Babam işten izin aldı o gün için ve sabah erkenden yola çıktık sadece babamla ben gidiyorduk. Babam imam hatip lisesine dedemin zorlamasıyla gitmiş ve okulu ilk senenin sonunda bırakmış birisi yani dindar birisi değil yaşadığım bu durum hakkında hiç bir yorum yapmadı sadece tamam gidelim dedi. babamla yol boyunca hiç konuşmamıştık neredeyse, ben sadece düşünüyordum onların bana musallat olmasına ne sebep olmuş olabilir benim duvardaki taşı düşürmem mi buna sebep diye Yaklaşık iki saatten sonra varmamız gereken ilçeye geldik ilçenin daha çok varoş kısımları diyebileceğimiz yerlerinde adresi sora sora bulduk .

Evin dışı boyalı değildi iki katlı bir evdi ama alt tarafında sadece bir pencere vardı sanırım üst katta yaşıyorlardı. Merdivenlerden üst kata çıktık kapıyı çaldık. Kapıyı yaşlı bir kadın açtı sanırım hocanın karısıydı buyurun kime bakmıştınız dedi biz Mehmet hocaya bakmıştık bir maruzatımız vardı adresinizi size daha önce gelen bir akrabamızdan aldık dedi babam. buyrun içeri geçin dedi kadın. Ayakkabılarımızı çıkarıp içeri geçtik hoca yaşlı bir adamdı sakalları beyaz ve uzundu oldukça yaşlı olduğu için biz gelince ayağa kalkmadı bir şeyler okuyordu içinden babam selamun aleyküm dedi okuması bittikten sonra aleyküm selam dedi. Babam hocadan önce konuşarak bizim bir derdimiz vardı hocam demişti ki hoca bana doğru baktı ve anlat dedi. Bende anlattım mağaraya gittiğimi mağaranın ağzını kapatan taşı düşürdüğümü daha sonraki kabuslarımı ve en sondaki kabusumda alnımda beliren yazıyı anlattım hoca her şeyi anlattın mı bana dedi bende evet dedim her şeyi anlatmış değilsin bana dedi. orda ateş yaktın ve onu birden söndürdün mü dedi.o anda akılama mağaranın ağzına ilk geldiğimde bir sigara yaktığımı orda çökerek içtiğimi orda toprağa atıp ayağımla bastırıp söndürdüğümü hatırladım ama bunu babamın yanında söylemek istemiyordum bana kızacağından korkuyordum ama hocanın bakışları o kadar kararlıydı ki birden söyledim bunu ama o anda babamın yüzüne bakamadım sadece önüme baktım. Beklediğimin aksine babam hiçbir şey dememişti ben bu durumdayken daha fazla üstüme gelmek istemedi sanırım. Daha sonra da sigara hakkında bana hiçbir şey demedi ama hala onun yanında içemem.

Hoca sen o ateşi yere atıp söndürerek orda yaşayan cin kabilesinden bir cini büyük ihtimalle de yavru bir cini öldürmüşsün dedi. Karısından kağıt istedi ve içine arapça bir şeyler yazdı ve üçgen şeklinde katladı bir derinin içine koyup onu da üçgen şeklinde katladı ve bir ip geçirdi içinden sonra bana verdi bunlar koruyucu dualar bunu yanından sakın ayırma dedi. Daha sonra karısında içi su dolu bir ibrik, leğen, maşrapa, huni, kağıt, şişe ve çakmak getirmesini istedi. ilk önce ibrikteki suyu leğene yavaşça boşalttı ama suyun rengi tam olarak berrak değildi şöyle anlatayım sanki suyun rengi griye kaçıyordu daha sonra kağıdı küçük parçalara böldü hepsine tek tek arapça bir şeyler yazmaya başladı. Yazdıktan sonra da hepsini tek tek yakıp küllerini leğendeki suyun içine attı bu sırada da sürekli arapça bir şeyler söylüyordu hepsini yakıp külünü attıktan sonra leğendeki suyu şişeye boşaltmamızı istedi. babamla birlikte hepsini şişeye doldurduk. Doldurduktan sonra dedi ki muskayı sakın yanından ayırma bu sudan her seferinde az şekilde bir bakıra boşalt ve üstünü normal suyla tamamla ve o suyla günde üç defa banyo et ve bunu 15 gün boyunca tekrarla dedi. Hocaya teşekkür ettik babam hocaya para vermek istedi ama hoca kabul etmedi bizde teşekkür ederek oradan ayrıldık

hizli yaz oc

Laga luga yapma lan yaz geç hızlı ol

Anlat reyiz dinliyoz

Hocanın dediklerini aksatmadan yapıyordum muskamı da sadece banyo yaparken boynumdan çıkarıyordum artık kabus görmemeye başladım üzerimdeki korku da geçmişti artık kurtulmuştum geceleri bile dışarı çıkmaya başlamıştım kahveye falan gitmeye başlamıştım. kurtulmuştum bu musallattan kpss den tak gibi bir puan almam bile beni pek üzmemişti

Dışarı çıktım tek başıma biraz yürüyecektim sokaktaki lambalardan sarı kızıl arası bir ışık yanıyordu sakindi normalden daha da sakindi hatta sanırım biraz geç olmuştu saat telefon yanımda mıydı bilmiyorum saate de bakmak istememiştim aslında lambaların ışığı arkamdan vurduğu için gölgem önümdeydi sert bir rüzgar esiyordu gözlerim rüzgardan sulanmıştı elimle gözümdeki yaşları silerken bir şey farkettim

ne farkettin amk yazsana bekliyoruz 2 saattir

kusura bakmayın işlerim vardı yazamadım şimdiye kadar

Gölgem benden ayrı hareket ediyordu benim elim yüzümdeki yaşları silmek hareket ediyorken gölgem sabit duruyordu. sonra yerdeki gölge sanki 2 boyuttan 3 boyuta geçti tam önüme dikildi olduğum yerde çakılı kalmıştım hareket edemiyordum önümde simsiyah etraftaki herşeyden karanlık bir şey vardı. Konuşmaya başladı kısas dedi sanki bunu büyük bir nefretle söylüyordu sesi gittikçe daha korkunçlaşmaya başladı sürekli kısas diyordu konuşmaya çalıştım kalbimdeki büyük bir ağrı hissettim

Uyandığımda annemle babam yanımdaydı kardeşim uzaktan korkuyla bana bakıyordu. Oğlum su getir abine dedi annem. oğlum noldu sürekli bağırıyordun kardeşin haber verdi bize dedi bende yine kabus gördüm dedim muskam yatağa düşmüştü boynumda değildi ipi kopmuştu

beni sakinleştirdikten sonra annemle babam yanımdan gittiler aynı odada kaldığımız kardeşim ise salonda yatmak istedi ama lan manyak tek başıma kafayı mı yedirteceksin bana dedim zorla da olsa oda da uyumaya ikna oldu. oda da masa lambası yanıyordu kardeşim bir süre sonra uyudu uymadan önce benimle hiç konuşmadı benim de konuşacak halim yoktu zaten düşünüyordum sadece bunları yaşamayı hak edecek ne yapmıştım kabuslarımda gördüklerim gerçek hayatta da beni izliyorlar mıydı benim onları görememem onların beni izlemediği anldıbına gelmezdi belki de. bu düşüncelerdeyken yatağımın karşısındaki dolapın kapağında bir şey farkettim

Masa lambasının cılız bir şekilde aydınlattığı odada dolabın kapağında bir şekil oluşmaya başlamıştı rüyamda gördüğüm burnunu çektikçe yüzü içine doğru çöken şekil dolabın kapağında belirmeye başlamıştı. gözümü kapayıp açtım gördüğüm kabusun etkisinde miyim yoksa diye. hayır o şekil gözümün önünde beliriyordu yavaşça derinden bir şekilde tahta kararıyordu sanki.o an bunun bir kabus olmasını ve uyanmış olmayı istedim tekrar gözlerimi kapattım

Gözlerimi açtığımda tahtanın kararması ve şeklin oluşması bitmişti ama dolabın kapağında şekil kalmıştı. Bir süre bekledim normalde böyle şeylerde korkudan altıma yapmam gerekirdi ama alışmaya başlamıştım artık. O an kalkıp bu şekli dikkatlice inceleyemedim korkmamaya başladım dediysem o kadar da korkmuyor değildim. Sabah olunca gördüğüm şekil çok netti- rüyamda gördüğüm yüz-

iyice tak ettin hikayeyi amk okunmaz bundan sonra bide hizli yazmiyon

reserved

Bu kabusların ilk başladığı yer arkadaşımın eviydi en yakın arkadaşım da oydu yaz okulu bitmiş köye geri dönmüştü bu olayları ona da anlatmaya karar verdim. sabah oldu Aradım nerdesin diye sordum pide dükkanındayım gel dedi babasının pide dükkanı var bu arada oldukça meşhurdur trt de falan programlara çıkmışlığı var dükkanın. Neyse gittim başımdan geçenleri anlattım. Sen nasıl işlere bulaştın dedi bana hocalara falan mı düştün sen dedi gülüyordu dalga geçiyordu yani. Oğlum dedim ben ciddiyim la bunda dalga geçilecek bir şey yok dedim istersen gel gidelim mağaranın girişine orda benim korkudan bıraktığım orağı falan görürsün kaç haftadır gidip almadım korkudan dedim tamam gidelim bir de ben göreyim şurayı dedi. O mağaranın olduğu çukurluğa girdi ben ise uzakta bekliyorum

Şahan (gerçek ismini kullanmıyorum ifşa olmasın diye) duvardaki taşı düşürdüm demedin mi oğlum dedi bana bende evet dedim burda taş falan yok dedi nasıl olur lan diye yanına gittim gerçekten de taşların hepsi yerindeydi duvar da bir ekgib yoktu. Benim bıraktığım orak ordaydı ama. Şahan de ürkmüştü ordan hemen uzaklaştık

Şahanla tekrar pide dükkanına gittik oldukça korkmuş gibi görünüyordu kendini başka sebeblere inandırmaya çalışıyordu define aramaya gelmişlerdir taşı onlar yerine koymuştur falan diyordu bende define aramaya gelen adam neden taşı yerine koysun şahan dedim sustu. Laptopu getirsene şahan dedim ben bu mağara define musallat konularını araştıracağım hazır sen de yanımdayken dedim.