-
31.
0Rezerve
-
30.
0rez okurum
-
29.
0rezerved
-
28.
+1Efsaneydi amk helal
-
27.
+1Anlat panpa devam
-
26.
+1faydalı eser. beğendim...
-
25.
+1Gerçek veya değil gibtiredelim. Güzel yazmışsın
-
24.
+1oğlum bunlar gerçekse biz sahteyiz lan. gerçek mi oğlum doğru söyle bak
-
23.
+5 -1Kulağımdaki çınlama sesiyle birlikte yere düştüm. Kafamda bir delik vardı her yerim kana bulanmıştı . Felçliydim sanki hiçbir yerimi kımıldatamıyordum. artık korkamıyordum bile. Gözlerim yavaş yavaş kararmaya başladı. En sonunda hiçbirşey göremez oldum.. Ve bilincim o anlık kayboldu.Tümünü Göster
Sanki bir uykudan uyanmış gibi gözlerimi araladım üzerimde duran beyaz ışık gözümü alıyordu başımda büyük bir ağrı vardı. Derin derin nefes alıp veriyordum. Kafamı hafif dikelttim etrafımı incelerken. Bir kadın Uyandı Diye bağırarak bulunduğum odadan dışarı çıktı. Kısa bir süre yalnız kaldım. Hastanedeydim. Lan nasıl bir oyunun içindeyim yine diye düşünüyordum. Ayaklarımı hissetmiyordum. Kafam sarılıydı. içimden hala vay sevgi koyim kafama sıktım kafamı sarıp hastaneye getirmişler diyordum. Annem içeriye girdi koşarak hüngür hüngür ağlıyordu. Bana sarıldı . Tek kurduğum cümleler Neler oluyo burda nerdeyim ben rüyamı görüyorum olmuştu. 20 dakika oldu olmadı babamda geldi ve bana anlattılar beyler.
Ben yaklaşık 7 hafta komada kalmışım. Dediklerine göre bir araba çarpmış beni arabanın çarpmasıyla belim ve ayaklarım kırılmış kafamıda yere vurmuşum haliyle ancak adamın suçu yokmuş ben arabanın önüne atlamışım kan değerlerimi alırlarken alkole rastlamışlar ve adamda olaydan doğal olarak sıyrılmış. Ancak hastane masraflarının bir kısmınıda ödeyip gitmiş. Hatta bir kerede nabzım durmuş. 2 dakika ölü Kalmışım. Bunları duyduktan sonra herşey en sonunda netleşmişti. Komadayken yaşamıştım tüm bu olanları yaşadığım günler gerçekte hafta şeklinde geçmiş oysaki. Bir kaç hafta daha hastanede kaldıktan sonra kontrollü bir şekilde taburcu oldum... Bunları yazmaya yüreğim dayanmıyor beyler.
Şeyla... Şeyla benim komadaki 4. haftamda ailesiyle birlikte bir trafik kazasında ölmüş. Arabadan zor çıkartmışlar onları... Bunları yazarken gözlerimden yaşlar süzülüyor inanın...
Babamı taburcu olduktan 3.5 ay sonra kalp krizinden kaybettik... 1.5 yıl Ayaklarım doğru düzgün tutmadı sürekli tedaviler fizyoterapiler aldım. Şimdi yeni yeni yürüyorum. Bu süre zarfında sağolsunlar Amcalarım ve dayım bize maddi yönden çok destek oldular. Ayağa kalktıktan 1 2 ay sonra bir petshopta işe girdim gelecek yılıda direk sınava hazırlandım. Kazandım beyler Şeylayla hep istediğimiz bölümü kazandım artık hem yarım gün işte çalışıyorum hemde okuyorum. Şuan Hukuk Fakültesinde okuyorum ilk senem ... Bazen hala düşünüyorum Komada yaşadıklarım nelerdi diye. Beyin iflasımıydı hayır değildi. ... Kaos.. ımm gibi gibi.. Buldum buldum. Korku mu? hayır bu o değil...
Şukulayan , Cugu layan Hatta banlayan sayın admine bile. kısacası Okuyan herkese çok teşekkürler. KHBOD bitmiştir.
Final sound: https://www.youtube.com/watch?v=vkl0qDpGEZU -
22.
+4Sandığın içinde iki şey vardı. Bir kolye ve bir kağıt . Kolyeyi tanımıştım şok içindeydim tüylerim diken diken olanlara anlam veemiyordum gözlerim yaşlar süzülüyordu korkudan.Tümünü Göster
Bu kolye Şeyla ya aldığım ilk hediyeydi. Kağıdıda daha önce görmüştüm rüyamda kısa boylu kör dilsiz siyah çarşaflı çirkin suratlı cin kadının elime tutuşturduğu kağıttı. Üçümüzde şok içindeydik. Caferin suratı sapsarıydı Hoca tepkisiz birşekilde boşluğa bakıyordu. Nasıl olur ne demek bu diye bağırıyordu Cafer. Kağıtta tam olarak. ?? ??? ???
bu harfler yer alıyordu. Kolyeyi ve kağıdı sandığın içinden aldım ağlayarak ve haykırarak hocaya bakıp Hocaa!. Bu kolye benim aldığım bi kolye. Bu kağıdıda Bana rüyamda verdiler dedim. Hoca sanki biliyormuşcasına kafasını salladı . Etrafımızdaki cinler kaybolmuştu Fatihte ayakları elleri ve boynu kırılmış bir şekilde yine yerde yatıyordu. Hoca bana baktı bu yazı senin için dedi. Ne yani dedim yine aynı haykırışlarla. ÇevirisiÖlüm döşeğindededi. Dizlerimin üstüne çöktüm hıçkıra hıçkıra ağlıyordum sanki benimle bir oyun oynuyorlardı. Cafere ve hocaya baktım. Artık konuşmaya bile takatim kalmamıştı.
Ne.. Nediyosun .. Bağırarak : Ne demek lan buuuu!!! dedim.
Konuşmuyorlardı sadece dik dik ve tepkisiz beni izliyorlardı ikiside ayakta dikilmişti hareket etmiyorlardı. Hava saati gelmemesine rağmen hafif hafif ağarıyordu. Hiçbirşeye anlam veremiyordum. Çıkmak istedim oradan . Sinirleirm altüsttü. Girişe doğru koşmaya başladım ormanın içine giden yoldan. Arada bir arkama bakıyordum hala beni izliyorlardı. Korkudan , Ağlamaktan ve halsizlikten nefesim kesiliyor arada bir kendimden geçiyor bayılıcak gibi oluyordum.. Bir süre sonra arkama baktığım gözden kaybolmuşlardı bu sırada hala arkama bakarak koşuyordum önümü dönüdüğümde bulunudğumuz bölgeye yeniden gelmiştim. Herşey bir ilizyon gibiydi. Cafer ve hoca yoktu ortalıkta . Yerde iki ceset başlarındada ben vardım. Nefes nefese yere oturdum. Aklımı kaybediyordum yerdeki cesetleri inceliyordum . Solumda ağzı köpürmüş suratı içine göçmüş heryeri kırılmış Fatih sağımda ise kafası paramparça vücudu düşmenin verdiği etkiyle ezilmiş Halit... Fatihin ellerinin biraz ucunda silah vardı . Hiçbirşey düşünemez oldum. Silahı aldım şakağıma dayadım şehadet getirdim.
ardından dudaklarım kendiliğinden şu kelimeler döküldü. Allahum aghfir'' (Allah affetsin). ilk rüyamdaki küçük kör kız cinin bana bağırdığı cümleydi. Tetiği çektim. -
21.
+4Hocanın ellerini çözdüler. Çantasından bir kare şeklinde büyükçe hafif eski buruşmuş bir saman kağıdı çıkardı kağıdın üstünde arapça yazılmış daire şeklinde yazılar yer alıyordu tam ortasında ise bir daire dairenin içindede üç tane alt alta kısa yazılar yer alıyordu. Cafere neyazıyor diye fısıldadım . O da bilmiyorum ama ortasındakiler bizim isimlerimiz dedi sessizce. Ardından bakır bir kap çıkardı , Kağıdın tam ortasına daireyi kapsayacak şekilde koydu. Kabın içine biraz su ve adını bilmediğim bir sıvı koydu. Bi poşet çıakrdı içinde birbirine bulanmış bağırsak, dışkı ve ot türü şeyler vardı hepsi bir avuç kadardı kabın içine boşaltıp karıştırdı üstünede yine siyah bir sıvı damlattı daire şeklinde ve karıştırdı.Tümünü Göster
Bize dönüp şimdi size vereceğim kağıtların üstüne kanınızı damlatıcaksınız dedi hepmize yerde duran kağırttan birer parça kopararak uzattı ve dikiş iğnesi benseyen birşey verdi hepimiz sırayla kağıtların üstüne kendi kanlarımızı parmaklarımızdan damlattık hoca dur diyene kadar. Kağıtları aldı başka birşey yazılı olan kağıda sarıp top haline getirdi suyun tam ortasına koyup yaktı . Kağıt normalden daha fazla alev almıştı ve yükselip yükselip duruyordu alev. hoca bize şimdi herkes sessiz olsun asla konuşmayın, ve kımıldamayın elimi kaldırdığımda gözlerinizi kapatın. Gerekirse nefesinizi bile yavaş alın dedi daire şeklinde kağıdın etrafına dizildik. Herkes terlemişti gergindik ve korkuyorduk tabi hoca hariç. Saat çoktan 12 yi geçmişti. Hoca başlıyorum dedi. Ve arapça birşeyler söylerek elini kaldırdı herkes gözlerini kapattı. O an herzamankinden çok korkmaya başladım. cızırtı sesleri yankılanamya başladı heryerde gecenin sessizliğini ormanda sadece hocanın arapça okuduğu şeyler ve bu sesler bozuyordu.
sonra bi anda sustu. Çok korkunç kalın bir ses geldi hocadan gelmediğine emindim. Sanki üç dört kişi ardı ardına konuşuyormuş gibiydi hocada soluksuz cevap veriyordu. konuştukları dil arapçaya benziyordu tabi bildiğim kadarıyla. Yine aniden bütün sesler kesildi. Ve hoca allah mallah lı bağırmaya başladı . Neredeyse altıma edicektim korkudan .
ensemde garip bir nefes sesi duyuyordum.
Ve hoca açın gözlerinizi dedi. ilk olarak hocaya sonrasındada fatih ve halite baktım tirtirtitriyorlardı. Cafer de hızlı hızlı nefes alıyordu. Hoca kabı ters çevirdi ve kaldırdı bi an da ve ateş sönmüştü ama hiç sıvı yoktu kabın içinde tamamen kül vardı. külleri yeniden akbın içine doldurup altındaki kağıdı parçaladı ve onuda kabın içine koydu. Hepbirlikte ayağa kalktık. Hoca hadi gidiyoruz dedi. Halit Arabanın arkasından kürekleri verdi caferle bana . Yola koyulduk Sevgikoyim hem rehin aldırlar hemde gömüyü bize eştirticekler diyrdum içimden neyse çarpılsınlarda kurtulsak diye düşündüm sonra. Etraf zifiri karanlıktı Karanlıktı Fatih önümüze geçip telefonlarınızı verin dedi. Haydaa daha annemi babamı bile aramamıştım ama o an aklıma geldi onlarda beni aramamıştı. Hepimizin telefonlarını toplayıp kırdı huur çocuğu . Birer elfeneri vardı yanımızda yolu o sayede seçebiliyorduk . Korkudan dizleirmin titrediğinini hissediyordum çünkü garip silüetlerin hızlı hızlı koştuğunu seçiyorduk karanlıkta. en sonunda halit konuştu.
Halit- Abi ben dayanamıyacağım gel gidelim
Fatih halite baktı silahı halite doğrulttu .
F- Hadi git oğlum hadi dötün yiyorsa git ama hızlı koş yoksa mazallah sıktığım kurşun kafana falan değer. Gerçi gelmesede etrafımızdaki şeyler giber seni.
Halit- Tamam abi ya ne kızıyosun gitmiyorum.
Hoca- Az kaldı varıyoruz biraz sabredin. dedi.
Tekrardan yürümeye başladık en sonunda varmıştıkki el fenerleri ağrızalandı. artık ışığımızda yoktu çok güzel sevgi koyim .
Zifiri karanlıkta sadece birbirimizin suratını seçebiliyorduk .
Hoca seslendi Herkes buradamı diye . Ses ettik ancak halit ses çıkarmadı.
Fatih haliit diye seslendi. Adam yoktu a.nakoyim o anki korkumu asla tarif edemem.
hoca dahil herkes Has.t.r çekiyordu. Fatih ben onu bulucam diyince hoca bağırdı.
Hoca- Sakın ha!! Sonun ölüm ölür Fatih bey.
F- Allah kahretsin . Biraz duraksadı. Hadi lan hadi nereyi kazıcaksanız kazın bitsin şu işgence. dedi.
Hoca Elindeki kabı yeniden yaktı biraz olsun aydınlandı ortalık alev sayesinde. Yere koydu ve kazıcağımız yeri gösterdi. Ve yine sesli bir şekilde arapça sureler okumaya başladı . Biz kazdıkça alevler yükseliyordu hoca elleri açık bir şekilde gözlerini kapatmış dizleri üstünde bağıra bağıra sure sürercesine birşeyler okuyordu. Biraz sonra bağrışlar duyuldu Halitin çığlıklarıydı bunlar. Ve yanında bulunudğumuz binanın tepesinden yanımıza düştü. Adamın kafası paramparça olmuştu. Etrafıma baktığımdad çok kalabalık yüzleri görükmeyen küçüklü büyüklü silüetlerin etrafımızı sardığını farkettim. Fatihin ağlama sesleri geliyordu silahını yere bırakmış iç çeke çeke ağlıyordu halitin cesedinin başında neredeyse 2 metre eştik çukuru terden ölüyorduk. Sonunda bir sandığa denk geldik üstünde fransızca ve arapça bir takım şeyler yazıyordu. Alıp hocanın önüne bıraktık ve bunlar olurken silüetler artık görnüyordu alevinde yansımasıyla. Fatih aklını kaybetmiş bir şekilde yerde yatıyor hocada bezmiş bir halde hala okuyordu. Korkudan Caferle kolkola girmiştik. bu durumda olmayı istemiyordum ama böyle bir lanet yuvasında güvenebileceğim tek insan en nefret ettiğim kişi olmuştu. Etrafımızda bulunan varlıklar etleri çürümüş cesetlere bezniyorlardı ayakları ters bir şekilde bize doğru çığlık atıyorlar birşeyler söylüyorlardı ancak sadece adım adım ilerliyorlardı. Okadar yaklaşmışlardıki artık bulunudğumuz yeri daire biçiminde kapsamışlardı. Fatih yerde felçli bir şekidle yatıyordu bize yardım edin dermiş gibi bakıyordu ama bizden 10 adım ötedeydi ve cinlerin ayakalrının ucundaydı onu almamız imkansızdı ki yardım etmekte istemezdik zaten Korkudan kendimden geçiyor gibi hissediyordum caferde bende yere oturmuştuk artık tek çare hocaydı. Hoca sustu ve bize baktı ÇAbuk sandığı açın dedi arkasından eski bir demir sopa çıkardı üstünde arapça şeyler yazan . Cafer sopayı alıp sandığın kilidini kırdı. ve açtı . -
20.
+4Halit bunu duyduğunda hafiften korktuğu belli oluyordu. Fatih ise afallamıştı sonrasında tamam ulan... hay ben böyle işin içine.. diye söylendi. Ellerimizi bağladılar. Saat 21.00 civarıydı bekledik geceyi beklemeye. Bu süre içinde Halit ve Fatih arabanın yanında birbirleriyle konuşuyolardı bizse hemen yanımızda ağaca sırtımızı dayamış bekliyorduk.
konuşmaya başladım.
Ben: B
B- Oğlum Cafer ne hallere düşürdün bizi allah belanı versin lan senin. Ben buraya seni öldürmeye gelmiştim , ondanda vazgeçtim sevgi koyim git allahından bul.
bunu duyduğunda hafiften tırstı ve şaşırdı.
C- O niye lan naptım ben sana herşey sana bağlıydı gelmessen musallat olurlarmıydı onu bile bilmiyordum sadece seni ikna etmek içindi. Ama anlaşılan o ki ikna olmuşsun.
B- Ulan it . Dün gece rüyamda gördüklerim neydi ozaman . hocayı işaret ederek.
Bu adamla birlikte karşımda dikilip annemin babamın cin kadın tarafından kesilmesini kahakahalarla izlediniz en sonundada bana buda sana ders olsun dedin. Tesadüf olduğunamı inansaydım bu olayın.
Bunu duyduğunda hocanın gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Caferde has*k*ir çekti şaşırmış bir şekilde.
C- Ne diyosun oğlum sen söylediklerim tamamen kurmacaydı.
B- Ya isim olayı.
C- O gerçek gömünün sahiplerini sembol eden bir tür ritüel. isimleri yer almayanlarsa bu gece burda ölücek dedi göz ucuyla tefecilere bakarak.
H- Evladım bana baksana sen. Eğer anlattıkların doğruysa bugün seni çok büyük bir şer bekliyor. Sakın yanlış anlamayasın beni. Ben sahtekar bir hoca değilim hatta devletinde bir memuruyum Caferinde akrabasıyım . Sana böyle bir büyüyü ben yapmadım dahası ise böyle bir büyü yok. Anlayacağın evlat sana bunu yapanlar o varlıklardır ne benim nede Caferin böyle birşey yapması imkansız.
Hoca bu cümleleri kurduktan sonra gözümü kapattım. içimden adeta yalvardım Allahım nolur ya nolur bu yaşadıklarım rüya olsun yada al beni yanınada kurtulayım yarabbim bu kadar aksiliğin ard arda gelmesi çok mantıksızdı. Gözümü açtım hala aynı taktan durumdayım. Velhasıl Saat gece çeyrek varı yani 23:45 i gösteriyordu.
Hoca hazırlık yapmam gerek yanımda bir çanta getirmiştim arabanın içinde dedi. Halit arabadan çantayı alıp hocaya verdi. -
19.
+5Cafer ilk olarak hocanın bulunduğu yeri tarif etti. Hocayı almaya gittiğimizde hocanın yüzünü görünce şok geçirdim. Geçen gece rüyamda gördüğüm caferin yanında duran sarıklı adamın ta kendisiydi. Buna şahit olduktan sonra başıma gelen olayların Caferin suçu olduğuna emindim. O an bana bi kal geldi adeta. Hatırlıyordum arabada bulunan 2 adam yani halit ve fatih de diğer adamlardı. Şok üstüne şok yaşıyordum. Hoca arabaya bindi.Tümünü Göster
Caferle fısıldaştıktan sonra Selamın aleyküm değerli kardeşlerim dedi.
Herkes sanki çok dininde imanında adamlarmış gibi hepbir ağızdan Ve aleyküm selam dedik. Üst resimde bulunan giriş kısmının yoluna gideceğimizi söyledi Cafer. Yol boyunca herkes suskun bir şekilde yolu izliyordu arada birde Cafer ordan şurdan diye Halite yol tarifi yapıyordu. Sonunda giriş kısmına varmıştık. Halit kimse görmesin diye arabayı ormanlık alanın iç kısımlarına çekti. Fatih'in talimatıyla hepimiz arabadan indik. iner inmez silahları çektiler tabi bunlar. Dizlerimizin üstüne çöktürdüler. Hocanın suratı sapsarı olmuştu allah bilir silah yerine cin çıksaydı bukadar korkmazdı adam. Durun yahu ne halt ediyorsunuz diye yakarıyordu. Ardından titrek bir ses tonuyla ne olur öldürmeyin beni diye yalvardı. Utanmasa çocuk gibi ağlayacaktı zebellak gibi adam. Fatih söze girdi.
F- Nerde lan gömü konuşun.
C- Ormanın sonundaki terkedilmiş binanın arkasında tam yerini hoca biliyor.
Fatih silahı caferin başından alıp hocanınkine tuttu . Bu arada Halit benim kafama dayıyordu silahını.
F- Konuş hoca efendi.
Hoca- Şimdi alamayız çok erken daha saat gece 12yi geçtikten sonra işe koyulmamız lazım .
F- Ne 12 sin den bahsediyosun lan . Kimse yok zaten havada karanlık . Oyunmu oynuyosun lan sen bize aklınca sıkarım kafana. dedi ardından ise Konuş Ulan!! diye bağırdı.
H- Beni öldürürseniz bulamazsınız çekin şu silahı nolursun. Bildiğiniz gibi değil Gömünün sahipleri var.
F- Kim oğlum onlar sahiplerine başlatma şimdi.
Halit- Akıllarını alırız ulan. Artık sahibi biziz o gömünün demi abi.
Allahım yine konuştu terbiyesiz herif diyordum içimden. Ayrıca garip bi şekilde herkesin uslubu düzelmişti ve küfürsüz konuşuyordu. Sanırım bu inci sözlükten ban yediğimizden dolayıydı.
H- Onların sahibi insan değildir. Bir tür cin grubu o gömüyü korumaya yemin etmiş onlarla anlaşma yapacağım ama 12yi geçmesi gerek usül böyledir. Eğer şimdi yaparsak hele ki bu saatlerde. Birimiz bile sağ çıkamayız buradan. -
18.
+4Şeyla yanımdan ayrıldıktan sonra bir süre daha oturdum. içimden isyan ediyordum yine böylesine bir sınav bana ağır geliyordu. Bütün bu olayların sonunda öleceğimi düşünüyordum.Tümünü Göster
içtiğim her sigara acıma acı katıyordu. Boğuluyordum bu hayatta. Önceden intihar eden insanların nasıl canlarına kıydıklarına anlam veremezken şimdi o duruma ben düşmüştüm. Kime bir kötülük yapmıştım, kime ahım geçmişti bunları uzun süre düşündüm.
Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Kinliydim sinirliydim sadece hayata değil. Caferede...
işte o an hiç yapamam dediğim birşey aklıma okadar mantıklı geldiki , beni yerimden ancak öyle bir düşünce kaldırabilirdi. Stres , sıkıntı , üzüntü , bozuk pgibolojim ve o anki kinim bunun için elverişliydi. Caferi öldürecektim...
Öldürecektim öldürmesinede bi silahım bile yoktu. Nereden bulucaktımki... Hayır silah olmaz ama belki bıçak yeterliydi. Evde bir sustalı bıçağım vardı , sadece hava olsun diye bi bakımada merakımdan almıştım. Ogün eve kadar yorulmadan koştuğumu hatırlıyorum.
Bizimkilere çaktırmamak için ders çalışıcam kitap almam lazım diye, odama geçtim. Gardrobumun en altındaki bölmede saklıydı bıçağım. Defterimin arasına koyup hızla çıktım evden. iki apartman geçtikten sonra defteri çöpe attım. Bıçağı belime koyup yoluma devam ettim. Caferi aradım...
Uzun bir süre çaldıktan sonra açtı.
B- Alo nerdesin.!
C- Efendim kardeşim.
B- giberim kardeşini nerdesin dedim sana.
C- Iııı... Kardeşim şuan meşgulüm ben seni arayayım.
B- Lan boş yapma yavşak yerini söyle geceki plan için diyorum gelicem
Telefonu başka bi adam aldı. Ben yine Noluyoruz dıbına koyim moduna girdim. Arkadanda cafer in sesi geliyodu Bilmiyorum abi arkadaşla buluşucaktıkta ondan heralde gibisinden. Hiçbirşey anlamadığım için Cafer söylemek istemiyor diye düşündüm
başta. Ona binlik olsun diye adamla açık açık konuşmaya başladım.
Tanımadığım şahıs: A
A- Buyur kardeş bir sıkınıtımı var.
B- Oğlum bana ayak yapmayın ne zaman gidicez gömüyü almaya.
A- Ne gömüsü?...
B- Dildo gömüsü yannanım, ne olucak mücevher falan işte.
A- Anlıyorum kardeşim sen adresi ver biz gelip alalım seni arabayla.
Adresi verdim. Telefon kapanırken sandalye düşme sesleri ,bağırışlar , ardındanda cafer ah'lama sesi. (gibmediler beyler başka türlü açıklayamıyorum.)
30 dakika bekledim beklemedim. Siyah bir Mercedes yanaştı. Arabada iki tane adam vardı.
Şöyle açıklayayım beyler bu orusbu çocuğunu borç aldığı tefeciler enselemiş, tam ben aradığımdada bu adamların yanındaymış. iyi bir benzetmişler Caferin ağzı yüzü mosmor dudağı patlamıştı. E tabi gömüyü duyuncada sağ bırakmışlar muallakyi. dıbına koyim aklımı gibeyim Cafere binlik yapıcak bi taka daha bulandık iyi mi? Ama Cafer iki ucu taklu deynekte olduğunun farkında değildi. Ya ben yada mafya kılıklı zütler öldürücekti. Mafyalar pas geçincede haliyle koz bana kaldı.
Arabanın ön koltuğuna bindim arkada Cafer ve tanımadığım diğer adam vardı sanıyorumki lider arkadaydı öndeki ise çakalıydı. '' Vay arkadaş dedim içimden, koskoca mafya babası bile gömü'yü duyunca yanında sadece bir adam getirmiş biz daha neyin kafasını yaşıyoruz bu soktuğumun dünyasında..'' Neyse beyler, arabaya biner binmez arkamdan silahını oturduğum koltuğun arkasına dayadı. adamın adı Fatih'di. Çakalınınki ise Halit.
Fatih- Şimdi aslanım kıpraşmadan yavaşça kapıyı kapatıyosun önce.
Ben- Aleyküm selam abi.
F- Yol boyunca saldırmaya yapmaya veyahut arabadan atlamaya kalkarsan sıkarım ..
içimden hayat böylede güzelmiş tak yoluna gitmeyeyim. dedim.
B- Tamam kardeş.
Halit- Abi diyeceksin lan dedi bi sille çekti bana.
Böyle kula kulluk eden çakallardan oldum olası nefret ederim içimden yardırıyordum adama.
B- Tamam ... abi...
F- Şimdi koçlar. Adam akıllı önce olayı sonrada gömünün nerde olduğunu söyleyeceksiniz en sonundada bulmak için yardım edeceksiniz.
Bizimde ruhumuzmu çakal ne anlamadım senkronize bir şekilde.
C-B- Tamam abi. dedik.
daha sonra planı nasıl bulacağımızı , hocayı anlattı Cafer. Ancak isim mevzusunu açmadı.
Bana sorduklarında ise Cafer den fazla birşey bilmediğimi açıklayarak anlattım.. -
17.
+5Telefona baktım. Sırasımı dıbına koyim dedim içimden Pazar günleri ailesiyle vakit geçirdiği için pek aramazdı normalde. Telefonu açtım.Tümünü Göster
B- Alo..
Ş- Sedat
B-Efendim aşkım .
Ş- Bizim ordaki cafede buluşalımmı ?
B- Noldu bişeyinmi var .
Ş- Bişey konuşmak istiyorum seninle.. Hatta direk bizim okulun ordaki parka gel orda oturalım olurmu.
B- Ne konuşucaksın.
Ş- Ya ne soru soruyosun bukadar buluşalım diyorum işte.
B- iyi tamam. Bende evden çıktım yeni geliyorum.
Ş- Görüşürüz.
Şeylanın ses tonu biraz garipti. Birşey olduğunu sezebiliyordum. Telefonu kapattıktan sonra Caferin babasının bakkalına gittim. Adam kendi halinde iyi sessiz sakin bi adamdı (Belkide Cafer gibi oda orsubu çocuğuydu bilemeyiz.) Merhaba muzaffer amca. Cafer nezaman gelir? Dedim. Adamda sanki bunu bekliyor gibi konuşam biter bitmez .Bi işi varmış bugün erkenden çıktı gitti gecede seninle birlikteymiş öyle söyledi. Noldu haberin yokmuydu. Dedi. (he vardı amın oğlu vardı geçen gece söyledi bana .) Bozuntuya vermeden. Biliyodum zaten buluşucaktıkta ondan sordum neyse ben ararım onu dedim çıktım. ilk Şeylayla buluşucaktım ondan sonrada Cafer bininin yanına gidicektim. Şeylayla buluşacağımız parka doğru yola koyuldum vardığımda hala gelmemişti. Bi sigara yaktım .
Başıma gelip geçen olayları ardı ardına düşünüyodum. Etrafımda benide saran birçok şey dönüyordu ama ben hiçbirşeyi bilmiyordum yada anlamıyordum.
Biraz daha bekledikten sonra Şeyla gelmişti. Tekli bankların birinde oturuyorduk.
Aynı günde çok şükür ikinci defa içim huzur kaplamıştı . Ona baktıkça herşeye rağmen Oh bee hayat çok güzel diyebiliyordum. Bir süre susarak birbirimize baktık. en sonunda konuşmaya başladı.
Ş- Sedat ben ilişkimiz hakkında çok fazla düşündükten sonra bir karara vardım.
B- Ne kararıymış bu hayatımın anlamı ?
Ş-Böyle şeyler deme Sedat zora sokuyorsun beni.
B- Anlamıyorum. Şeyla.
Ş- Öncelikle bu kararın sadece bizim iyliğimiz için olduğunu bil. dedi. Bunalrı söylerken gözleri dolmaya başlamıştı. Bende anlamaya başlamıştım az çok ne konuşacağını
B- Açık konuş benimle Şeyla .dedim
Ş- Ayrılmamız gerek Sedat. ikimiz içinde hiçdeğilse bu yıl için en iyisi bu. ne ben seni düşünmekten nede sen benim için uğraşmaktan hiç kendimize derslerimize odaklanamıyoruz .
bir süre sustum olmamasını istiyodum haklıydı sanırım ama cevapsız bıraktım.
Ş- Öyle bakma nolursun. Seni çok seviyorum ama biraz zaman istiyorum .dedi
Bunları söylerken sesi titriyordu ve Ağlamaya başladı.
B- Sen kararını vermişsin... Eğer böyle olucaksa sonumuz. Sen iyi ol yeter... Sen mutlu olucaksan razıyım.
Ağlayarak sarıldı bana. içim titriyordu. Sıkı sıkı sarıldım, öptüm,kokladım doyaya doya sanki son görüşümmüş gibi en ufak zerreme kadar hissetmek istedim onu o an. Kafasını kaldırdı ellerimle gözlerindeki yaşları sildim.
Ş- Bu bir son olmayacak Sedat. dedi.
Gözlerine baktım bir süre. Biliyorum.. dedim Belkide ona nekadar ihtiyacım olduğunu bilseydi gitmezdi ogün benden... Onu ogün son görüşüm olmazdı..
Ağlama ömrüm dedim. Kader... bu böyledir bişey yapamıyoruz. Böyle diye diye kendimizi tükettik işte... Hep biz ağladık ama herkese güldük, onlar ağlamasın diye acıları gece yalnızlıklarına, erteledik, ağzına kadar dolu küllüklerde teselli bulduk, alın sizin olsun gündüzler diyerek inzivaya çekildik. Öksürdük, kustuk, hüngür hüngür ağladık ama tek kelime dahi etmedik. Zira etseydik de kimse anlamazdı yada anlamak işlerine gelmezdi. Ama en güzeli biz adamlar her şeye rağmen sevdiğimize ağlama ömrüm diyecek cesarete sahibiz... Hoşçakal Ömrüm seni ogün son görüşüm olduğunu bilseydim belkide ellerini hiç bırakmazdım. Daha fazla sarılır daha fazla koklardım.
https://www.youtube.com/watch?v=K0376zmqATA -
16.
+3Miğde bulantısı ve baş dönmesiyle uyandım bi anda. Ter boşalıyordu sırtımdan. Başımın ağrısı tavandı resmen. Hava aydınlıktı saat sabah 11.30 civarı pazar'dı. Bir süre yatağımda oturdum. Gördüklerimi düşündüm. Hiçbir yorum yapmak istemiyordum ancak bunu bana Caferin yaptığına adım gibi emindim belkide biliinç altıma işlemişti ama 2 gün ardarda böyle şeyler görmek mantıklı gelmiyordu bana. Yataktan kalktım Babam evdeydi Annemle birlikte kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Günaydın beyim dedi babam. Gülerek. Annem hadi oğlum bi elini yüzünü yıka gel kahvaltı hazır seni bekliyoruz dedi. Onlara bakmak içimi huzur dolduruyordu... Duşa girdim çıktım üzerimi giyindim kahvaltıdan sonra direk Cafer bininin yanına gidicektim en azında ağzını burnunu kırmayı planlıyordum bin kurusunun onla alakası olmasa bile. Masaya oturdum. Hiç konuşmadan kahvaltı yapmaya başladım.
Babam- Ders çalışıyosun demi oğlum. Dedi
her fırsatta bağlıyordu bu muhabbete biyerde haklıydı ama yaşadıklarımı bilse beni okul yerine pgiboloğa gönderirdi herhalde.
Ben- Çalışıyorum baba. dedim. çekingen bir ses tonuyla. Aileme yalan söylemeyi sevmezdim ama zorundaydım.
Annem- Çalışır benim oğlum. Bak gör gelcekte nerelere nerelere gelir.
Babam- Gördük gördük çalışıyor heheh. Dedi . dalga geçiyordu ama iyi niyetli bir ses tonuyla söylemişti.
bu konuşmalar esnasında dalgın dalgın sofraya bakıyordum. Bir süre sonra dayanamayıp anlamış olacaklarki sordular.
Annem- Sedat.? Ne oldu oğlum birşeyemi canın sıkkın?
Ben- Yok annem ya nolucak garip bi rüya gördüm okadar.
Annem- Hayırdır inşallah. Anlatsana.
Ben- Tam hatırlamıyrum zaten boşver. Dedim.
Genelde ailem birşeyi anlatmak istemezsem yada özel olduğunu varsaydıkalrı şeylerde pek sorgulamazlardı.
Annem- Peki oğlum sen öyle diyorsan..
Babam- Ne gördüyse artı rüyasında heh heh heh. Diye pis pis sırıttı.
içimden ya sabıır çektim . Bu yersiz esprinin üstüne masada durmak istemedim. Babam bozulmasın diye gülerek kafa salladım ya bi git dercesine.
Afiyet olsun falan diyip kalktım masadan dışarıya giyeceğim kıyafetlerim üzerimdeydi dışarı çıktım. Apartmandan çıkar çıkmaz Şeyla aradı. -
15.
+5Bu sefer boğularak değil derin bir nefes alarak uyandım yatağımdaydım saat gece 3.00 civarıydı sanırım. Yatakta dikilerek oturdum. Allahım noluyo yardım et dedim kendi kendime sinirlerim bozuldu ağlamaya başladım. Ağlamamı kapı açılma sesi susturdu odamın kapısı kendi kendine açıldı. Açıldığı anda içeriye doğru birinin yürüdğünü farkettim. Hasgibtir i bukadar içten ozamana kadar hiç çekmemiştim beyler. Ama yemezler gibsen gitmezdim içeri. Kız gibi yastığa sarılıp sırtımı yatağımın dayalı olduğu duvara verip göz ucuyla kapıyı izliyordum. Korkudan kendim geçip duruyordum heriyerim titriyordu adeta. Annemin ve babamın arda arda seslerini duydum. Sedaat - Sedaat Oğlum gelsene. Ama kralı zütüremezdi beni oraya (bu arada ışık açık falan değil baş ucumdaki lambada yanmıyordu.) Sonra acı sesleri geldi inleyerek bağırıyordu babam yapmayın! durun vurmayın! diye. ardı ardına sopa ve kırbaç sesleri duyuluyordu içeriden. Sonrasında annem Sedaat! bizi kurtar. Oğlum nolur yalvarıyorum gel! ve yine sopa ve kırbaç sesleri. Yalan olduğunu farkediyordum ama yürek dayanmıyordu vicdanım elvermiyordu zaaflarımdan yararlanıyordu şerefsizler.Tümünü Göster
En sonunda hiddetle kalktım yatağımdan isyan ve ağlamayla karışık:
Yeter ulan orusbu çocukları diye bağırdım ve hızla içeriye doğru yürüdüm odam dan salona geçtiğimde odamın kapısı sertce kapandı. Biraz önceki cüneyt arkın kılıklı herif kendini kedi yavrusuna bırakmıştı. Salon boştu, fazla karanlıktı dışarıya baktığımda Havada yıldız bile yoktu. Bahçede annem ve babam dizleri üstüne çökmüş elleri arakdan bağlı bir şekilde duruyordu. Kapıya yöneldim yine kendi kontrolümü kaybettim. onlara doğru yürüyordum. Annem ve babamın başında geçen seferki gördüğüm dilsiz kör kız ve dilsiz kısa boylu siyah çarşaflı kadın vardı. Bu sefer yanlarında cafer ve Kapıda bekleyen 2 metrelik abi kadar olmasın 1.85-90 civarı sarıklı bir adam var. Yaklaştığımda kız ve çarşaflı kadın arapça olduğunu düşündüğüm bi dilde rahatsız edici bir ses tonunda bana doğru hızlı bir şekilde birşeyler fısıldıyorlardı. Tam önlerinde durdum annem ve babam yere bakıyordu annem ve babamınkini oturdukları için görmesemde hepsinin elleri ve ayakları kırılmış gibi iğrenç bir şekilde ters dönmüştü. Caferin ve sarıklı adamın yüzleri inanılmaz korkunçtu göz bebekleri buz mavisiydi yüzleri kana bulanmıştı yine konuşuyo gibi dudaklarını oynatıyorlar ancak ses çıkmıyordu dişleride yine simsiyahtı. Bu sarıklı adam geçen sefer gördüğüm gözleri oyulmuş şekilde bekleyen tanımadığım 3 adamdan biriydi. Hareket edemiyordum sadece onları izliyordum ve belirtmeliyimki korkudan kalbim kaburgalarıma değicekti heryerim tirtirtitriyordu. Kısa boylu kadın hançer çıkarttı çarşafının altından annem ve babama yaklaşıp teker teker koyun kesercesine allahu aghfir diye bağırarak. boyunlarını kesti. Heryer kana bulanmıştı teker teker düştüler gözümün önünde. Cafer ve Sarıklı adam iğrenç tizlikteki ses tonuyla kahkaha atıyorlardı sinirlensemmi ağlasammı korksammı bilemedim içimdeki duygu değişimi şoka sokuyordu beni. Birden bire bütün bahçede en az 20 tane cin diye tasvir edebileceğim karanlık silüetler belirdi. kimisi kısa boylu kimisi uzun boyluydu hiç ortası yoktu. Tencereye benzer şeyler çalıyordu birkaçı elinde. Ayaklarının tersliğinden topallıyarak hızlıca dolaşıyorlardı etrafımda eğlediklerini hissediyordum sanki canım nekadar yanarsa okadar zevk alıyorlardı. Cafer gülmeyi kesti. Bana doğru yaklaştı çenemden tuttu . tıslayarak ve kalın hırıltılı bir sesle ilk arapça birşeyler dedi sonrada. '' Bu sana ders olsun Sedat... Zorundasın.!.. Dedi. Elini yüzümde gezdirmeye başladı gözlerimi kapattı ve herkes yok olmuştu babam ve annemin cesedi hariç boyunlarından hala kanlar akıyordu. Öyle akıyorduki parmak uçlarıma kadar gelmişti kanları. Kontrol yine bendeydi arkamı dönüm ve karşımda yüzü Şeytana benzeyen ama cin olduğunu bildğim varlık baltayla kafama vurdu . -
14.
+5Gece yine ardı arkası kesilmeyecek olaylar serisi başlıyacakmıydı.? Yoksa tatlı bir rüya görüp normal hayatıma devam mı edicektim ? . Şimdi görücektim.Tümünü Göster
Gözlerim kapalıydı ancak açamıyordum heryerim sanki tutulmuştu etraf hastane odaları gibi kokuyordu bilirsiniz şu hastalık gibi olan kokuyu. Başımda sanki annem oğlum nolur bizi bırakma diye ağlıyordu arada seçilmeyen konuşmalar duyuyordum. Bi anda boğularak uyandım. Odamda değildim karanlık bir odadaydım odadının bir penceresi vardı sadece gökyüzü gözüküyordu pencereden ay ışığı odanın içine süzülüyordu vücudum çıplaktı hafif üşüyordum altımda sadece beyaz bir şort vardı. Ayağa kalktım odanın kapısı aralıktı dışarıdan mum ışığına benzer bir ışık hüzmesi görüküyordu. Kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım içeriye girdim. Yüzü olmayan 3 adam(adamda değil nasıl anlatsam bilemedim cinsiyetleri seçilmiyordu) yanyana kütüklerin üstünde oturuyordu onları görünce ilk bi irkildim ancak hareket etmiyorlardı ve buda içimdeki korkuyu azaltıyordu. Onları incelediğimde kafalarını bana doğru çevirdiler gerçekten yüzlerinde ne göz kaş burun ağız kulak kısacası kafada bulunması gereken uzuvlar ve delikler yoktu saf deriyle kaplıydı. bulunduğum odanın duvarlarına asılı mumlar vardı odayı sadece onlar aydınlatıyordu.(şimdi hatılayınca bile tüylerim diken diken oluyor) . Yanlarından geçip yürümeye başladım odanın sonundaki kapıya doğru yürüdükçe kafalarını bana çevirdiklerini göz ucumla farkediyordum. içimden hatim indirircesine dualar okuyordum.
Odanın çıkış kapısı tahtadandı ama kapı kolu tamamen elmastı. kapıyı açtım hiçbir kapı kilitli değildi diğer odada yine aynı şekilde mumlar yanıyordu duvarlar eski taş tuğlalardandı bu odada ayrı ayrı iki kapı bulunuyordu bir kapının önünde enaz 2.5 metre ayakları ters parmakları olmayan elinde altından zincir zincirin ucundada yine zincire bağlı olan oldukça keskin olduğunu varsaydığım bıçaklar adam siyah giyiliydi ancak siyah dediysemde baktığında adeta uzay kadar derin bir boşluk görüküyordu sanki. yüzü simsiyahtı gözlerinde adeta ateş vardı hiç kıpırdamadan öylece duruyordu ve beni fena halde korkutuyordu. zaten bulduğum ambiyans bile o an ödümün kopmasına sebepti. diğer kapı aralıktı (bu arada dediğim odalarda anlattığımın dışında başka hiçbirşey bulunmuyordu.) Kapıdan içeriye girdim nereden geldiğini seçemediğim beyaz ışıklar gözümü alıyordu odanın ortasında bir kız çocuğu vardı sevimliydi sapsarı saçları masmavi gözleri vardı muhtemel 10 12 yaşında gözüküyordu. üstünde beyaz bir elbise vardı. Hoşgeldin Sedat dedi bana. Sesi kütlesinin aksine boğuk ve kalındı. Nerdeyim ben! diye sordum. Sen kimsin nolur biri bana anlatsın . diye devam ettim korkulu bir ses tonuyla. Öldün dedi bana. Burası ise araf yargılanacaksın daha sonrasındada mutlak kararın yüce allah tarafından verilecek. Öncesinde seni gezdirmem gerekiyor beni takip et dedi. küçük kız yürümemi işaret ederek arkasını döndü arkasını döndüğünde sırtında beyaz güvercin kanatlarından biraz daha iri ve ona ait olduğu bariz olan iki kanat vardı. Yürümeye başladı bense onu takip etmeye başladım. Ne soru sorabildim o anki şaşkınlığımla nede öldüğüme anlam verebildim orasının araf olduğunuda hiç düşünmedim bile. Tek yaptığım şey arkasından yürümek oldu . Sana tek bir yer gösterebilirim buna hazır olmak zorundasın dedi. Ve kapıyı açtı içeriden çığlık sesleri geliyordu buraya dikkat. Heryer alev alev yanıyordu ama karanlıktı... Aklınız almadı demi.. Benimde almıyor. Ama başka türlüde tarif edilmiyor... Elimden tuttu içeriye doğru zütürmeye başladı beni yaklaştıkça başım dönüyordu hissizleşiyordum o an oraya geldiğimden beri nefes almadığımı farkettim. Daha fazla dayanamayıp dizlerimin üstüne çöktüm içeriye girmeden başım iki 70 lik içmiş gibi dönüyordu orada olan biteni seçemiyordum gözüm kararıyordu . Kız beni zorlamadı ayağa kalkmam için . Sakinleş insanoğlu ... dedi ve duraksadı . ama hala kalkamıyordum gözümün kararması körlük boyutuna ulaşmıştı orada son duyduğum şey daha vakit gelmemiş - oldu. -
13.
+5Yanına yaklaştım hayırdır napıyon dedim.Tümünü Göster
C- Anlattığım planı hatırlıyomusun. Dedi.
Dün gece yaşadıklarımdan sonra böyle bi olaya karışmak istemiyordum.
B- Hacı ben vazgeçtim ya zaten bu sıralar hiç iyi değilim
C- Olmaz artık çok geç senin isminide verdim. Dedi.
Noluyoruz ya yine naptın dıbına koyduğumun sıyrığı dedim içimden.
B- Belamısın oğlum sen ne için geç istemiyorum işte.! Hem kime verdin adımı.
C- Hocaya verdim. Yanlış anlama kardeşim sana güvenim tam yani kimseye söylemeyeceğini biliyorum gelmezsen ama plan sadece üçümüz için hoca, ben ve sen gömüyü bulmak için yapacağımız ritüellerde senin isminde yazıldı bu yüzden artık çok geç.
B- Senin dıbına koyim ne hocası oğlum ne taklar çeviriyosun sen.!
diye bağırmaya başladım .
C-Sessiz ol lan sessiz ol! dedi. Kolumdan kendine doğru çekti. etrafı kolaçan ederek. hafiften kısık bir sesle devam etti.
- Sen böyle gömüleri sahipsizmi sandın. Başından beri anlamadınmı dıbına koyim yoksa niye sana söylim salakmıyım ben. hı. Artık çok geç kardeş. Hayır ben yine uyarıyorum seni , sonra sana yazık olucak... Cinlerin musallatı kolay şeyler değildir. Orada bulunmazsan arar bulurlar seni. Gel benimle 2 gün sonra paranın dıbına bile koruz , ne dert olur ne tasa.
Napıcağımı bilemedim acaba dün başıma gelenlerde bu yüzdenmiydi. Hiçbirşey anlamıyordum. Bu tehditkar tavırlarada sinirlenmiştim. kolumu hiddetle çektim tuttuğu elinden. O aralar bayağı bir inanç zayıflığım vardı bu tür olaylarıda hep pgibolojik algılıyordum.
B- Sen kimi tehdit ediyorsun lan yavşak giberim yapıcağın işi. yardım istedin gelirim dedim. Bi takta anlatmadınki doğru düzgün şimdi gelmiş cin musallatından bahsediyosun bana. Ben böyle işlerde yokum kardeş. Baştan söyleseydin yanınada bidaha uğramazdım. zütün yemiyorsa yapma...
bi sigara yaktım sözlerim ağırmı olmuştu diye düşünmektende kendimi alamıyordum.
- oğlum bak bende seni uyarıyorum ozaman böyle işlere girme git helalinden para kazan dıbına koyim çokmu zor. Ben yokum yine sen bilidğini yapıcaksan yap beni bulaştırma tek isteğim bu.
C- Sen anlamadın galiba... Ben seni tehdit etmiyorum... Aksine, ben seni korumaya çalışıyorum sen bana ogün Sedat ,gelirim demiştin. Ve bende gereken şeyleri hocayla konuştum haklısın tamam sana detayları anlatmadım ama şimdiki gibi caymanı istememiştim çünkü, borç aldığım adamlar peşimde ve yardıma ihtiyacım var.. Başka çaren yok.
Bu sözlerin üstüne bende şartel attı. Elimdeki sigarayı yere fırlattım. Başka çaren yok lafınada oldum olası uyuz olmuşumdur zorunda olmadığım birşeyede zorlanmaktan da nefret ederim hep.
B- Hocanında, cininde, seninde, o borç aldığın tefecilerinde ta anasının dıbına koyim.! gibtir git.! Kendi zütünü kendin kurtar ne yaşadığımı bile bilmiyosun .! Bide böyle bişeye beni alet ediceksin. Gelmiyorum oğlum anladınmı beni. Gel-mi-yo-rum. bu kadar. dedim
apartmanın girşine doğru yöneldim. Cafer arkamdan bağırdı.
C- Ozaman sana gelecek şerri bende arama Sedat ve bu gece iyi düşün hiçbirşey için geç değil bunu bil.
arkamı döndüm.
B- Yüzsüzlük ruhuna işlemiş senin okadar sövdüm hala zütünü kurtarmak için iyi niyetli gibi konuşmaya çalışıyosun. Eğer başıma bişey gelirse ilk seni sonrada o hoca denen adamı giberim. Şimdi bidaha gözükme gözüme. Dedim.
Bu laflardan sonra gülümseyip kafasını salladı sonrada ceketinin kapşonunu takıp gitti. Aklınca hem göz dağı verdi hemde gizemli bi hava estirdi orusbu çocuğu .
Herneyse beyler.
Eve girdim biraz ailemle lafladım televizyon filan izliyordum garip bişey farkettim tüm kanallarda sanki daha önce izlediğim diziler yeni bölüm adı altında yayınlanıyordu. Dejavu yaşıyorum herhalde diye düşündüm. öyle böyle biraz daha takıldıktan sonra odama geçtim.
dünkü yaşadığım olayı aileme anlatmamıştım. Hem gelip geçici birşey diye düşünüyordum zaten . Böyle bir rüyayı anlatmam yersiz bir düşünce oluşturucaktı kafalarında. Bu yüzden anlatmadım. Yatağıma yattım caferle olan konuşmamı düşünüyordum. Acaba arkadaşıma sırtmı mı çeviriyordum yada gerçekten başıma onun söyledikleri gibi bir bela gelirmiydi bilmiyordum. Uykumda yavaştan yavaştan bastırmıştı. Uyumak istemiyordum içimde bir huzursuzluk vardı ama daha fazla dayanamayıp uykuya daldım. -
12.
+5Bir süre yürüdükten sonra ik üç insana denk geldim sonunda ve bunada bi şükür çektim. Evet artık bayağı bir paranoyaklaşmıştım o yaşadıklarımdan sonra . Gerçi kim olsa aynı şeyleri düşünürdü. Neyse en sonunda şeylayla bulştuk bi avm de . Yemek yedik sonra bi cafeye geçtik.
Ş- Bugün biraz durgunsun aşkım noldu hastamısın?
B- Hasta değilim...
Ş- Sedat noldu neyin var peki.
B- Bişeyim yok iyiyim ya.
Ş- Ben anlarım söyle çabuk ! noldu.
B- Kızım yok diyorum bişeyim niye inanmıyosun.
Suratını astı kaşlarını çattı. Bu kız milleti çok garip . Evet gerçekten anlıyorlar anlamasınada söylemeyincede bide üstüne trip atıyorlar sanki yaşadığım şeyler yetmezmiş gibi karşındakinin bi sorununu trip atarak çözmek nasıl bir saykoluk anlamış değilim.
Ş- iyi.. Söylemessen söyleme.
B- Off Şeyla of ya. iyi tamam anlatayım... Bir rüya gördüm bugün annemin ağlama sesiyle uyanmıştım sanki .. vs.(kesiyorum beyler) vs. sonrasında salonda uyandım.. vs. Kız bana bağırıyordu. en sonunda Uyandım ve hala kendimi çok garip hissediyorum.
Söylediklerim bittiğinde korkulu gözlerle bana bakıyordu.
Ş- Çok korktum aşkım ya niye böyle şeyler anlattın . dedi
B- La havlee..
Ş- Tamam tamam şaka ya yalnız cidden bayağı korktum yerinde olsam korkudan geberirdim herhalde. Bence bi hocaya filan git.
B- Ya manyakmısın kızım. pgibolojik bişey işte herhalde. Stresten böyle şeyler olması normal beynim bulandı son dönemlerde.
Bir süre daha konuştuk ,sonrasında gezdik. Öyle işte klagib sevgili muhabbeti anlıyacağınız.
Akşam olmuştu Şeylayı evine bıraktım ve eve doğru yürümeye başladım . Eve geldiğimde kapıda Cafer vardı.
başlık yok! burası bom boş!