verdiği adres bulunduğumuz yere 2 saat mesafedeydi. o yüzden bu işi yarına bıraktık. nurgül bende kaldı işe beraber gittik. iş çıkışı doğruca tarif edilen adrese gittik. fatih hocanın hocası mustafa hoca isminde bir adamdı. yaşadığı köy şehir merkezine iki saat mesafedeydi. köyün kahvesi öününde durup evi sordum. tarif edilen yöne sürmeye başladım. köy çok eskiydi elektrik vardı ama evlerin çoğu kerbintendi. mustafa hocanın evi köyün biraz dışında dağın yamacının başladığı yol ağzında idi. evi iki katlı ahşaptan bir evdi. evin içinde büyük bir kuyu vardı. ama ağzı kapalıydı. kapıyı çaldık. biraz sonra kapıyı çember sakallı temiz yüzlü br amca açtı. boyu çok uzun ve geniş omuzlu idi. yaşı 80 vardı tahminen ama çok heybetli bir duruşu vardı. hoşgeldiniz. fatih hoca geleceğinizden bahsetti. murat ve nurgül olmalısınız diye bizi içeri buyur etti. hanımına çay söyleyip bizi buyur etti. eski bir karyola yer döşekleri ve sobanın olduğu bir odaya buyur etti bizi. hikayeyi başından sonuna kadar anlattım ve şüphelerimden bahsettim. büyü kesesini de ona verdim. nurgülde gördüğü rüyadan ve yaşadıklarından bahsetti. mustafa hoca bizi dikkatle dinledikten sonra fatih hocanın tahmini doğru ikinizede biri ayrılma ve ölüm büyüsü yapmış. sizi heme ayırmak hem de ölmenizi isteyecek kadar nefret edeni bulmamız lazım. bunun için ritüel yapacağız. ben azrail yokuşuna gideceğim. o da nedir diye sorunca onların boyutuna gideceğim. bedenim burada olacak ama ruhum oraya gidecek. bu ritüelde sizlerin kanına ihtiyacım olacak. çünkü büyü size yapılmış. bu işe gece yarısından sonra yapabiliriz şimdi dinlenin diye bizi yanlız bıraktı.

Ertesi gün nurgüle mesaj attım iş çıkışı bulusalim diye. iş çıkışı güzel bir cafeye gittik. Çay içerken ona gece başıma gelenleri anlattım. Nurgül şok oldu. Kendisi de gece kabuslar gördüğünü ve belli belirsiz siluetlerin rüyalarına girip çıktığını anlattı. iyice korkmuştuk. Neler oluyordu. Nurgül bu gece bana gel kalmaya çok korkuyorum dedi. Beraber Nurgülün evine gittik. Aslı yoktu. izne çıkmış. Başbaşa kalacaktık. Gece yarısına kadar muhabbet ettik. Bir film izledik ve yanyana yattık. Gece yarısı bir tıkırtı ile uyandım. Nurgül yanımda yoktu. Balkon kapısı açıktı. Nurgül ince geceliği ile buz gibi havada balkonda arkası dônük dikiliyordu. Balkonun sağına bakmamla felç geçirdim. Rüyamda gördüğüm korkunç silüet bize bakıyordu. Yüzü kapkara ve gözlerı kıpkırmızı. Aniden ael ka fezu diye bağırdı Nurgül korkuluğa tırmandı. Ufacık bir anda nurgülü belinden tutup kendime çektim. Nurgül uyandı ve çığlık atmaya başladı.

Asıl hikayeyi yarın gece devam edicem

Yarın gündüz 10 adet uzun part aticam. Haydi ii geceler rez alın.

rez alın ve biraz like atın amk. kim takip ediyor bilelim.

Onu sakinleştirmem bayağı zaman aldı. Rüyasında bir kabrin içinde uyandığını anlattı. Ağzı yokmuş ve tek gözü varmış. Korku içinde ses çıkarmaya çalışıyormuş ama ses çıkmıyormuş. Sonra bir ses balkonda benim silüetten duyduğum sesi tekrarlamış. O an uyanmistı zaten. Ben ona o an tüm ayrıntıyi ve o silüeti ikinci kez gôrdüğümü anlattım. O sesin de gerçek olduğunu sôyleyince Nurgül iyice korktu. Yarın hemen benim tanıdığım bir hocaya gidiyoruz dedim. ismi fatih bizim mahalle imamı ve böyle şeylerden anlar dedim. Beraber uyuduk.

fatih hocanın namazı tamamlamasını bekledik. kapıda bizi görünce şaşırdı.

fatih hoca: hayırdır çocuklar. ne oldu buldunuz mu yoksa?
murat: evet hocam bulduk deyip keseyi ona verdik.
fatih hoca: hemen eve gidelim. bakalım ne olduğunda.

camiye yakın evine gittik. hoca hemen besmele çekerek ve dualar okuyarak keseyi açmaya başladı. kesede katlanmış bir kağıt saç tellerine benzeyen şeyler vardı. kağıdı açınca bir erkek ve bir kadına benzeyen silüetler çevresinde arapça yazılar buluna çizimler vardı. bazı yerlerinde kan gibi kırmızı lekeler vardı. hoca eyvahlar olsun size çok korkunç büyü yapmışlar. hem ikinizi ayrımak hem de nurgülü öldürmek için büyü yapmışlar. bu beni aşar sizi hocama yollayacağım. bu büyüyü size kim yapmış olabilir diye sordu. ben hemen aslı dedim. o kim dedi olanları anlattım. siz hocama gidin o kimin yapığını bulabilir. onun ilmi daha derin dedi ve hocanın adresini verdi.

ertesi gün zorlukla da olsa ofise gittik. nurgül ruh gibiydi. ben de öyle. çaktırmamaya çalışıyorduk. bize bu büyüyü kim yapmış olabilirdi. ofisteki kızları aklımdan geçiriyordum.

merve: yöneticim 45 lerinde bekar ama bu işlerle hiç alaklalı biri gibi görünmezdi bana niye baksın. zaten o zengin erkek sever.

buse: yeni işe giren mimar kız. benle işi hızlı adapte olmak için çok alakalı ama iş ile ilgili çok yakın davranışlarını görmedim.

asude: mali müşavir. nurgülün şefi gibi. bu kadın 1 kere evlenip boşanmış. 37 yaşında çok dedikoducu biri. nurgülle çıkmadan önce bana bir iki kez ilgi gösterir gibi oldu ama...

mehmet: murat abi iyi misin? ruh gibisin? suratın bembeyaz hasta mısın abi.

murat: iyiyim sadece biraz halsizim. hasta mı olacam ne.

mehmet: akşam bizim çocuklarla içmeye gidicez istersen sen de gel.

bir an düşündüm. bu kadar olayın arasında aslında iyi gelebilirdi. kafamı dinlerdim. olur dedim.

nurgüle mesaj attım. akşam işim var. mehmetlerle takılacağım dye. başta bozuk attı ama hocanın verdiği mektupla bir şey olmaz deyince kabul etti. hem aslı da gelmişti yanlız kalmazdı artık.

düşüncelere daldım. ofisteki kadınları dikkatle izleyecektim.

biraz uğraşıp ellerimi bağlayan ipten kurtuldum. tam o anda mehmet odaya girdi. fırsat vermeden üstüne doğru saldırdım. çenesine yumruğu gömdüm. yerde boğuşmaya başladık. boğuşurken kafasını zemine çarptım ve bayıldı. fırsattan istifade evi aramaya başladım. salondan eşyalarımı aldım. büyü muskasını aramaya başladım.her odaya iyice baktım. muska yoktu. mehmetin üstüne bakmak geldi akıma. hala baygındı. ceplerini karıştırdım. muskayı kot cebinde buldum. dış kapıya koşup hızlıca apartmadan çıktım. doğruca nurgülün evine doğru gittim. yollda hocayı aradım. büyüyü kimin yaptığını anlattım. nurgülü, alıp hemen evine gelmemizi istedi.

uyandığımda ellerim bağlı odadaydım. karşımda mehmet vardı. bana düşman gibi bakıyordu.

mehmet: sonunda uyandın demek? pis pis sırıtıyordu. sonunda çözdün hee?

murat: neden yaptın bunu? niye bize büyü yaptın. bizi neden öldürmek istiyorsun. amacın ne?

mehmet: sen benden nurgülü çaldın. ben onu ilk gördüğüm andan beri seviyorum. sen onu haketmiyorsun. o benim olacaktı. ilk önce size ayırma büyüsü yaptım. ama sevginiz o kadar kuvvetliydi ki olmadı. soğutamadım. nurgül benim olmayacaksa kimsenin olamazdı. sonra size ölüm büyüsü yaptım. en melun varlıklardan birini musallat ettim. kemiklerinizi yiyecek ruhunuzu kemirecek.

murat: aptal! bu büyü seni de etkileyecek. sana da musallat olup zarar verecekler. hala anlamadın mı büyü yapan da yaptıran da cehenemliktir.

mehet: gülerek göreceğiz. benim hiçbir şey umrumda değil. bu arada bunu arıyorsan çok geç. elinde hocanın bana verdiği cin mektubunu tutuyordu. onu yakacağım. bunu deyip içeri geçti. ne yapacaktım allahım. nasıl kurtulacaktım buradan. sağa sola bakmaya başladım. yere doğru yuvarlandım. ve şans... yatağın altında bir makas vardı. sırtımı yatağa vererek ellerim arkada yanaştım. zorlanarakta olsa makası aldım. yavaş yavaş ipleri kesmeye başladım.

Bu arapça konuşan cinler niye sadece müslümanlara musallat oluyor =) pasaportları yok heralde, başka ülkelere çıkamıyorlar

akşam 6 gibi mehmetle ofisten çıktık. mehmet bizim ofiste it cimizdi. zaten tek kişi yetiyordu işler için. kadıköye gittik. mehmetle ortak arkadaşımız iki kişi geldi. biraz içtik muhabbet sohbet zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. gece 11 gibi kalktık. mehmet benim evin rotasında oturuyordu. önce onu eve bırakmam gerekiyordu. içki hemen ona dokunduğu için zil zurna olmuştu gene. evine kadar zütürdüm. dairesine çıkardım. kapı önünde aniden düştü. sızmıştı. ulan derde bak amk diye içimnden sövmeye başladım. zaten yeterince derdimiz yok birde çocuk bakıcılığı yapıyoruz. kapıyı açıp sırtladım. oturma odasına zütürüp bir koltuğun üstüne attım. anahtarları yandaki masanın üstüne bırakıp çıkmaz üzereyken bir şey dikkatimi çekti. bir fotoğraf. fotoğraflar...

gençler acilen hastaneye gitmem gerekti. devam edemedin kusura bakmayın yrındevam edeceğim. beklemede kalın.

dıbına koyayım zuzula cinlerinin alayıyla vs atar içlerinden geçerim hikayeye gelirsek kesin büyüyü nurgül yaptı aslı bizimkini büyüden kurtarmak için uğraşan ve bizimkini gerçekten seven masum birisi neden nurgül büyü yapsın derseniz aslında bizimki aslıya aşıkmış nurgül büyü yapmış kendisine aşık etmiş aslı bu büyüyü bozmaya çalıştığı içinde kabuslar görmeye başlamış nurgulle bizimki olsa olsa ters köşe bu olur yoksa aslı bizimkini elde etmek için büyü yapmıştır başka bir karakter yok çünkü hikayede

Mk hikayesini yaşıyon mu yazıyon mu belli değil gibecem klavyeyle olan münasebetini seri yaz bin

fotoğrafardan birini aldım. ben ve nurgülün fotoğraflarıydı. dışarıda buluşmalarımızda çekilmişti. kimisi uzaktan kimisi ise dehşet verici şekilde bir kaç metre öteden. alıp diğer fotoğraflara da bakmaya başladım. hepsi bize aitti. bazılarında benim gözlerim oyulmuştu. ne işi vardı? nasıl olurdu? şok olmuştum resmen. yanda uyuyan mehmete baktım. bana bu şerefsizliği nasıl yapmıştı. artık emindim. büyüyü yapan bizi sapık gibi izleyen de oydu. o uyurken evi aramaya başladım. odasına girdim. karanlık bir odaydı. sağa sola bakmaya başladım. kitaplarının arasını çekmeceleri her yeri aramaya başladım. yatağının altına baktığımda bir kutu buldum küçük bir tahta kutu. kutuyu açınca öğüresim geldi. hayvan bağırsağı gibi bir şeye sarılı muska gibi bağlı bir kumaş vardı. hemen söküp açtım içinden cebimde buduğum kağıda benzer bir kağıt çıktı. ters iki insan resmedilmiş. etrafında arapça yazılar. ve iki saç birbirine dolanmış. şimdi anlıyordum. ikimizden de saçına her zaman ulaşabilirdi. aynı ofisteydik. bir şekilde bizim sevgili olduğumuzu öğrenmiş olmalıydı. tam arkamı dönecekken kafama biri vurdu. dünya kararıyordu...

REZ bekliyorum yolla

Bu hikayede büyük ihtimalle öldü devam etmiycek kesin.

Ananın dıbına zuzula kabilesi girsin hikayenin devamı nerde huur çocuğu

Budamı yarıda bitti puhhh