-
26.
0@44 yannan var. yen mi?
-
27.
01 saat içerisinde büyük büyük ninemin bir pagan olduğunu, olmakla kalmayıp bu dinin en becerikli uygulayıcısı olduğunu öğrenmiştim. üstüne bir de dün gece yaşadıklarım ve teyzemin garip halleri aklıma gelince bunların birbiriyle bağlantılı olduğu aşikâr dedim kendi kendime. artık duyacağım her şeye hazırım. dedim. ama yanılıyordum.
"madem çok heveslisin, otur da dinle." dedi ananem. nine senin yaşlarındayken henüz kendinde bulunan potansiyelin farkına varmamıştı.her normal genç kız gibi yaşıyordu o da.bir gün annesi tarlayı çapalamaya gittiğinde annesine yemek zütürmek için evden tarlaya doğru yola çıktı. ev ile tarla arası 400 metre civarı bir mesafeydi. arada bir dere vardı, üzerinde tahta bir köprü. bu dere ile ilgili biçok efsane dolaşıyordu köyde. bu köprüden yalnız geçen genç kızlara musallat olunduğu söyleniyordu. fakat ninen gençken de cesurdu ve bunların yalnızca söylenti olduğunu düşünüyordu. fakat o gün gerçek olduğunu öğrenecekti. köprüden geçerken 5-6 yaşlarında beyaz bir elbise içinde sapsarı saçları olan çok güzel bir kız çocuğunun suyun üstünde hareketsiz durduğunu gördü. seslendi, fakat kız tepki vermedi. etrafa baktı, kimse yoktu. beş dakika öncesi güneş gökyüzünde parlıyorken gökyüzü birden kapanmıştı. bulutlar güneşin önüne geçmişti. yine herhangi bir tuhaflık olduğunu düşünmeyen nine aşağıya, dereye inip kızı kurtarmak istedi. fakat dere kenarına geldiğinde suyun üstünde yüzenin bir yaban domuzu olduğunu gördü. şok olmuştu. birden domuz sudan çıktı ve saldırmaya başladı. o an annesinin ona öğrettiği tek dua olan *** okudu nine. bağırarak okuyordu. o anda domuz deli gibi ordan oraya koşuyordu. nine 3. kez duayı okuduğunda domuz dereye geri atlayarak gözden kayboldu. bu yaşadığına hala inanamıyordu. hemen annesinin yanına, tarlaya koştu. bu yaşadığını anlattı. ve domuzu nasıl dereye geri yolladığını anlayamadığını söyledi. annesi demek o sensin. dedi. kim benim? diye sordu. soyumuzdaki seçilmiş kişi. dedi annesi. -
28.
0okuyan?
-
29.
0ve o günden sonra ninenin (***) soyundan gelen her ailede seçilmiş bir kişi oldu. ananen, teyzen ve şimdi de SEN. dedi annem. ben mi? ben? evet, sen. yaşadığım garipliklerin cevabı buymuş demek dedim. bunu sana şimdi söylemeyecektim ama ısrar ettin. duyabileceğin her şeye hazırlıklı olduğunu söyledin. yanılmış mısın yoksa? dedi annem. evet. dedim. dün gece pencerenin önündeki ışık saçan varlığı gördüğümde bile bu kadar korkmamıştım. bu ne demekti? bana ne gibi sorumluluklar yüklüyordu? bilmiyordum. ama öğrenecektim.
ninenin dereye geri gönderdiği yaban domuzu var ya dedi. evet dedim. işte o *** demon idi ve o günden beri nineden alacağı intikamı bekliyordu, zamanında sahip olamadığı onun yerine alacağı bir bakire kız ve beraberinde ninenin hayatı. -
30.
0sözlük düzeldi. devam ediyorum. uplayın muallakler.
-
31.
0@72 gibtir git yavşak. ben açmıştım o başlığı da.
-
32.
0o gece noldu? dedim.
"o gece demon genç kızın yardımıyla nineyi alt etti. ritüelin sonunda sabah bakire kız ve annesi komşular tarafından bahçedeki incir ağacına asılı şekilde bulundu. nine çarpıldı ve dili tutuldu ve bundan sonra yaşadığı 5 yıl boyunca bir daha herhangi bir ritüel yapamadı. bu yaşadıklarını kendinden sonra gelecek nesillere ders olsun diye yazdı ve bu kitabın içinde bizlere bıraktı." dedi ananem.
o soruyu sormaya korkuyordum ama sormak zorundaydım. "peki bu *** hala bizim soyumuzun peşinde mi?"dedim."evet. en son 8 yıl önce teyzene saldırdı ve teyzen son anda kurtulabildi. kulaklarındaki duyma sorunu o olaydan sonra ortaya çıktı ve cihaz takıldı ameliyatla kulaklarına, biliyosun. o günden sonra bu kitabı bir daha açmamak üzere buraya getirip bana teslim etti. fakat dedenin ölümündan sonra 2 hafta önce bu kitabı kullanarak onun ruhu ile iletişime geçmeyi başarmış. dün gece gördüğün dedendi yavrum."dedi."ölüler öldükten sonra 1 hafta içerisinde *** büyüsünü yaparak ruhlarını 40 gün bu alemde tutabilirsin." -
33.
0"ninenin hayatını alamamış ama." dedim. "onun için önemli olan güçleriydi. ninenin hayatını alamadı ama tüm gücünü iliklerinden emerek yıllar önce yaban domuzu olarak ortaya çıktığı derenin pis bataklığına gönderdi. şu an bulgaristanda insanların, hayvanların hatta bitkilerin bile yok olduğu ünlü lanet bir bataklık var. o bataklık bu bataklık işte. ama unuttuğu bişey vardı." dedi. "bu kitap. bu kitap yalnızca parşömen ve mürekkepten ibaret değil. bu kitabın kendine has bir gücü var. yüzyıllar önce nine sahip olduğu gücün bir kısmını bu kitaba hapsetmişti. bir kısım yazıyı şifreli olarak yazıp bunun yalnızca kendi soyundan birisinin kullanabileceği bir güç olmasını sağladı."
"ve *** demonu yalnızca biz bu kitaptaki hapsolmuş gücü harekete geçirerek kitabı kullandığımız anda bizim, yani seçilmiş kişilerin başına bela açabilir. ve 2 hafta önce teyzen bu kitabı kullandı." dedi annem ananemin lafını tamamlayarak. -
34.
0"dün gece benim gördüğümü sen göremez miydin yani?" diye sordum anneme. "hayır. diğer alemlerden geleni görebilme yetisi yalnızca seçilenlerde olur. benim bir tek diğer insanlarınkine oranla biraz daha fazla gelişmiş bir 6. hissim var." dedi. salona teyzem girdi. "o gördüğün dedenin ruhuydu. ve sen gecenin bir yarısı su içmek istediğin için onu sonsuza dek geri gönderdin. o giderken sen merdivenlere geldiğinde cama tıklayarak sana veda etmek istemişti. ama onu bile anlayamadın. deli gibi çığlık attın aptal kız."diye azarlamaya başladı beni. "bu aleme 40 günlüğüne geri döndürülen ruhlar yalnızca onu döndüren uygulayıcı tarafından görülmeliler. sen de dedenin ruhunu görmüş olduğun için bir daha döndürülememek üzere öbür aleme yollamış oldun onu." diye açıkladı durumu ananem. istemeden de olsa buna neden olmuştum. yalnızca su içmek istemiştim, sonucunda pagan büyü ustası bir soyum olduğunu öğrendim. bu iyi miydi kötü müydü? bilemiyordum. "şu bahsi geçen *** demonu olmasaydı iyi olabilirdi." diye düşündüm.
-
35.
0sonra aklıma gece sabaha kadar beni izlediklerini hissettiğim fakat göremediğim gözler geldi.
"dün geceki olaylardan sonra hiç uyumadım. sanki bikaç çift göz beni izliyor gibiydi. fakat odada sağa sola baktığımda hiçbir şey göremiyordum. bu neydi peki? *** ile bir alakası olabilir mi? ben daha seçilmiş olduğumu bugün öğrendim. kitabı henüz açıp bakmadım bile. benim de mi peşime düştü?" dedim. "geri döndürülen ruh ile temas kurduğun için senin enerjini de hissetmiş olmalı. teyzen neden sabaha kadar mutfakta ışığı kapatmadan dedenle sabahlıyordu sanıyorsun." dedi ananem. "deden varken *** bişey yapamıyordu. iyi ruhların olduğu ortamda onun sevdiklerine zarar veremezler. ritüeli gerçekleştirdikten sonra aradan ne kadar süre geçerse ***'nin ritüeli uygulayana karşı göstereceği direnç o kadar düşer. 40 gün yerine 17 gün geçti aradan ve teyzenin yalnız başına bunu başarması mümkün değil. artık sen de yetişkin bir genç kızsın. teyzen, ben ve sen, üçümüz bir ritüel gerçekleştirmeliyiz. ancak o şekilde *** 'yi senden ve teyzenden uzaklaştırabilirim. şu an benim gücümün farkında değil. yalnızca ikinizi istiyor." -
36.
0dedemin vefatı üzerine 40 gün için geldiğim bu ev şimdi kabusum olmuştu adeta. yaşadıklarımın gerçek olduğuna inanmak istemiyordum. korktuğum zaman hep anneme sığınmıştım o yaşa kadar. ama şimdi beni annem de koruyamazdı. tek bir çare vardı.
tek bir çare vardı; o da o güne kadar uygulanan en kuvvetli demon çağırma ayinini gerçekleştirmekti. ananem de yaklaşık 50 yıl önce *** ona musallat olduğunda annesi ve teyzesiyle bu ayinin bir benzerini, fakat daha az etkilisini gerçekleştirmişti. bu sefer yalnızca *** değil onun soyundan iki demon daha gelecekti. anlaşmaya bağlı kalırlarsa herhangi bir müdahalede bulunmayacak, yalnızca şahitlik edeceklerdi. "anlaşmaya bağlı kalacaklarından nasıl emin olacağız?" dedim. "olamayız." dedi teyzem. "ama başka seçeneğimiz yok." hayatlarımızla kumar oynuyorduk bildiğin. ya hep ya hiç. pokerde rest çekmek gibi bişeydi bu. -
37.
0"madem başka seçeneğimiz yok; o halde gece gerçekleştireceğimiz ritüel için malzemeleri bulmaya, ormana gidelim." dedik. *** çiçeği, *** tırnağı ve *** kanı gerekiyordu. bakır bir kapta ilk ikisini kanın içine katıp daha sonra 3'ümüz de kendi kanımızdan bir damla akıtacaktık. ve el elele tutuşup kitabın 2*1. sayfasındaki ** duasını yüksek sesle okuyacaktık. ilk defa böyle bi olayın içine girdiğim için çok heyecanlı idim. ve korkuyordum da. malzemeleri topladıktan sonra şu kitaba bir göz atayım dedim. elime aldığım anda fıssss gibi bir ses duydum. kitap konuştu sanki. söylenildiği gibi bir güce sahip olduğunu hissediyordum. kitabı elime aldığımda daha önce hissetmediğim bişey hissettim. sanki o ana kadar hep yarımmışım da o an tamamiyle bir bütün olmuşum gibi, garip bir duyguydu. ekgib olan parçamı bulmuş gibiydim işte.
-
38.
0hava karardı. akşam yemeğinden sonra salondaki masanın etrafında toplandık; ben, teyzem ve ananem. annem bana "sen sandığından daha güçlüsün. bebekliğinden beri bunun farkındaydım. ama emin olamamıştım. sakın korkma." diyerek öptü beni. ve salonun ışığını kapatarak dışarı çıktı. yerlerde aralıklı olarak dizdiğimiz ** adet mum vardı. masanın üstünde bakır kap duruyordu, tam ortada. ufak bir bıçakla ilk önce teyzem kesti parmağını ve bir damla kanını kabın içine akıttı. ardından ananem, ve en son ben. normalde canım tatlıdır, ama sanki hiç acıtmamıştı bu canımı. artık sıra duadaydı. yüksek sesle okumaya başladık. ben bir kağıda yazmıştım.,ordan okuyordum. diğerleri ezbere biliyorlardı. 3. okuyuşumuzda artık kendi sesimi duyamıyordum. sesimizi çok yükseltmiştik ki mumların alevleri titremeye başladı. odada açık pencere ve kapı yoktu. rüzgarsız bir ortamda mumların alevleri titriyordu. ben ufaktan tırsmaya başladım, derken birden masanın sağında iki solunda bir karartı gördüm. o an nasıl bayılmadım korkudan, ben bilmiyorum. ananem gözüyle işaret etti bana, geldiler anlamında. teyzem konuşmaya başladı.
-
39.
0"kio vi estis frekventis al ni?-neden bize musallatsın?" dedi teyzem. onun bu garip dili konuşabildiğini ilk defa görüyordum. sonra ananem "iri al la inferon kaj lasi nin solaj vin malbone infanino. eliri de la miaj de infanoj vivas.-cehenneme git. bizi rahat bırak seni şeytani yaratık. çocuklarımın hayatından defol." dedi. o an içinde bulunduğum ortam ruh çağırma ayinlerinin canlandırıldığı kalitesiz korku filmleri gibiydi. ama tek bi fark vardı. burda yaşanılanlar gerçekti. yıllardır tanıyamamışım ben teyzemi ve ananemi. bildiğin demon çağırdık ve konuşuyoruz onunla. aklımı nasıl yitirmedim o an? hala muamma. sanırım annemin dediği doğruydu. sandığımdan daha güçlüydüm. *** kahkaha atıyordu. ananem bana "şimdi sen konuşacaksın." dedi, ama konuşarak değil. sanki telepati kurmuştuk. zihnime yazıldı direkman bu fikir ve ben ağzımı açtım; "beni tanımıyorsun değil mi? ben öyle sanmıyorum. beni çok çok iyi tanıyorsun sen. ben elena. tanıdın mı beni?" diyerek ***'nin kahkahalarını bastıracak bir kahkaha attım. bu yaptığıma inanamıyordum. ben değildim sanki o. bir başkası beni kontrol ediyordu. *** gülmeyi kesti ve bilmediğim bir dilde karşılık verdi, ama ben zihnimde konuştuklarını çeviriyordum sanki. çok garipti. diyordu ki "sen ne arıyorsun burada? o kadar uzun zaman oldu ki. sen artık zayıf bir solucandan fazlası değilsin benim için. bana asla engel olamadın, bu sefer de olamayacaksın"
-
40.
0sağ taraftaki iki karartı hiç hareket etmiyordu, sol taraftaki ise benim konuşmamdan sonra odanın duvarlarında inanılmaz bir hızda dolanmaya başladı. masanın ortasındaki tasa üçümüz de işaret parmaklarımızı batırıp kitabın 4*3 sayfasındaki en güçlü zaptetme duasını sesli bir şekilde okumaya başladık. bu kısım planlanmamıştı. fakat sanki herkes ne yapacağını biliyordu ve daha önce hiç okumadığım bu duayı ezberden okumaya başladım. bu öyle bi histi ki ağzım oynuyordu ama konuşan ben değildim. ve en çok sesi çıkan da bendim. sanki sesim kalınlaşmıştı.
• ** "Elena senin burada ne işin var?" diye çığlık çığlığa odanın duvarlarında ve tavanda yer değiştiriyordu. Elena kim? diye düşünüyordum, ama herkimse sanırım o ayin sırasında bedenimi o kontrol etmekteydi. o an bunun hakkında düşünecek pek zamanım yoktu. iyi biri olduğunu ve bize yardım etmek istediğini biliyordum. nasıl bildiğimi bilmiyordum, ama o iyiydi. hatta onu sevdiğimi hissettim. insan tanımadığı birini sevebilir mi? bilmiyorum, o an hiç tanımadığım o Elena için içimde çok büyük bir şefkat ve sevgi olduğunu hissettim. -
41.
0okuyan varsa devam ediyorum.
-
42.
0yaklaşık yarım saat süren bu ayin sonunda odadaki tüm gölgeler yok olmuştu. ve mumlar da odanın içinde oluşan bir rüzgarla sönüp kendi kendine yeniden yanmışlardı. "gittiler." dedi teyzem. "noldu şimdi? ne yapmış olduk biz?" dedim. "başardık mı?" "başardık." dedi ananem. "onun sayesinde başardık." "o kim?" dedim. "elena." dedi. "büyük büyük ninemin adı elena'ydı. kafan karıştı değil mi?" " evet, kafam allak bullak oldu şu anda. nası yani?" dedim. "korkacağını bildiğimiz için sana söylemedik. bu sabah sen bahçede *** toplarken biz teyzenle çok eski ve kaçınılması gereken bir büyü yaptık. yalnızca bu gibi durumlarda başvurulması gereken bir büyüdür bu. elena'yı senin bedenine girmesi için bizim alemimize davet ettik. *** onu bakire kızı kullanarak üçkağıtla kandırdığı için sağ tarafta bekleyen gölgeler müdahale edemediler. adil davranmaları gerekiyordu ve anlaşmaya uydular. sadece izleyip gittiler." dedi. "*** n'oldu peki şimdi?" dedim. "bizim soyumuza artık bulaşamaz. elena onu cehennemin en ücra köşesine hapsetti. cezası 100 yıl sonra sona erecek. fakat ondan sonra da bizim soyumuzun başına bela olamayacak artık."dedi ananem.
-
43.
0"henüz tecrübesiz olan bir seçilmişi üçgende 3. kişi olarak alsaydık bu akşam hepimizin felaketi olurdu. bunu sana haber vermeden yaptığımız için bize kızmadın umarım." dedi teyzem. "bu olayın bu denli büyük çapta yaşanmasına ben neden oldum. kimseye kızmaya da hakkım yok sanırım. madem kurtulduk, artık o kitabı yok etmeliyiz bence." dedim.
ananem bu fikre hiç sıcak bakmamıştı. bu kitap bizde olduğu sürece soyumuza musallat olunacağını söyledim. *** olmazsa başka bir tanesi olabilirdi bu. ben bir daha bu kitabı kullanmayacaktım. "onu yalnızca tek bir şekilde yok etmeyi kabul ederim."dedi. "nedir o?"dedim. "elena'nın gücünü emen bataklığa atıcaz. orda elena'nın tüm gücü bir olacak ve kitap bizde olmasa dahi başımıza gelebilecek herhangi bir kötülükten bizi o koruyacak. dedenizin 40'ından sonra 3'ümüz bulgaristana gidicez." dedi.
salondan varendaya çıkıp anneme olanları anlattık. başarısız olduğumuzu düşündüğünü söyledi. ağlamış gibiydi. neden öyle düşündüğünü sordum. bahçede o an uçuşan yarasalar, kuşlar, ananemin büyüttüğü dört tavşan ile 15 yıllık köpeği tonny'nin cesetlerini gösterdi bize. bahçedeki incir ağacının altında yatıyorlardı. her yer kan içindeydi. bize zarar veremeyince zavallı hayvanları öldürmüştü ***. -
44.
0okuyanlar +1 yazsın. 15 kişi olursa devdıbını getiricem.
-
45.
0uplayın lan.
-
levitasyonn
-
adam aklına düşen her düşünce zerresini
-
zıplayıver sıçarge
-
2 senedir geçmeyen şiş diz ve feci ağrı
-
ulan 20 kişiyle kaybettim be
-
10 online ne leeen
-
sicaklarin artmasi iyi oldu
-
denize gidip bikini giyen kızın amacı
-
adamlar muhalif liderleri tutukluyor
-
solas molas
-
herkes aylık ne kadar telefon faturası ödediğini
-
dünyada ilk kez bir balina ameliyat edildi
-
ferreciler intihar etmez
-
öcalanın videolu mesajı yayınlanmış
-
margarin kokuyor
- / 1