/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +19 -1
    Arkadaşlar kısa kısa yazdığım hikayeleri paylaşıcam. Güzelleri sona sakladığım için ortalama olanları ilk önce yazdım. Ben sıkılırım okuyamam derseniz ilerki sayfalardakileri gördükten sonra yorum yapmanızı öneririm. Her hikaye farklı entryde olduğu için "sahibi" butonuna tıklayıp okursanız kolaylık olur.

    Edit: Bi arkadaşın isteğı üzerine düzenledim burayı
    ···
  1. 2.
    +2
    Yaaazzz
    ···
  2. 3.
    -7
    Begenilcek bisey yok suan o yuzden çüqü
    ···
    1. 1.
      0
      Sen ne diyon gibik
      ···
    2. 2.
      0
      Sen tam bir orul orul huur cocugusun diyorum
      ···
  3. 4.
    +15
    "Yalvarırım bunu yapmayın" Anlatmaya çalışıyordum. Fakat aldığım karşılık infaz memurunun hüzünlü bakışlarından başka bir şey değildi. Onlara söylemeye çalışıyordum, tekrar tekrar. Fakat karar belliydi. Karşımdaki papaz işini bitirip görevliye başıyla işaret verdi. Görevlinin kederi yüzünden belliydi "Son sözlerin?"
    "Tekrar söylüyorum yalvarırım bunu yapmayın" fakat bu hiç bir şeyi değiştirmedi. Zaten sorun da buydu hiç bir zaman bana inanmadılar. Koluma aşılanan zehir ilerlerken gözümü kapattım. Buna şahit olmak istemiyordum. Daha önce olanları bile atlatamamışken şimdi ne yapıcam bilmiyordum. Eskiden beri hep kendime dikkat ederdim. Elimde makasla koşmazdım kaygan zeminde oyun oynamazdım. Çünkü ne zaman bana bir şey olsa etrafımdakiler etkileniyordu. ilk önce ilkokulda sınıftayken elimi kağıt kestiğinde diğer herkesin eli kanamıştı. Daha sonra bi trafik kazasında arabayla düz duvara çarpmama rağmen yanımdaki yayaların ayakları kırılmıştı. Geçen haftaysa bir çete tarafından kıstırıldım beni başımdan vurdular. Polisler geldiğinde diz çökmüş şekilde kafası uçmuş 4 cesedin arasında bekliyordum. Şimdi idamımı izleyen 40 kişinin karşısında yalvarıyorum "lütfen bunu yapmayın"
    ···
    1. 1.
      +6
      papaz mapaz ne şekilsin lan sen?
      ···
      1. 1.
        +2
        Kardeşim yazı yazıyorum basımdan geçeni anlatmıyorum.
        ···
      2. 2.
        +3
        yanlış anlamışım bağışla
        ···
  4. 5.
    +15
    Bugün Bill'in doğum günüydü. Doğum günleri onun için bir şey ifade etmezdi. Sadece hayatından eksilmis bir yıl daha. Fakat o doğum günü diğerlerinden farklıydı her ne kadar korkunç olsa da insana güven veren bir siması vardı karşısındaki yaratığın. Mumları üfledikten hemen sonra görmüştü onu. Ona bir tarih verdi yaratık. "işte yaşamak için tam bu kadar vaktin kaldı evlat, iyi kullan" ve Bill de öyle yaptı. Dopdolu bir hayat yaşadı. Dağlara tırmandı. Okyanusları dolaştı. Her maceraya balıklama atladı. Hiç bir şeyden korkmadı. Ve o gün geldiğinde bu korkusuzluk devam etti. Huzurluydu. işyerinde arkadaşlarıyla tokalaştı. Ona hayatta eşlik ettiği için köpeğine teşekkür etti. Karısını alnından öptü. Oğluna sarıldı. Onun için yeterliydi. Yaşlı Bill yatağa uzandı. Gülümsedi ve gözleri kapattı.
    Fakat sonra, hiç bir şey olmadı. Alarmın sesiyle ertesi sabah uyandı. Bill yatağında donakaldı. Kanlı canlı orda duruyordu. Size göre bundan mutluluk duyup zevk alması gerekirdi öyle değil mi?
    Tam aksine Bill ömründe ilk defa korktuğunu hissetti.
    ···
    1. 1.
      0
      Çok derinmiş yönetici kardeş
      ···
  5. 6.
    +11
    Max uyandığında devasa böcekler vücudunu parçalıyordu. Acıdan çığlık bile atamıyordu. Sonra birden durdu. Örümceğe benzeyen şeyler yokolmuştu. Max yatağındaydı. O gece pek iyi uyuyamadı rüya mıydı gerçek miydi bilmiyordu.
    Ertesi sabah Max odasının kapısının tıklandığını duydu. Kapıyı açtığında karşısında o örümceklerden biri vardı. Kapının önüne içinde kızarmış tost ve meyve suyu olan bir kahvaltı tepsisi bıraktı. Ve heyecanla geri çekildi. Max bu hediyeyi kabul etti. Yaratığın bundan memnun olduğu belliydi. Daha sonra uzaklaşıp gözden kayboldu.
    Max ilk başlarda onu yiyebilmek için şişmanlattırdıklarını düşünüyordu. Fakat bir gün tosttaki tuz yüzünden içi yandığında yaratıklar ona taze meyve getirdiler. Onu sağlıklı tutmaya çalıştıklarını anladı Max. Başka bir gün ise Max silah ve çığlık sesleriyle uyandı. Odasindan çıkıp salona koştuğunda yerde yatan bir hırsız gördü. Hırsızın etrafında da arkadaşları bekliyordu.
    Max kendisini koruduklarını biliyordu. Bundan memnundu.
    Sonra bir gün Yaratıklar Max'in odasından çıkmasını istemedi. Sebebini anlamasa da kabul etti. Onu yine bir şeyden koruyor olmalılardı. Onlara güveniyordu.
    Bir kaç saat sonra Max göğsunde keskin bir acı hissetti. Sanki bir kova dolusu jilet yutmuştu. Bu sırada yaratıklar odaya doluşup onu heyecanla izliyordu.
    Derisi parçalanırken Max, Örümceklerin, kendisini değil; yavrularını koruduklarını anladı.
    ···
    1. 1.
      +5
      Max yarra yedi
      ···
      1. 1.
        0
        Simdi algida düşünsün
        ···
      2. 2.
        +2
        ahaaam kardeş senin varya ben ta amuna goyum
        ···
  6. 7.
    +2
    Duruma göre devam ederim
    ···
  7. 8.
    0
    Zurum negazif
    ···
  8. 9.
    +1
    Devam et allasen et
    ···
  9. 10.
    0
    Çok korkunç değil ama güzel
    ···
  10. 11.
    +1
    Puşta bak. Amerikanvari yazıyor ama şuku
    ···
  11. 12.
    +6
    Herkes okulun ilk gününü sever öyle değil mi? Yerini umutsuzluk ve depresyon almadan önce umudun ve hevesin barındığı tek gün belki de. Yılın geri kalanı mahvolmadan önce insanların kaygısızca dolaştiği bir gün.
    Fakat ben okulun ilk gününü tamamen farklı bi sebepten dolayı seviyorum. Bilmek istersiniz diye söylüyorum benim bir yeteneğim var. insanların çevresindeki enerjiyi görebiliyorum. Onların hayatlarının nasıl sonlanacağını gösteren enerjiyi.
    Genellikle yaşıtlarımın enerjileri parlak bir şekilde yeşil gözükür. Bu daha yaşayacakları çok zaman var demektir.
    Bazılarınınsa sarı olur. Bunlar daha az olurlar yeşillere göre. Trafik kazası ya da kanser olan kişiler. Hani deriz ya. Vaktinden önce öldü diye.
    Fakat asıl eğlence kırmızı renkli olanlardadır. Etrafta yürüyen Dur Lambalarına benzerler. Bunlar genelde ölümleri korkunç olan kişiler olur öldürülen ya da intihar eden kişiler. Fakat gün içinde çok az görürüm onlardan.
    Her neyse bu sabah okula geldim. Kimlerle arkadaş olacağımı seçmek için . Ve sınıfa ilk giren kişi kırmızıydı. Onun adına üzüldüm. Fakat önemli değil kendi işime bakacaktım, nasılsa birileri yeşil olucaktı. Sınıfa giren diğer 3 kişinin de kırmızı olduğunu görene kadar rahattım. Ama daha sonra kapıdan içeri giren herkesin kırmızı olduğunu gördüm. Gerildim. Kendi enerjime bakmak için ayna bulmaya kalkmıştım ki içeri öğretmenimiz girdi. Kapıyı içerden kitledikten sonra başının üzerindeki yeşil enerjiyle bize dönüp gülümsedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Ahanda ruh hastası hoca
      ···
    2. 2.
      0
      anlamadım :D
      ···
      1. 1.
        0
        Kardeşim bi oda var odadaki herkesin ömrü tükenmek üzere bir kişininse daha çok ömrü var. Burdan ne anlarız?
        ···
  12. 13.
    +3
    Gece bir ses seni uyandırdı. Yatağından kalktın. Pencereye baktın, pencerenin önünde perde dalgalanıyordu. Pencereyi kapatırken içeri yansıyan ay ışığını gördün.Alt kata indin. Televizyon açık kalmıştı. Dış kapıyı açıp dışarı baktın, kimse yoktu. Arka bahçeye göz gezdirdin. Kimseyi göremedin. Çocuklar seninle dalga geçiyo olmalıydı. Sinir oldun. Eve geri döndün ışıkları kapattın. Televizyonun fişini çektin. Odana çıktın. Pencereyi kapattın. Ve yatağına girdin. Gözünü kapatırken aklında tek bir düşünce vardı. "Bir yerde yanlışlık var"
    ···
    1. 1.
      +1
      ben bir öküzüm ve bunu anlamadım.
      ···
      1. 1.
        0
        Pm atayım kanka
        ···
      2. 2.
        0
        memati bende anlamadım anlat la huur
        ···
      3. 3.
        0
        Kardeşim adam yapması normal olmayan bir şey yapıyor. 5 cümlelik hikaye dikkatli okuyun lütfen
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      0
      2 defa pencereyi kapatiyor beyni baska yerde dostlarim
      ···
  13. 14.
    0
    Yazmaya devam ediyorum beyler
    ···
  14. 15.
    0
    Bi kaç konu belirlemiştim zaten 2-3 hikaye daha atarım
    ···
  15. 16.
    0
    yolla kanka sardı
    ···
  16. 17.
    +10
    Ölmek oldukça garipti uzağa fırlayan cansız bedenimi bulabilmem için bir süre geçmesi gerekti. Trafik kazası, gerçekten en hoş ölüm sayılmaz. Ne yapacağımı anlamaya çalışırken birinin sesini duydum:
    "Ee, nasıldı iyi miydi?"
    Döndüğümde benim gibi bir ruh gördüğüme eminim. Bana bakıp gülümsüyordu. Kıkırdayarak sordu:
    "Baya sakin karşıladın, ben Cindy bu arada"
    Heyecanla sordum,
    "Peki şimdi ne olacak? Cennet? Cehennem?"
    Cindy kahkaha ile cevap verdi.
    Ben bir şey diyemeden biraz uzaktan bir gürültü duyuldu.
    Cindy sese doğru koşarken bana bağırdı. "Çabuk gel"
    Koşarken sordu,"Yaşarken iyi miydin?"
    "Nasıl yani?"
    "Diyorum ki yaşarken iyi bir insan mıydın?"
    "Sanırım... Bir keresinde kan bağışlamıştım"
    Durduğumuzda korkunç bir görüntü ile karşılaştım. En yakındaki hastane binasının önündeydik. Yüzlerce ruh birbirlerini parçalıyordu.
    Dehşet içinde bağırdım,
    -Burda ne oluyor!?
    +Birisi burda doğum yapıyor.bu ruhlar da bebeğin içine girebilmek için yarışıyorlar
    -Peki ya bebek... ?"
    +iyi dinle, eğer hiç bir ruh bebeğin vücudunu ele geçiremezse bebek ölü doğar.
    Ben korkunç görüntüyü idrak etmeye çalışırken Cindy konuşmaya devam etti:
    +"Burdaki savaşta gücünün miktarını önceki hayatın belirler. Eğer tecavüzcü ya da seri katil felansan. Oldukça güçsüzsün. Ve burdaki çocuk ruhlarından uzak dur. Onlar en saf ruhlar. Burda bir canavar gücündeler. Onlardan uzak dur."
    Kendime geldikten sonra ancak sorabildim,
    -"Peki cennet ve cehennem nerede?"
    +"ANLAMIYOR MUSUN BURASI CEHENNEM! Ve arkanda bıraktığın hayat... işte orası cennetti."
    ···
  17. 18.
    +2
    Tam olarak kapı yoktu. Daha çok geniş bir mağaraydı. içine girdikten sonra arkamdaki duvar yükseldi. Mağara üzerime kapandı. Her insanın korktuğu şey buydu işte. Din dedikleri şey buydu. Az önce öbür dünyaya göçmüştüm ve burası cehennemin girişiydi.
    içinde bulunduğum mağaranın canlı olduğunu farkettim. Resmen nefes alıyordu. Alabildiğim tek koku çürümüş et kokusuydu.
    Ve bir ses geldi sonsuz derinliğin içinden;
    "Hoşgeldin"
    "Sen de kimsin?" sakinliğimi korumaya çalışıyordum.
    "Kim olduğumu biliyorsun" dedi karşımdaki şey.
    Evet, kim olduğunu biliyordum.
    "Şeytan... Sen şeytansın" sakinliğimi anında kaybettim
    "Neden ben? Olabildiğim kadar iyi bir insan oldum!"
    Sessilik bütün boşluğu kapladı. Cevap o kadar uzaktan geliyordu ki bana ulaşması saatler sürmüş gibiydi.
    "Ne bekliyordun"
    Korkmaya başlamıştım
    "Bilmiyorum.. Tüm bunlar.. Bunlara hiç bir zaman gerçekten inanmamıştım" yutkundum "Burda olmamın sebebi bu mu"

    Cevap gelmedi. Korkum nefrete dönüşürken ben de konuşmaya devam ettim.

    "Şeytanın en büyük hilesi insanları kendisinin olmadığına inandırmaktır demişlerdi"
    Şeytan sakince cevapladı:
    "Hayır, en büyük hilem insanları benim bir alternatifim olduğuna inandırmaktı"
    Gerginlikle sordum
    "Ne yani tanrı yok mu?"

    "Hayır" dedi şeytan, "Tanrı Benim"
    ···
    1. 1.
      0
      Hagibtir lan tırstım aq
      ···
    2. 2.
      +1 -2
      Dinsizmizin yazdiklarin hic hosuma gitmedi bos beles seyler paylasiyosun hicde korkunc degil
      ···
      1. 1.
        0
        Aptal mısın kardeşim. Yazdıkların hoşuma gitmedi diyor ama hepsini okumus. Sen gibtir git üç harfliler sayfasına
        ···
    3. 3.
      0
      Kardeşim uzaylılar hakkında bir şey yazsam insan değil misin mi dicektin. Boş yapma lütfen anlamıyorsan zorla okutmuyoruz
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 19.
    0
    Devam lan devam
    ···
  19. 20.
    0
    iyi gidiyo bi kaç mantık hatası var ama panpa. Mesela cehennemde ruhların bebeği ele geçirmesi olayı.. Kurgu güzel ama bi bölgede doğum sayısı ölüm sayısından fazla olursa cehennemin pek bi korkunç olayı kalmaz
    ···
    1. 1.
      +1
      Aynen panpa iyi yakaladın. Yani aklıma gelen ilginç senaryoları yazıyorum kısa kısa aceleye geldi biraz da
      ···