1. 51.
    0
    yaklaşık 15 gün önce korkarak indiğim merdivenlerden şimdi içimde anlamlandıramadığım bir huzurla iniyordum. fakat yine de hala mutfağa girdiğimde biraz tedirgin oluyordum. o ilk gece ilk defa bu kadar yakın olmuştum böyle bir olaya, diğer alemden bir varlığa. salonda *** ile birebir yüzleşmeme rağmen mutfak bana daha çok rahatsızlık veriyordu her nedense. kahvaltıdan sonra ananem kitabı beyaz bir beze sarılı bir şekilde bavuluna yerleştirdi ve yola çıktık.

    bahsettiğim köy istanbul içerisinde ama uzağında kalıyor, 1 buçuk saat mesafede.
    otobüse 10:30'da bindik, 12 gibi esenler otogarına varacaktık. köyün çıkışında ananemin evi, daha önce de söylemiştim. bir sonraki köy ile bizim köyün çıkışının arasında 20 dakikalık bir mesafe vardır. ve o köyün tam girişinde o köyün mezarlığı bulunur. ben bu mezarlıktan da hep çekinmişimdir. otobüsle veya arabayla önünden geçerken içim ürperirdi. genelde mezarlıklar insanı ürküten yerlerdir zaten ama bu daha farklı bir duyguydu. bu çekincemin de bir nedeni vardı aslında. 8 yaşındaydım. o haftasonu köyden annemin bir akrabası evleniyordu, biz de arabayla düğüne gelmiştik; babam, annem ve ben.
    ···
  2. 52.
    0
    +1 hadi be kızım ya
    ···
  3. 53.
    0
    lan devam etsene
    ···
  4. 54.
    0
    anlatacagın hikayeyi gibeyim amk. gibtir git şurdan am got meme yeter giberim kelime hazinesini.
    ···
  5. 55.
    0
    hadi okuyorum seri yaz
    ···
  6. 56.
    0
    pazar günüydü düğün ve pazartesi sabahı hem benim okuluma hem de babamın işine gitmesi gerekiyordu. bu yüzden biz düğün biter bitmez 12 gibi köyden istanbul'a doğru yola çıktık. benim çok uykum gelmişti. radyonun sesini kısar, arabanın içindeki ışıkları söndürürdü babam. yalnızca gökyüzündeki ay ışığı kalırdı. ben o şekilde arka koltukta uyurdum. bu yollarda uyuduğum 1 saat uyku her şeye bedeldi, çok severdim. hala daha uzun yolculuklara gece çıkmayı severim. neyse ben arka koltukta gözlerimi kapattıktan bikaç dakika sonra uyumuştum. kısa uykularda rüya görebilen bi insan değilim, hatta çok sık rüya görmem. o gece arka koltukta uyurken bir rüya gördüm. köy yolları karanlık olur, kedi gözü denilen ormanlık yolun sağ ve soldaki sınırlarını belli eden gece parlayan işaretler olur yalnızca kapkaranlık yolda. rüyamda böyle bir yoldayım, ayakta duruyorum. annem, babam yok yanımda. sesleniyorum anneeee diye, korkuyorum. ağlıyorum. bir o yana bir bu yana koşturuyorum, ölecem korkudan. sonra ilerden yaklaşan parlak beyaz bir ışık görüyorum. ne olduğunu anlayamıyorum, ama kaçmıyorum da. 5 metre kadar yakınıma geliyor ve ben uyanıyorum. gözümü açtığımda annem yanımdaydı. babam sağa çekmiş, annem de beni kucağına yatırmıştı. "anne çok kötü bir rüya gördüm." dedim ağlayarak. "ağlayarak bağırıyodun." dedi annem. kucağına koymuştum başımı. arabanın ışıklarını açmıştı babam. biraz sakinleştim. beş dakika gittik gitmedik, araba ıstop etti.
    ···
  7. 57.
    0
    "n'oldu?" dedi annem babama. "bilmiyorum ki." dedi. torpidodan el fenerini alıp indi arabadan. biz de yola bakıyoruz gelen giden araba var mı yok mu diye. açtı kaputu, bişeyler yapmaya başladı. annemle ben arabada durmadık, korktuk ikimiz de. kapkaranlıktı ve babam da kaputun arkasında kalıyordu. gözümüzün önünde olsun diyerek indik, ben annemin elini sıkı sıkı tutuyorum ama. babam "hararet yapmış motor galiba." dedi. sonra annemle konuşmaya başladılar. ben yolun kenarında yerde parlak ve renkli bişey gördüm, annemin elini bırakıp biraz ileriye gittim. yerde duran şeyi almak için eğildim. ağaçların içinde beyaz bir şey gördüm, mezartaşına benziyordu. o an korktum. hemen yerdeki şeyi aldım. garip bi kaplama kağıdına benziyordu, hediye paketi yapmak için kullanılanlardan. sonra arkamı döndüm. yolda hiçbi şey yoktu; ne araba, ne annem, ne de babam.
    ···
  8. 58.
    0
    reserved amk
    ···
  9. 59.
    0
    vay anasını reserved
    ···
  10. 60.
    0
    ulan quanntuma dondun okuyan varmı yazıyımmı demekten yazamıcan amk
    ···
  11. 61.
    0
    dıvım ıt ırıspı
    ···
  12. 62.
    0
    rizörvıdddddddddd
    ···
  13. 63.
    0
    okuyom ben
    ···
  14. 64.
    0
    okuyorum panpa ayıpsın. kitabın capsini almış mıydın öncede kaçak hesabı. heyecanı olur katarsan. nasıl birşeye benziyor. arapça bulgarca neyce? panpa kurgu mu doğru mu bilmiyorum. lakin ben de doğaüstü şeyler yaşamış biri olarak neden olmasın diyorum.bu arada pagan mısın panpa. uğraşıyor musun bu işlerle?
    ···
  15. 65.
    0
    okuyor musunuz lan? tepki verin.
    ···
  16. 66.
    0
    istanbul'a vardık. geldik bizim eve. evimi çok özlemiştim. hemen girdim bi duş aldım. çıktıktan sonra teyzem, ananem, annem salonda oturduk, napacağımızı konuştuk. yarın sabah vize için işlemleri başlatacaktık. rahmetli dedemin yanına, almanyaya sık sık gidip geldiğimiz için hepimizin pasaportu vardı zaten. en geç bir hafta içinde bulgaristan'a gitmiş olacaktık. ananem kitabı anneme verdi, evin en karanlık yerine koymasını söyledi. teyzem ile aynı binada oturuyorduk. binayı dedem müteahhite yaptırmıştı. ananemin de bir dairesi vardı. onlar da evlerine geçtiler. annemle uzun zaman sonra başbaşa kalmıştım. "neden bana daha önce tüm bunlardan bahsetmedin?" dedim. "hazır değildin. hem sen olduğundan emin olamıyordum." dedi. "o geceyi hatırlıyor musun? 8 yaşındaydım. düğünden dönerken araba bozulmuştu." dedim, lafımı keserek "evet, evet. o gece anlamalıydım aslında." dedi. "gördüklerim gerçekti, değil mi?" dedim. "şu anda bundan eminim, ama o zaman emin olamazdım. gelen bir ışık görmedim ben o gece. bir araba veya motorgiblet de yoktu yolda. baban arabayla uğraşıyordu. bense seni göremiyordum. karanlıktan değil, yoktun yani. daha önce bahsettiğim 6. hislerim ortamda çok kötü bi enerjinin olduğunu söylüyordu. telaşlandım. fakat babana çaktırmamalıydım, doğaüstü bir durum söz konusu ise açıklamamın imkanı olmayacağını düşündüm çünkü. ve yüksek bir ihtimaldi bu. gözlerimi kapattım ve seni yakaladım karanlığın içinde." dedi. "ben o gece boyut falan mı değiştirdim? noldu ki?" dedim. "o gece sen bi kapıdan geçerek onlara çok yaklaştın. bana göstermek istediğin şey var ya, onunla o kapıyı aralamış olmalısın." dedi. "bir daha yerde gördüğüm hiçbir şey almayayım o zaman. vay a*k arkadaş." dedim içimden.
    ···
  17. 67.
    0
    8 yaşındayken yaşadığım bu olay bizim köyden bir sonraki köyün mezarlığının yanında yaşanmıştı işte. istanbul yolunda otobüs oradan geçerken içim ürpermişti yine. otobüsün camından dışarıya bakıyordum. mezarlığın karşısındaki tarlada bize doğru koşan beyaz kıyafetli bir kadın gördüm. annemi dürttüm, "bak." dedim. "neye bakayım?" dedi. anladım ki annem görmüyordu. "ben görmek istemiyorum hayatımın her anında böyle şeyler." diyerek bağırdım. herkes dönüp bize bakıyordu. teyzem "sakin ol." dedi. "sen gördün değil mi?" dedim. "o yalnızca iki alem arasına sıkışmış bir ruh. yıllardır söylentisini duymuştum ama ilk defa rastladım." dedi. ve çok sakindi bunları anlatırken. kafayı yicektim lan. nasıl ya nasıl? az önce koşan bir kadın hayalet gördük yani. ne diyosun sen? "neden arada kalmış?" dedim ben de. madem sakin olacaktık, sakindim. "bundan 18 yıl önce bu köyde bir delikanlı varmış Hasan adında. bu delikanlı bu kızı yani Gülsüm'ü severmiş, Gülsüm de onu. Hasan askere gitmiş, kızı da tarla zengini bir ailenin oğlu istemiş. babası sormuş gönlü olup olmadığını. Hasan fakir bi gençmiş. yalnızca iki ineği ve bikaç tavuğu varmış. kız razı olmuş ve Hasan askerdeyken Gülsüm bu zengin oğlanla evlenmiş. Hasan askerden geldikten sonra olanları duymuş. bunu sindiremiyormuş. bir gün babasının av tüfeğini alıp Gülsüm'ün evine giderek hem kendini hem de Gülsüm'ü oracıkta vurmuş. böyle bir olaya neden olduğu için Gülsüm de yıllardır iki alem arasında sıkışmış kalmış." dedi teyzem. "hep böyle mi olacak bu?" dedim. "bilemiyorum. belki yapmak istediği bişey vardır. ve onu yapabilirse ruhu huzura kavuşur. bilemeyiz." dedi. "yardım edebilir miyiz?" dedim. "biz kitaptan kurtulmaya çalışıyoruz. sen iki alem arasında sıkışmış bir ruha yardımdan bahsediyorsun." dedi. haklıydı. sustum. istanbul'a kadar yol boyunca telefondan radyo dinledim. ağzımı bıçak açmıyordu. bulgaristan'da ne olacağını düşünüyordum. bir de 8 yaşındayken yaşadığım olayın Gülsüm ile bir ilgisi olup olmadığını.
    ···
  18. 68.
    0
    10 dakika önce gördüğüm rüyayı yaşıyordum. anneeeee diye bağırdım, seslendim. ağlayarak bir o yana bir bu yana koşturuyordum. sonra rüyamda gördüğüm ışığı gördüm, geliyordu. ama ben kaçmıyordum. rüyamda bana yaklaştığından daha çok yaklaşmıştı ve birden biri beni yolun kenarına çekti. gözümü açtığımda annem karşımdaydı. "n'apıyosun sen? niye gittin yanımdan? eziliyordun az kalsın. bırakmicaksın bir daha elimi." dedi. "ben sadece şunu almak için gitmiştim." dedim. elimdeki şeyi gösterecektim. elimde o garip parlak şey yerine kurumuş bir yaprak vardı. "hem siz yoktunuz. aynı rüyamdaki gibiydi. ben çok korktum. ağladım. nerdeydiniz siz?" dedim anneme. "biz hep burdaydık. hayal görmüşsün korkudan. gel yanıma. at o elindeki yaprağı da." dedi, tuttu elimden. babam arabayı çalıştırmayı başardı. 1 saat kadar sonra evimizdeydik. ben hala gördüğüm rüyanın ve annemin hayal dediği ama gerçekten yaşadığıma emin olduğum o garip olayın etkisindeydim, ve o gördüğüm mezartaşının.
    ···
  19. 69.
    0
    iyiymiş la.
    ···
  20. 70.
    0
    biz odaya yerleştikten sonra irena bizi bahsi geçen dereye zütürmek üzere çıkardı evden. 200 metre kadar ilerde olduğunu söyledi. etraftaki evlere bakarak yürüyordum. çok garip bir ev gözüme çarptı. epey uzaktaydı. tarlaların ortasında tarlaya gidenlerin barınması için yapılan bir kulübe gibi görünüyordu daha çok. evi süzerken farkına varmadan dereye gelmişiz. "işte burda." dedi irena. çok feci bir koku ile birlikte iğrenç bir bataklıktı bu. öyle bildiğiniz şırıl şırıl akan bir dere değildi. ben köprüyü görünce "bu köprü o köprü mü acaba?" dedim. ananem o tahta köprü çoktan yıkılmıştır. bu onun yerine sonradan yapılmış bir köprüdür herhalde." dedi. akşam üzeriydi, ama hava henüz kararmamıştı. bir ürperti geldi bana köprünün üstündeyken. bataklığa bakarak yürüyordum. eylül başı yani sonbahardı, bir rüzgar çıktı benim ürpermemin hemen ardından. sonbaharda burası çıkan rüzgarlarıyla bilinirmiş irena'nın söylediğine göre. o an bataklıktan çıkan bir el görür gibi oldum, ama bildiğin gördüm yani. resmen bir el uzanmıştı dışarıya doğru. işaret parmağı kegib bir eldi. bu tür olaylara biraz da olsa alışmaya başlamıştım. annem yerine teyzeme gösteriyordum artık. "görüyor musun?" dedim. "neyi?" dedi. "işte orda, dışarı doğru çıkmış eli görmüyor musun?" dedim. döndü, baktı. "evet." dedi. sonra bişeyler okumaya başladı içinden. gözlerini elin olduğu noktaya dikmişti. ananem de teyzeme katılmıştı. el ele tutuşmuş bişeyler söylüyorlardı. el çırpınıyor, yardım istiyor gibiydi adeta. kulaklarımda bir çınlama başladı onlar okumaya devam ederken. iki elimle kulaklarımı kapatıyordum, ama kafamın içinden geliyordu bu. kulaklarıma pamuk da tıkasam nafileydi. teyzem bağırarak "¡vete al diablo-cehenneme git." dedi. ve el birden kayboldu. onun kaybolmasıyla kulaklarımdaki çınlama da geçti.
    ···