+Nasıl hocam dedim

-O şey içinde güçsüz bir cin için yer ayarlıyor daha çok bebek gibi bir şey koymak için. Yani cinlerden biri doğuştan içine yerleşmesi sağlanacaktı. Fransisin ne olduğunu anladın mı şimdi normal bir cin kadar güçlü ama insan bedeninde sürekli orda burda aramızda yaşıyor.

+Hocam tamam iyide şimdi büyüyü herşeyi onlarla olan bağımı nasıl kesecez.

- Bak şimdi oğul bunlar büyü yapmamış sana seni gözlerine kestirip oyunlarına dahil etmişler sen sadece taşıyıcı gibi bir şeysin.

+Nasıl hocam dedim e şimdi peki nasıl kurtulucaz onlardan.

-Başka bir cin ailesi ile.

+iyide onlar da musallat olursa napıcam.

-Bir şey yapmıcaksın ben yapıcam o kadar da güçlü olmıcaklar merak etme.

+iyide hocam kafama yatmadı bunların hiçbiri ya bir şey olursa bakın eski hoca da çok övünürdü iddialı konuşurdu ama cesedi yok ortalıkta.

-ağzından yel alsın oğul.

Ne zaman başlıcaz? Gece.
Gece olduğunda beni yine çağırdı hoca temiz bir örtünün üstüne üç tane bilmediğim ot çıkardı onları kızlarından birine verdi kaynat gel bunları dedi. Sonra iki tane kağıt çıkardı üstüne kan olduğunu düşündüğüm bir kaseye parmağını batırdı sonra arapça bri kaç şey yazdı.

Daha sonra üç kere ayetel kürsü okudu. Cinler normalde bu dua yüzünden gelmez ama bizim çağırdıkalrımız müslüman bir aile ve böyle olaylarda herkese yardım ediyorlarmış.

ilkte garibime gitmiş olsada umursamadım benim artık bunlara kafa yoracak kafam kalmadı sadece kurtulmak istiyorum ayini başlattı boy aynasında tuhaf bir hareketlenme oldu hocanın kendi yansıması konuşmaya başladı bu arada gözlerini ne siz sorun brn söyliyim ürkütücü ve anormal şekilde sürekli bakmanı sağlayan bir şey. Ve baktıklarında da kızmalarına neden oluyor göz temasından hoşlanmıyorlar.

Hoca çok uzun süre bakınca bakmamdan rahatsız olduklarını söylediler. Cinler bizlere göre daha çok egoist varlıklar insan oğlu kendini doğanın ve dünyanın efendisi gibi görsede cinler bu boyutta olsaydı neslimiz çağlar önce tükenmiş olurdu. Onlar daha güçlü herşeye göre insanlar aciz varlıklar bir cin bir insanı öldürmek için sadece uğraşmak istemesi yeterken bizim onlardan kaçmamız için binlerce dua etmemiz gerek. Özgür varlıklar hiçbirini yöneten başka bir cin yok daha çok bir bütün olarak hareket ediyorlar ama şeytana hizmet edenleri ve müslümanları, hristiyanları var.

Fransis denen şey ne ka dar çok yalan söyledi bilmiyorum ama ben bu hocayla tanıştıktan sonra daha çok şey öğrenmeye başladım. Cinler kolay kolay insan bedenine giremez yada öldüremezmiş sen uğraşmadan Allâh izin vermediği sürece sana zararı olmayan yaratıklar ve belli ritüeller yapmadığın sürece. Hiçbiri senle iletişim kuramaz ama bana bulaşanlar tarikatlardan destek alıyor yani belli insanlar köle görevi görüp onlara geçmeleri için birer kapı açıyorlar.

Ama şöyle bir şey var senle uğraşmamamaları güçsüz oldukları anldıbına gelmez bizden çok daha fazla güçlüler hemde çok. Nasıl bir köpeğin insana karşı gelmesi zorsa bizde cinlere karşı öyleyiz onların yanında köpekten farkımız yok bizi evcil hayvan gibi görüyorlar sadece kontrol etmeye dayalı şeyler yapıyorlar

Allah olmasa hiçsiniz amk Allâh bizi sevdiği için üstün gözüküyoruz, onlardan üstün olsak niye görünce altımıza sıçalım amk :/ Neyse kuzenler var 6 saattir onlar var gitsinler yazacam

Ancak biz onlara göre daha inançlı ve bilinçli yatatıkalarız. Cinler insanlara göre daha çok çoğalmış durumda 5000 yıl yaşayanları var ilk insanla buraya gelmiş ve hala yaşayan varlıklar. Bizden çık güçlü olmalarına rağmen daha sapkın oldukları için lanetlenmiş varlıklar olarak geçiyorlar cinler insan artıkları ile beslenen yaratıklarmış Francis aranızda yaşıyoruz diyerek yine yalan söylemiş. Onlar güçlü varlıklar ama Allah bizim yanımızda korkacak fazla bir sey yok gibi dursa da bilmeden bi halt yiyip benim gibi onları üstünüze çekmeniz mümkün.

Dünyadaki en zor şey cin boyutuna geçmektir o boyuta geçmek nerdeyse bir insan için imkansızdır ancak geçenler oluyor, ruhen, ruhu orda bedeni bu tarafta kalıyor bir nevi astral Seyehat yani. Birde cin çoçuk denenler var hem cin hem insan onlar istedikleri tarafa istedikleri gibi geçebilir uğraşırlarsa bu işlerle.

Neyse ritüel sonunda anlaştık Fransis i öldürmeyi ve bu işe bulaşan herkesi her cini öldürüceklerdi. Ama içim rahattı öldürmeseler bile ömrümün sonuna kadar burda hoca ile kalmaya hazırdım.

Aradan bir ay geçti cinler Fransis ve yandaşları öldü dediler. Nasıl sevindiğimi bi ben bir Allâh bilir. Ama bu saflık artık bitmeliydi herşeye kolay inanıyordum.

Geldim beyler sabaha kadar bitecek bu hikaye gerekirse yarın öğlene kadar uyumadan yazacam siz şukunuzu ekgib etmeyin hastayım uyumucam diyorum anlayışlı olursanız sevinirim :/

Aradan aylar geçti nerden baksanız başlayalı 3 yıl olmuştu 3 senedir sürekli bu şeylerle uğraşıyorum. Artık bir evde cin oluşmasına alışmıştım zaten evdeki cinler zararsızdı yani bize karşı en azından :/

Neyse koyunları güderken metin diye bir ses duymamla arkama bakmam bir oldu. Arkamda frensis duruyordu ama çok kızgındı bu iş burda bitmedi bu savaş daha yeni başladı dedi arkamda el hissetmem ile sıçamam bir oldu. Arkamda girişte beni karşılayan cin duruyordu tekrar frensise baktım çoktan girmişti.

Önüme döndüm cin ben burdayım dedi. Rahatladım diyemem kafayı yiyordum hani ölmüştü bu şeyler daha kalabalık ve güçlü bir şekilde gelirse bu dört cinin bizi koruyup koruyamayacağını sordum o cine. Ben sizi ve hocayı koruyacam kız kardeşlerimde koruyacak gerekirse ölürüz ama yinede koruruz korkma dedi ve yürümeye başladı biraz geçince oda gözden kayboldu.

Koyunları geri zütürüp kilitledikten sonra hocanın yanına gittim bana baktı gel otur bakalım tekrar konuşucaz onlarla dedi.

Yine aynada konuşmaya başladılar arapça konuşmuyorlar başka bir dilde konuşuyorlar. Farsça da olabilr ama arapçaya benzer bir dil olması lazım yani Farsça konuşmuyorlardı. Ama yinede kafamdaki soru işaretleri yüzünden bunları pek merak etmedim.

Hoca bana dönüp frensis hariç hepsi ölmüş dedi ama frensis sürekli kaçıyormuş. O ne zaman ölecek dedim. Ne zaman bulurlarsa.
Hocam ne diyonuz ya bunlar hani güçlüydü herşeyi yapabilirdi.
Ademoğlu haddini aşma bizleri küçümseme sakın!!
Kulağımın içinde yankılandı sesi bütün hücrelerime kadar korktum. Bu şeyi sinirlendirip başıma almak istemiyordum. Zaten yeterince korkuyordum bu şey onlardan daha güçlüydü daha doğrusu bunlar. Bir tek cin değildi. Bunlar daha fazla şeyler yapabilirdi.

Yoruldum artık bu işten en kısa zamanda bitsin istiyorum dedim hocaya.

Merak etme oğul herşey yoluna girecek girmezse burda güvendesin yaşar gideriz dedi napalım varsa kaderde dedi.

Onun içinde bile şüphe vardı.

Artık evden çıkmıyordum frensis bir şey yapabilirdi. Ama bişey yoktu ortada daha ne zaman bulaştığımı bilmediğim bu işte hayatımı yavaş yavaş harcıyorum gibi geliyordu.

Aradan zaman geçiyordu akıp gidiyordu farkına bile varmıyordum ama frensis yaşadığı sürece bu iş sürecekti. Daha ne kadar sürecekti cinlere inanamazdım bile eskiden ama gelip beni buldular bu anlamsız işler senaryolar. Kafamı kurcalıyor herşey sağlam bir zemine oturmazsa bu iş çözülmeyecekti tamam artık başlayacaktım bu işe sadece ben Fransız bakıyordum yaşadığım şeyler sürece düşünmeden kaçıp kim olduğunu bilmediğim adamlara sığındım sürekli.

Şimdi ilk başta evdeydim o şeyleri gördüm ya ondan önce doğum gününde noldu yada ondan önce beni farketmelerini nasıl sağladım? Düşün metin düşün çözüm bulacaksın hadi be oğlum düşün. Oh şimdide kendi kendime konuşuyordum. Buldum o gece tabi ya o gece herşey o zaman başladı. Bundan yani olaylar başlamadan doğum günümden bir ay önce bir falcıya gitmiştik. Kahin kadın yada büyücü kadın ikiside denebilirdi evde olmayan pislik yoktu. Nasıl unuturum diyip kendime kızacak zamanım yoktu. Kadına kafamız güzel gitmiştik sürekli dalga geçmiştik arkada oturan kadın oydu başlatan oydu asıl cin ama frensis ile alakası neydi. Tabi ya büyücü kadın köleydi. Bizler ise çarşaflı olanla sürekli abuk subuk cinsel şeyler konuşmuştuk ben nasıl unuturum bunu kafama sokayım Allâh kahretsin.

Frensis oydu frensis o cindi birinin bedenine girip bulmuştu beni.

Hocaya gidip anlattım olayları hoca şaşırıp frensis kim oğlum dedi. Sen baştan anlat sen ne olarak gördün o cini dedi. Ben daha çok şaşırdım e daha dün frensisi bulmak lazım diyen adam bugün bana frensisi soruyordu

Bi takluk vardı bana oynanan oyunlar ortaya çıkıyordu. Sorgulamam lazım sadece. Olanları anlattım fresnsisin bir cin olduğunu ve kapalı çarşaflı şekilde gözüktüğünü söyledi tanımaman için oynamış bütün oyunu anladım hocam dedim oturdum biraz daha fazla konuşmadım hoca biraz sıkılmıştı anlattıklarımdan oda bir haltlar karıştırıyordu.

Yatmadan önce düşünmeye başladım peki o bir içinde başka ne olmuştu ben oyunlar yüzünden herşeyi ya unutuyorum yada farklı görüyordum. Cinler bize göre sığukkanlıdır ve güçlüdür demiştim haklıyım açık etmezler zayıf noktalarını ama insanı mahveden en büyük üç şey onlarda fazlasıyla vardı. Kibir, ego ve insana karşı duydukları nefret.

Düşünmeye başladım bir ayda olanları ordan çıktım ve evde uyandım ertesi gün? Ee gerisi yoktu. Cidden hatırlamıyordum bu şeyler bana çok fazla oyun oynuyordu hepsi tanıştığım yardım eden etmeyen hepsi cindi ama neden 3 yıl benimle uğraştılar bunda bir gariplik vardı. Buda bir teoriydi ama etrafımda insandan çok cin vardı insan diyip güvendiğim kişi ise cinler hakkında her haltı biliyordu hoca o gün orda 650 yıl köle olarak yaşayan insandan bahsetti. Tabi ya o bile cindi başka açıklaması yoktu. Doğru şeyler söylüyorlardı ama bilgisiszliğimi kullanıyorlardı.

Madem öyle onların bildiği şekilde oynamak lazımdı. Egoları tavan yapmış bu şeyleri birbirine düşürmek kolaydı hepsi birbirinden kendini üstün tutuyordu. ilerde anlayacaksınız.

Peki madem şimdi o bir ayı hatırlamalıyım ama nasıl dur bi dakika ayda bir içtiğim o otlar benim bünyemi kötü etkiliyordu farketmiştim ama o ilk baştaki şey çıkıyor dışarı sanmıştım. Olaylar karmakarışıktı ama birleştirdiğinde çok basitti.

Bu nasıl bir şeydi bir insan için bir sürü cin sürekli oyun oynuyordu ama bu kadar beklemelerinin nedeni olmalıydı üç yılda beni binlerce kez öldürme fırsatları oldu hele hocanın onlardan oluğunu şuan anladığımı sayarsak. O ilk başta gördüğüm cin frensisti iyide benle bu kadar niye oynuyorlardı. Peki hoca köle mi cin miydi?

Cin olsa anlardım çünkü cinler geceleri gözleri simsiyah ve içine bakmak istediğin bir etki yaratıyordu. E iyide hocada böyle bir şey yoktu o zaman bu köleydi ama ondan bir şekilde yardım alıp durdurmayı denemeliydim belkide ama her dakika izlemiyordu benim gibi ne benim gibi mi? Doğru ya aynı evde benim düşüncelerimi duyan şeylere karşı plan yapıyordum içerde gülmemek için uğraşmışlar mıdır diye düşündüm. Ama ne bir gelen ne bir giden oldu. Yattım erkenden yapacaklarım ve bildiklerim belliydi falcı, ev sahibi ve hoca, imam köleydi geriye kalanlar ise cindi. O bir ayı hatırlamamam ve yarın onların anlayıp anlamadıklarını bilmek istiyordum.

Yattım uyudum rahat bir şekilde kalktım korkmuyordum zamana ihtiyaçları vardı ve benim bu lehime bir şeydi. Hocanın yanına gidip hocam frensis düşüncelerimi okuyabiliyordu benim onlarda bizimkileri okuyabiliyor mu dedim. Ordan frensis dediğim cin atladı direk cinler korku ve endişe zamanında hareketlerin ve yaydığın enerji sayesinde senin düşüncelerini hissedip yorumlar okuyamaz dedi.

Teşekkür ederim dedim. Bana bakmadı ama bir tuhaf olmuştu hoca tavırlarımı rahat görüyordu şaşırmıştı çünkü kaldığım 1 yıl boyunca sürekli hayattan bezmiş bir halim vardı.

Anlamıyorlardı tamamdır dedim. Şimdi geriye kalan tek şey var o bir ay ben o bir ayda naptım. Uzun uzun düşünmeye başladım gece o evden çıkmadan önce frensis dediğim cin bana bakıp dediklerini ödeyeceksin demişti bende küfretmiştim. Vay dıbınakoyayım tabi ya çıktık ordan sonra eve geldim yattım ertesi gün akşam gibi kalktım eve geldiğimde zaten sabah ezanı yeni okunuyordu. Akşam kalktığımda benim evime bir kaç kişi geldi tabiki ya ev arkadaşı olmak isteyen o şerefsiz köleler herşey onların tezgahı. Bir ay boyunca odalarında evin heyetini büyü ile kapladılar ilkte saçma sapan davranışları umrumda değildi bana verdikleri maddi destek umursamamı sağlamıştı. Tamam işte o gün bastım onları odada, herşey basit olmuştu oturan 6 cin, frensis ve o iki salak. Onları görmüştüm.

Herşey yerine oturmuştu sonrasında bayılmıştım kalktığımda doğum günümü kutluyordum. Ulan herşeye isteğimle bulaşmıştım kafamı gibeyim. O şeyler bana zaman verme sebepleri ilk ayinleriydi bir insanın içine girmek için yani daha doğrusu canlı insanlar için. Bu yüzden uzun sürmüştü benm korkmam ve kaçmam onların işine gelmiyordu. Sürekli yanımda olmaları gerekliydi buda ben güvenirsem mümkündü frensis ilkte yaklaşma sebebi buydu ancak güvenim sarıldığı zaman herşeyi yeniden ayarladılar intikam alıcam demişti o cin ama içime girecek kadar kızdığına göre onu durdurmam gerekti peki nasıl.

Çok basit otu içmeyecektim hocanın evinden kaçmaya çalışacaktım onlarda yeni senaryo kurmak isticekti ama aklımdaki olursa hepsi birbirini öldürecekti. Umarım planladığım gibi gider. Tek başıma tek bir dua okumadan cin sürüsü ile kapışmak delilik bu bi tanesi bile küçük çocuk olsa dua okumadığım için beni öldürebilirdi. Ama aklımdaki olucaktı.

Hocanın otu verme zamanına kadar devam ettim evde sürekli çay sigara içiyordum hoca alıp geliyordu sigaramı çayda bitmiyordu yapılan yemekler de güzeldi. Rahattım anlamssız şekilde korkacak bir şey yoktu çünkü.

Ot zamanı geldi içmicem o şey benim kafamı karışmasına neden oluyor ve o içimdeki şeyi atmıyor sanki daha çok güçleniyor dedim. Hoca olmaz iç şunu dedi. yok içmem dedim. Bak beni kızdırma çoçuk sopayla döverim iyiliğin için iç şunu dedi. içmem dedim sonra frensise dönüp baktım. Bana gözlerini dikip sert bir şekilde baktı oturan 4 cinde kayboldu. Planım işliyordu ama tek endişem eğer onlar bana görmek istemediğim korkunç şeyler gösterirse korkmadan durabilir miyim diye endişeliydim.

Ama beklentim gibi olmadı hoca bana döndü ve aptal yine başa döndün dedi görücez köle dedim şaşırmış bir şekilde bana baktı. Sadece bunu demem ile evin içinde 20 kadar çarşaflı ve kızgın cin görmem bir oldu bunların erkeği yok mu diye düşündüm. Ne o frensis şaşırdın mı dedim. Adem oğlu şansını zorluyorsun artık dedi kafamın içinde bu seslerin yankılanması insanı çıldırtıyor. Yeter dedim içerdeki bütün cinler güçlü ama hepsi neden sana itaat ediyorlar neden seni dinliyorlar niye sen benim içime girmeye çalışırken onlar sadece yardım edip duruyorlar dedim. Ademoğlu haklı dedi biri. Yine o ses amınkoduğumun sesi kafamın tüm içini yankılanmasına neden oluyordu beynim çıkacak gibi kafatasımı zorluyordu o acı anlaşılabilecek bir şey değil.

Ama plan işliyordu bir girerse hepsi birbirine kaçmam için gerekli dualar ezberimdeydi şuan farkettim de o hoca beni hacca zütürdü bir cin müslüman olmadıkça nasıl girebilir ve dua okur derken hoca yardım etmeye çalışıyordu ama yine kafam karıştı hoca imamın yanındaydı e imam beni köleye getirdi. O zaman imam da köle e köleler namaz kılabildiğine göre hoca da köleydi.

Tamam taşlar yerine oturdu o köle bana yardımcı olucak bir şeyler vermişti en azından cinleri uzak tutan dua tamamen ayet el kürsüydü durmadan okursam sıkıntı olmazdı yaklaşamazlardı. Ama kanımdaki bu şey o duayı bana okutmazsa bugün burda kesin ölürdüm.

Ayet el kürsü duaların en güçlüsüdür cinler için ama birde yasin duası üç ayetel kürsü ve bri yasin üç kulhu bir elham gibi ama bu tamamen cinle arandaki bağı bir süreliğine kesiyordu bu zaman bana yeterdi şehre kaçıp bana yardım edecek olanları kendim bulmalıydım.

Cinlerden diğeri Ademoğlu haklı olabilir ama bir lider lazım kim olucak dedi. Yine amınkoduğumun çınlaması bu sefer bağırdım çığlık attım kulaklarımı tutup hepsi bana döndü. Diğeri sesini normal bir şekilde çıkardı. Neye göre kim lider olacağına karar veririz ilk önce adem oğlu işe ilginelim dedi. Direk atlayıp en güçlü kimse lider odur buna göre seçilir lider dedim. Hepsi ben olucam o zaman gibisinden konuşmaya başladı.

Kalbim çok hızlı atıyordu inanılmaz saçma olan planım işe yarıyordu biz insanlar şeytanın pabucunu bile ters giydiririz diye boşuna söylenmemiş. Sonrasında sadece uğultu duymaya başladım ev sarsıldı gibi oldu hepsi gitmişti ben öyle düşünüyordum dışarda gök gürlemeye başladı Haziran da yağmur, Muğlada hemde yıldızlı havada?

Evin camları kırılacak gibi oldu tamamen. Ev yıkılacak gibi oluyordu ama rüzgar ve cama çarpan dolu taneleri ile köle dışarı çıktı nereye dedim birbirleri ile savaşıyorlar frensise yani el karfa ya yardım etmem gerek sahibime dedi. Söyleyiş biçimi korkunçtu adında hayır yoktu ama el karfa sanki duymuş gibiydim.

Gök gürültüsü daha da şiddetlendi ama arka mutfak çıkışının olduğu tarafta yağmur yoktu cinlerin kavgası neden oluyordu bu olaylara. El karfa kafama yer etmişti ilerde bir şeyin anahtarı bu isim olucaktı. Bir şey biliyorsam köleler hep farkettirmeden yardım ediyor. Benim çıkıp kaçacağımı anlamıştı.

Direk tepeye çıktım arkama döndüm orda bir o yana bir bu yana gidip birbirlerini öldürüyorlardı. Ve bana çok uzaktılar artık farketseler bile duaları hatırlıyordum. Atladığım hac bölümünde hafız olmuş. Hafızı bilmeyen varsa kuranı kerimi ezbere bilenlere denir.

Yani öldürdüklerini düşünüyordum ama siyah şeyler sürekli hızlı hareket ediyordu ve her yerden inilti çığlık sesleri geliyordu. Ben koşmaya başladım duayı okumam farketmeleri demek yani durmalarına sebep olurum inilti sesleri kesildiği ve o gök gürültüsü yavaşalayınca bütün kuranı baştan sona yolda ezberden okuyabilirdim.

Şehre kadar 20 dakika aralıksız aralıksız koştum. Yolda bir araba durdurdum daha doğrusu kamyon. Bu arada cebime hoca sürekli koyunları güttğüm için para koymuştu günlük 5 lira fena para değildi.
Nerden baksanız 2000 lira kadar para vardı.
Beyler şuanın parası ile düşünürseniz her yüz lira bin lira ile denk 20.000 lira para var cebinde anlayacağınız.

Adam aldı konuşmaya başladık bana sürekli soru sordu bende cevapladım benm evden kaçtığını sanıyordu. içerdeki sesler durmuştu adam sesleri duyuyor gibiydi ama kafası karışıktı sürekli ses geldikçe kaşlarını çatıyordu.

Sesler durdu gibi olup başlıyordu bir ara sonunda durdu son anda o şeyi kayalıkalrın tepesinde gördüm el karfa bana bakıyordu. dıbını gibtiğimin yaratığı bana yapmadığını bırakmadı hala yaşıyor harbiden güçlü.

Neyse okumaya başladım duaları yasinin başına kadar takip etti ama sonra bıraktı peşimizi. Neyse adam ta muğladan ankaraya gidiyormuş, ama önce bursada mal bırakıp yenisini alacakmış bursa türbelerden birinde yardım alacağım birini bulurdum illaki.

6 saat yol sonunda Bursaya girdik beni bursada bıraktı. Mevlananın türbesi en garanti olanıydı en az bir tane alim çıkardı ordan kesin.

Sora sora buldum tabi dolmuşa falanda bindim. Binanın içine girdiğimde içimde bir huzur ve rahatlama geldi. Sonunda arka bahçe gibi bir yerde konuşacak birini buldum. Adamın yanına gidip yavaşça oturdum ve selamun aleyküm dedim. Aleyküm selam. Söyle sıkıntını oğul saç sakal birbirine karışmış ne bu halin dedi. Ulan ne saçı ne sakalı medeniyetten uzakta 20cin bir köle ile bir yıl yaşadım daha ne olsun yine de burdayım.

Hocaya olanları yaptıklarımı herşeyi en ince ayrıntısına kadar her şekilde anlattım. Hiçbirşeyi atlamadım tahmin ettiğim herşeyi söyledim. Hoca bana baktı sen hafız mısın dedi? Evet dedim oğul hafız olana cin ne eylesin dedi. Beni içeri zütürüp akşama kadar kuranı ezberden okumamı dinledi şaşırdı. Olum hafız olana cin dokunamaz kuranı kerim i bilirken sana nasıl oyun oynadı bunlar dedi. Ben el karfa demedim daha. Hocam en son o cin yaptı el karfa ondan başkası bana zarar vermedi dedim.

Hoca el karfa adını duyunca beti benzi attı. Şimdi asıl yaprağı tuttuk oğul el karfa cinler arasında çok korkulan ve uzak durulan bir cindir cin alimliği yapan çoğu hoca bilir onu ama el karfa sadece bir cin değildir koca bir kabiledir ama tek gezerler. Çok tehlikeli cinlerdir bunlar. Gel bakalım sen dedi saçlar sakallar kesildi uzun zamandır ilk defa kendimi aynada gördüm.

Düzelmiştim biraz sonunda bir şeye benzemiştim. Sonra hoca gusül almam için duşa yolladı temiz yeni kıyafetler verdi. Gusulümü aldım. Tertemiz ve rahat hissediyordum.

Sonunda muhafazid hoca artık şu in cin işinden ayıralım seni dedi. Ama şunu bil el karfa bir kişi değil bir kabiledir hepsi aynı adla çağrılır birini öldürünce hepsi gelir bir cin kabilesi kolay başa çıkılacak şeyler değildir.

Beyler elimden geldiğince hızlı yazıyorum lütfen sadece şukunuzu atıp kendinizi belli edin ama her başlığa birine atıyonuz sadece hep neyse bekleyin yazıyorum.

Adı yanlış yazmışım Muhammad hoca bu arada neyse devam ediyorum. Tamam hocam ama ben bir değil bini ölse umrumda değil dedim. Benim tek isteğim onlardan kurtulup huzurlu bir yaşama dönmek. Onlardan kurtulursam burda kalma yerleşme şansım var mı. Hafız oğul burası mevlana nın türbesi ne olursan ol yine de gel diye bir lafı vardır yerin hazır istediğin kadar kalabilirsin.

Artık el karfa ile hesaplaşma zamanı geldi. Hoca bana baktı inelim aşşağı öyleyse dedi aşşağı? Bodrum kat ama merak etme orda göreceklerin seni çok rahatlatacak. Aşağı bodruma indik saha doğrusu tünel gibi bir yerden geçtik arkadan. Neyse girdim içeri hoca zaten ben temeizlenirken herkesi ayarlamış 50 tane öğrenci mi yoksa hoca mı anlamadığım kişi önlerinde kuran ve bir parşomen ve suyla bekliyordu parşomenlerin üstünde yazanı sordum. El karfa yazıyordu. Bu sefer kurtuldum dedim. El karfa hayatım boyunca unutmayacam bu kelimeyi.

Neyse hoca beni yanına çağırdı kuranda bir bölüm gösterdi ve elime su ile kağıdı verdi sen okuduktan sonra kağıdı suya bırak sonrası mum ışığında ayin şeklinde olucak dedi. Anlam veremedim ama sure belli bakara Suresi okumaya başladım. Herkes sesli şekilde okudu bitirince aynı anda kağıdı suya batırdık.

içeride kıyamet koptu birden öyle çığlıklar duymadım bağırıyorlardı. Acı yüzünden hemde sonunda kurtulucam dedim.

Herşey kesildi herkes yanlarındaki mumları yaktı ve önlerine koydu. Etrafımıza ayna sıraladılar ışıklar söndü birbirimizi zor görüyorduk hoca katılmana gerek yok okuyacaklar belli dedi.

Tamam dedim yine anlamadığım bir dilde okunmaya başlandı herşey. Aynada sürekli hareket eden şeyler görmeye başladım. Gelmişlerdi ölümlerine koşarak geliyordu hepsi.

Hoca daha şiddetli bağırarak okumaya başladı herkes yine öyle okumaya başladı. Aynadaki şeyler çığlık atıyordu ama kulak çınlatıyordu insana kafayı yedirtecek şekilde.

Etrafıma bakıyordum hoca bana baktı ve el karfa dedi. Aynalar birer birer parçalandı. Işıklar yandı koca bir kabile öldü dedi. muhafazid hocaya ağlayarak sarıldım bitti mi hocam dedim bitti oğul dedi ama sonuncusu kaldı dedi o gelmedi seni öldürmeye çalışan frensis diyen cin gelmedi.

Nasıl gelmez hocam gerisi kabilesi herşeyi alındı elinden çıldırdı şimdi dedim daha da durmaz o şey dedi. Merak etme herşeyin zamanı var dedi.

Sen burda olduğun sürece hiçbirşedrn korkma, buraya girecek olan ve ölüm getiren tek şey azrail olur geri hiçbirşey burda Allahın evinde hz Mevlana nın türbesine giremez.

içim rahatladı ama çarşıya çıkmak istediğimi söyledim defter alacaktım herşeyi yazmak istiyordum o semboller gördüklerim şekillerini çizip anlatacam ve aileme bana bir şey olursa not bırakacaktım.

Neyse defteri aldım ama koydum odama ve bıraktım deftere dokunmadım yazasım da gelmedi. Neden bilmiyorum sanırım burda bu gibi şeyleri yapmak imkansızdı bri güç siz engellemiyordu ama burda bir şey vardı ve iyi tarafınız ortaya çıkıyordu.

Aradan bir yıl geçti hocaya ne zaman sorsam erteledi el karfa yı. Sonunda artık gidelim dedi. Bodruma indik yine aynı ayin yine aynı ritüel ama gelmedi yine gelmedi yine gelmedi. Amk bini benim kaçtığım gibi kaçtı benden doğru fırsatı kolladı hayatta olması iyi değildi başka kabilelerden yardım alabilirdi.