korktum amk gelin bi

@1 http://www.uludagsozluk.com/e/10605214/
linke tıklamaya üşenen mallar için

karadedeler olayı yüksek ihtimalle bir korku filmi değil bir gerilim filmi. fakat şu aşamada sinopsisinde ve fragmanında bile mantık hataları yakalayabiliyorsam daha üzerinde çok uğraşmaları ve düşünmeleri gerek diyorum.

1989 yılında yaşandığı iddia edilen olayda gazeteci çocuğa kamerasını bırakıyor. bu yıl içinde piyasaya çıkan en küçük boyuttaki el kamerası şu idi: http://galeri.uludagsozluk.com/r/105000/ +

bu serinin 1997 üretimli sonraki nesil kamerası şu an elimde mevcut. http://galeri.uludagsozluk.com/r/105002/ + ve inanın o bile çok hafif değil. bu kameranın bile manual lens zoom ve focus özelliği yok. ayrıca bu kameralar vhs'nin üçte biri boyutlarında 8 mm'lik v8 ve hi8 kasetlere kayıt yaparlar. filmin facebook sayfasındaki kasetler ise bildiğimiz vhs: http://galeri.uludagsozluk.com/r/105016/ + kasetler s-video adaptörler aracılığıyla dijital ortama aktarılırken 640x480 çözünürlükten daha yukarı bir görüntü kalitesi elde edilebilmesi zor.

tabii o yıllarda türkiye'de yaşayan birinin o yıllarda piyasaya çıkan bir ürünü alması pek olası değil. o sebepten kamera şuna (1985 sony handycam) benziyor olmalı: http://galeri.uludagsozluk.com/r/105001/ +

bir habercinin en kıymetli ve en pahalı ekipmanı olan kamerasını 14 yaşında bir çocuğa emanet etmesi hiç mi hiç inandırıcı değil. hadi oldu diyelim...

trailer'daki çocuğun ses renginden 13-14 yaşında olduğu anlaşılıyor. (fragmanda çocuğun 14 yaşında olduğu yazıyormuş) o yaşlardaki bir çocuğun saldırıya uğrayıp bir şey tarafından çekilirken sarsıntı ve kamera refleksleri çok daha titrek çok daha bulanık olmalıydı.

kasetteki bozulmalar çok dandik. zaten ben önce arapça harfler zannettim. hadi o da değil, teaser'ın başlarında daha çocuk sessizce ağaçları çekerken bozulma olmuş. bu tip kameralarda buna benzeyecek bozulmalar yalnızca yüksek ses, aşırı titreşim ve manyetik alanlarda oluşur. durduk yere "hey ben eski bir kamerayım, öyleyse cızırdayayım" demez.

bu kameraların her türlü ortam şartına göre tepkilerine aşina biri olarak bozulma ve noise efektleri bana hiç inandırıcı gelmedi.

aslında bu kadar derine inmeye de gerek yok. ilk trailer'ın 20. saniyesinde ağaçların içine yapılan zoom'un kamera mamülü olmadığı çok belli. 20-26. saniyeler arası resmen dijital ortamda yapılmış hareketler. çok ucuz.

diğer fragmanda ise 1989'a ait gazete kupürlerinde bugünkü dil hakim. 1989'un gazete haberlerini yansıtır nitelikte değil. o zamanki tabirlerle şimdiki tabirlerin çoğu farklı. yine araştırma ekgibliği...

yine bu fragmanda 14 yaşındaki çocuğun katledilen 7 kişi arasında olduğunu okuyoruz. ardından gelen görüntüde çocuk kapıyı açarken ortam karanlık. kadrajın etrafı siyah, ortaya doğru aydınlanıyor. bu görüntüden de kameranın üzerinde ışık olduğunu anlıyoruz. 1989'da hiçbir el kamerasının üzerinde ışık yoktu. hatta çoğu profesyonel camcorder'larin bile çoğunda ışık ayrı olarak takılan bir ekipmandı. o dönemin el kameralarının lensleri karanlıkta çekim yapmaya uygun değildi. az ışıkta bile yoğun karıncalanma olurdu.

bir de "sıçmaya hazır olun" falan diyorlar. evet, bunlar bu şekilde kalırsa gülmekten sıçmaya hazır olun bence de...

türkiye'de sinemacıların en büyük hatası araştırma aşamasını atlamaları. benim yaşımda bir insan bunları biliyorsa bu işle uğraşan deneyimli abiler çok daha fazlasını bilir.

edit: olm tahribat.com'a kopyalarken alıntı yapsaydınız, kaynağı belirtseydiniz bari. bir da "benim yaşımdaki biri" falan diyince liseli zannetmişler herhalde. şş aloo!