-
1.
+8 -2Herşey bir pazartesi günü okuldan çıktıktan sonra başladı. Kafam derslerden bi dünya olmuş bi şekilde çıktım, boş boş kaldırımlara bakınarak yürüyodum. Arayan Necmettin abiydi(Ustam). sevgi koyim dedim içimden zaten kafamın içi gib gibi bide bu huur çocuğuyla uğraşıcaz. Sessize alıp attım cebe. Kızla bozuk bozuğuz zaten . Şeyla nın okulunun önüne doğru ilerledim okullarımızın arasında fazla bi mesafe yoktu. Okulun önüne geldim kızı aramak için elimi telefonuma attığımda ustamdan gelen mesajı farkettim. Dolaba kola falan gelmiş erken gel cart curt biliyo bide huur çocuğu okulumun kaçta bittiğini it gibi çalıştırıcak yine. şunu çek bunu çek . Neyse dedim Sedat(ismim) döte giren şemsiye açılmaz . Kızın okulunun orda bir park vardı hep orda otururukduk sigara muhabbet falan sonra ben işe geçerdm onuda yol üstünde eve bırakırdım. Kısa geçeyim beyler bekliyorum falan bu çıktı tabi kafamda hala tilkiler gibişiyo, zaten dündende bozuğuz.Tümünü Göster
Neyse iki sigara içtik konuştuk trip yedik standart ondan sonra gittim iş yerine. Baktım asık suratlı huur çocuğu kapıda nerde kaldın diye söyleniyo bi ton eşya çektirdi dizdirdi sevgi koyim. Özetlersek dötümü iyi gibti . Saat akşam 10 gibi bahşişimi aldım. Baktım görüşürüz falan dedi. Usta dedimerken geldim o nolucak .
Bu mırın kırın etmeye başladı tabi ne erkeni aradım açmıyosun diye. Beyler abartı gelicek ama o anki stresle ,yorgunlukla hiç çekilmiyor sövmeye başladım ben bu bin e diğer elemanlar tutmasa giricektim huur çocuğuna. Durum böyle olunca iştende kovulduk tabi.
Sanki hayat beni gibiyormuş gibi hissediyorum ozamanki ergenliğinde verdiği etkiyle.
Kız desen aram bozuk, aile desen kıt kanağat geçiniyoruz şimdi bide işsiz kaldık iyi mi.
Yaktım bi sigara Tekeldende ogünkü aldığım yevmiyeyle bi bira aldım beyler. içim acıyodu hayat çok geliyordu sanki. Çok içki içmezdim ben içincede biradan bile döt olmaya yeterdi kafam, onun etkisiyle gözlerimden yaşlar süzülerek boş sokaklardan geçiyordum. Tam caddenin ucundaydım . Önümden vızır vızır araba geçiyor.. Yazmadım ancak pgibolojim tak gibiydi ve düzeltebilecek kadar bile paramız yoktu . Hafif bi yağmur havası vardı hiç unutmam toprak kokuyordu ortalık içkininde verdiği etkiyle kendimi arabaların önüne attım... Attım atmasınada sanki sadece ruhum gitmişte bedenim aynı yerde kalmış gibi hissettim bi an sanki bi el beni arkaya doğru çekmişti arkama doğru düştüm.
Öyle böyle derken eve gidip nasıl uyuduğumu bile hatırlamıyorum o günüde atlattık bi şekilde . -
2.
+5Gece yine ardı arkası kesilmeyecek olaylar serisi başlıyacakmıydı.? Yoksa tatlı bir rüya görüp normal hayatıma devam mı edicektim ? . Şimdi görücektim.Tümünü Göster
Gözlerim kapalıydı ancak açamıyordum heryerim sanki tutulmuştu etraf hastane odaları gibi kokuyordu bilirsiniz şu hastalık gibi olan kokuyu. Başımda sanki annem oğlum nolur bizi bırakma diye ağlıyordu arada seçilmeyen konuşmalar duyuyordum. Bi anda boğularak uyandım. Odamda değildim karanlık bir odadaydım odadının bir penceresi vardı sadece gökyüzü gözüküyordu pencereden ay ışığı odanın içine süzülüyordu vücudum çıplaktı hafif üşüyordum altımda sadece beyaz bir şort vardı. Ayağa kalktım odanın kapısı aralıktı dışarıdan mum ışığına benzer bir ışık hüzmesi görüküyordu. Kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım içeriye girdim. Yüzü olmayan 3 adam(adamda değil nasıl anlatsam bilemedim cinsiyetleri seçilmiyordu) yanyana kütüklerin üstünde oturuyordu onları görünce ilk bi irkildim ancak hareket etmiyorlardı ve buda içimdeki korkuyu azaltıyordu. Onları incelediğimde kafalarını bana doğru çevirdiler gerçekten yüzlerinde ne göz kaş burun ağız kulak kısacası kafada bulunması gereken uzuvlar ve delikler yoktu saf deriyle kaplıydı. bulunduğum odanın duvarlarına asılı mumlar vardı odayı sadece onlar aydınlatıyordu.(şimdi hatılayınca bile tüylerim diken diken oluyor) . Yanlarından geçip yürümeye başladım odanın sonundaki kapıya doğru yürüdükçe kafalarını bana çevirdiklerini göz ucumla farkediyordum. içimden hatim indirircesine dualar okuyordum.
Odanın çıkış kapısı tahtadandı ama kapı kolu tamamen elmastı. kapıyı açtım hiçbir kapı kilitli değildi diğer odada yine aynı şekilde mumlar yanıyordu duvarlar eski taş tuğlalardandı bu odada ayrı ayrı iki kapı bulunuyordu bir kapının önünde enaz 2.5 metre ayakları ters parmakları olmayan elinde altından zincir zincirin ucundada yine zincire bağlı olan oldukça keskin olduğunu varsaydığım bıçaklar adam siyah giyiliydi ancak siyah dediysemde baktığında adeta uzay kadar derin bir boşluk görüküyordu sanki. yüzü simsiyahtı gözlerinde adeta ateş vardı hiç kıpırdamadan öylece duruyordu ve beni fena halde korkutuyordu. zaten bulduğum ambiyans bile o an ödümün kopmasına sebepti. diğer kapı aralıktı (bu arada dediğim odalarda anlattığımın dışında başka hiçbirşey bulunmuyordu.) Kapıdan içeriye girdim nereden geldiğini seçemediğim beyaz ışıklar gözümü alıyordu odanın ortasında bir kız çocuğu vardı sevimliydi sapsarı saçları masmavi gözleri vardı muhtemel 10 12 yaşında gözüküyordu. üstünde beyaz bir elbise vardı. Hoşgeldin Sedat dedi bana. Sesi kütlesinin aksine boğuk ve kalındı. Nerdeyim ben! diye sordum. Sen kimsin nolur biri bana anlatsın . diye devam ettim korkulu bir ses tonuyla. Öldün dedi bana. Burası ise araf yargılanacaksın daha sonrasındada mutlak kararın yüce allah tarafından verilecek. Öncesinde seni gezdirmem gerekiyor beni takip et dedi. küçük kız yürümemi işaret ederek arkasını döndü arkasını döndüğünde sırtında beyaz güvercin kanatlarından biraz daha iri ve ona ait olduğu bariz olan iki kanat vardı. Yürümeye başladı bense onu takip etmeye başladım. Ne soru sorabildim o anki şaşkınlığımla nede öldüğüme anlam verebildim orasının araf olduğunuda hiç düşünmedim bile. Tek yaptığım şey arkasından yürümek oldu . Sana tek bir yer gösterebilirim buna hazır olmak zorundasın dedi. Ve kapıyı açtı içeriden çığlık sesleri geliyordu buraya dikkat. Heryer alev alev yanıyordu ama karanlıktı... Aklınız almadı demi.. Benimde almıyor. Ama başka türlüde tarif edilmiyor... Elimden tuttu içeriye doğru zütürmeye başladı beni yaklaştıkça başım dönüyordu hissizleşiyordum o an oraya geldiğimden beri nefes almadığımı farkettim. Daha fazla dayanamayıp dizlerimin üstüne çöktüm içeriye girmeden başım iki 70 lik içmiş gibi dönüyordu orada olan biteni seçemiyordum gözüm kararıyordu . Kız beni zorlamadı ayağa kalkmam için . Sakinleş insanoğlu ... dedi ve duraksadı . ama hala kalkamıyordum gözümün kararması körlük boyutuna ulaşmıştı orada son duyduğum şey daha vakit gelmemiş - oldu. -
3.
+4Caferin ynaından ayrıldıktan sonra , Şeyla nın okuluna doğru yola koyuldum. Bi yandan da kafamda sürekli düşünyordum. Ulan acaba nekadar bana düşer , gerçekmi bu anlattıkları, dıbına koyim kurtulucakmıyım bu hayattan yoksa. Abi çocuk tefeci falan dedi nekadar aldığınıda söylemedi başıma bi bela gelmesin. gibtir et dıbına koyim herşey olacağına varır olmadı macera olur.. Diye sayıklarken Şeyla nın okulunun önüne gelmiştim. Bu arada beyler Şeyla dan bahsetmedim. Kumral uzun saçlı beyaztenli, kahverengi gözlü güzel kategorisinde sayılabilicek bi kızdı. Onu çok seviyodum çünkü 3 yıldır çıkmamıza rağmen ne başka bir erkeğe yanaşabildi nede para pul onun için önemliydi. Bir bahar ayında tanışmıştım ben şeylayla ilk görüşte aşık olunduğunuda işte ozaman anladım. 1 ay konuşamamıştım ozamanalr aynı okuldaydık. En sonunda dayanamamış, iki üç kuruş harçlığımı biriktirerek bi gümüş kolye alıp hediye etmiştim bu sayedede çıkma teklifi edebilmiştim. Şimdi düşününce mantıksız geliyor aslında seninle sadece selamı sabahı olan bir kıza böyle teklif etmek kabule tmese boşuna giderdi okadar para . Herneyse çok sevdik birbirimizi kimseyi onu sevdiğim gibi sevemedim , kimseye onu dokunduğum gibi dokunamayıp özleyemedim. Zaten ... Şimdi sadece gözyaşımı hediye edebiliyorum ona . Oda toprağına damlasada onada deyiyor biliyorum. Beni hissediyor.
-
4.
+3C- Sedat.. dedi.
Merakla suratına bakarak bekliyordum.
C- Benim acil paraya ihtiyacım var büyük bir işin içindeyim. Tefecidende belli bir miktar para aldım. Birazdan duyacaklarını kimseye söylememelisin duymak istediğne eminmisin?
B- Ne tefecisi bilader aklınımı yedin sen.! Ne kadar aldın ?
C- Lan orasını boşver onunla alakalı bi durum değil aslına bakarsan bende senden yardım isteyecektim ancak düşünmek istedim. Bu yüzden anlatmak istemedim... Ama yinede soruyorum eğer eminsen bana yardım ediceksin. Bunada emin ol.
Cafer benim çocukluktan beri doğru düzgün tanıdığım tek arkadaşımdı ozamanlar. Okulda bile doğru düzgün samimi olduğum kimse yoktu .
B- Oğlum ne garip adamsın sen böyle. Hayır yani başka biri olsa şimdiye gibtiri çekmiştim bunu bil . Eminim tamam anlat madem para var banada para düşer umarım ozaman . Değil mi.
C- istemediğin kadar hemde... Şimdi iyi dinle bu ikimizin arasında bir süre sır olarak kalmalı.
Şu terkedilmiş hastanenin arka bloğunda bir gömü var. 1900 lü yıllarda orada olan askerler yada bir takım kişiler. Savaşa döneminde ele geçirebilidği çoğu değerli malları oraya saklamışlar. ancak daha savaş bitmeden bütün kişiler bir şekilde ölmüş. Ve bu hazinede orada bu zamana kadar saklı kalmış. En azından 1 milyon lira değerinde mücevherler orada yatıyor.
B- E tamam abi kimsesiz terkedilmiş yer aramızda 100 metre var yok hadi kalk dıbına koyim gidip alalım yerini biliyosan... Bi dakika nerden biliyosun ki lan bukadar şeyi. Veya nerden duydun.
C- Orasını işe koyulduğumuzda duyucaksın ısrar etme yeter benim için. Ayrıca okadar kolay değil bu işler gömünün bi olayı var. Sen bi sabret benden haber bekle
B- Bak oğlum yeni işten atıldım , Üniversiteye hazırlanıyorum . Beni boş bi iş için yorucaksan.. Uzatmaya gerek yok kardeş. Eğer, yalan söylüyosan , sallıyosan seni giberim biliyosun demi.
C- Lan aptal aptal konuşma işim gücüm yok sana oyunmu yapıcam.
(yok tabi muallak ne işin gücün var aylaklıktan başka.) demedim tabi.
B- Tamam ozaman kardeşim. Her türlü hallederiz... Neyse ben kalkıyorum kesin ara benim bi iş var halledip eve geçerim.
C- Arayacağım zaten Sedat. Hoşçakal. -
5.
+4 -1O günün yarını sabah uyandım saat 12 ydi okul saatim geçmişti (8.00 da başlıyordu) ağzımda tak gibi bi tat vardı. Başım çatlıyordu resmen. Kendimi yataktan atarcasına kalktım ,yarı ayık şekilde elimi yüzümü yıkadım vs . (ayrıntı: size biraz çevreden bahsedeyim bizim ev 4 katlı bir binanın zemin katındaydı arkadan bahçeye doğru bakardı . Zemin kat derken -1 falan oluyordur heralde eski stil apartman düzenlerinden. Yaşadığım mahallede her apartman bu tarzdaydı nerden baksanız 60 yıllık sırayla dizilmiş binalar ,tam binaların önündede büyük bi hastane vardı, terkedilmişti eskiden fransızlar kullanırmış üstten bakınca hac şeklini görebilirdiniz zaten daha sonra caps ini atarım.) Neyse beyler salona doğru yürüdüm evde kimse yoktu annem ev temizliğine gider babamsa bi lokantada el altı işleriyle meşguldü o sıralar . Hava sonbahar ayında olmamıza rağmen eylül ortası kadar ılıktı güneşliydi. dışarı çıktım biraz sokakta volta attım mahallede tek konuştuğum kişi ozamanlar Cafer di. Cafer kendi halinde sessiz sakin bir çocuktu hatta gereğinden fazlada sakindi muallak bilirsiniz şu hayatın anldıbını bulduğunu düşünüp fazla giblemeyen tiplerdendi. Babası bakkaldı bazen onun yanında takılır geri kalan vakitlerindede boş boş gezerdi... Hiç değilse ben öyle sanıyordum. Uzatmayalım sokakta geznirken havaya rağmen kimse yoktu bi araba bile geçmedi lan diye düşünürken caferi gördüm. Herzamanki yerinde oturuyordu.Tümünü Göster
- Cafeer ! . diye bağırarak yanına yaklaştım .
Bu bin hiç duymamış gibi boş boş bakınıyordu etrafa . Ardından yanına oturdum .
- Lan muallak niye giblemiyon beni . dedim.
Bana döndü suratıma baktı hıığ diye bi ses çıkardı orusbu çocuğu.
C : Cafer B: Ben
C- Naber aga.
B- iyiyim de hayırdır lan bi garipsin
C- Yok ya, bişey düşünüyodum
B- Olm sokak ortasında niye düşünyosun git evinde hallen boşaldın resmen . ehehehe.
C- Dalga geçme dıbına koyim cidden önemli
bi Chester uzattı. iki tek aldım birini kulak arkası falan birinide iştahla yaktım (beleşi severim).
B- Anlat dinliyorum.
C- Boşver ya sonra anlatırım. diye geçiştirmeye çalışıyodu
B- Oğlum anlatsana çatlatıcanmı beni.
C- Kardeeş. gibtir et.
iyice delirdim ben tabi anlat anlatmam falan en sonunda :
tamam dıbına koyim anlatıcam dedi. zütüme kalıp aradım mı aradım.. fazla merak züte yannan mı yannan... e hakettimmi hakettim.. Ancak bu hep böyledir. Bu tür orusbu çocukları mıknatıs gibidir hep içlerine çeker masum insanları. taka bulanan bi kişi herzaman yanındakilerede bulaştırır takunu. Belkide farklı tasvir edemediğimiz bi güç bizi o yola sürükler...
• iyi geceler beyler biliyorum az oldu yarın iş var malum . ama yarın daha uzun partlar gelicek . yarın akşama doğru yine burdayım. * -
6.
+3 -1Miğde bulantısı ve baş dönmesiyle uyandım bi anda. Ter boşalıyordu sırtımdan. Başımın ağrısı tavandı resmen. Hava aydınlıktı saat sabah 11.30 civarı pazar'dı. Bir süre yatağımda oturdum. Gördüklerimi düşündüm. Hiçbir yorum yapmak istemiyordum ancak bunu bana Caferin yaptığına adım gibi emindim belkide biliinç altıma işlemişti ama 2 gün ardarda böyle şeyler görmek mantıklı gelmiyordu bana. Yataktan kalktım Babam evdeydi Annemle birlikte kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Günaydın beyim dedi babam. Gülerek. Annem hadi oğlum bi elini yüzünü yıka gel kahvaltı hazır seni bekliyoruz dedi. Onlara bakmak içimi huzur dolduruyordu... Duşa girdim çıktım üzerimi giyindim kahvaltıdan sonra direk Cafer bininin yanına gidicektim en azında ağzını burnunu kırmayı planlıyordum bin kurusunun onla alakası olmasa bile. Masaya oturdum. Hiç konuşmadan kahvaltı yapmaya başladım.
Babam- Ders çalışıyosun demi oğlum. Dedi
her fırsatta bağlıyordu bu muhabbete biyerde haklıydı ama yaşadıklarımı bilse beni okul yerine pgiboloğa gönderirdi herhalde.
Ben- Çalışıyorum baba. dedim. çekingen bir ses tonuyla. Aileme yalan söylemeyi sevmezdim ama zorundaydım.
Annem- Çalışır benim oğlum. Bak gör gelcekte nerelere nerelere gelir.
Babam- Gördük gördük çalışıyor heheh. Dedi . dalga geçiyordu ama iyi niyetli bir ses tonuyla söylemişti.
bu konuşmalar esnasında dalgın dalgın sofraya bakıyordum. Bir süre sonra dayanamayıp anlamış olacaklarki sordular.
Annem- Sedat.? Ne oldu oğlum birşeyemi canın sıkkın?
Ben- Yok annem ya nolucak garip bi rüya gördüm okadar.
Annem- Hayırdır inşallah. Anlatsana.
Ben- Tam hatırlamıyrum zaten boşver. Dedim.
Genelde ailem birşeyi anlatmak istemezsem yada özel olduğunu varsaydıkalrı şeylerde pek sorgulamazlardı.
Annem- Peki oğlum sen öyle diyorsan..
Babam- Ne gördüyse artı rüyasında heh heh heh. Diye pis pis sırıttı.
içimden ya sabıır çektim . Bu yersiz esprinin üstüne masada durmak istemedim. Babam bozulmasın diye gülerek kafa salladım ya bi git dercesine.
Afiyet olsun falan diyip kalktım masadan dışarıya giyeceğim kıyafetlerim üzerimdeydi dışarı çıktım. Apartmandan çıkar çıkmaz Şeyla aradı. -
7.
+1beyler olayın olacağı yerin üst görünümünün söz verdiğim gibi capsini bu gönderiye editliyorum şimdi.
-
8.
+2 -1Telefona baktım. Sırasımı dıbına koyim dedim içimden Pazar günleri ailesiyle vakit geçirdiği için pek aramazdı normalde. Telefonu açtım.Tümünü Göster
B- Alo..
Ş- Sedat
B-Efendim aşkım .
Ş- Bizim ordaki cafede buluşalımmı ?
B- Noldu bişeyinmi var .
Ş- Bişey konuşmak istiyorum seninle.. Hatta direk bizim okulun ordaki parka gel orda oturalım olurmu.
B- Ne konuşucaksın.
Ş- Ya ne soru soruyosun bukadar buluşalım diyorum işte.
B- iyi tamam. Bende evden çıktım yeni geliyorum.
Ş- Görüşürüz.
Şeylanın ses tonu biraz garipti. Birşey olduğunu sezebiliyordum. Telefonu kapattıktan sonra Caferin babasının bakkalına gittim. Adam kendi halinde iyi sessiz sakin bi adamdı (Belkide Cafer gibi oda orsubu çocuğuydu bilemeyiz.) Merhaba muzaffer amca. Cafer nezaman gelir? Dedim. Adamda sanki bunu bekliyor gibi konuşam biter bitmez .Bi işi varmış bugün erkenden çıktı gitti gecede seninle birlikteymiş öyle söyledi. Noldu haberin yokmuydu. Dedi. (he vardı amın oğlu vardı geçen gece söyledi bana .) Bozuntuya vermeden. Biliyodum zaten buluşucaktıkta ondan sordum neyse ben ararım onu dedim çıktım. ilk Şeylayla buluşucaktım ondan sonrada Cafer bininin yanına gidicektim. Şeylayla buluşacağımız parka doğru yola koyuldum vardığımda hala gelmemişti. Bi sigara yaktım .
Başıma gelip geçen olayları ardı ardına düşünüyodum. Etrafımda benide saran birçok şey dönüyordu ama ben hiçbirşeyi bilmiyordum yada anlamıyordum.
Biraz daha bekledikten sonra Şeyla gelmişti. Tekli bankların birinde oturuyorduk.
Aynı günde çok şükür ikinci defa içim huzur kaplamıştı . Ona baktıkça herşeye rağmen Oh bee hayat çok güzel diyebiliyordum. Bir süre susarak birbirimize baktık. en sonunda konuşmaya başladı.
Ş- Sedat ben ilişkimiz hakkında çok fazla düşündükten sonra bir karara vardım.
B- Ne kararıymış bu hayatımın anlamı ?
Ş-Böyle şeyler deme Sedat zora sokuyorsun beni.
B- Anlamıyorum. Şeyla.
Ş- Öncelikle bu kararın sadece bizim iyliğimiz için olduğunu bil. dedi. Bunalrı söylerken gözleri dolmaya başlamıştı. Bende anlamaya başlamıştım az çok ne konuşacağını
B- Açık konuş benimle Şeyla .dedim
Ş- Ayrılmamız gerek Sedat. ikimiz içinde hiçdeğilse bu yıl için en iyisi bu. ne ben seni düşünmekten nede sen benim için uğraşmaktan hiç kendimize derslerimize odaklanamıyoruz .
bir süre sustum olmamasını istiyodum haklıydı sanırım ama cevapsız bıraktım.
Ş- Öyle bakma nolursun. Seni çok seviyorum ama biraz zaman istiyorum .dedi
Bunları söylerken sesi titriyordu ve Ağlamaya başladı.
B- Sen kararını vermişsin... Eğer böyle olucaksa sonumuz. Sen iyi ol yeter... Sen mutlu olucaksan razıyım.
Ağlayarak sarıldı bana. içim titriyordu. Sıkı sıkı sarıldım, öptüm,kokladım doyaya doya sanki son görüşümmüş gibi en ufak zerreme kadar hissetmek istedim onu o an. Kafasını kaldırdı ellerimle gözlerindeki yaşları sildim.
Ş- Bu bir son olmayacak Sedat. dedi.
Gözlerine baktım bir süre. Biliyorum.. dedim Belkide ona nekadar ihtiyacım olduğunu bilseydi gitmezdi ogün benden... Onu ogün son görüşüm olmazdı..
Ağlama ömrüm dedim. Kader... bu böyledir bişey yapamıyoruz. Böyle diye diye kendimizi tükettik işte... Hep biz ağladık ama herkese güldük, onlar ağlamasın diye acıları gece yalnızlıklarına, erteledik, ağzına kadar dolu küllüklerde teselli bulduk, alın sizin olsun gündüzler diyerek inzivaya çekildik. Öksürdük, kustuk, hüngür hüngür ağladık ama tek kelime dahi etmedik. Zira etseydik de kimse anlamazdı yada anlamak işlerine gelmezdi. Ama en güzeli biz adamlar her şeye rağmen sevdiğimize ağlama ömrüm diyecek cesarete sahibiz... Hoşçakal Ömrüm seni ogün son görüşüm olduğunu bilseydim belkide ellerini hiç bırakmazdım. Daha fazla sarılır daha fazla koklardım.
https://www.youtube.com/watch?v=K0376zmqATA -
9.
+1Bu sefer boğularak değil derin bir nefes alarak uyandım yatağımdaydım saat gece 3.00 civarıydı sanırım. Yatakta dikilerek oturdum. Allahım noluyo yardım et dedim kendi kendime sinirlerim bozuldu ağlamaya başladım. Ağlamamı kapı açılma sesi susturdu odamın kapısı kendi kendine açıldı. Açıldığı anda içeriye doğru birinin yürüdğünü farkettim. Hasgibtir i bukadar içten ozamana kadar hiç çekmemiştim beyler. Ama yemezler gibsen gitmezdim içeri. Kız gibi yastığa sarılıp sırtımı yatağımın dayalı olduğu duvara verip göz ucuyla kapıyı izliyordum. Korkudan kendim geçip duruyordum heriyerim titriyordu adeta. Annemin ve babamın arda arda seslerini duydum. Sedaat - Sedaat Oğlum gelsene. Ama kralı zütüremezdi beni oraya (bu arada ışık açık falan değil baş ucumdaki lambada yanmıyordu.) Sonra acı sesleri geldi inleyerek bağırıyordu babam yapmayın! durun vurmayın! diye. ardı ardına sopa ve kırbaç sesleri duyuluyordu içeriden. Sonrasında annem Sedaat! bizi kurtar. Oğlum nolur yalvarıyorum gel! ve yine sopa ve kırbaç sesleri. Yalan olduğunu farkediyordum ama yürek dayanmıyordu vicdanım elvermiyordu zaaflarımdan yararlanıyordu şerefsizler.Tümünü Göster
En sonunda hiddetle kalktım yatağımdan isyan ve ağlamayla karışık:
Yeter ulan orusbu çocukları diye bağırdım ve hızla içeriye doğru yürüdüm odam dan salona geçtiğimde odamın kapısı sertce kapandı. Biraz önceki cüneyt arkın kılıklı herif kendini kedi yavrusuna bırakmıştı. Salon boştu, fazla karanlıktı dışarıya baktığımda Havada yıldız bile yoktu. Bahçede annem ve babam dizleri üstüne çökmüş elleri arakdan bağlı bir şekilde duruyordu. Kapıya yöneldim yine kendi kontrolümü kaybettim. onlara doğru yürüyordum. Annem ve babamın başında geçen seferki gördüğüm dilsiz kör kız ve dilsiz kısa boylu siyah çarşaflı kadın vardı. Bu sefer yanlarında cafer ve Kapıda bekleyen 2 metrelik abi kadar olmasın 1.85-90 civarı sarıklı bir adam var. Yaklaştığımda kız ve çarşaflı kadın arapça olduğunu düşündüğüm bi dilde rahatsız edici bir ses tonunda bana doğru hızlı bir şekilde birşeyler fısıldıyorlardı. Tam önlerinde durdum annem ve babam yere bakıyordu annem ve babamınkini oturdukları için görmesemde hepsinin elleri ve ayakları kırılmış gibi iğrenç bir şekilde ters dönmüştü. Caferin ve sarıklı adamın yüzleri inanılmaz korkunçtu göz bebekleri buz mavisiydi yüzleri kana bulanmıştı yine konuşuyo gibi dudaklarını oynatıyorlar ancak ses çıkmıyordu dişleride yine simsiyahtı. Bu sarıklı adam geçen sefer gördüğüm gözleri oyulmuş şekilde bekleyen tanımadığım 3 adamdan biriydi. Hareket edemiyordum sadece onları izliyordum ve belirtmeliyimki korkudan kalbim kaburgalarıma değicekti heryerim tirtirtitriyordu. Kısa boylu kadın hançer çıkarttı çarşafının altından annem ve babama yaklaşıp teker teker koyun kesercesine allahu aghfir diye bağırarak. boyunlarını kesti. Heryer kana bulanmıştı teker teker düştüler gözümün önünde. Cafer ve Sarıklı adam iğrenç tizlikteki ses tonuyla kahkaha atıyorlardı sinirlensemmi ağlasammı korksammı bilemedim içimdeki duygu değişimi şoka sokuyordu beni. Birden bire bütün bahçede en az 20 tane cin diye tasvir edebileceğim karanlık silüetler belirdi. kimisi kısa boylu kimisi uzun boyluydu hiç ortası yoktu. Tencereye benzer şeyler çalıyordu birkaçı elinde. Ayaklarının tersliğinden topallıyarak hızlıca dolaşıyorlardı etrafımda eğlediklerini hissediyordum sanki canım nekadar yanarsa okadar zevk alıyorlardı. Cafer gülmeyi kesti. Bana doğru yaklaştı çenemden tuttu . tıslayarak ve kalın hırıltılı bir sesle ilk arapça birşeyler dedi sonrada. '' Bu sana ders olsun Sedat... Zorundasın.!.. Dedi. Elini yüzümde gezdirmeye başladı gözlerimi kapattı ve herkes yok olmuştu babam ve annemin cesedi hariç boyunlarından hala kanlar akıyordu. Öyle akıyorduki parmak uçlarıma kadar gelmişti kanları. Kontrol yine bendeydi arkamı dönüm ve karşımda yüzü Şeytana benzeyen ama cin olduğunu bildğim varlık baltayla kafama vurdu . -
10.
+1Şeyla yanımdan ayrıldıktan sonra bir süre daha oturdum. içimden isyan ediyordum yine böylesine bir sınav bana ağır geliyordu. Bütün bu olayların sonunda öleceğimi düşünüyordum.Tümünü Göster
içtiğim her sigara acıma acı katıyordu. Boğuluyordum bu hayatta. Önceden intihar eden insanların nasıl canlarına kıydıklarına anlam veremezken şimdi o duruma ben düşmüştüm. Kime bir kötülük yapmıştım, kime ahım geçmişti bunları uzun süre düşündüm.
Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Kinliydim sinirliydim sadece hayata değil. Caferede...
işte o an hiç yapamam dediğim birşey aklıma okadar mantıklı geldiki , beni yerimden ancak öyle bir düşünce kaldırabilirdi. Stres , sıkıntı , üzüntü , bozuk pgibolojim ve o anki kinim bunun için elverişliydi. Caferi öldürecektim...
Öldürecektim öldürmesinede bi silahım bile yoktu. Nereden bulucaktımki... Hayır silah olmaz ama belki bıçak yeterliydi. Evde bir sustalı bıçağım vardı , sadece hava olsun diye bi bakımada merakımdan almıştım. Ogün eve kadar yorulmadan koştuğumu hatırlıyorum.
Bizimkilere çaktırmamak için ders çalışıcam kitap almam lazım diye, odama geçtim. Gardrobumun en altındaki bölmede saklıydı bıçağım. Defterimin arasına koyup hızla çıktım evden. iki apartman geçtikten sonra defteri çöpe attım. Bıçağı belime koyup yoluma devam ettim. Caferi aradım...
Uzun bir süre çaldıktan sonra açtı.
B- Alo nerdesin.!
C- Efendim kardeşim.
B- giberim kardeşini nerdesin dedim sana.
C- Iııı... Kardeşim şuan meşgulüm ben seni arayayım.
B- Lan boş yapma yavşak yerini söyle geceki plan için diyorum gelicem
Telefonu başka bi adam aldı. Ben yine Noluyoruz dıbına koyim moduna girdim. Arkadanda cafer in sesi geliyodu Bilmiyorum abi arkadaşla buluşucaktıkta ondan heralde gibisinden. Hiçbirşey anlamadığım için Cafer söylemek istemiyor diye düşündüm
başta. Ona binlik olsun diye adamla açık açık konuşmaya başladım.
Tanımadığım şahıs: A
A- Buyur kardeş bir sıkınıtımı var.
B- Oğlum bana ayak yapmayın ne zaman gidicez gömüyü almaya.
A- Ne gömüsü?...
B- Dildo gömüsü yannanım, ne olucak mücevher falan işte.
A- Anlıyorum kardeşim sen adresi ver biz gelip alalım seni arabayla.
Adresi verdim. Telefon kapanırken sandalye düşme sesleri ,bağırışlar , ardındanda cafer ah'lama sesi. (gibmediler beyler başka türlü açıklayamıyorum.)
30 dakika bekledim beklemedim. Siyah bir Mercedes yanaştı. Arabada iki tane adam vardı.
Şöyle açıklayayım beyler bu orusbu çocuğunu borç aldığı tefeciler enselemiş, tam ben aradığımdada bu adamların yanındaymış. iyi bir benzetmişler Caferin ağzı yüzü mosmor dudağı patlamıştı. E tabi gömüyü duyuncada sağ bırakmışlar muallakyi. dıbına koyim aklımı gibeyim Cafere binlik yapıcak bi taka daha bulandık iyi mi? Ama Cafer iki ucu taklu deynekte olduğunun farkında değildi. Ya ben yada mafya kılıklı zütler öldürücekti. Mafyalar pas geçincede haliyle koz bana kaldı.
Arabanın ön koltuğuna bindim arkada Cafer ve tanımadığım diğer adam vardı sanıyorumki lider arkadaydı öndeki ise çakalıydı. '' Vay arkadaş dedim içimden, koskoca mafya babası bile gömü'yü duyunca yanında sadece bir adam getirmiş biz daha neyin kafasını yaşıyoruz bu soktuğumun dünyasında..'' Neyse beyler, arabaya biner binmez arkamdan silahını oturduğum koltuğun arkasına dayadı. adamın adı Fatih'di. Çakalınınki ise Halit.
Fatih- Şimdi aslanım kıpraşmadan yavaşça kapıyı kapatıyosun önce.
Ben- Aleyküm selam abi.
F- Yol boyunca saldırmaya yapmaya veyahut arabadan atlamaya kalkarsan sıkarım ..
içimden hayat böylede güzelmiş tak yoluna gitmeyeyim. dedim.
B- Tamam kardeş.
Halit- Abi diyeceksin lan dedi bi sille çekti bana.
Böyle kula kulluk eden çakallardan oldum olası nefret ederim içimden yardırıyordum adama.
B- Tamam ... abi...
F- Şimdi koçlar. Adam akıllı önce olayı sonrada gömünün nerde olduğunu söyleyeceksiniz en sonundada bulmak için yardım edeceksiniz.
Bizimde ruhumuzmu çakal ne anlamadım senkronize bir şekilde.
C-B- Tamam abi. dedik.
daha sonra planı nasıl bulacağımızı , hocayı anlattı Cafer. Ancak isim mevzusunu açmadı.
Bana sorduklarında ise Cafer den fazla birşey bilmediğimi açıklayarak anlattım.. -
11.
+2 -1Yanına yaklaştım hayırdır napıyon dedim.Tümünü Göster
C- Anlattığım planı hatırlıyomusun. Dedi.
Dün gece yaşadıklarımdan sonra böyle bi olaya karışmak istemiyordum.
B- Hacı ben vazgeçtim ya zaten bu sıralar hiç iyi değilim
C- Olmaz artık çok geç senin isminide verdim. Dedi.
Noluyoruz ya yine naptın dıbına koyduğumun sıyrığı dedim içimden.
B- Belamısın oğlum sen ne için geç istemiyorum işte.! Hem kime verdin adımı.
C- Hocaya verdim. Yanlış anlama kardeşim sana güvenim tam yani kimseye söylemeyeceğini biliyorum gelmezsen ama plan sadece üçümüz için hoca, ben ve sen gömüyü bulmak için yapacağımız ritüellerde senin isminde yazıldı bu yüzden artık çok geç.
B- Senin dıbına koyim ne hocası oğlum ne taklar çeviriyosun sen.!
diye bağırmaya başladım .
C-Sessiz ol lan sessiz ol! dedi. Kolumdan kendine doğru çekti. etrafı kolaçan ederek. hafiften kısık bir sesle devam etti.
- Sen böyle gömüleri sahipsizmi sandın. Başından beri anlamadınmı dıbına koyim yoksa niye sana söylim salakmıyım ben. hı. Artık çok geç kardeş. Hayır ben yine uyarıyorum seni , sonra sana yazık olucak... Cinlerin musallatı kolay şeyler değildir. Orada bulunmazsan arar bulurlar seni. Gel benimle 2 gün sonra paranın dıbına bile koruz , ne dert olur ne tasa.
Napıcağımı bilemedim acaba dün başıma gelenlerde bu yüzdenmiydi. Hiçbirşey anlamıyordum. Bu tehditkar tavırlarada sinirlenmiştim. kolumu hiddetle çektim tuttuğu elinden. O aralar bayağı bir inanç zayıflığım vardı bu tür olaylarıda hep pgibolojik algılıyordum.
B- Sen kimi tehdit ediyorsun lan yavşak giberim yapıcağın işi. yardım istedin gelirim dedim. Bi takta anlatmadınki doğru düzgün şimdi gelmiş cin musallatından bahsediyosun bana. Ben böyle işlerde yokum kardeş. Baştan söyleseydin yanınada bidaha uğramazdım. zütün yemiyorsa yapma...
bi sigara yaktım sözlerim ağırmı olmuştu diye düşünmektende kendimi alamıyordum.
- oğlum bak bende seni uyarıyorum ozaman böyle işlere girme git helalinden para kazan dıbına koyim çokmu zor. Ben yokum yine sen bilidğini yapıcaksan yap beni bulaştırma tek isteğim bu.
C- Sen anlamadın galiba... Ben seni tehdit etmiyorum... Aksine, ben seni korumaya çalışıyorum sen bana ogün Sedat ,gelirim demiştin. Ve bende gereken şeyleri hocayla konuştum haklısın tamam sana detayları anlatmadım ama şimdiki gibi caymanı istememiştim çünkü, borç aldığım adamlar peşimde ve yardıma ihtiyacım var.. Başka çaren yok.
Bu sözlerin üstüne bende şartel attı. Elimdeki sigarayı yere fırlattım. Başka çaren yok lafınada oldum olası uyuz olmuşumdur zorunda olmadığım birşeyede zorlanmaktan da nefret ederim hep.
B- Hocanında, cininde, seninde, o borç aldığın tefecilerinde ta anasının dıbına koyim.! gibtir git.! Kendi zütünü kendin kurtar ne yaşadığımı bile bilmiyosun .! Bide böyle bişeye beni alet ediceksin. Gelmiyorum oğlum anladınmı beni. Gel-mi-yo-rum. bu kadar. dedim
apartmanın girşine doğru yöneldim. Cafer arkamdan bağırdı.
C- Ozaman sana gelecek şerri bende arama Sedat ve bu gece iyi düşün hiçbirşey için geç değil bunu bil.
arkamı döndüm.
B- Yüzsüzlük ruhuna işlemiş senin okadar sövdüm hala zütünü kurtarmak için iyi niyetli gibi konuşmaya çalışıyosun. Eğer başıma bişey gelirse ilk seni sonrada o hoca denen adamı giberim. Şimdi bidaha gözükme gözüme. Dedim.
Bu laflardan sonra gülümseyip kafasını salladı sonrada ceketinin kapşonunu takıp gitti. Aklınca hem göz dağı verdi hemde gizemli bi hava estirdi orusbu çocuğu .
Herneyse beyler.
Eve girdim biraz ailemle lafladım televizyon filan izliyordum garip bişey farkettim tüm kanallarda sanki daha önce izlediğim diziler yeni bölüm adı altında yayınlanıyordu. Dejavu yaşıyorum herhalde diye düşündüm. öyle böyle biraz daha takıldıktan sonra odama geçtim.
dünkü yaşadığım olayı aileme anlatmamıştım. Hem gelip geçici birşey diye düşünüyordum zaten . Böyle bir rüyayı anlatmam yersiz bir düşünce oluşturucaktı kafalarında. Bu yüzden anlatmadım. Yatağıma yattım caferle olan konuşmamı düşünüyordum. Acaba arkadaşıma sırtmı mı çeviriyordum yada gerçekten başıma onun söyledikleri gibi bir bela gelirmiydi bilmiyordum. Uykumda yavaştan yavaştan bastırmıştı. Uyumak istemiyordum içimde bir huzursuzluk vardı ama daha fazla dayanamayıp uykuya daldım. -
12.
+1yalan söylemiyorum sonunu beklemiceksiniz ama doğru. tahmin edemeyeceğiniz bir sonu var hikayemin.
-
13.
+1Bir süre yürüdükten sonra ik üç insana denk geldim sonunda ve bunada bi şükür çektim. Evet artık bayağı bir paranoyaklaşmıştım o yaşadıklarımdan sonra . Gerçi kim olsa aynı şeyleri düşünürdü. Neyse en sonunda şeylayla bulştuk bi avm de . Yemek yedik sonra bi cafeye geçtik.
Ş- Bugün biraz durgunsun aşkım noldu hastamısın?
B- Hasta değilim...
Ş- Sedat noldu neyin var peki.
B- Bişeyim yok iyiyim ya.
Ş- Ben anlarım söyle çabuk ! noldu.
B- Kızım yok diyorum bişeyim niye inanmıyosun.
Suratını astı kaşlarını çattı. Bu kız milleti çok garip . Evet gerçekten anlıyorlar anlamasınada söylemeyincede bide üstüne trip atıyorlar sanki yaşadığım şeyler yetmezmiş gibi karşındakinin bi sorununu trip atarak çözmek nasıl bir saykoluk anlamış değilim.
Ş- iyi.. Söylemessen söyleme.
B- Off Şeyla of ya. iyi tamam anlatayım... Bir rüya gördüm bugün annemin ağlama sesiyle uyanmıştım sanki .. vs.(kesiyorum beyler) vs. sonrasında salonda uyandım.. vs. Kız bana bağırıyordu. en sonunda Uyandım ve hala kendimi çok garip hissediyorum.
Söylediklerim bittiğinde korkulu gözlerle bana bakıyordu.
Ş- Çok korktum aşkım ya niye böyle şeyler anlattın . dedi
B- La havlee..
Ş- Tamam tamam şaka ya yalnız cidden bayağı korktum yerinde olsam korkudan geberirdim herhalde. Bence bi hocaya filan git.
B- Ya manyakmısın kızım. pgibolojik bişey işte herhalde. Stresten böyle şeyler olması normal beynim bulandı son dönemlerde.
Bir süre daha konuştuk ,sonrasında gezdik. Öyle işte klagib sevgili muhabbeti anlıyacağınız.
Akşam olmuştu Şeylayı evine bıraktım ve eve doğru yürümeye başladım . Eve geldiğimde kapıda Cafer vardı. -
14.
+1Yeniden bilincim yerine geldiğinde bu seferde yataktaydım. Heryerim gerilmişti hala kalbim korkudan küt küt atıyordu. Saate baktım saat Sabah 12 ydi. Günlerden cumartesini gösteriyordu telefon. Ancak hala şüphe ediyordum gerçekten uyanıkmıyım diye. Yataktan kalktım heryer aydınlık olduğu için sorunsuz bir şekilde odamın kapısı açtım salona doğru yürüdüm. Annem televizyon izliyordu. O kadar şüpheleniyordumki ,ses çıkarmadan bir süre annemi izledim. Beni gördü gülümseyerek Günaydın. dedi.
O an içimden ohh çok şükür dedim. Gerçekten uyanmıştım elimi yüzümü yıkayıp bi kahvaltı yaptım vs. Annemlede bir süre konuştuktan sonra Şeylayı aradım buluşalım falan diye. Tamam deyince giyinip evden çıktım. Sürekli kendimi garip hissediyordum beyler o sıralar sanki insanlar bir farklıydı sanki herşeyi ben kurup ben oynuyormuşum gibi geliyordu kafamda. Tabi ki o rüyalar hariç. Dışarıya çıktığımda yine dıbına koyduğumun sokağı bomboştu. Sokağa çıkma yasağı varda tek ben ve arkadaşlarım, ailemmi habersiz dıbına koyim . Diye söyleniyordum kendi kendime. -
15.
+1Herşey o gece başladı beyler. Gece annemin ağlama sesinini duyuyordum ancak hareket edemiyodum en sonunda gözlerimi açabildim. içerde bağıra bağıra ağlıyordu annem resmen ancak ışıklar açık değildi. Yatağımdan fırladım ama bi terslik olduğununda farkındaydım.Tümünü Göster
bikaç kez anne baba diye seslendim . içeriden hiç ses gelmiyordu ancak hala ağlaması kesilmemişti. Işığa doğru elimi zütürdüm ancak yanmıyordu. Babam feryat figan oğlum hadi kalk diye bağıyordu içeriden. Ne yalan söylim altıma sıçıcaktım korkudan en sonunda cesaretimi toplayıp kapıyı açtım, yavaş adımlarla önce salona sonrada annemle babamın kaldığı odaya doğru yürüdüm. Herzamankinden daha karanlıktı . Odanın kapısına geldiğimde ses artmıştı. Kapıyı açtım hızlıca içeri daldım zarzor seçiliyordu herşey .ses kesilmişti ama annemle babam yoktu. Arkamdan yavaş yavaş kapının kapandığını duydum korkudan hareket edemiyordum. Arkama döndüm yavaşça. Önümde duran şeyi görünce korkudan ne yapacağımı bilemez hale geldim. önümde siyah çarşaflı , kör bir kadın vardı kaşları açtıktı bana doğru dönüktü hafif kısaydı. Hayatımda hiç bukadar korktuğuumu hatırlamazdım adeta dilim tutulmuştu . Bana bir kağıt uzattı kağıtta ne yazdığını anlamıyordum eski bir kağıttı pisti ve arap harfleriyle yazılmış bir yazı vardı tutmamı istercesine elini salladı kağıdı elinden aldım tabi aklım gidik beyler sapsarıydım. ağzını açtı dili yoktu. Çok tiz bir sesle çığlık attı bana. Resmen beynim titredi yere düşüp bayıldım.
Gözlerimi açtığımda kendimi salonda buldum yerde yatıyordum. Sabah ezanı okunuyordu,
gördüklerime rüyamıydı diye sorguluyordum içimden. gün hafif ağarmıştı odanın içine turuncu ışıklar süzülüyordu ancak tam olarak aydınlık sayılmazdı salonun geniş bir kapısı vardı tam doğuya bakıyordu, aynı zamanda arka bahçeye çıkıyordu. camdan baktığında arka bahçe önünde kalıyordu. Yerden kalktığımda arka bahçede duran bir kız çocuğu farkettim. Arkasından ışık vurduğu için sadece silüetini görebiliyordum. Ozaman tam olarak bitmediğini anladım yaşadıklarımın. Kapıdan arka bahçeye çıktım. istemiyordum ama ayaklarım gidiyordu. Kıza yaklaştığımda ayaklarının ters olduğunu anlamıştım. içimden allahım nolur bu bir rüyaysa bi an önce uyanayım diye isyan ediyordum. Kızın boyu göğsüme geliyordu saçları okadar gürdüki suratını kapatıyordu bakımsız pis karışıktı saçları. Üzerinde teninin pisini orataya çıkaran bembeyaz bir elbise vardı hac elbisesine benziyordu ancak başı açıktı. Kıza okadar yakındımki kokusuna kadar alıyordum inek pisliği kokuyordu etraf. Kafası eğik bir biçimde yere bakıyordu. Kafasını yukarı kaldırdı tam suratıma doğru baktı bu kızında gözleri kördü ağzını konuşurmuşçasına hareket ettiriyordu ama ses gelmiyordu dişleri simsiyahtı ve dili yoktu. Beyler o an okadar şok içindeydim ve korkuyordumki etrafımda olan bitenleri izlemek dışında yapabileceğim hiçbirşey kalmamıştı eliyle soluna doğru işaret etti. Solumu döndüğümde nutkum tutuldu
Şeyla Cafer Babam Annem ve tanımadığım 3 kişi daha vardı hepsinin gözleri oyulmuştu dimdik bekliyorlardı. ayakları tersti, Ağzılarından kan damlıyordu. O an son gücümle çığlık attım ben bağırdıkça kızda benimle birlikte bağırmaya başladı kalbim ve nabzım patlıyacakmış gibi çarpıyordu.En sonunda ağlamaya başladım kız hala yüksek sesle arapça birşeyler söylerek bağıyordu bana. Kızın söylediklerini hatırlıyordum tam olarak allahum agfir diye bağırıyordu. en sonunda yine bilincimi yitirdim ve yere düştüm. -
16.
+1Okulun önünde bir süre bekledikten sonra çıktı. Beni görmesi için el ettim gördükten sonra yanıma geldi. Hiç bukadar asık suratlı olduğunu görmemiştim , bana tiksinerek bakıyordu sanki. Sarıldım yarım dakika falan . hiç tepki vermedi donuk donuk suratıma bakmaya devam etti. iyimisin sen bişeyinmi var ? diye sordum. yok ya nolucak derslere biraz takıldım dedi . Oturduk parktaki bi banka.Tümünü Göster
Ş- Nasılsın aşkım
B- Kötü ya. durumlar hiç iyi değil. dersleride baya salladım bu aralar.
Ş- Bu böyle olmaz Sedat kazanmamız gerek. iyi bi iş için o olmasa benim için bu yıl dişini sık. Ha bide durumlar derken neyden bahsediyosun
B- işten atıldım. Biliyosun aile durumumu Babamada söylemedim daha ne tepki vericek bilmiyorum . Gerçi bişey diyeceğinden değil. Dersine bak yeter der ama ben yük olmak istemiyorum şimdiye kadar olmadım . Şimdi ise boşluktayım.
Avucunu yanağımın üzerine koydu. Bi eliyle diğer elimi tutup yanağımdan öptü omzuma yattı.
Ş- Sen çok iyi birisin Sedat. Çok düşüncelisin çoğu kişi senin yaptıklarının çeyreğini yapamaz ailesine karşı. Farkındayım durumun ancak sıkıntılı 1 senecik var sadece önümüzde.
Dik durup suratıma bakarak:
Ş- Söz ver bana lütfen çalış. Baban bi şekilde bu ayları geçirmene yardımcı olur. Senden ayrı kalmak istemiyorum önümüzdeki senelerde aynı şehirde bile olabiliriz belki olmadı yanına gelirim sürekli . Kazanamazsan bir sene daha heba olur.
B- Haklısın .. Tamam söz ulan çalışıcam kazanıcaz birlikte ondan sonrası kolay. Dedim.
Sarıldım bi süre o kokuyu hiç unutmam bana sıkıntılı ve gergin hayatımda huzur veren tek şeydi sanki.
Ş- Şimdi benim gitmem gerek dedi.
Evine kadar bıraktım vedalaştıktan sonra evin yolunu tuttum. Bir yandan aklımda dersler vardı. Bir yandan Babama derdimi anlatmak vardı ve bir yandansa Cafer bininin söyledikleri aklımı kurcalıyordu. Sokakta volta atmaya başladım iki üç arkadaşla karşılaştım biraz onlarla takıldım kahveye gitmeye karar verdik. Ulan kıza ne söz verdin şimdi napıyosun dıbınakoyim.
sohbetti muhabbetti derken çıktım eve yürümeye başladım.
Eve vardığımda saat 9 - 9:30 gibiydi annemle babam çoktan eve gelmişti kapıyı çaldım.
Babam karşıladı beni.
P: Peder B: Ben (bunu yazmaktan nefret ediyorum)
P- ooo Sedat bey hoşgeldiniz buyurmazmısınız.
Babamın bu dalga geçişi üzerine Necemettin bininin babamı arayıp abartarak olayı anlattığını düşündüm. Hiçbişey demeden içeri girdim üstümü değiştirip, yanlarına oturdum.
P- Okul nasıl gidiyor Sedat bey dersler filan?
B- Bugün gitmedim ama hallediyorum baba
P- işe gitme okula gitme! ne tak yiyosun oğlum sen
B-Adam işten çıkardı napim. bugünde yorgundum kalkamadım
P- Ulan pekekent! Adama ana avrat sövmüşsün bide yüzsüz yüzsüz gelmiş çıkardı diyosun. Sana ekmek veren adama ne hakla söversin. Hiçmi bişey öğrenmedin eşeoğlueşşek!.
Haklıydı kendi açısından. Babam hep dört dörtlük bir insan olmaya çalışmıştı hiç kimsenin hakkına girmez , kimseye karşı saygısızlığı olmazdı.
P- Bak durumunun farkındayım anlayışlı olamya çalışıcam buseferlik. Bu saatten sonra senden biyerde çalışmanı beklemiyorum. Ama sende oturup adam gibi derslerine çalışıcaksın bi okulunu kazan gerisine birlikte bakarız zaten.
Uzatmayayım eyvallah dedim bi yemek yedim odama geçtim . Günün özetini kafamda biraz atıp tutup uykuya daldım. -
17.
+1*Arkadaşlar 2.30 saatlik bir süre istiyorum hem gece paylaşımları daha iyi olur ayak üstü olmaz devamı yazılı değil malesef bu gece bu hikayeyi bitiricem başıma bir bela gelmesse. yani kısacası 22.00 da buradayım final partlarını atıp bitirmiş olucam . herkese çok teşekkürler.*
-
-
1.
+3Daha erken gel amk merak ettim .d
-
1.
-
18.
0Rez korkunclu huur
-
19.
0rezervetullah
-
20.
0Rez aldım
başlık yok! burası bom boş!