1. 126.
    0
    reserved
    ···
  2. 127.
    0
    reserved.
    ···
  3. 128.
    0
    reserved ama 20 güne yayma şunu gözünü seveyim
    ···
  4. 129.
    0
    bi korkmıyım ananı gibtim çocuk.
    ···
  5. 130.
    0
    adam yarım saatte bi entry giriyo amk beklemekten telef olacam
    ···
  6. 131.
    +2 -1
    ... ikinci katın, çıkış yönüne göre sağımızda kalan kapısı, o malum kapı bir kez daha açılmıştı, aniden, resmen çat diye.. içinizden aq dediğinizi biliyorum, emin olun ben de o sırada, yine o 1-2 saniyelik kilitlenme anında eğer o küfrü bilseydim kesin derdim ( o yaşlarda sadece nah yapmayı ve giberim demeyi biliyordum, amma temiz adammışım lan..)

    kapı açılınca biz yine cümbür cemaat, paldır küldür, merdivenlerden yuvarlanırcasına apartmanın kapısına varmıştık, ama o çıkan gürültüyü size tarif edemem, o topuğa çarpan terliklerin çatırtısı, o aaa uuu bağırışları, salağın biri düştü..

    nihayetinde biz yine neden kaçtığımızı bile bilmeden kendimizi dışarıya atmıştık, bir de ne görelim sözde parkta bıraktığımız grup da kapı önünde, biz öyle yangından mal kaçırır gibi fırlayınca bunlar da bi kaçıştılar,

    biz kendimizi dışarı atıp karşı sitenin çiçek bloklarının ve park halindeki arabalarının arasına attıktan sonra, malum binanın 1. kat balkonundan orta yaşlı, klagib gibik teyzelerden biri çıkıp;

    "utanmazlar, rahatsız ediyorsunuz, ayıp, anneniz terbiye vermemiş" minvalinden sözler yağdırmaya başladı, biz tabi hem tırsıyoruz hem de manyak manyak gülüyoruz amk çaçaroz karısına, bu konuştu da konuştu ama bir andan sonra artık ne gözlerimiz onu görüyor ne de kulaklarımız duyuyordu, en azından benim için geçerliydi bu durum zira az önce açılan apartman kapısından o güne kadar görüp görebileceğimiz en tuhaf adamlardan biri çıkmıştı,

    aynen tarif ediyorum,

    30-35 yaşlarında
    uzun bir boy, 180-185 olabilir, bize sırık gibi geliyor tabi o zamanlar
    ince bir vücut, adeta hastalık derecesinde,
    elde bir sigara, çökmüş yanaklar, dışarı fırlamış bir adem elması ve kambur bir omuz,
    kirli sakallar, yanlardan hafifçe açılmış saçlar..

    ve en çarpıcı olanıysa, adamın bariz şekilde topallıyor olmasıydı, bir ayağını resmen sürüyor gibiydi ama değneye ihtiyacı yok gibiydi.

    beyler bu şekilde tarif edince aklınıza the walking dead gelmiş olabilir, doğaldır, siz bir de bizi düşünün o arabaların arkasına sinmiş titrerken.

    balkondaki karı da nedense bunu görünce sustu, içeri girdi.. adamsa bir kaç saniyeliğine sinirli sinirli etrafa bakındıktan sonra ayağını sürüye sürüye parkın ters tarafındaki sokağa doğru gitti..

    tuhaf bir sedye olayı,
    tuhaf bir apartman, onun tuhaf kapılı dairesi

    ve şimdi de sadece çizgi filmlerde görebileceğiniz tarzda tuhaf mı tuhaf bir adam.. üstelik hiç de tekin göründüğünü söyleyemeceğim.

    az önceki adrenalin patlamasının ardından parka dönüp konuşmaya karar verdik, bu giriş denemesindeki rezaletten sonra bazı radikal kararları almamız gerekiyordu..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 132.
    0
    ekşici pekekent uzun yazıları okutturuyo bize
    ···
  8. 133.
    0
    rezerve sabah işe gidicem üzgünüm
    ···
  9. 134.
    0
    upupup hade la
    ···
  10. 135.
    0
    vay amk aydın boysan bile daha hızlı yazıyodur bu adamdan
    ···
  11. 136.
    0
    13. dk ya girdik hadi lan
    ···
  12. 137.
    -1
    beyler dinlediğiniz için çok teşekkürler, gecenin son bölümünü yazıyorum,

    ... parka varınca konuşmaya başladık, burak abi,

    "oğlum adamın tipi gördünüz mü lan, resmen seri katil.."

    teomandan ise aslında aslında en başta duymayı beklediğim itiraf geldi,

    "abi deme öyle ya, dün akşam uyuyamadım zaten bütün gece bir huzursuzluk"

    -"aynen hacı"

    -"aynen ben de"

    demek ki hislerimde yanılmıyordum, (aq yim o hislerin)ama,

    ama..ama gelin görün ki biz, yine "bir avuç küçük serseri" olup çıkmıştık beyler. o apartmandaki cadaloz teyze içinde, bizi karşı balkondan izleyen (mesela) emekli amca içinde, muhtemelen sevgilisiyle buluşmaya giden, topuklu ayakkabıları asfaltı deler gibi takırdayan o aşırı makyajlı kız içinde..biz yine herkes için bir avuç velet olup çıkmıştık, arsız, şımarık, rahatsızlık verici.. parazit gibi..

    öyle olmadığımızı kanıtlayacaktık, buna ister öngörü, ister içe doğma, ister 6. his, ister 7. harika desinler ama biz çocuklar sanki boşu boşuna bu gibko işe saplanmadığımızın farkındaydık..bir tür sessiz-sözsüz anlaşma gibi..

    aramızda konuşup, bundan sonraki tüm apartmana giriş denemelerinde geçerli olmak üzere bir karar aldık, artık öyle 5 er 7 şer 10 ar kişi değil, 2 li en fazla 3 lü gruplar halinde girip keşif yapacaktık, böylece hem gürültü hem de karmaşa riskini ortadan kaldırıyorduk, ama malesef kişi başına düşen "yaraklara gelme oranı" artıyordu tabi..

    bugün için bir kez daha denemeye karar verdik, ilk grupta ben, burak abi ve şimdi ismini hatırlayamadığım yeni binlerden biri vardı.
    gidip kapıyı açmaya çalıştığımızda ise bu sefer kilitli olduğunu gördük, "dev topal" biraz sertçe çarptığından beri girip çıkan olmamıştı apartmana anlaşılan,

    akşamı beklemeye karar verdik, arada gider kontrol eder, açık anını illa ki yakardık, grubun her biri bir yere dağıldı, kimi gene ağaca tırmandı, kimi maça başladı, ben de burak abiyle beraber sütunların ortasındaki çeşmenin tepesine tırmanıp etrafı izlemeye başladım, biraz muhabbet ettik, havadan sudan, burak abi beni çok severdi, hem o hem de ben yaşımıza göre olgun sayılırdık,

    yaşına göre olgun çocukların bu gibko macerada ne işi var demeyin, o anların büyüsünü, ancak buna benzer deneyimler yaşayanlar bilir, o gizemi aralama hevesini, takım olma duygusunu, salgılanan adrenalinin bünyede yarattığı absürd değişimleri..

    zaman geçti

    hava kararmaya başladı, gök yüzü lacivertleşmişti.. yavaş yavaş evlere dağılma vakti geliyordu ve bu zaman zarfında yaptığımız kapı kontrolleri boşa çıkmıştı,

    son bir deneme daha yapmaya karar verdik, yine hep beraberce (ufakları da alarak) sokağa girdik, ama apartmana sadece ilk gruptaki 3 kişi girecekti, diğerleri karşı sitenin oraya mevzilendiler,

    otomatik kapıya doğru ilerlerken, artık koyu maviye dönüşmüş gökyüzü ve akşamla beraber artan ılık esinti bize eşlik ediyordu..amk ne tak vardı da ilk grupta girmek istemiştim ki sanki? hayır onu da geçtim, neden girmek istemiştim, neden istemiştik? ne vardı ki bu amk aparmanında? rutin hayatlarımızı kurtaracak, yazımıza heyecan getirecek bir macera mı?..bu iş, hiç de başladığı niyetle bitmeyecekti beyler.. sanki o an bu içime doğdu.. çocukluğuma dair net hatırladığım ender şeylerden biri de, burak abinin kapıyı ittirip açmasından sonra bana bakıp;

    "açıldı laa * " gibisinden yarı heyecanlı yarı tırsak bakışıdır.

    akşamın havasını da rengini de arkamızda bırakıp, koyu zemin kata doğru, bu günün son seferini yapmak adına ve bu kez oldukça profesyonelce (3 kişilik özel tim, pehh) adımlarımızı attık...

    yarın gece 00.30 dan sonra devam edeceğim istek olması halinde, hepinize iyi geceler panpalar, bazı ip uçları vererek huzurunuzdan ayırlıyorum

    --spoiler--

    kısmetse yarın gece,

    • apartmana tek başına girdiğim bir bölümü

    • içerde bir arkadaşımızın başına gelen olayı

    • topal, tuhaf adam hakkında ulaştığımız enteresan bilgi ve hikayeleri

    sizlerle paylaşacağım, eğer yetişirse hepsini de bitirme şansım var, görüşmek üzere

    --spoiler--
    Tümünü Göster
    ···
  13. 138.
    0
    yarın da kitledi adam bizi buraya

    iyi geceler
    ···
  14. 139.
    0
    ii geceler panpa hikaye cok iyi öptüm
    ···
  15. 140.
    0
    prezerved
    ···
  16. 141.
    0
    reserved
    ···
  17. 142.
    0
    rezerve
    ···
  18. 143.
    0
    rezervvvvvv
    ···
  19. 144.
    -1
    bu huur çocukluğunu yapacağını bildiğim için hikayeyi okumadım 2 saat sonra geldim baktım yarına bırakmış hep aynı teraneler maına koduklarım gibtirgit bin anlatma.
    ···
  20. 145.
    -1
    ya amk, gibik edebiyat namelerini okuttun bize pic. adam gibi anlatsana meseleyi. ben okumuyom panpalar, sonunda sicicak zaten belli oldu.
    ···