-
51.
+1panpalar, var mı la finali bekleyen? 13 bölüm yapıp yayından kalkan gibik diziler gibi oldum la *
-
52.
+2 -1panpalar bu partı da girip mola vereceğim, dondurma yicem * sonra da 2-3 bölüm daha yazıp bırakmam lazım,
eğer istek olursa önümüzdeki gece yine aynı saatlerde paylaşıma devam edebilirim, hikayeyi bitirerek burada anımı yaşatmak isterim elbette.
... dediğim gibi, benden önceki deneme boşa gitmiş, kapı kilitliymiş ki bu çok doğal. bizimse buna bir çözüm üretmemiz gerekiyordu.
ufaklardan bazılarını zorla ikna edip parkta bıraktık, amk çocukları illa gelecez diyorlar, sonra yarı yolda bırakıp gidecekler. neyse, 7-8 kişi vardık yine sanırım, yol kenarlarına park edilmiş arabaları siper ederek, sanki operasyondaki bir tim gibi (tabi dışardan bakınca yine gib gibi komiğizdir muhtemelen) yavaş yavaş ilerlemeye başladık,
bu aparmanın yanında, tam kavşak köşesinde, park tarafına doğru bir komşu apartmanı vardı, onun altında da baharatçı vardı, z harfi ile başlayan bir şey diyorlar bu dükkanlara, züccaciye diyecem ama değil, baharatçı diyelim biz her neyse, burayı unutmayın.
kapının önüne geldik, tabi bu sefer daltonlar gibi dizilmek yok, son derece organizeyiz güya.
amacımızsa, aparmana giren ya da apartmandan çıkan birini görüp kapı açılınca kapanmadan tutarak içeri girmek, ben yine de önce bir deneyeyim dedim,
hafiften yusuflayarak gittim kapıyı iteledim, şaka gibi, açıldı... -
53.
+1adam yazar beyler iyi yazıyor sonu rüya olmasında amk
-
54.
+1panpalar, hikayenin beni ilgilendiren, daha doğrusu baş rollerinde olduğum kısmı bitti, siz yorumlarınızı yazmaya başlayabilirsiniz, ben de bu arada olayın ardından yaşananları kısaca yazıp karanlık noktaları aydınlatacak ve tamamen işi bitireceğim.
-
55.
+1çok korktum amk tüü adam yanından geçmiş gerim gerim gerildim.
-
56.
+1hikayeyi ağzımız açık dinliyorduk;
-“erdal sokağa nadiren çıkar çocuklar, babası gittiğinden beri iyice kötüleşti, gece yukarıdan kendi kendine lanet okumalarını duyuyoruz, tabi sizin de etkiniz var bunda, adamı rahat bırakmadınız ne zamandır..”
nasıl yani? diye sordum, gece yukarıdan sesler derken?
“ben onun alt katında oturuyorum çocuklar, devamlı sizi fırçalayan da benim hanım (güldü), illahlah etmiş artık öyle diyor” yine, sizi haytalar dercesine gülümsedi..
iyi ama alt kattaki o parmaklıklı kapı?
“onu ben taktırdım çocuklar, yan komşumuz da aynısından aldı bizim peşimize.. deliyle aynı apartmanda yaşamak kolay değil, yengenizi bir kaç kere korkutmuş, kapıları yumrukluyor, bazı günler gün boyu merdivenlerde oturur karanlığın içinde, apartman içinde sigara içer..biz de çocuğun başına gelenleri bildiğimizden fazla da üstelemiyoruz, bir de biz vurmayalım istiyoruz, allah çarpar adamı.
mecbur idare edeceğiz.. kaç kez tedaviye gitti geldi, kaç kere polis çağırdı bilmeyenler (mahalleye her daim yeni insanlar taşınıyordu doğal olarak) ama ne yapacaksın? atamazsın, satamazsın, polis alsa, nezarette rahat durmaz, e hastanede de devamlı tutamazsın? ha şurasını söyleyeyim, öyle birine vurduğu, kırdığı yok, zararı kendine daha çok, bir de işte bağırış çığırış, sağı solu yumruklamalar.. insana zararı yok ama tedirgin oluyoruz ne yapalım..”
anlatılanlar karşısında hayretten hayrete düşüyorduk..bir an kendi kendime “ya bu adam biz apartmandan uzaklaşalım diye abartıyorsa? yalan söylüyorsa?” diye düşündüm. öyle ya, son zamanlarda en az deliler kadar bizde rahatsızlık vermekteymişiz çevremize..
hava artık iyice karamış, ezan vakti gelmiş çatmıştı.. amcaya sakızlar ve çay için teşekkür ettik, “çocuklar, bakın diyorum park var bahçe var, ne güzel ağaçlık alan, buralarda toplaşmayın artık olur mu?"
bilmem, olur muydu? bu kadarı bize yer deyip “delilerle doktorlar uğraşsın” diyebilirdik. der miydik peki?… -
57.
+1lan bu gece bitmezse bu hikaye ananı nikaltını giberim huur çocuğu
-
58.
+1..iki yana açılan kolları, bizleri hem şok eden hem de sinirlendiren bir görüntü çıkarmıştı ortaya,
beyler, çocuğun sol dirseğinin (bana göre sağ) yan iç kısmında bariz ve taze bir yara izi açıkça görülüyordu, yanık gibi, fazla ciddi değil ama yeterince ciddi, fazla belirgin değil ama yeterince belirgin, yeterince, hatta biz çocuklar için fazlaca;
-"tuttu beni.. merdivende..kolumu yaktı.. sırtıma enseme vurdu"
ağlaya ağlaya, kegib kegib anlatıyordu bunları bize arkadaşımız, baharatçı dükkanının hemen önünde, onu dinlendirdiğimiz yerde (buradan bahsetmiştim daha önce hatırlarsınız). o ara dükkan sahibi çıkageldi, bizim çocuğun öyle içli içli ağladığını görünce,
"ne oldu oğlum, düştün mü? gel bir bakayım" gibisinden mırıldandı anlayışlı bir şekilde,
sonra bizimkine yaklaştı, biz o ara hep bir ağızdan konuşunca adam bir tak anlamadı ama gördüğü onu da şaşırtmıştı,
"bu ne yanık gibi, sigara izi gibi? siz mi yaptınız çocuklar yoksa?" gözleri, yaşça ve şekilce en büyüğümüz olan burağa doğru kaydı sinirle,
-"sigara mı?"
sigara mı?... bizim delikanlı, ergenlik ateşi ile kavrulan burak abimiz, alev gibi parlamıştı;
"amca, emin misin, sigara yanığı mı bu?"
"valla bilemedim ama nasıl olur ki bu, oğlum yeni mi bu?"
yeniydi, hem de epeyce yeni (belaya hazır olun, hem de epeyce belaya.. sinirden gülüyorum, saçmalıyorum hala aklıma geldikçe bana uymayın siz).
beyin fırtınası nedir, ne değildir, o zamanlar haberimiz yok, öğle bir şeyden haberdar değiliz ama heralde o an yaptığımız şey buydu,
hepimiz, aynı anda aynı şeyleri düşünmüş, söylemiş ve aniden bir anlaşmaya varmış gibiydik,
bir arkadaşımıza uygulanan bir şiddet ve kolunda söndürülmüş bir sigara söz konusuydu,
şüpheliyi tahmin etmek sizin için de pek zor olmasa gerek... -
59.
+1panpa hani link yapıyorlar ya sadece senin yazdıkların görüküyo ondan yapsana
-
60.
+1@10 nasıl oluyor o bilmiyorum ama bu hikayede binlik yapan çıkmaz diye düşünüyorum
-
61.
+1hadi la reserve yaptım ha bire bakıyom olm uplamaya gerek yok burdayız senin ne yazacağını bekliyoruz
-
62.
+1ne zamandır bekliyodum amk anlat lan köt
-
63.
+1anlat dıbına goduğum ne gördün
-
64.
+1hayrına up panpa
-
65.
+1.. biraz soluklandıktan sonra, heyecan içinde anlatmaya başladık,
hastayı çıkardıkları, aralık kapı, tam kapanmadan önce, eşikte, doktorları uğurlarken pek de üzgün olduğunu söyleyemeceğim lanet bir surat ve kapının üzerinde de örümceğe benzeyen çiziktirmeler görmüştük.
panpalar nasıl tarif edebilirim size bilmiyorum ama, bir + işareti düşünün, ama yatayı daha uzun, şimdi de o uzun yataya, dışarı doğru teğet geçen karşılıklı iki eğri çizgi ekleyin, tıpkı sekiz bir örümceğin sekiz bacağı gibi, uğursuzca bir motif..
ve bu hiç bir anlam ve hiç bir şekilde sanatsal bir amaç gütmeksizin ama "bariz şekilde bilinçlice" çiziktirilmişti..
ev taşımaları sırasında hiç bir mobilyanın yaratamayacağı türden bir çizik, hiç bir yaramaz çocuğun açamayacağı türde bir kazıma derinliği..
kaldırıma arkadaşlarımızın yanına oturduk, kalabalık yavaş yavaş dağılırken, bizler de elimizdeki verileri birleştirmeye başlamaya karar verdik,
garip bir şekilde, rutin ve sakin günümüzü, bir detektiflik macerasına çevirmek üzereydi, sonrasında bunu yaptığımıza pişman olacağımızı bilmeden.. -
66.
+1tahmin edim
garip adamın kayıp spermi -
67.
+1panpalar, şunu da belirteyim,
ne cinler, ne şeytanlar, ne de var olduğuna inanılan doğaüstü varlıklar, hiç biri ama hiç biri, insanın yaratacağı kötülük ve korkunçlukla baş edemez. bunu not olarak alın derim.
..ikinci kata vardığımızda hastanın çıkarıldığı kat olduğunu anladık zira hafif şekilde aralık olan kapı kapanmak üzereydi ve doktorun oraya doğru attığı son bir bakış gözümüzden kaçmadı.
burakla beraber 1. katı 2. ye bağlayan 2. merdivenin ortalarına kadar gelip o yarı aralık kapıyı ve üzerindeki ""bizim hikayemizde hayal gücünün dıbına koyduracak ilk öğeyi"" görmemizle beraber,
"siz ne yapıyorsunuz bakiyim burda hadi dışarı hadi hadi" azarını duymamız bir oldu.. aq zaten gördüklerimiz yüzünden yeterince tırsmışız, bir de bizim gibi, apartmanı keşfe çıktığına inandığımız bir başka yetişkin mahalle sakininin azarıyla iyice yusuflayıp paldır küldür aşşağı indik merdivenlerden..
nefes nefese girişe vardığımızda, bizler o an için orada kalabalık yapan ve bu tür talihsiz şeyleri oyun aracı olarak gören minik bin kurularından başka bir şey değildik çevredeki gözlere göre, yetişkinlerin dünyasında giblenmeyen çocuklar..
girişte bizim tayfanın elemanları arabanın birine yaslanmış bekliyorlardı, bizi öyle soluk soluğa görünce sordular,
"noldu lan, kovaladılar mı, üst katın kapılarında da mı demir parmaklık vardı yoksa", "aq hapishane gibiydi laa hahaha" tarzı soruları ve şamatalarıyla bizi kuşatmışlardı, o an burakla bir birimize baktık, gözlerimizle
"gördün mü lan?" diyorduk birbirimize, görmüştük, o lanet, saçma, dıbına koduğumun şeyini görmüştük.. -
68.
+1öeeef fazla gerçekçilikten uzak olmaya başladın daha da okumam. 7-8 yaşındaki velet "ya o alt kattaki demir parmaklıklara ne demeli?" diye fısıldadı he mi uhahauhahaeheajgfsdhgdf
-
69.
+1hızlı yaz panpa
-
70.
+2... arkadaşlarımı arkada bırakıp bütün kararlılığımla kapıya dokundum, tahmin edeceğiniz üzere açıldı uğursuz şey..Tümünü Göster
tam içeri girerken bizimkiler, "aga buradayız bak bir şey olursa tamam mı?" gibisinden içimi ferahlatmaya çalıştılar.
..içeri ilk adımımı atar atmaz pişman olmuştum, bu yer, bu lanet yer her ayrıntısıyla beni iğrendirmeyi başarıyordu;
kapaklarının bazıları menteşelerinden sökük posta kutuları, merdiven altında bağlı duran paslı bigiblet, içeriye tamamen hakim olan tozlu hava, duvarların rengi, merdivenlerin trabzanı.. hepsi ama hepsi, sanki biraz zorlayan bir insanı karanlık korkularının içinde boğmak için hazır bekliyor gibiydi..
kapıyı yavaşça bıraktım, sanki, lütfen kapanma dercesine.. merdivenlere doğru ilerlemeye başladım, daha ilk katın ilk merdiveninde, ilk basamakta, dizlerim titremeye başlamıştı.. hayır, bu şekilde geri dönemezdim, korkak derlerdi, alay ederlerdi.. madem bu taka bir kere bastın, o zaman ayağını da çekmeyeceksin onun üzerinden..
zorlukla, kendimle mücadele içinde tırmandım ilk merdiveni, ne vardıysa sanki, alt tarafı bir apartman işte, yapma tsigalko, korktuğun şeye bak..bir hiç ten korkuyorsun, "bir hiç"..ilk katın ilk merdivenini çıkınca aradaki duvara dayanıp adeta ondan güç aldım, yardım ister gibi ellerimi sürüdüm üzerinde, birinci katın 2. merdivenini çıkmaya başlamıştım,
kalp atışlarım hızlanmaya, ensemden aşağıya ter damlaları süzülmeye başlamıştı, bin bir mücadele ile, beynime itaat etmek istemeyen ayaklarımı 1. kata taşımayı başardım, şimdi ise, karanlığın başladığı, hikayenin başladığı, "2. katın 1. merdiveni"nin önünde duruyordum, yukarıya baktığımda bir an içimde bir öğürtü, tarif edilemez bir his oluştu, hani gece, evinizde, odanızda, yalnız başına uyumaya çalışırken, nereden geldiğini bilmeden aklınıza gelip saplanan ve sizi, çarşafı boynunuza kadar çekmek zorunda bırakan saçma sapan imgeler gibi.. geldi saplandı aklıma,
hayır, bu merdivenlerden çıkmayacaktım, yeterince çıkmış, burada da fazlasıyla kalmıştım, çıkmalıydım derhal, hemen!
koşar adımlarla merdivenlerden indim, arkamdan havayı yuta yuta gelen korkunç düşünce ve saplantılarım da bana eşlik ettiler, gü. bele kapıya ulaştığımda artık dudaklarımda terin tuzlu tadını hissediyordum, ama işte, gelmiştim, birazdan ılık esintili havaya çıkacak, belki de arkadaşlarıma bir hikaye daha uyduracaktım, kapının kilidine parmağımı geçirip asıldım.."açılmadı"..bir daha denedim, daha güçlü daha sert, hayır, açılmıyordu, yo, bu mümkün değil, saçmalık! asıldım, var gücümle, kapı yerinden bile kımıldamadı, kalp atışlarımı beynimin içinde hissetmeye başlamıştım, vücudum zonkluyordu, olduğum yerde sarsılıyordum, iyice panik olmuş bir haldeyken kapıya yumruklar savurmaya başladım,
bunu gören çocuklar hemen kapının önüne toplandılar, yüzleri bembeyaz halde benim çırpınışımı izliyorlardı, kim bilir benim yüzüm ne halde o sırada?
panpalar şunu diyebilirim ki, eğer bende doğuştan var olan kronik bir kalp hastalığı olsaydı ben, mutlak surette o gün orada ölmüştüm, bundan emin olabilirsiniz. kapının önüne yığılacak gibi oldum, çocukların bağırış çığırışları camın ardından uğultu halinde ulaşıyordu kulaklarımda, kafamı arkaya çevirdim, merdivenlere baktım, beni yutmak üzere ağzını açmış, bir canavar gibi bekleyen yarı karanlık merdivenlere.. kapıyı açamıyordum, açamayacaktım.. nefes alamaz hale gelmiştim, gözlerim kararıyor, zemin etrafımda dönüyordu, kusmak üzereydim, beni esir alan, sandığınız gibi o kilitli kapı değildi.. korkuydu, kendi korkularım, saf, katıksız bir "korku",
insan oğlunun en ilkel ve en güçlü duygusu, korku..10 yaşında bir çocuğun zihninde, henüz hiç bir mitten, hiç bir filmden, hiç bir efsaneden etkilenmemiş, yontulmamış, çarpıtılmamış, değiştirilmemiş, saf, iç güdüsel bir "korku"
bizler, öfkenin kuvvetli bir duygu olduğunu düşünürüz, sinirlilik hali, yeri yerinden oynatır gidibir..ya da kaygı, o da gözümüzde çok büyük ve etkili ve kuvvetli bir duygudur,
ve tabi aşk, nefret..şüphesiz ki bunlar bizim en kuvvetli duygularımız olmalıydı değil mi? ama hayır.. hayır..insanın oğlunun en kuvvetli ve ilk duygusu, ne nefret, ne sevgiydi,
ilk iç güdüsü, ne avlanma ne de ciksti,
havyanlar gibi insan da, önce kaçmayı, korkmayı öğrendi, bundandır daha doğar doğmaz ağlayışımız, bundandır yaşlanınca paranoyaklaşmalarımız, ölüm-doğum-bilinmezlik=korku..
tüm diğer duygular ve temel ihtiyaçlar, korkunun ardından geldi, bizler, bugün bile hala, onu, o ilk ve en ilkel duygumuz ola korkuyu yenebildiğimiz ölçüde özgürüz..
size bir korku tarifi yapayım mı arkadaşlar? evde yalnız olduğunuz, yalnız uyuduğunuz bir gece, yatağınızdayken ve hiç bir sebep yokken aklınıza "acaba kapıyı kilitledim mi? hırsız girmesin?" düşüncesi, korku zannedilir ya, hayır, hayır, o sadece bir tedirginliktir,
ama bir de, tıpkı beni dün gece salonda yatıran durumda olduğu gibi, bırakın sizi o yataktan çıkıp kapıyı kilitlemeyi, daha da beter yatağınıza gömülüp bilinç altınıza lanetler yağdırmanıza neden olacak bir başka duygudur korku, aniden aklınıza gelen tasvirler, imgeler, eski korkular, travmalar, sizi esir alır..ve inanın, dünyanın hiç bir hırsızı, bu lanet duygunun geçtiği duvarlardan geçemez, açtığı kapıları açamaz..
..artık bayılmak üzere olduğumu hissediyordum..son bir umutla daha zorladım kapıyı, arkadaşlarım da dışardan var güçleriyle ittirmeye devam ediyorlardı..son bir umut..
-
nasyonel sosyalizmin babalari
-
tosuncuğun 1 2 seneye çıkacak olması gerçeği
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 02 2025
-
kamyoncu kamil ne haber dost
-
kaptan kirk bunu koklar mısıın
-
bu adamm size bıçakk çeksee
-
topal odlek ordek hayırlı öğlenlerdiler 04 02 2025
-
mevlana zalinazortu gorseydi
-
gene mi geldin zalinazort
-
grann torinoo seni 7 parçaya bölüpp
-
beyler bugün iki defa masaj salonuna gittim
-
belediye işçisibe 113bin lira verirlerse
-
sözlükte bana karşı bir antipati var
-
evet ben incelim
-
turabi şarrkı çıkarmış
-
nasyonel sosyalizmin hayal dunyasi
-
telefonun ekranına hep kaynak sıçrıyo
-
4 tane embesil oç var şunları silin
-
beyaz tv de yuri boyka var
-
yalnızlık benim yazgım
-
bura hala açık mı la
-
akp güç şuanda zehirlenmesi yaşıyorrrr
-
daşşanızı sıkıp istiklal marsini tersten oku
-
caner taslaman hocanın videolarını izleyen varmı
-
cesur olmaz isen mutlu olamayacaksın
-
incisozluk işte işi biten
-
duymamak leş bir şey amq
-
hakan abi diyor filistinler türkiyeye geliyor
-
otuz bir spor kulubu beraber
-
yalnızlık korkusu çöktü üzerime
- / 2