1. 1.
    +12 -5
    1 yıl önce soğuk bi şubat gecesi bi arkadaşla bizim evde oturuyoruz bu arada ev ataköy 9. kısımda yani kapıda güvenlik falan var neyse benim sigara bitti saat 1:30. arkadaşa dedim ben sigara almaya çıkacam sende gel biraz hava almış oluruz evin içi sigara dumanı dolmuştu.Olm sen git ben açım yemek yapıyım sen gelene kadar sen banada bi marlboro al dedi.. iyi tamam diyip çıktım, çıkmaz olaydım keşke.. Bizim orda yol üstünde büfeler vardır karşılıklı gece 2 ye kadar açık olurlar normalde o gün saat 2 olmadan kapamış gitmişler bende köprüden şirinevler çarşısına geçtim hemen köprünün altında büfe vardı kendime parliement aldım ama marlboro kalmamış şimdi yanlış bişey alırım bizimki parasını vermez diye arayıp sorayım ne istediğini dedim. Arıyorum aradığınız numara kullanılmamaktadır diyo 50 kere aradım her seferinde aynı şey ben işkillendim tabi haliyle başladım eve doğru koşmaya..

    ŞU gibik hikayenin linkini verirmisiniz , çok lazımda :D
    ···
  1. 2.
    +4 -3
    http://www.sugibikhikayelerinlinki.com
    ···
  2. 3.
    0
    >+o

    {o,o}
    |)__)
    -”-”-
    ···
  3. 4.
    0
    (bkz: bu hikayeyi okuduktan sonra bidaha kapı)
    ···
  4. 5.
    0
    @4 çok sağol şuku *
    ···
  5. 6.
    0
    huur çocukları bu sayfaya toplayın linkleride okuyak.

    --spoiler--
    http://ccc.incisozluk.cc/...kan%C4%B1tlarla/@quanttum
    --spoiler--
    ···
  6. 7.
    +2
    --spoiler--
    http://inci.sozlukspot.co...i-vakas%C4%B1/@blackjacck
    --spoiler--
    ···
  7. 8.
    +1
    siz siz olun bu gibimsonik filmi izlemeyin. !
    ben izledim yandım siz yanmayın..
    ···
  8. 9.
    0
    Başınıza gelen en korkunç olayı anlatın benımkını anlatıyorum yaz mevsımıydı Ogun arkadaşlarla baya bi daşak geçmiştik 3 harflılerle mahallede gece saat 3 gibi sigara içmeye çıkmıştım balkona sonra ben sıgaradır abur cuburdur laptaptan falanda takılıyorum baktım saat baya ilerlemiş sonra bı dığer sıgaramı yaktım sonra aşağıda 1 tane köpek geldı havladı ardından 3 tane oldular bırden toplanıpta bana bakıp havladılar ama okadar guclu havladılar kı havladıkları cabası ıken kımsede ısık kapı cam balkon açmadı mahallelı ağırmı uyuyor bılemem ama sankı sadece ben duyuyor gıbı hıssetmıştım sonra ben sıgarayı fırlattım ustlerıne hala hareket yoktu havlamaya devam ettıler kopekler sonra anıden sabah ezanı okundu kopekler kuyruğu kıstırıp sıktır olup gıttıler sonra ogrendım 3 harflıler yılan kopek kedı gıbı hayvanların ıcıne gırebılıyormuş baya bi zütüm atmıştı
    ···
  9. 10.
    -1
    Beyler 16 yasindayim suana kadar hic cin karabasan filan gormedim 1 hafta cunup dolastigimk bilirim ama hic gormedim. Cin filan sizin bir aniniz var mi anlatsaniza
    ···
  10. 11.
    0
    Bir cumartesi sabahı saat 6 hergun okula saat 6 da kalktıgım icin vucudum alısmıs 6 da kalkmaya saat 6 da uyandım esnemek icin elllerimi actıgım anda elime o kadar soguk bi deyme hissi geldi sonra arkamı bi döndüm kimse yok herkes uyuyo sonra aklıma kuranda yazan bi ayet geldi aksam uyudugunuzda yada sabah kalktıgınızda teninize bir soguk dokunma hissederseniz kafir cin sizinle iletişim kurmaya calısıyordur ... Sonra nutkum tutuldu hemen hasgibtir dedim ve bi anda allah kuran carpsın bi anda icime bi sıcaklık girdi ve dabbe filminde cin lere benzetilen o kalın sesle YETER LAN SUSSSSS diye icime bagırdı sonra bi anda siyah bi yer gördüm ablamın odasındaydım ablamı izliyordum ve kendime geldim gozumu actım ama dudaklarım birbirine yapısmıs acılmıyodu 3 defa eüzü besmele cektim ve dudaklarım düğüm düğüm acılmaya basladı 5 dk yatakta oylece dolabıma baktım sonra annem kalk oglum kahvaltı hazır diyerek kosa kosa masaya gittim buda boyle anım ama 2 tane daha anım var boyle anlatırım burdaysanız
    ···
  11. 12.
    +3 -1
    Bir gün, sınıfıma yeni bir çocuk geldi. Hiçkimse kim olduğunu bilmiyordu. Hiçbir arkadaşı yoktu ve kimseyle konuşmuyordu. Her zaman kafasını sıranın üstüne koyup depresif bir şekilde yatıyordu. Bir sorunu olup olmadığını merak ettim.

    Bir gün yalnız olduğumuz bir zamanda "Sorun nedir?" diye sordum. "Kötü bir şey mi oldu?"

    Sorumu duyunca elleri titremeye başladı. Uzun, derin bir nefes aldı, sırtını dikleştirdi ve yavaşça konuşmaya başladı.

    "1 ay önce olan bir şey beni çok rahatsız ediyor. Odamda oturmuş bilgisayarımda oyun oynuyordum, kısa süreliğine bakışlarımı tavana çevirdim. Tavan arasına açılan tahta yerinden oynamıştı. incelemek istedim, bu yüzden elime bir el feneri aldım ve altıma bir sandalye koyup tırmandım.

    Yukarı çıktığımda tavan arasının büyüklüğü beni şaşırtmıştı. Fenerin ışığını etrafa tuttum ancak ne duvarı, ne de çatıyı görebildim. Sanki karanlık sonsuza dek uzanıyor gibiydi.

    ileri doğru yürümeye başladım, tavan arasına açılan tahtayı oynatan şeyi arıyordum. Bir anda el fenerinin pili bitti ve karanlıkta kaldım. Korkmuştum. Karanlık her yanımı sarmıştı.

    Çıkış yolu aramaya başladım. Odama geri dönmek istedim ama nereye gidersem gideyim yolumu bulamadım. içeri sızan bir ışık yoktu, sadece saf karanlık.

    Kendi tavan aramda kaybolmuştum. Karanlıkta aramaya devam ettim, ancak nereye gittiğimi göremediğim için yön duygumu kaybettim. Nerden geldiğim veya nereye gittiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

    Panikleyip yürümeye devam ettim. Yürüdüm... yürüdüm... ve yürüdüm. Ne kadar süredir yürüdüğümü bilmiyorum ancak uzakta solgun bir ışık gördüm. Hızlandım. O ışığın odamın ışığı olduğuna emindim.

    Ancak iyice yaklaşınca, odamdan gelen ışık olamayacağını fark ettim. Nerden geldiğini anlamak için daha da yaklaştım. Işığın kaynağı uzaktaki bir şehirdi.

    Gördüğüme inanamadım. Mantıklı gelmedi. Tavan aramda koca bir şehir vardı, ışıklarını da görebiliyordum. Bu imkansız görünüyordu.

    Başka ne yapabilirdim, nereye gidebilirdim bilemedim. Evin yolunu bulma umudu ile oraya doğru yürüdüm... "

    Hikayenin bu kısmında tekrar titremeye başladı. Acı dolu bir nefes verdi ve gözyaşları yanaklarından süzüldü. Hikayesi yüzünden kafam karışmıştı, o yüzden elimden geldiğince teselli etmeye çalıştım.

    Elimi omzuna koyarak "Şimdi iyisin" dedim. "Korkunçtu, ama dönmüşsün."

    Bana baktı, gözyaşları akmaya devam ediyordu. Kafasını yavaşça salladı.

    "Anlamıyorsun... Hala şehirden çıkamadım... "

    ---

    Gece yarısı uyanıyorsun. Kedin bacaklarının arasında keyiflice uyuyor ve yorganının ağırlığı yorgun bedenini güzelce ısıtıyor. Mutluca iç çekiyorsun. Tam tekrardan tatlı bir uykuya sürüklenmek üzereyken kedin bir anda tıslıyor ve telaş içinde yataktan fırlayıp perdelerin arkasına saklanıyor.

    Daha önce hiç böyle garip davranmamıştı ve bu davranışı seni tedirgin ediyor. Onu ürkütebilecek herhangi bir şey var mı diye odana bakıyorsun ama her şey normal görünüyor. Sıradışı bir ses var mı diye sessizce dinliyorsun. Koridordan kedinin kasesinden su içişini duyuyorsun. Bu iğrenç şapırdatma sesini yapması seni her zaman rahatsız etmişti. Hiçbir sorun yok diye rahatlıyorsun, yatağa tekrar uzanıp yorganı gırtlağına kadar çekiyorsun.

    Ama gözlerini kapamadan önce masanın altına sinmiş kedinin gölgeli siluetini görüyorsun. Tüyleri dikleşmiş. Nefes nefese kalıyorsun. Eğer suyu içen kedi değilse ses nereden geliyor?

    Mümkün olduğunca yavaş ve sessizce yatağından kalkıyorsun. Ama bütün çabalarına rağmen eski tahta karyola gıcırdıyor. Gıcırdama sesiyle birden donakalıyorsun. Şapırdatma sesi bir saniyeliğine kesiliyor ama yine devam ediyor. Bütün "Hayal gücümün eseri mi acaba?" şüpheleri kaçıp gidiyor.

    Kalbin göğsüne iyice vurmaya başlıyor, kapıya doğru parmak ucunda yürüyorsun. Odandan dışarı adım atıyorsun ve koridora doğru, kedinin kasesine doğru bakıyorsun. Ve işte orada.

    Annen, ellerinin ve dizlerinin üzerine çömelmiş. Kolları bacakları uzun ve sıska, parmaklarıysa kuru ve kemikli. Darmaincin saçları solgun ve eciş bücüş yüzünü kapatıyor. Derisi gerilmiş ve elmacık kemikleri fırlamış. Kedinin kasesinden suyu kömür karası ve normalden iki kat uzun diliyle lopur lopur yalıyor.

    Birdenbire duruyor. Yavaşça kafasını sana çeviriyor. Gözlerine öylece bakıyor. Göz bebekleri sanki karanlıktan oluşan hareket etmeyen iki nokta gibi.

    Panik içinde sıçrayıp odana koşuyorsun ama annen dört ayak üstünde peşinden fırlıyor. Kapıyı arkandan kapatıyorsun, saniyeler sonra kapı şiddetlice sarsılmaya başlıyor. Gürültülü vurmalar evin içinde yankı yapıyor. Hiç düşünmeden vücudunu kapıya siper ediyorsun. Bütün kapı iskeleti vahşice sarsılıyor ama sen sabit kalıyorsun.

    Birden vurmalar kesiliyor. Dünya dışı bir durgunluk havaya hakim. Sessizlikten birkaç saniye sonra kapı kolu dönmeye başlıyor.

    "Tatlım, bir şey mi oldu?"

    Annenin yatıştırıcı sesi.

    "Kapıyı neden kapattın? Endişeleniyorum, aç kapıyı da gireyim."
    ---
    Beyler güzel cp ler cikmiyor buldugum en iyileri buraya atiyorum
    ---
    Her çocuk yatağının altından korkar. Eğer yataktan korkmuyorlarsa dolaptan korkarlar, veya neredeyse kapalı olan kapının aralığından.

    Bilim insanları çocukların perspektifinin daha gelişmiş olduğunu biliyor, onlar yetişkinlerin göremediği şeyleri görebiliyor. Toplumun kabul ettirmeye çalıştığı şeyleri kabul etmiyorlar. Onlar gerçekten olan şeyleri görüyorlar.

    Canavarları görüyorlar.

    Eğer bir çocuğun gözlerini ödünç alıp bütün bir gece boyunca etrafa onlarla bakacak olsaydınız, delirirdiniz. Bulanık bir şekilde hatırlanan şeyleri görmek, trenli pijamalarla örtünün altına sığınmak, onun seni görmemesi için tanrıya yalvarmak... bir yetişkini delirtirdi. Çünkü yetişkinler kuralları unutur.

    1)Nefes almanı zorlaştırsa bile üstünü ört. Eğer sen onları göremezsen, onlar da seni göremez.
    2)Ses yapma. En ufak bir hıçkırık ölüme sebep olabilir.
    3)Hareket etme. Dikkat çeker.
    4)Sadece ışık onları uzak tutabilir. Parlak ışık. Telefon ışıkları durumu kötüleştirir.

    Gençler arada kalanlardan. Orda olan şeyi hala hissedebiliyorlar, ama göremiyorlar... ve kuralları unutuyorlar...

    Yoksa neden bir kaç uyku hastası bilgisayarlarında oturup monitör ışıklarının "onları" uzak tutması için yeterli olmasına dua ederek yazı yazsınlar ki?

    Yeterli değil.

    Şimdi bir çocuğun gözleri ile arkana bak, ve sakın çığlık atma.
    ---
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    0
    Hepiniz MHP li oktay vuralı bilirsiniz. Bi ara bu bucayla çok ilgilendi. Abimde buca ülkü ocağına kayıtlıydı. Oktay Vural abimle asistan patron gibiydi. Ama asıl oktay vural in yardımcısı emre isimli bi abimizdi. Bu oktay vuralın üç katlı bi evi var. En alt katta dedesi, orta katta oktay vural, en üst katta da emre abimiz oturyor. Oktay vural ve abim oktay vuralın evinde içki içiyorlar kafayi buluyor oktay vural. Basliyo cinlere küfür etmeye. Sonra abim diyoki başkanım ben bi markete gidiyim ondan sonra ayakkabılarını giyerken emre abimizin aşağı indiğini görüyo. Emre abimiz inerken abime söyle oktay vurala hakkımızda konuşmasın diyo. Abim de parti olaylari sanıp umursamıyor. Ondan sonra abim marketten eve dönerken emre abi yukarıdan aşağı iniyor. Abim sasiriyo ve diyo ki sen az once aşağı inmedin mi ? Emre abi de diyo ki ben daha yeni iniyom. Abim az onceki inenin cin olduğunu ve oktay vuralı uyardığını anlıyo. Gidip oktay vuralın dedesine anlatıyo olayı. Dedesi birşeyler okuyup ufluyo ve sonra oktay vural uyuyabiliyo.
    ···
  13. 14.
    -2
    bu sözlükte yazılan korku hikayelerinin %90 ı yalan dıbına koyim hiç birinin sonu gelmiyo ve adam akıllı bitmiyo. bi hikayeye başlıyolar hikaye tutunca ortalarinda sallamaya basliyolar hikaye sarpasariyo yazicaksaniz duzgun yazin bari.
    ···
  14. 15.
    0
    buyrun panpalar http://hikayeportal.blogspot.com.tr/
    ···
  15. 16.
    0
    Korku hikayeleri paylaşan biri vardı. Nicki neydi onun amk
    ···
    1. 1.
      0
      Feres mi pampa
      ···
  16. 17.
    +1
    Korkunçlu hikayeler paylaşın amk
    ···
  17. 18.
    0
    gece yazıcam.
    ···
    1. 1.
      0
      yazmadın reis
      ···