detaylı konuşmamızda benim de bu işe girmek istediğimi söyledim... bahsettiğim ara meselelerden sonra madem çok girmek istiyorsun bunların bedelleri vardır dedi... emin misin ? diyerek sordu... bu yola girerken ortalık ışıl ışıl sanırsın ama bir anda elinde bir kibrit kıvılcımı bile kalmaz dedi... eminim dedim, nasılsa bir gün öleceğim,en olası ölümdür herhalde... ah dedi gülerek sadece ölüm olsa sadakat sandığın kadar kolay değil... ben hala diretince, beni çekip karşısına aldı... gözlerime iyice bak dedi... 1 dk ya yakın öyle kaldık
    bana insanların gözlerinde 'hare' olduğunu söyledi... beyler başka bir kelime de olabilir şimdi net hatırlamıyorum... ancak kendisinin dünyayı bir nevi 'matrix' filmindeki stille gördüğünü falan anlatmaya çalıştı... 'matrix' demedi : ) aha buldum diye gelmeyin, hani o kendi üslubunca kelimeler kullandı üstünden 20 yıla yakın zaman geçmiş aklımda kalanları kendimce yazıyorum... aklınızda matrix olsun işte, adamın görüşü bu tipmiş... işte gözümüzde onlarla olabilecek irtibatsal enerjiyi görebiliyormuş... sende var ancak korkuyorsun dedi... bu korku bir engeldir ve girersen sana zarar verir... seninkini biraz ertleyelim... yok dedim seni bulmuşum bir yere bırakmam abi,o zaman madem bana vermiyorsun bu işin sırrını o halde arada senle takılalım... peki dedi gülerek... Goterinin kaldırılmasına bayılırlar... bende bu kaba saba adamdan sırlarını almak adına biraz onu yücelttim...
    ···
  4. 4.
    +2
    dediğim gibi orta halli ailelerdik, hatta ekonomi o zamanlar daha kötüydü... 'kemer sıkma ' sloganı ile yetişmiş sayılırız kısmen... şimdi ki gibi her önüne gelen lokanta evlere paket servis yapmıyor, kebap falan da bu kadar ele ayağa düşmemiş... sabah kahvaltılarında biraz kıymalı biraz peynirli iç malzeme hazırlardı,bu bahsettiğim komşumuz aynur abla... sabah babamlar işe gidince bu malzemeleri getirirdi ,beni fırına yollarlardı yaptırıp getirirdim beraber yerdik vs.çocuğu gibi de ilgilenirdi bizlerle aşırı samimi olmuştuk... sonra babam birgün huysuzlandı, misafirdir gelsin gitsin ancak ne bu her gün evin içinde vs dedi... adamda haklı o sıcağın altında arazi denetliyor vs,evine gelince insan donunu pijamasını çekip bir oh demek istiyor... annem bana sen biraz dışarı çık dedi
    koridorlu bir yapıydı evimiz, çocukluk işte beni göremeyecekleri noktadan dinliyorum... annem babama bu kız evde birşeyler görüyormuş ondan pek kalamıyor dedi... babam işte sordu soruşturdu kocasının haberi var mı gibisine... adamda biliyormuş meseleyi ancak zaten çocukları olmuyor diye kızı ailesi istemiyormuş,bir de bu mesele dillendirilirse aynı bana küçükken yaptıkları gibi 'ilgi fukarası' yaftasını yapıştırırlar diye çekiniyormuş. haliyle küçük yer, başında ağrısa, kolunda kopsa, delirsen de aynı doktora gidiyorsun. adamın ailesi de o şehirde olduğundan pek sıcak yaklaşmamış... annemin anlattığına göre kadın yatak odalarında 'gelin ve güvey ' görüyormuş... oturuyorlar ve ona bakıyorlarmış... tabi o zaman gelin nedir biliriz de güvey hiç anlamamıştım
    ···
  5. 5.
    +2
    evimizin bulunduğu yer hayli ıssızdı ve o dönemler terör örgütü bu amaçla olmasa da yine eşkıyalık vs durumları oluyordu. bizim bulunduğumuz bölgede bir nevi onların kaçış yolları üzerindeydi. babam teftiş için turneye gittiğinde annemle beraber korka korka geçirirdik geceleri. işte bu zamanlarda yan dairemize babamla aynı kurumda çalışan genç bir adam ve hanımı taşındı... çocukları yoktu... o zaman televizyon falan bu kadar dolu dolu değildi, haliyle kadının da evde canı sıkılıyordu bize geliyordu çocuk niyetine benle kardeşimle ilgilenip hasretini gideriyordu az da olsa...
    ···
  6. 6.
    +2
    1-2 yıl içinde kardeşim olacağı müjdesini aldım, dünyalar benim olmuştu.o süreler bahsettiğim odaya hiç girmedim diyebilirim belki 1-2 kez daha, kardeşim doğduğu gün biraz bebeği sevdikten sonra onlarla sevincimi paylaşmaya gittiğimde 'biz artık gidiyoruz' dediler, asık bir suratla... ağladım, gitmemelerini istedim ancak sen bizi artık sevmiyorsun dediler... ertesi gün odaya girdiğimde artık yoktular... aileme erumi ve sakilin gittiğini çok üzgün olduğumu söyleyip geri getirmelerini rica ettim... ilkin kardeşi oldu herhalde ilgi istiyor gibisine yaklaştılar, ardından babama robotumu da erumi yaptı dediğimde bildiğiniz şok olmuşlardı. beni esas işi ruh sağlığı olmayan bir hekim tanıdığın yanına zütürdüler, adam çocukken olur bunlar ilgi istiyor pışpışlayın vs deyip yolladı. çocuksun ama ne dendiğini anlıyorsun bu da tuhaf bir iş beyler. çocuktur anlamaz diyerek adam resmen bana ilgi fukarası muamelesi yapmıştı.
    ···
  7. 7.
    +2
    peki nasıl görünüyorlar diye sorduk; uzun saçlı koca memeli siyah suratlı, siyah ve kan kurusu olan kırık tırnaklı bir kadını tarif etti. senden ne istiyor dedik, bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum yaptı... kızların ilgisini görünce hemen atıldım,bu işi araştıralım... hemfikirdik... kızlar da inanmıyordu muhtemelen ancak hala ergenlik gereği yavşamamızı cinni çalışmalar üstünden yürütecektik... onların da işine gelirdi... aaa sen benim için değerlisin deyip memesini tutacağıma, memende cin var tatlım der sıkıp öldürebilirdim : ) (araya mizah katmam, olayı sulandırmak için değil... o zaman ki kafamın,şu an bana hayalperest diyenlerle aynı olduğunu göstermek... kısacası bana inanmanızı bekleyemem... yaptığın şey mizahtan öte kendimle ironi )
    ···
  8. 8.
    +2
    çocuk hergün yalanını daha bir süslüyor yeni yeni motifler yeni yeni diyaloglar ekliyor... çok iyi arkadaşım fakat insanın içinde şişiyor ve bir yerde yüzünde 'yalancısın ' demek istiyor insan... ama mecburen tahammül ediyorsun, eskisi kadar onlarla takılmaktan zevk almasan da... dediğim gibi dersle, geri kalanın da da cinler alemi, büyü,fal vs üzerine artık ne bulabilirsem okumak... evdekilere de göstermiyorum, onları okusam da ders çalışıyorum sanıyorlar... takdirlerini topluyorum bu kısım da şahane... muhafazid lerle olan artık kabak tadı veren toplantılarımızın birinde, 'elif' isimli kız arkadaş uzak bir noktaya bakıp, bana da görünüyor demeye başlayınca, dedim artık bu kadar yeter hepsi yalan dolan bunların... bana farketmediğim bir yolu açtılar... bu gibik olay yüzünden bu aleme ilgim arttı, hakkında kulaktan dolma değil ciddi ciddi bilgi sahibi oldum... belki de tüm bunlar 'o' varlıkların planının bir parçasıydı... belki de tüm plan beni cezbedip, ilgimi yaratacak zemini 'hazırlamaktı'
    ···
  9. 9.
    +2
    geldiğime pişman olmadım değil o düğüne,bir sohbetdaşım mustafa idi o da öldüm, bayıldım belasına kendini attı bir köşeye... koca bir kamelya da tek başıma otururken bir kız geldi elinde meyve kasesi ile.o esnada sigara içiyordum, içimden garip birşeyler ona doğru akıp gitti. kız yaşıtımdı, giyimi kuşamı yerindeydi... haşa haddim değil köylü şehirli ayırmam ancak şehirliden şehirliydi... konuşması düzgündü... yahu dedim sen zahmet ettin bunu ikram ettin,ben de sana bir sigara vereyim tellendir... nasılsa üstte asmalar var görünme... o dönem sigara içmek çılgın bir aktivite idi, hele ki kızlar adına... bilmem ki falan dedi tatlı tatlı gülümseyerek,bir taneden birşey olmaz diyerek uzattım sigarayı aldı ince parmakları pamuk elleriyle... nerden mi biliyorum, elif ve esen olayından hatırlayın çaktırmadan meme sıkmak konusunda ihtisas yapmıştım... neyse eline dokunmakla tutmak arasında bir hamle yaptım, ulan kız eli çok güzel birşey : ) içim bir tuhaf oldu...
    ···
  10. 10.
    +1
    yanımızda bir de kız arkadaşımız var o gün biraz bunalımlı hali var... allahım diyorum ya bu adam bana ters bir hareket yaparsa ve rezil olursam... derken bakışlarını benden çevirdi... kıza döndü... rengin sapsarı hayırdır ne derdin var dedi kükredi... ulan diyorum bu harbi hanzo, tanımadığın biri hem de bayan bu nasıl hitap... kız kekeledi bilmiyorum, üşütmüşüm herhalde dedi... kıza ayağı kalk dedi... beyler o an çok tuhaf bir konumdayız hepimiz...
    hani adam kızı neden ayağı kaldırdı... bizi oracıkta dovse dover ha,o derece putlaştık... adam kaba saba ama tuhaf bir herif... kıza elini uzat dedi, şehadet ve başparmağı ile kızın elinin şehadet ve başparmağı arasındaki bölgeyi sıktı kız bildiğin ciyaklıyor... sessiz ol diye kükredi mustafa... akabinde diğer eline yaptı aynı işlemi daha sonra omuz ve dirsek arasına eli ile ufak fiskeler attı en son şakaklarına birşeyler yaptı... sonra elini kızın başına koydu gözlerini kapa dedi, kız söyleneni yaptı sanki hipnoz olmuş gibi... 3-4 dakika kaldılar... aynı yeşil yol filmindeki gibi elini kızdan çekti,,o adam nasıl havaya üflüyorsa mustafa da avuç içini başına koydu ve ovuşturmaya başladı... allahım küt küt küt ,çat çat çat sesler geliyor kafadan kemik kırılıyor gibi ancak yok böyle ses
    ···
  11. 11.
    +1
    Okuyanlar kendini belli etsin pampalar
    ···
  12. 12.
    +1
    malesef abi ne gezer dedim... dönemdaşlarım bilir o jenerasyonun da en iyi parçalardan biridir 'tamirci çırağı'... o modla takılıyoruz... olmaz tabi dedi pis pis sırıtarak... bak dedi bu işi millete söylemek adına büyük paralar veriyorlar yine de ses etmiyorum... ama artık sen kardeşim gibi oldun... sende 2 adet süryani cin var ve bunlar senin cinselliğinden faydalanıyor... o dönem süryani den kastının ne olduğunu anlamadım,ona sorduğumda ise zamanla öğrenirsin deyip geçiştirdi... ben yolumu aldığım vakit çok araştırdım bu tanıma pek rastlamadım fakat kastettiği ya bildiğimiz süryaniler idi yahut ta sufli dediğimiz kötü niyetli cinlerdi... her neyse netice şu ki benim 2 belalım vardı... bi dakika lan 2 tane ?

    2 tane ? rengim limon gibi oldu...
    beyler size nasıl anlatsam... kankalarınızı düşünün,ya da sizi çok seven 2 yakınınızı onlara duyduğunuz muhabbeti... uğrunda yediğiniz deli yaftalarını... akabinde tüm işinizi onları bulmaya adayın ve günü gelince sizi onlara zütürebilecek birini bulun... bu adam da size 2 tane belalın var desin...
    ···
  13. 13.
    +1
    kızın yanında sor bakalım vesaire deyince ben abi özel diyerek direttim... açıkçası dernek gibi bir yerde metafizik öğelere bağlamak mantıklı bir iş değildi... ne olur ne olmaz... iç odaya geçtik, masaya kuruldu... yine o iri gözlerini gözlerime dikti sen neden cunüpsun dedi... yine kısa bir 'oha aq' çektim ama normaldir dedim içimden... bunu tahmin etmesi için evliya olmasına gerek yok..bu yaşlarda çoğumuzun yaptığı bir numara... şimdi değil ama o zamanlar gusülsüz dolaşıyorduk tabi... her dakika banyoyu nasıl yapacaksın... haftada 2 başından fazla... suyu kim buluyor
    ona meramımı anlattım... erumi ve sakil den bahsetmedim... ben dedim bu yolda ilerlemek istiyorum... sen nasıl bunları bilebiliyorsan, başkanı iyi edebiliyorsan ben de istiyorum... sen dedi şifa için istediğine emin misin ? senin gibi çoluk çocuk ( o zaman çokta çocuk sayılmazdım yine 17-18 falandım ) bu işi ya karı kız için kullanır ya para için kullanır ya şöhret için kullanır dedi... içimden be hey ya sen ne için kullandın, kıza yapmadığın kur kalmadı diye geçirdim ve anında pişman oldum... bu herif nasıl yapıyorsa geçen sefer ta bina dışından hanzo dediğimi duymuştu ki,hanzo öyle akla ilk gelen hakaretlerden de değildir... bir de kötü bir düşüncen olunca söylemesen bile lafı oralara çekip kendini savunaya geçiyordu... mesela solculardan nefret ederdi, allah vatan kuran derdi ama büyü yapardı.. büyü kısmını çok çok sonra ki kısımlarda öğrendim onlara da geleceğim... işte ilerki zamanlarda ben büyü haramdır dediğimde o inatla bu yaptığının büyü olmadığını savunurdu... ne haltlar döndü, dudağınız uçuklar
    ···
  14. 14.
    +1
    beyler size nasıl anlatsam... kankalarınızı düşünün,ya da sizi çok seven 2 yakınınızı onlara duyduğunuz muhabbeti... uğrunda yediğiniz deli yaftalarını... akabinde tüm işinizi onları bulmaya adayın ve günü gelince sizi onlara zütürebilecek birini bulun... bu adam da size 2 tane belalın var desin...

    size saçma gelebilir... çocukça gelebilir... ancak inancım sarsıldı..bu ikisi benim her zaman 'iyi' olduğunu savunduğum 2 si olmasın ?

    hiç soru sormadım... korktum sormaya... kendisi yapmam gerekeni anlattı... bizzat yazıyorum... herhalde salak değilim yalan söyleyecek adam bunu yazmazdı

    1 adet bakır levha ve 1 adet alüminyum levha alacaksın... bunları kaşık şeklinde kıvıracaksın... kızgın kor haline sokacaksın afedersin üstüne 5-6 damla sidiğinden damlatacaksın, bunun dumanını içine çekeceksin bir nebzede olsun... akabinde kaşıkları zütürüp ıssıza gömeceksin... ben ise sana gereken okumayı yapacağım dedi...
    ···
  15. 15.
    +1
    elbette şimdi anlatınca iğrenç geliyor... ancak bir sürü harikasını gördüğüm bu adama inanmak zorundaydım... boş beleş iş için içime 2 damla sidik dumanı çektirip eğlenecek adam değildi... denemeye karar verdim... okuma ve işlem saatlerini söyledi anlaşıp ayrıldık ben malzemelerimi temin edecektim... ertesi günü bana muska tarzı birşey getirdi... içini asla açmayacaksın... işlemi yap şu saatte akabinde heladan çık boynuna bunu tak... banyo da dahi çıkarma dedi...

    işlemi yaptım, evden çıktım gömdüm kalıntıları... 1-2 gün sonra mustafa ile tekrar buluştuk... bu arada mustafa o zamanlar benim şu anki yaşlarımdaydı...

    her olay birbirini takip eden zincirler gibidir... tesadüf yoktur... belki de birinizin mustafası benimdir.. erumi ve sakilden başlayan halka, muhafazid ve elif'in yalanları ile beni araştırmaya, mustafa ile uygulamaya itmişti ve bu çemberi kapatacak 1-2 zincir halkasına daha gerek vardı... onlar da gelecek... devam ediyorum
    ···
  16. 16.
    +1
    karşıdan bakan siz barzo dahi olsanız sizde bir çekim hisseder, bunun bir diğer adı karizmadır.bu enerji çeşitli yollarla sağlanır. bunlardan birisi de bahsettiğim usuldür. şimdi bu iş adına karıştırılan çok ince bir nokta vardır, uygulayıcaları tarafından. hangisi büyüdür ? hangisi büyü değil. kesinkes emin olunan nokta ; büyü bozmak ,cin çıkarmak yahut dualarla ,bitkilerle tedavi etmek büyü sınıfına girmez ve laneti çekmez. fakat evden kaçan karıyı evine döndürmek adına bile bir çalışma yaparsan bu büyüdür. diyeceksin ki ve diyorlar ki ; burda ki amaç hayırlıdır. amaç hayırlı dahi olsa 'kişinin hür iradesini' etkilemeye yönelik olduğundan haramdır.o yüzden esaslı adamlar sadece büyü çözer ve okurlar. kalitesiz dümbükler ise haramı helal, helalı haram diye gösterirler. işte verseniz de vermeseniz de sizden aldıkları 1.bedel budur.en basiti görünür ancak temele dökülen beton gibidir.o olmadı mı üstüne ne dikersen dik sağlam kalamaz
    lk taviz olan bu bedel yani kendi menfaati yahut şöhreti ve kazancı adına helali haram, haramı helal göstermek büyük musibettir. haşa allah adına hüküm koymak gibidir. şeytani varlıkların amacı da budur zaten. sana kepçe ile verir ancak kendi amacına hizmeti kazandirır.ve seni de bu kazanda kaynatacaklardır
    zaman ilerledikçe mustafa'da her insan gibi çözülmeye işi aşikar etmeye başlamıştı.bu insanoğlunun engellenemez zaafıdır.bu ilmi ve sırları nerden nasıl öğrendiği konusuna geldi mesele...
    ···
  17. 17.
    +1
    her neyse mustafa dedi ki bu senin için önemli olacak lakin biz bir pay almayacağız bu işten. eğer birşeyler çıkarsa pala karşılığında kahveyi bize verecek (kahvede denemez ya )... benim çıkarım ne olacak dedim, bende sana bu ilmi vereceğim dedi... yine bir pazarlık... görüyor musunuz... sürekli birşeyler el değiştiriyor... karşılıksız veren sadece allah_u tealadır... aslında bu herkesin bir şeyleri alması paylaşma usulünden çok, mecburiyettendir... mustafa ilmi gereği bu gömüyü şahsına alamıyor, pala ve arkadaşları gömüyü tek başına çıkaramaz korkuyorlar ya tılsım varsa diye, kaldı ki başka hoca gotürseler adam ihbar mı eder birşey mi olur bilemiyorlar... bu işler sakattır. seni oraya gotürür hoca dediğin adam, anlaştığı diğer adamlar gelir alır elinde... bilemezsin hiçbir şeyi...
    ···
  18. 18.
    +1
    Pampalar devam edeyim mi
    ···
  19. 19.
    +1
    güç bela elime aldım şişeyi,az yemekten yedim... yaklaşık 1 saat muhabbet döndü,hep atarlı konuşmalar... diğer elemenaların isimlerini versemde olur fakat çok önemli meselelerde yer almadılar, sadece 1-2 yerde geçerler... bahsettiğim kısa boylu, masaya çöken, beni ula diye çağırana 'pala' diyelim akılda daha kolay kalır... uzun boylu pörtlek gözlü olana hakan, diğer elemana da ali diyelim.bir de bizim barzo mustafa..
    ···
  20. 20.
    +1
    gel zaman git zaman ahbaplığı koyultmuşlar bizim suriye'li ile. adamın elde yok avuçta yok, bitap bir tip... işte hasta getirenler 3-5 ne verirse onla idame ettiriyor hayatını, günlükte normal basit ücretli bir iş. birgün mesele açmış suriye'li demek ki canına tak etmiş onunda. o kitapta yer alan bu ilimden açmış bahsi, belki de mustafanın inceden inceye süren merakından bıkmıştır.o altınların yarısını bana verirsen sana bu ilmi öğretirim bu kitabı da veririm demiş adam.ben bunla kendi adıma para kazanamam, define bulamam. bulsam da yedirmezler demiş, anlaşmamız budur onlarla.sen zaten bulacağını bulmuşsun, ikimizde de hem para hem ilim olsun.ver bu altınların yarısını bana, yarısını da sen al.karşılığında ben de kitabı vereyim sana.ne istersen var içinde ölüme çare dışında. yalnız kendi kanına ve soyuna faydası geçmez bir de para kazanamazsın bununla. (hani gömü gibi işler, çünkü yer altındaki malları cinler sahiplenir derler ve bu adamlar yine o tayfa ile anlaşıyor... bağlantıyı siz kurun artık beyler )

    herşey birbiriyle bağlı... ya da en azından benim dünyamda suriyeliye de, kitabı iran kökenli bir adam vermiş. güya mustafanın elindeki kitap kendi ile beraber en az 3.el hükmünde. nüshaları bir şekilde çoğaltılmış ve kökeni eskiye dayalı bir kitap yalnız orjinali nedir ne değildir bilen yok. gün yüzüne çıkartırlarsa ellerinden alınacağından korkmuşlar. bunca zaman mustafa gibi bir insan azmanının benim gibi bir adamdan saklama sebebi bile belki buydu. o kitap bir bebeğin emziği gibi. kaybettiğin anda yine en baştaki haline dönersin
    ···