/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +3
    Merhaba. Bugün nasılsın? Ben iyiyim. Konukseverlik bölümü burda sona erdi.

    Ben hakemim. Bu testin kaliteli olması için buradayım. Kalite gerekli. Kalite önemli.

    Test şimdi başlıyor

    Soru 1: isminiz nedir?
    Soru 2: Ay mı yoksa Ray mı? Kaz mı yoksa Saz mı? Tel mi yoksa Kel mi?
    Soru 3: Bu cümLedeki toplamyedi hata ha'tanın? taməmını bulun.
    Soru 4: Düşünmek hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
    Soru 5: Teste devam etmeden önce en sevdiğin rengi düşün. Şimdi onu unut. Gergin misin?
    Soru 6: Bu testin içinde cevaplamaman gereken bir soru var. Hangisi?
    Soru 7: Soru 7: Soru 7: Soru 7
    Soru 8: Yalan söylemek asla kabul edilemez, doğru mu yoksa doğru mu?
    Soru 9: Aşağıdaki boşluğu uygun kelimeyle doldurunuz.
    "Teste başladığımdan bu yana _________ beni seyrediyor."
    Soru 10: Bir sonraki soruyu okuma. Bu bir tuzak.
    Soru 11: Bir önceki soruyu önemseme. Bu bir hile.
    Soru 12 : NiYE SADECE GiDiP GEBERMiYORSUN?
    Soru 13: Aşağıdaki iki kavram arasında anlamlı ve kayda değer bir ayrım var mı?
    "Sanal ve Gerçeklik"
    Soru 13: Aşağıdaki iki kavram arasında anlamlı ve kayda değer bir ayrım var mı?
    "Gerçeklik ve Sanal"
    Soru 14: Aşağıdaki iki kavram arasında anlamlı ve kayda değer bir ayrım var mı?
    "Soru 13 ve Soru 13"
    Soru 15: isminiz nedir?

    Lütfen test sonuçlarınız işlenene kadar bekleyiniz.
    Kalite kontrolü an itibariyle tamamlandı.
    Kalitesini uygun gördüğümüz kişilerle ilerleyen zamanlarda iş görüşmesi yapılacak.
    Cevapları tatmin etmeyen veya kaliteden yoksun kişilerin 5 iş yılı boyunca şirketle bağlantısı koparılacak.
    Testi tamamladığınız için teşekkür ederiz. iyi günler.
    ···
    1. 1.
      0
      Soru 3'te 6 tane hata buldum ben.
      ···
      1. 1.
        0
        Kanka işte bu cümlede 7 hata var dediginde aslında 6 oldugu icin 7 demesi de hata oluyor. Onla beraber 7 oluyor. Ama o zaman hatalı olmuyo. gibeyim bune aq
        ···
    2. 2.
      0
      10. alttaki tehlikeli soru diyor 11. Üsteki ssoruyudikkate alma diyor halbuki ikiside soru değil
      ···
      1. 1.
        0
        Onları bi şekilde değiştirip sonuna soru işareti koyabilirdim ben de. Öyle düşünürsen. Boşlukları doldurunuz. Dogru yanlislari yaziniz dedigimiz zaman da soru olmuyor.
        ···
  2. 27.
    +3
    Asansör kapısı açıldı. Koridora doğru yürüdüm. Işık yoktu. Kapkaranlıktı hatta . Bu her gün yaptığım bir şeydi aslında. Sadece genelde elektrik olurdu. Ve bugün biraz daha farklıydı. Etrafta ağır bir koku vardı. Ne olduğunu anlamamıştım. Korkmaya başladım. Koridordan sola döndüm ki onu gördüm.
    Korkunç gözleri. Çizikler içindeki suratı. Şekilsiz ve parmakları ekgib elleri. Ve kan. Her yer kanla doluydu. Korkunç şey bana doğru sürünerek geliyordu. Tırnaklarının metal zemine sürtüşünü duyabiliyordum. Arkamı dönüp kaçmaya başladım. Arkamdan geliyordu. Oldukça hızlı sürünüyordu. Geçtiği yerde bıraktığı kan izleri neredeyse bir nehir gibiydi. Telefonumun ışığını açıp asasöre girdim. Kapı yavaşça kapanıyordu. Bir şeye takılır gibi. Işıkla baktığımda kapı aralığında kopmuş parmaklar olduğunu farkettim. Tekmeleyerek çıkarttım. Asansör kapısı kapanırken yaratık tam kapının önündeydi. Gözlerini gördüm. Benden nefret ediyorlardı.

    Olay olduğundan bu yana tam 1 ay oldu. Artık hayaletlere inanıyorum.
    Hayalet diye bir şey var. Olmak zorunda.
    O gördüğüm şey bir hayalet olmak zorunda.
    Hayaletlerin var olduğuna inanmak zorundayım.

    Haberlerde gördüğüm, asansöre sıkışıp uzuvlarını koptuğu için kan kaybından ölen kadın hakkındaki haberi görmezlikten gelmek zorundayım.
    ···
  3. 28.
    +3
    Küçüklükten beri hep çocuklarla iyi anlaşmışımdır. Bu yüzden de içinde çocukların olduğu bir meslek isterdim. Ve bu dileğimi yerine getirdim. Bir çocuk hastanesinde çalışmaya başladım. Gerçekten çok heyecanlıydım. Bu mesleğin hayatımın mesleği olduğunu biliyordum fakat herkesin tahminin aksine bir hafta bile dayanamadım ve istifa ettim. Herkes bu duruma çok şaşırdı tabi. Daha sonra bir sohbet esnasında arkadaşlarım bana neden işi bıraktığımı sordular.
    Onlara o kadar çok çığlık ve ağlama sesini kaldıramadığımı dayanamayıp kaçtığımı söyledim. Arkadaşlarım kahkaha attılar ve eğer çocuklarla bir arada bulunmak istiyorsam bu tarz şeylere alışmam gerektiğini söylediler. Kahkaha atıp gülmeleri gayet normaldi, çünkü onlara henüz hastanenin morg bölümünde çalıştığımı söylememiştim
    ···
  4. 29.
    +3
    Asansörde Lucy ile beraberdik. Asansör hareket ederken Lucy'nin boynuna bir öpücük kondurdum. Dönüp bana hoşlanmış bakışını attı. Bu bakışı daha önce çok görmüştüm arkasından hep iyi şeyler olmuştu.
    Elimi beline attım ve onu kendime doğru çektim.
    Asansörü durdurmayı düşünüyordum. iyi bir fırsattı ve bu saatlerde genelde insan olmazdı. Fakat ben elimi tuşa zütüremeden asansör yavaşladı ve durdu. Kapı açıldığında karşımızda laboratuvar önlüklü bir adam vardı. Lucy hemen korkup geri çekildi. Çok stressli gözüküyordu. içimden kıkırdıyordum. Lucynin dersine giren profesördü sanırım. Adamın üzerindeki önlük oldukça pisti ve kolunda bazı yara izleri vardi. Şu kendi üzerinde deney yapan çılgın bilim adamlarından olmalıydı. Lucy bu durumdan bayağı utanmış olmalıydı. Profesörüne erkek arkadaşıyla yakalanmıştı. Hem de üniversitenin içinde. En alt kata indiğimizde asansör kapısı açılınca Lucy kolumdan tutup beni dışarı sürükledi. Bi süre hızlı adımlarla yürüdükten sonra profesörün yavaş yürüdüğü için geride kaldığını farkettim. Lucy'e döndüm hala yüzünde kötü bir ifade vardı. Kahkaha attim.
    "O senin öğretmenindi öyle değil mi?"
    Lucy durup kolumdan sıkıca kavradığında ciddileşmiştim.
    "Hayır, o adam bugün derste incelediğimiz kadavraydı"
    ···
  5. 30.
    +3
    Gece bir ses seni uyandırdı. Yatağından kalktın. Pencereye baktın, pencerenin önünde perde dalgalanıyordu. Pencereyi kapatırken içeri yansıyan ay ışığını gördün.Alt kata indin. Televizyon açık kalmıştı. Dış kapıyı açıp dışarı baktın, kimse yoktu. Arka bahçeye göz gezdirdin. Kimseyi göremedin. Çocuklar seninle dalga geçiyo olmalıydı. Sinir oldun. Eve geri döndün ışıkları kapattın. Televizyonun fişini çektin. Odana çıktın. Pencereyi kapattın. Ve yatağına girdin. Gözünü kapatırken aklında tek bir düşünce vardı. "Bir yerde yanlışlık var"
    ···
    1. 1.
      +1
      ben bir öküzüm ve bunu anlamadım.
      ···
      1. 1.
        0
        Pm atayım kanka
        ···
      2. 2.
        0
        memati bende anlamadım anlat la huur
        ···
      3. 3.
        0
        Kardeşim adam yapması normal olmayan bir şey yapıyor. 5 cümlelik hikaye dikkatli okuyun lütfen
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      0
      2 defa pencereyi kapatiyor beyni baska yerde dostlarim
      ···
  6. 31.
    +3
    Herkes aile planlamasını yaparken kendini de düşünür. Bazıları 1 çocuk ister... Onlar bütün bildiklerini ve hobilerini aktivitelerini çocuklarıyla paylaşmak isterler. Bütün dikkatlerıni bölmeden çocuğun üzerine vermek isterler. Bazıları 2 çocuk isterler. Onlar insanların kardeşsiz büyümelerinin zor olduğuna inanırlar. Ya da biri kız biri erkek olur Baba erkekle ilgilenir anne kızla diye düşünürler. Ya da en basitinden tek çocuk şımarık olur diye iki çocuk isterler. Bazıları ise 3 ve 3 ten fazla çocuk isterler. Bunlar kendilerini düşünen insanlardır genelde. Yalnız kalmaktan korkarlar yaşlanınca ona bakacak insanlar olmasını isterler. Ya da çocuk yetiştirmekten zevk aldıkları için isterler. Ya da en basitinden kondom kullanmayı bilmezler.
    Peki ben mi?
    Benim cevabım çok basıt.
    Bence ideal çocuk sayısı 2.5'tur.
    Fakat neden çığlık attıklarını anlayamıyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Nası bi manyaksın aq
      ···
  7. 32.
    +3
    Evimde uzun bir koridor var. Koridor ışığın anahtarı koridorın başında. Her gece koridorun ışığını kapatıp koridorun sonundaki yatak odama giderken 5 saniye kadar karanlıkta yürüyorum.
    Komik gelicek fakat bazen bu 5 saniye içerisinde birisi arkamdan beni izliyormuş gibi hissediyordum. Biliyorum biliyorum yetişkin biriyim. Zaten o yüzden hiç bir zaman arkamı kontrol etmedim. Her seferinde yavaşça odama yürüdüm ve sakince kapıyı kapattım.
    Ancak bugün beni takip etmedi ya da izlemedi. Işığı kapattığım an arkamdan bana doğru koşmaya başladı. Ayak seslerini duyabiliyordum. Hemen odama firlayıp kapıyı kapatmamla beraber o da kapıya çarptı. Kapıya vurmaya başladı. Gardropu zar zor kapının önüne çektim.
    Odanın penceresinde parmaklık vardı. Dışarı çıkmam imkansızdi. Polisi de arayamazdım çünkü telefonumu salonda unutmuştum. Pencereden uzun süre bağırdım fakat beni duyan olmadı.
    Uyuyamıyacak kadar korkuyordum, fakat ayakta duramıyacak kadar da yorgundum. Her 5 dk da bir kapıdaki şeye "Git Burdan" diye bağırıyordum.
    O her neyse, bu tavrım hoşhna gitmiyordu. Her bağırmamla kapıyı bir kez daha zorluyordu. Buna tüm gece devam etmem gerekiyordu. Hayır, aslında onun gitmesini istemiyordum. Tam aksine tüm gece kapımın önünde kalmasını istiyordum. Çünkü ben daha iyi bir plan düşünürken , yaratığın koridorun öbür ucuna koşup bebeğimin odasına girmesindense burda kalması daha iyiydi.
    ···
  8. 33.
    +2
    Olay yaklaşık 10 ay önce oldu. Ölüm... Ölüm durdu. insanlar ölmeyi bıraktı.
    Dile getirince harika bir şeymiş gibi geliyor evet. Ama gerçekte olan şey hayal edemeyeceğim kadar kötüydü.
    Ben bir hastanede travma cerrahı olarak çalışıyorum. Ve bu olay olduğundan beri mesleğim tam olarak anlamsızlaştı.
    Tabiki tabiki, doğru düşünüyosunuz siz de. Geçen hafta 68 yaşında bir adam kalp krizi geçirdi. Medikal açıdan şuanda ölü fakat onu evine ailesinin yanına geri gönderdik. Torunlarıyla biraz daha fazla vakit geçirmiş oldu. Ancak bu olabilecek en iyi senaryo.
    Bunun 2 hafta öncesinde bir adam yangında kapana kısılmıştı. Getirildiğinde hala yaşıyordu evet. Fakat yangında bütün derisi burnu kulakları dili ağzı erimişti. Adamın yapabildiği tek şey acı çekip çığlıklar atmaktı. Onla hiç bir şekilde iletişim kuramıyoruz. Ne yapıcaz bilmiyorum.
    Bu vakadan sonra kendimi toparlamak için odama çekildim. Başım deli gibi ağrıyordu. Şakaklarımda nabzımın atışını hissediyordum. iki üç tane ağrı kesici atıp tek çözüm olarak kafamı ovuşturuyordum.
    Her neyse mesleğim hayat kurtarmaktan çok tamirciliğe dönüşmüştü. Ölemeyen insanların bozuk uzuvlarını düzeltip onları evine yolluyordum.
    11 yaşında bir çocuğu kamyon tarafından ezildikten sonra getirdiler. Çocuğun tam 68 kemiği kırılmıştı. Ve onları tekrar işe yarar hale getiremezdim. Resmen ufalanmışlardı. Çocuğun her uzuvunu sargı beziyle sardıktan sonra sonsuza kadar yatması için evindeki yatağina gönderdik.
    Bütün bunları kaldıramıyordum. Daha fazla ağrı kesici, içki, daha fazla rahatsız edici nabız.

    Bakımevleri dolup taştı. Tıp alanında çalışan herkes işinden istifa etti. Hareket edemiycek kadar yaşlı insanları sokak kenarlarında görmeye başladık. Bazı aileler kendi fertlerini canlı canlı gömmeye başladı.
    Daha çok hap, daha çok içki, şakaklarıma biri resmen çekiçle vuruyor gibi.
    Dün bir kadın göğsünün ağrıdığından şikayet ederek geldi. Yaptığımız testlerde dün gece geçirdiği kalp krizi ile organlarının iflas etmeye başladığını anladık , yaşadığı acı ise çalışmayı reddeden akciğerine zorla çekmeye çalıştığı hava yüzündendi.
    Midem artık hapları kabul etmiyor. Sarhoş geziyorum. Kafamın içinde davullar çalıyor.
    Bugün düşük yapan bir kadın getirdiler. Ve lanet hastanede 5 aylık sürünen bir fetüsü ne yapıcam bilmiyorum.
    Yine dinlenmek için odama çekildim. Her zamanki gibi sarhoşum. Bi yandan içmeye devam edip bi yandan şakaklarımı ovarken parmaklarımdaki hissizliği farkettim. Şakaklarım... Ağrı yokoldu.
    Durumu bir kaç saniye sonra algıladım.
    gibtir.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 34.
    +2
    Uyandığında cam bir kutunun içindeydi. Tamamen çıplaktı. Cam kutu her tarafindan kapaliydı ve ayağa kalkabileceği kadar genişti. Etrafina baktiginda bir salonun içinde olduğunu gördü. Etrafta kendisininkine benzer 20 kadar kutu vardı. Ve salonda dolasıp bu kutuları inceleyen yüzlerce insan. Kafasını cama yapıştırıp kendisine en yakın olan cam kutuya baktı. Kutuda boynundan asılmış bir kadın vardı. Ayakları yere deymiyordu. Büyük ihtimalle ölüydü. Kutunun önündeki tabelayı okudu:
    "Asılmayla Ölüm"
    Daha sonra diğer kutulara bakmaya başladı her biri farkli sekilde ölmüş insanlar barındırıyordu. Bi kutunun önünde "Ayı Tarafından Parçalanarak Ölüm" başka birinde "Suda Boğularak Ölüm" , "Derisi Yüzülerek" "Kan Kaybı" hatta bir tanesinde kutunun içini gaz kapladığı için tabela okunmuyordu. Her tarafında ölü insanlar vardı. Dolaşan insanlardan birinin asılan kıza doğru yaklaşıp konuştuğunu duydu.
    "Ne kadar da muhteşem bir sanatsal çalışma"
    Delirmek üzereydi. Kendisi neden ölü değildi. Niye insanlar onu incelemiyordu. Kızıp cama yumruklar savurmaya başladı. Bağırıyordu, fakat kimsenin umrunda değildi. En sonunda bir kişi ona doğru döndü. Seyirci kutusunun önüne yaklaşırken yumruk atmayı bıraktı. Kutunun dibine kadar giren adam, onu Mona Lisa'ymışçasına inceledikten sonra kısık sesle kutunun önündeki tabelayı okudu:
    "Açlıktan Ölüm"
    ···
  10. 35.
    +2
    Beyler başlığın tutmamasından şikayet etmişsiniz. Kapak fotografi yok trende giremez milletin dikkatini cekememişsiniz . yeni basliga taşıyın bence
    ···
    1. 1.
      0
      Olabilir kardeşim. Ben biraz elimi ayağımı çektim üşenmiceksen sen açabilirsin sorun etmem
      ···
  11. 36.
    +2
    Kardo yazayım tamam da ben hepsi birbirinden farklı orjinal hikayeler yazıyorum. Bunları biriktirdigim için bu kadar fazla atabildim tek severde. Öyle başlatılmış lise aşk hikayesinin devdıbını getirir gibi olmuyor
    ···
  12. 37.
    +2
    "Bay Johnson, burda denildiğine göre şiddet eğilimi gösterecek düzeyde şizofreni hastasıymışsınız." mırıldandı burnun ucundaki gözlükle önündeki raporu okumaya çalışan pgibiyatrist.
    "Benimle paylaşmanız hapis cezanızı azaltmayacak fakat en azından zihinsel rahatsızlığınızdan kurtulmanıza yardımcı olabilir, anlatabildim mi?"
    Kafamı salladım.
    +Madem öyle anlatmaya nerden başlamak istersiniz Bay Johnson?
    -Sesler
    +Sesler mi? Bana bazı sesler duyduğunuzu mu söylüyorsunuz?
    -Evet
    +Bu sesler tehditkâr mı peki?
    -Bazen
    +Peki sizi kızdırıyorlar mı?
    -Öyle denebilir
    +Peki şuanda bu seslerden duyuyor musunuz?
    -Hayır
    +Anlıyorum
    Pgibiyatrist iç çekti. Gıcırdayan sandalyesinde oturduğu sırada önündeki kağıtlarla uğraşırken dikkatimi çekti.

    [[Bu lanet suçlu pgibolojisi işini daha ne kadar yapmam gerek]]

    +"Yaklaşık 35 dakika doktor", cevap verdim.
    -Ha? Afedersin. Bir şey mi dedin?
    +Evet. Bu lanet suçlu pgibolojisi işini bitirmeden önce 35... Aslında tam olarak 34 dakikan var doktor.
    -Be... Ben.. Anlayamıyorum.

    [[Düşüncelerimi mi okuyor yoksa]]

    +Aynen öyle
    -Aman tanrım. Çok.. Bu çok.. ilginç. Şuanda düşündüğüm her şeyi duyabiliyor musun?
    +Kesinlikle
    "Oh.. Lanet olsun" Panikleyerek söyledi. "Sen bir an önce gitmelisin"
    Dalga geçer bir tonda cevap verdim:
    +Fakat pgibolojik durumum ne olacak doktor?
    Ayağa fırladı kapıya koştu. Kapıyı açtı. Yüzünde. Terler akarken sesini yükseltti. "Lütfen çık"
    Oturduğum kanepeden ayağa kalkıp sakince kapıya yöneldim.

    [[Sakın kızın hakkında düşünme]]
    [[Sakın kızını aklına getirme]]

    Durdum ve dönüp sordum.
    +Afedersin, kızınla ilgili durum neydi?

    O an öfkemi dizginlemedim
    +SENi ADi huur ÇOCUĞU!!
    Adamın üzerine atladım. Ve elimdeki kelepçelerin yardımıyla suratını dağıttım. Ne de olsa hapis cezam azalmayacakti.
    ···
    1. 1.
      +1
      Vay huur çocuğu. Favorim bu aq
      ···
  13. 38.
    +2
    Yaaazzz
    ···
  14. 39.
    +2
    Duruma göre devam ederim
    ···
  15. 40.
    +2
    Tam olarak kapı yoktu. Daha çok geniş bir mağaraydı. içine girdikten sonra arkamdaki duvar yükseldi. Mağara üzerime kapandı. Her insanın korktuğu şey buydu işte. Din dedikleri şey buydu. Az önce öbür dünyaya göçmüştüm ve burası cehennemin girişiydi.
    içinde bulunduğum mağaranın canlı olduğunu farkettim. Resmen nefes alıyordu. Alabildiğim tek koku çürümüş et kokusuydu.
    Ve bir ses geldi sonsuz derinliğin içinden;
    "Hoşgeldin"
    "Sen de kimsin?" sakinliğimi korumaya çalışıyordum.
    "Kim olduğumu biliyorsun" dedi karşımdaki şey.
    Evet, kim olduğunu biliyordum.
    "Şeytan... Sen şeytansın" sakinliğimi anında kaybettim
    "Neden ben? Olabildiğim kadar iyi bir insan oldum!"
    Sessilik bütün boşluğu kapladı. Cevap o kadar uzaktan geliyordu ki bana ulaşması saatler sürmüş gibiydi.
    "Ne bekliyordun"
    Korkmaya başlamıştım
    "Bilmiyorum.. Tüm bunlar.. Bunlara hiç bir zaman gerçekten inanmamıştım" yutkundum "Burda olmamın sebebi bu mu"

    Cevap gelmedi. Korkum nefrete dönüşürken ben de konuşmaya devam ettim.

    "Şeytanın en büyük hilesi insanları kendisinin olmadığına inandırmaktır demişlerdi"
    Şeytan sakince cevapladı:
    "Hayır, en büyük hilem insanları benim bir alternatifim olduğuna inandırmaktı"
    Gerginlikle sordum
    "Ne yani tanrı yok mu?"

    "Hayır" dedi şeytan, "Tanrı Benim"
    ···
    1. 1.
      0
      Hagibtir lan tırstım aq
      ···
    2. 2.
      +1 -2
      Dinsizmizin yazdiklarin hic hosuma gitmedi bos beles seyler paylasiyosun hicde korkunc degil
      ···
      1. 1.
        0
        Aptal mısın kardeşim. Yazdıkların hoşuma gitmedi diyor ama hepsini okumus. Sen gibtir git üç harfliler sayfasına
        ···
    3. 3.
      0
      Kardeşim uzaylılar hakkında bir şey yazsam insan değil misin mi dicektin. Boş yapma lütfen anlamıyorsan zorla okutmuyoruz
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 41.
    +2
    Ilk başta sadece bir göz kırpışıydı
    Fakat daha sonra beni izlemeye başladılar. Gözlerinin kenarından beni seyretmeye başladılar. Başta görmezden gelip işime döndüm fakat her geçen gün benim için zorlaşıyordu.
    işyerindekiler beni sevmezlerdi. O yüzden hiçbiriyle bu durum hakkında konuşmadım, her ne kadar rahatsız edici olsa da. Sadece kıyafetleri yerleştirmeye devam ettim.
    Fakat gittikçe arsızlaşıyorlardı.
    Artık kafalarını bana çevirmeye boş bakışlarını bana doğrultmaya başladılar. Başta sadece hayal gördüğümü sanıyordum. Fakat bir tanesini kafasını çevirirken yakaladığımda gerçek olduğunu anladım. Dönüp bana bakıyorlardı ve bu beni çok korkutuyordu. Herkese karşı böyle tehditkârlar mıydı, yoksa sadece bana mı?
    Bazen ben geçerken gözleriyle beni takip ediyorlardı. Bazen de kafalarını çevirerek. Sinirden ağlamamak için dudağımı ısırıyordum.
    Bir keresinde çok yaklaşmıştım. Ben kıyafetleri yerleştirirken başka bir yöne bakıyordu. Ben de şansımı deniyeyim dedim. Başka yöne bakıyordu. Fakat birden bana doğru kafasını çevirdi. Ve son derece korkunç bir şey yaptı.
    Başta sadece bir göz kırpışıydı.
    Ve şimdi gülümsedi.
    Aynı gün bir daha dönmemek üzere işten ayrıldım istifamı verdikten sonra çıkıp gidiyorken, patronum hala balkondan bağırıp neden ayrıldığımı soruyordu.
    Kafamı çevirmeden yüksek sesle cevap verdim.
    "O lanet plastik mankenleri giydirmek istemiyorum"
    ···
  17. 42.
    +1
    Uplayın başlığı gençler eleman geçen ay başlık tutmayınca bıraktı Yetenek var
    ···
  18. 43.
    +1
    Hortlamış la
    ···
  19. 44.
    +1
    Ama elimde 2 tane hazır bi tane yarım oturtulmuş var. Yarına saklıyorum okulda felan da yazıcam. Ama bir iki saat icinde sayfa patlicak felan olursa atarım yani
    ···
  20. 45.
    +1
    Kardeşim yazış stilim oturup zütümden uydurayım şeklinde değil ki. Bazı anahtar kelimeler belirleyip onları kullanarak plot twistler oluşturuyorum mesela din konusunda arka arkaya iki kere yazdım farketmişsindir. ben 50 tane hikaye yazarım beşinci boyut havasında yazmıs olurum ama. Orjinal olsun diye ugrasiyorum.
    ···