-
126.
0Atabilirsem bir tane daha atıcam arkadaşlar bugün. Desteğiniz için saolun
-
127.
+2Ilk başta sadece bir göz kırpışıydı
Fakat daha sonra beni izlemeye başladılar. Gözlerinin kenarından beni seyretmeye başladılar. Başta görmezden gelip işime döndüm fakat her geçen gün benim için zorlaşıyordu.
işyerindekiler beni sevmezlerdi. O yüzden hiçbiriyle bu durum hakkında konuşmadım, her ne kadar rahatsız edici olsa da. Sadece kıyafetleri yerleştirmeye devam ettim.
Fakat gittikçe arsızlaşıyorlardı.
Artık kafalarını bana çevirmeye boş bakışlarını bana doğrultmaya başladılar. Başta sadece hayal gördüğümü sanıyordum. Fakat bir tanesini kafasını çevirirken yakaladığımda gerçek olduğunu anladım. Dönüp bana bakıyorlardı ve bu beni çok korkutuyordu. Herkese karşı böyle tehditkârlar mıydı, yoksa sadece bana mı?
Bazen ben geçerken gözleriyle beni takip ediyorlardı. Bazen de kafalarını çevirerek. Sinirden ağlamamak için dudağımı ısırıyordum.
Bir keresinde çok yaklaşmıştım. Ben kıyafetleri yerleştirirken başka bir yöne bakıyordu. Ben de şansımı deniyeyim dedim. Başka yöne bakıyordu. Fakat birden bana doğru kafasını çevirdi. Ve son derece korkunç bir şey yaptı.
Başta sadece bir göz kırpışıydı.
Ve şimdi gülümsedi.
Aynı gün bir daha dönmemek üzere işten ayrıldım istifamı verdikten sonra çıkıp gidiyorken, patronum hala balkondan bağırıp neden ayrıldığımı soruyordu.
Kafamı çevirmeden yüksek sesle cevap verdim.
"O lanet plastik mankenleri giydirmek istemiyorum" -
128.
0Yazmayı bırakabilirim beyler. Kalitesiz yazmak istemiyorum
-
129.
+7Zombi Salgınında ne yapacagımızı hepimiz mutlaka düşünmüşüzdür. Kimisi kendine sonsuza kadar kalabileceği bir sığınak düşünür. Kimisi eline bir silah alıp bulduğu her yeri yağmalar.
Kimisi her şeyin filmlerdeki gibi olduğunu düşünür. Bir kürekle zombi avlayabileceğini. Baseball sopasıyla havalı havalı dolaşacağını sanır.
Fakat hepimizin ortak bir korkusu vardır. Dünyanın zombilerle dolmasından daha çok korkutucu olan bir şey, o da sevdiklerimizi, ailemizi öldürmek zorunda kalmak.
istediğin kadar güçlü ol, istediğin kadar iyi bir nişancı ol. Fakat annenin cansız bedeni seni köşeye kıstırdığında tetiğe basmak hiç de kolay olmayacaktır. Bazıları cesaret gösteremezler ve bedelini hayatlarıyla öderler.
Fakat ben o insanlardan değilim, şahsen kendi korkularımla yüzleştim ve onları yendim.
ilk başta babamdı. Sonra annem. Ardından zavallı küçük kardeşim. Hala onu vurduğum an gözümün önünden gitmiyor. Sadece 8 yaşındaydı. Ama bunu yapmam gerekiyordu.
Duygularımın beni öldürmesine izin veremezdim.
Hayatta kalmam gerekiyordu. Zombi salgınında ölen zavallı insanlardan biri olmayacaktım.
Ve rahatlıkla söyleyebilirim ki salgın başladığı zaman oldukça hazır olacağım. -
130.
+64 veya 5. Sınıftayken neredeyse haftasonlarımın tamdıbını arkadaşım Tom'un evinde geçirirdim. Tom kasabanın aşağısındaki çiftlik evinde kardeşi Walter ile kalıyordu. Ailelerimiz başka bir şehirde çalışıyordu. Ailelelerimiz eskiden beri dost olduğu için, Tomlar'la birlikte kalmama izin veriyorlardı. Kasabada yaşıt olduğum fazla kız olmadığı için en iyi arkadaşlarım Tom ve Walter'dı.Tümünü Göster
Geceleri uyumayıp birbirimize korkunç hikayeler anlatırdık.
Bunların en korkunç olanı gerçek bir hikayeydi. Tom'un anlattığına göre hikaye şu şekildeydi.
---
Eskilerde, 1920 li yıllarda bulunduğumuz çiftlik evinin sahibi başka bir aileydi. Evin en yakın komşusu küçüklükten beri aile mesleğini sürdüren Stan adında bir içki kaçakçısıydı. Stan ormanın içinde, kulübede yaşayan belalı bir tipti. Bu evde yaşayan aile küçük kızını ve oğlunu asla Stan'in kulübesine yaklaşmamaları konusunda uyarırdı.
Erkek çocuk bu odada kalırdı. Bir gece çocuk, cam kırılma sesiyle uyandı. Stan'e çok yakın yaşadıkları için çocuk tedbirliydi. Odasının kapısını açmak yerine kilitledi. Kulağını kapıya dayayıp sesleri dinledi.
Zeminde yankılanan bot seslerini duydu. Adımlar babasının olması için fazla ağırdı. Neredeyse kapının arkasından alkol kokusunu alabiliyordu.
"Evlat, girmeme izin ver"
Bu Stan'di. Fakat küçük çocuk kapıyı açmayacaktı. Korkusunu bastırıp bağırdı.
"Hayır!"
Bir kaç dakika sonra bot sesleri evin diğer ucuna doğru uzaklaştı.
Ufaklık, ilerideki odadan babasının Stan'a bağırma sesini duyabiliyordu.
Bağırma sesleri dakikalar sonra çığlıklara dönüştü. Bir kaç saat içinde babasının sesi detone olmuştu. Bağırma seslerini duyarken küçük çocuğun bile boğazı kurudu. Ufaklık, babasının çığlıklarının ömrü boyunca şahit olduğu en korkunç şey olduğunu düşünüyordu, ta ki çığlıkların yerine daha korkunç bir şey gelene kadar.
Sessizlik.
Stan'in ağır botlarının sesi tekrar çocuğun odasına doğru yaklaştı.
"Evlat, kapıyı aç yoksa pişman olursun" Stan tahta kapıyı tıklattı.
Çocuk etrafa yayılan ağır içki kokusunu alabiliyordu. Tekrar bağırdı.
"Hayır"
Ve sıra annesindeydi. Bağırma sesleri yaklaşık iki saat sürdü. Nihayet çığlıklar durduğunda. Gürültülü adımlar tekrar kapıya yaklaştı. Stan kapıyı zorlamaya başladı.
"Evlat, bu senin son şansın"
Keskin alkol kokusu çocuğun genzini yakıyordu. Çocuk çok korkmuştu.
"Lütfen kız kardeşime zarar verme"
Stan sarhoştu ve halinden memnundu.
Güldü. "Öyleyse kapıyı aç"
Fakat çocuk neyin doğru olduğunu biliyordu. Böylece sonraki 3 saati kız kardeşinin çığlıklarını dinleyerek geçirdi.
2 gün sonra polis evi araştırmak için geldiğinde. Baba, anne ve küçük kızı yatağa bağlanmış halde buldular. Stan karınlarında ufak bir delik açıp bütün vücutları açılana kadar deliği santim santim çekiştirmişti.
Çocuğu bulduklarında susuz kalmıştı. Fakat yaşıyordu. Hala BU odada kilitliydi. Kapıya dayanmış vaziyette bekliyordu. Tamamen katatonik haldeydi. Ömrünün kalanını deli hastanesinde suçluluk duygusu içinde geçirdi. "Kapıyı açmalı mıydım?" "Kapıyı açsam kurtulabilirler miydi?"
Stan anında yakalandı ve idam edildi. Kulübesi ise yakıldı. Fakat hayaletinin hala bu evde dolaştığı söylenir. Hatta bazen sabahları keskin içki kokusu ve karnında ağrı hissedebilirsin. Stan'in gece burada olduğunu ve senin karnını yarmaya çalıştığını anlarsın.
---
Bu hikaye beni gerçekten ürpertmişti. Resmen 10 üzerinden 10 luk bir hikayeydi. Sırf bu yüzden 3 ümüzün aynı odada yatması , kapıyı kilitlememiz ve ışığın yanık kalması için ısrar ederdim.
O yaşta insanın hayal gücü gerçekten çok güçlü. Duyduğum her ses beni dehşete düşürürdü. Hatta sabahları sert bir içki kokusu alırdım. Dürüst olmak gerekirse, bazen karnımda ağrı bile hissederdim.
Bunu dayanamayıp Tom ve kardeşine söylediğimde kıkırdadılar ve korkmuş numarası yaptılar.
"Evet evet biz de aldık o kokuyu"
Bu durum hergün devam ettikten sonra benimle dalga geçtiler küçük bi kız olduğum için her şeyden korktuğumu söylediler. Gerçekten utanmıştım. Bu yüzden bir daha şikayet etmedim. Daha sonra Tom'un ailesi başka bir şehre taşındı. Onları bir daha görmedim
...
Bugün ise kampüsün kimya laboratuvarında oturuyordum. Derste işlediğimiz birkaç yeni madde hakkında deney yapıyorduk. Ve yıllar önceden hatırladığım Stan'in kaçak içki kokusunu aldım.
Burnumu yakan bu sert koku kesinlikle oydu. Ne saf alkola benziyordu, ne de içki kokusuna fakat onlara yakındı.
Tomlar ile beraber kaldığım zamandan beri bu kokuyu almamıştım.
Şişeyi elime alıp ismini okudum.
"Dietil Eter"
Koku eter kokusuydu.
O an şaşkınlıkla şişeye baktım. Donakalmıştım. Hatırladım.
Her gece kapıyı kilitlediğimi hatırladım. Ağzımdaki sert eter kokusunu hatırladım. Her sabah alt karnımda oluşan acıyı hatırladım.
...
Ve sonunda farkına vardım.
...
Kaçakçı Stan diye biri yoktu.
...
Bana tecavüz ediyorlardı. -
-
1.
0Kardeşim sağlam dönmüşsün bakıyorum. Devdıbını bekleriz
-
1.
-
131.
0Panpa bir aya yakındır yoksun? Şimdi yazmışın devam edicen mi
-
132.
+1Hortlamış la
-
133.
0Reserve
-
134.
+1Uplayın başlığı gençler eleman geçen ay başlık tutmayınca bıraktı Yetenek var
-
135.
0Sabahın köründe şeytan mı dürttü beyler sakin
-
136.
0Kardeşim sen var ya YAZ ulen
-
137.
+2Beyler başlığın tutmamasından şikayet etmişsiniz. Kapak fotografi yok trende giremez milletin dikkatini cekememişsiniz . yeni basliga taşıyın bence
-
-
1.
0Olabilir kardeşim. Ben biraz elimi ayağımı çektim üşenmiceksen sen açabilirsin sorun etmem
-
1.
başlık yok! burası bom boş!