konuşacak biri lazım anlatmam lazım piçler

içimi dökücem dıbına koyum herhangi birşeyin hikayesi değil bu ben anlatıcam sadece birşeyler anlatıcam

moda girmek lazım şarkı listesini vereyim aynı şeyleri dinleyelim belki aynı şeyleri hissedebiliriz yalnız değilizdir belki

bon jovi-always
black label society-in this river live in paris 2005zakk in ilahlığını kabul ettiğim performans
gülden karaböcek-dilek taşı
guns n' roses-estranged
guns n' roses-november rain
nejat işler-ah
opeth-to bid you farewell
yüksek sadakat-katil ve maktül
zeki müren- elbet bir gün buluşacağız
john lee hooker-chill out
erkin koray-seni her gördüğümde
mavi sakal-iki yol
ezginin günlüğü-ekgib birşey var
neşe karaböcek-günün birinde
neşe karaböcek-intizar
zeki müren-gözlerin doğuyor gecelerime
zeki müren-seni sordum yıldızlara

biz erken büyüdük erken büyümek zorunda kaldık. dünyaya geldiğimiz aile yaşanan sıkıntılar diğerlerine göre daha erken olgunlaştırdı bizi. ben kendimi bildim bileli her zaman sıkıntılar oldu ailemde hiç değişmeyen maddi manevi sıkıntılar. babam iş güç mevzusunda hiç dikiş tutturamamıştı. sürekli borç harç işte. bilmem kaç defa elime tebligat verdi postacılar. bilmem kime bilmem ne kadar olan borç yüzünden işte.

akrabalar hep bizim üzerimizdeydi. madden yardımcı olurlardı sağolsunlar ama manen öyle binerlerdi ki tepemize o kamburu çocukluğumdan beri hep hissetmişimdir. milletin dert babasıyız sanki dıbına koyum. borç verdiğin için bu kadar üstünde olma dıbına koyum insanların. evdeki stres o ortamında da ister istemez büyüyosun. çünkü her gibin farkındasın küçük de olsan.

çocuksun dıbına koyum mutlaka bişeyler istiyosun lan ne biliyim en basitinden gofrettir cipstir oyuncaktır. ben babamdan böyle şeyler mümkün olduğunca istememeye çalıştım. 7-8 yaşında çocuk ister bunları normaldir ama ben sırf onu üzmemek için istemezdim çoğu zaman. bir babanın yaşayabileceği en taktan şeydir çocuğunun isteklerini yerine getirememek onu diğerlerinden daha geride bırakmak. zaten o yüzden vardır yemeyip yedirmek giymeyip giydirmek. annem de babam da hep o felsefeyle davrandılar zaten.

çevremdekilere bakıyodum büyüdükçe karşılaştırıyodum yaşıtlarımın hayatlarıyla kendiminkini diğerlerinin aileleriyle kendiminkini. olm çok acayip lan. dönemin en moda şeyi neyse herifler hemen sahip oluyodu ben de istiyodum sadece söylemesem de. içten içe sinirleniyodum huur çocuklarına bi de nispet eder gibi gözüne gözüne sokarlar sahip olduklarını o muallakler.

ha bak mesela bi dayım vardı. o sağolsun her istediğimi elde etmemi sağlamıştır. ben istemekten çekinirken o bana istemenin normal olduğunu isteklerini gerçekleştirmek için uğraşman gerektiğini öğretmiştir. zamanla öğrendiklerime göre davranmaya başlıyodum.

sağolun dinleyen binler yalnız hissettirmiyosunuz ya daşağınız sağolsun sizin

zaman geçtikçe uzaklaşmaya başladım gerçek şeylerden. hepiniz yaşamışsınızdır mutlaka daha soyut şeylere yönelmişsinizdir. çünkü gerçekler sizin istediğiniz şeyler değildir. ben müziğe yöneldim en çok. bol bol okudum etkilendim herkesten. benim için önemli olan kültürdü. öyle bir yolculuktu ki benim için müzik. sanki istediğim dünyaya açılan bi kapı gibiydi. düşünün dıbına koyum nasıl bişey 9-10 yaşında ceza dinleyen mal bi bebeyken zamanla öğrenmek istedim dahasını bilmek istedim. bu yannan rap ne la diye bi başladım. kültür beni etkiledi hep hip hop kültürüydü araştırdığım şey. gecem gündüzüm bu oldu. sürekli yeni birşeyler bulup dinliyodum. tabi yannan ceza değil. old schooldu olay. run dmc grandmaster flash kurtis blowdu öyle başladım ve kültür çekiyodu esas olarak.

ama müzikal açıdan bi türlü doyamıyodum. kültür iyi de müzik yok kesmedi. lan diyodum dıbına kodumun zencilerinde var bi iş. gerilere gittim. gittikçe fark ettim ki zamanda ne kadar geriye gidiyosan o kadar kaliteli oluyo. cezayla başlayan mal çocuk lightnin' hopkins lere kadar büyüdü işte zamanla. hayatımdaki sıkıntılar beni ne kadar olgunlaştırıyosa müzik de bi okadar etkiliydi dıbına koyim. hayatımı sadece müzikle geçirmeye çalışıyodum işte. çünkü diğer tarafta ananemin bitmek bilmeyen hastalıkları ve başka hiç çocuğu yokmuş gibi sadece annemin ilgilenmek zorunda kalması babamın sıkıntılı iş hayatı sürekli devam ediyodu ve yoruyodu işte insanı.

bi de liseliyiz tabi o zamanlar sürekli bi arayış bi kimlik edinme çabası. bi gün komünist oluyoruz bi gün rakçı bi gün ferdi tayfur bi gün how i met your mother bi gün asmalı konak dıbına koyum*

zamanla hissetmeye de başlıyosun tabi dıbına koyum. aşk diye bişey var diyosun. karşına çıkıyo ve senin hayatının tüm yönünü değiştiriyo. gözün dünyayı görmüyo. gecen gündüzün o oluyo. bunları ben duyuyodum sürekli çevremdeki insanlardan arkadaşlardan dizilerden şarkılardan yok ama öyle bişey dıbına koyum. aşk değil de gib var bizde. öyle lisede aşk diye bişey yoktu benim gördüğüm kadarıyla yani ben yaşayamadım. çıkma inme davaları. ben seviyom seni ölüyom zart zurt. halbuki iki gün sonra başka biriyle o da sen de. gerçi böyle bakınca olaya vay amk aslında liseyle hiç bi alakası yokmuş insanlar oç dedim.

olm bi de bende şöyle bişey vardı hep. cümlelerin hayatımızı şekillendireceğine inandım ben. hayatındaki boşlukları doldurabilmek için birşeyler arıyosun ve o yüzden mesela hiç de gibimde olmayan bi kızla takılıp kızında bana hafif yazdığını görünce seviyorum seni diyodum. belki gerçekten severim belki ona göre değişir bişeyler diye. o cümleyle şekillensin bişeyler diye.

@22 afiyet olsun kardeşim ben de bi sigara molası vereyim

ayrıca parça bölük bişeyler yazıyorum bi konu bütünlüğü falan bişey yok farkındayım ama kafam 9348673498 dıbına koyum bi düzenle tertiple yazmak isterdim ama yok işte nabıyım. zaten esas anlatmak istediğim o kız ..

geldim kardeşlerim. lise bitti sınava girdik çıktık bişeyler bekliyoruz diğer taraftan ailedeki stres tam gaz devam ediyo. babama yardım ediyorum sürekli. bi de bi kızla çıkıyorum. daha önce dediğim gibi bi cümleyle başladı yine o cümleye göre rol yapıyorum. rolümü de öyle güzel oynuyorum ki. üzülüyorum falan kız için. halbuki hikayeymiş sonraları fark ediyorum. kızın da en yakın arkadaşıyla da aram iyi. epey önceden tanışıyoruz falan. çok iyi harika bi kız. diyorum ki lan keşke yanımda olan bu olsaydı.ben hep istedim ki öyle bi kız olsun ki benimle hayatı yaşasın herşeyim olsun hayatımın merkezi olsun herşeyi birlikte yaşayabileyim. o olduktan sonra başka kimseye ihtiyacım olmasın. arka bahçem olsun başka kimsenin olmadığı sadece o ve benim olduğum bi dünya huzur dıbına koyum.

hep bu istediğim için saçma sapan kızlarla deniyorum bu sefer olur belki elde ederim bu istediğimi diye. ama tek elde ettiğim emiş gömüş dıbına koyum. bu değil diyorum ya sadece bu olmamalı bi kızla bi erkeğin arasındaki şey. o çıktığım kızla da aynı böyle işte. ama diğer kız. ben onu tanıdğımdan beri hep dedim onda var bişey boş beleş tiki kız değil bu diye. istiyorum onunla olmayı. ama yazamıyorum zütüm yemiyo. ters tepmesinden çok korkuyorum zütümün üstüne oturmaktan. bu çıktığım kızla bitti işte. sürekli diyorum ki ekgib bişeyler var. yalnız hissediyorum. çıkarken de yalnızdım zaten. ulan nerde bu herşeyim olacak kız. nerde benim hayatımın merkezi.

gel zaman git zaman o kızın en yakın arkadaşı demiştim ya o mesaj attı. nasılsın napıyosun davası. konuşuyoruz öyle mesajlaşmalar aramalar falan. ama yazma falan davası yok ortada. kızın adı ışıl bu arada. olm ama konuşurken falan heyecanlanıyorum ne diyeceğimi şaşıyorum kendimi beğendirmeye falan çalışıyorum aptal aptal. napıyorum lan ben diyorum çünkü daha önce birinde olmayan bişeyler. kızdan bi mesaj gelince içimde kelebekler gibişiyo dıbına koyum.

kız nasıl bişey var ya. sarışın saçları beline kadar uzanıyo dünyanın en güzel gülümsemesine sahip. öyle bir yüzü var ki bakmaya doyamazsın. bi de en önemlisi çok olgun. yaşıtları mangodan şunu alayım şurda indirim var babamın kredi kartını gibeyim falan modunda insanlarken bu kız sanki 19 yaşının içinde 45 yaşında görmüş geçirmiş bi kadının ruhunu taşıyo.