Yaz gelince başlıyorsunuz binler. Seviyorum sizleri. Yazmayı bırakma.

Hoşbuldum da ismimi nereden biliyorsun dedi tam sakso çekmelik dolgun dudaklarıyla. afalladım bir an. ne diyeceğimi bilemedim. ama bağcılar çocuğuyuz biz. songül doktordu. ben hep hastalanmış bahanesiyle doktora giderdim sırf Songül'ün ismini öğrenebilmek için. Bir gün yine hastalanmış gibi yaparak bunun çalıştığı hastaneye gittim. sırada beklerken birden anons yapıldı "doktor songül bilmem ne hemen ameliyathaneye" hemen songül'e döndüm. o da bir hastayla ilgileniyordu. Bir baktım bu arap atı gibi koşmaya başladı. öyle bir koşuyor ki dolgun kalçası ve memeleri adeta organize sanayi bölgesi gibi birbiriyle koordineli bir şekilde bir yukarı bir aşağı sallanıyor. Benim yarak oldu 40 cm. hemen kalktım ve evin yolunu tuttum.

işte böyle dedim Songül'e, sizin isminizi buradan biliyorum. "aa demek öyle dedi" dudaklarına attırasıca.

Bu kemal zütverenini üst kattaki huurnun evine girerken gördüm. Belki de bu benim için bir fırsattı. ama Songül bana inanmazdı buna eminim. neden bir doğalgazcıya inansın ki. zaten içeride ne olduğunu da tam bilmiyordum. yaklaşık bir saat sonra içeriden çıktı ve hızlıca yanımdan geçerek gitti. belki de akrabası falandı bilemiyordum. ama eğer bu huur çocuğu kemal bu huuryu gibiyorsa songül'ü bundan ayırmak için daha iyi bir fırsat olamazdı. Her şeyi anlamanın tek yolu bu akşam huurnun evine gitmekle olurdu. huur diyorum çünkü bu kadar azdırıcı bir karının huur olmaktan başka bir şey olması beni şaşırtırdı. leziz bir zütü ve süt döküp yalayası bir memesi vardı.

Akşam işimi bitirdikten sonra üst kata çıkıp huurnun zilini çaldım. nasıl bir zil sesi varsa artık muhabbet kuşu gibi cik cik cik kafamı gibti. neyse biraz sonra bu kapıyı açtı. annasını arvadını gibiyim ben dumura döndüm. üstünde sadece bir bornoz vardı. "müsait değilseniz sonra geleyim" dedim sulanmış bir şekilde. "müsaitim ustam iki dakka geliver de şu musluğu tamir et" dedi. Yerde duran alet takımını alıp içeriye girdim. "bozuk musluk nerede acaba" diye sordum. "beni takip edin göstereyim size musluğu" dedi. beraber olay yerine intikal ettik.

Ulan kadinlara laf atan otuzbirci baba parasi yiyip bu ulkede bi yere gelemeyip isinde gucunde insanlarami sulaniyosun ananin at gibi giberim huur cocugu

"peki sizin isminiz nedir ?" diye sordu. "benim ismim Ömer kime sorsanız gösterirler beni" dedim büyük bir hanzoluk yaparak. Songül yeni bir eve taşınmış ancak doğalgaz bağlantısı yokmuş bu yüzden de yeni taşındığı eve doğalgaz döşetmek işin bizim dükkana gelmiş. Bu benim için büyük bir fırsattı. ya bu fırsatı tepecektim ya da en güzel şekilde kullanacak ve artık sabahları erken kalkmaktan kurtulacaktım.

Her konuda anlaştıktan sonra ertesi gün işleme başlamak üzere Songül'ün yeni taşındığı eve doğru yola koyuldum. Nasır tutmuş ellerim ve kir toz içinde kalmış elbiselerimle tam merdivenden çıkacaktım ki Songül'ü başka bir erkekle konuşurken gördüm. Donup kaldım, ne diyeceğimi bilemedim. Elimdeki matkap otomatikman yere düştü. Dünyam adeta başıma yıkılmıştı.

"Ömer bey bir şey mi oldu" dedi Songül. konuştuğu oğlan hemen yerdeki matkabı kaldırmak için yeltendi ama bağcılar çocuğu ondan önce davranarak matkabı yerden kaldırdı. "yok Songül hanım biraz başım döndü sadece". "sizi nişanlım kemal ile tanıştırayım" dedi bal gibi dudaklarıyla Songül. O an her şeyi elimden bıraktım ve kapının önüne çıkıp bir sigara yaktım. Sinirden kendimi sakinleştiremiyordum. Kemalinin de senin de ananı arvadını gibeyim huur çocuğu dedim içimden. o kadar sinirliydim.

kamyoncu sigaramı içtikten sonra hızlı bir şekilde işimin başına dönmek için harekete geçtim. tam merdivenleri çıkarken Songül ile çarpıştık. songül'ü yerden kaldırmaya yeltenirken tipini gibtiğim Kemal beni engelleyerek elinden tutup Songül'ü yerden kaldırdı. Bir şeyinin olup olmadığını sordum kendisine. "önemli değil hafif bir kazaydı" dedi gülüşünü yediğiminin. "peki öyleyse ben işimin başına döneyim" dedim gülümser bir yüzle.

o sırada Kemal "bunun kokusu da hep üzerine sinmiştir sen istersen üstünü değiştir böyle gitme hastaneye" dedi benim duymadığımı zannederek. belki de bunu bilerek yapmıştı. Ben önce sakin kalmaya çalışsam da Bağcılar'da yaşamanın da verdiği bir yürekle buna dönüm "ulan Kemal denen am fırlatması belki ben güzel kokmuyorum ama ben ekmeğimi alnımın teriyle kazanıyorum" dedim büyük bir sinirle. Songül hafiften tebessüm etti. Kemal de hiç karşılık veremedi bana. süt çocuğu gibi bir tipi vardı.

Bunlar hızlı bir şekilde ayrıldıktan sonra işimin başına döndüm. Bu arada üst katta oturan bir kız hemen yanımdan geçti. Kolay gelsin dedi ağzındaki sakızı huur karı gibi çiğneyerek. kafamı kaldırıp teşekkür ederim dememle şok olmam bir oldu. mini etekli, derin dekolteli, dolgun memeleri ve muhteşem bir sakso çekmelik dudakları vardı. sapsarı da saçları mavi de gözleri. benim tabi gib oldu 50 cm. "ahhh teşekkür ederim" dedim. gülümsedi ve evine girdi.

Bana bozuk musluğu gösterdikten sonra "üzerime rahat bir şeyler giyinip geliyorum siz kendi evinizdeymişsiniz gibi davranın ustamm" dedi "m" harfini uzatarak. kıvrıla kıvrıla yılan gibi vücuduyla giyinmeye giderken ben de alet çantasını açıyordum. eğildim ve tezgahın altına girdim. biraz sonra bu ismini bilmediğim huur karı geldi. "ustamm ne oldu halledebildin mi hırr" dedi. şöyle kafamı çevirmemle içimden annasını arvadını gibeyim sen melek misin lan demem bir oldu. adeta şok oldum.

bu meğerse huurnun alasıymış. simsiyah bir jartiyer giyinmiş jartiyerin lastikleri o kadar sıkmış ki baldırları dışarıya taşmıştı. sütyeni de sımsıkıydı tam arasından gidip gelmelikti. ne diyeceğimi bilemedim resmen hala şok etkisindeydim. şöyle bir yutkundum. "hanfendi daha işim bitmedi biraz daha sürer bu" dedim titrek bir sesle. "tamam öyleyse size bir fanta doldurayım da biraz serinleyin ustamm malum havalar sıccakk" dedi. istemsiz bir şekilde "belli belli havalar baya bir sıcak" dedim.

ben tezgahın altındayken bana "ustam fantanızı doldurdum gelin de biraz dinlenin bu iş uzun galiba" dedi. hızlı bir şekilde kalkıp bana doğru uzattığı fantayı soluk soluğa yudumlamaya başladım.

fotoğraf için rezerve artı suku yoksa cugu aticaktim

Olay yerine intikal ettik ne smsmndnaa Hüsnü Çoban hikaye yazıyor

Rez ulan nasıl baglicaksin sonunu görmek icin

DEVAMI YARIN BEYLER.. EYi GECCELER...

o gün işimi bitirdikten sonra eve gittim ve balkona çıkıp songül'ün işten gelmesini bekledim. Daha yeni evlerine taşınmamışlardı. Birazdan songül dolgun kalçalarını bir sağ bir sol sallaya sallaya evine doru yol aldı. ben de sigaramdan bir fırt daha bir fırt daha bir fırt daha çekip ufka daldım. odama geçtim hemen bilgisayarın başına oturup "türbanlı hd izle, sarışın mavi gözlü ferre izle" yazıp asılmaya başladım. o sırada kafamdan sürekli songül'ün tertemiz dolgun zütüne ileri geri yaptığımı hayal ediyordum.

işimi bitirdikten sonra boşaldığım çorabı çöpe attım ve uykuya daldım. o gece rüyamda bana"kolay gelsin" diyen huur kızı gördüm. nasıl bir bilinçaltım varsa artık songül'ü görmeyi hayal ederken bu huuryu gördüm. Sabah erkenden kalkıp işime geri döndüm. huur kız beni görüp selam verdi. hemen gözlerim atom bombası gibi olmuş dolgun memelerine çarptı. o anda kendimi dizginlemek için gözlerimi başka bir yere çevirip selam verdim

"usta işin bittikten sonra bizim eve de uğrasana musluk bozulmuş bir tamir ediver karşılığı neyse veririz" dedi pempe rujlu attırılası dudaklarıyla. hiç tereddüt etmeden kabul ettim. O sırada Kemal denen am çürüğünü de gördüm. boruları keserken yanımdan geçti. bana "sen dua et songül'ün hatrına sana bir şey demiyorum" dedi dıbına koduğumun yerden bitmesi. bir şey demedim tabi songül daha fazla üzülmesin diye. yoksa elimden büyük bir kaza çıkardı oracıkta.

Çözünürlük düşük çugu

Sonra songül beni eve davet etti mecbur gittim sonra bana otur ben geliyorum diyip yatak odasına gitti. Aradan 5 dakika geçti ve songül yanında 9 tane zenciyle geldi hepsi sırayla beni gibti

SON

Bu süper kurguyla abaza liseliler duvarları boyar artık

Rez amk

Hadi rezz

Vay be. Gece hikayesi. Rez alayım sabah okurum

fantamı bitirdikten sonra "tekrar koyyayım mı ustamm" dedi. "teşekkürler hanfendi bu kadarı kafi" dedim. bir taraftan da meme uçlarının ne kadar sertleştiğini görebiliyordum. fantayı dolabın alt gözüne koymak için eğildi. ama ben hayatımda böyle domalma görmedim. kobra yılanı gibi öyle bir eğilmişti ki am dudaklarının arasına sıkışmış jartiyerini görebiliyordum. jartiyeri sıyırıp am dudaklarının arasından gidip gelmeyi hayal ettim.

"ah burada biraz şarap da varmış ustamm tatmak ister misiniz" dedi. bu işin sonu iyi değil kahpe dedim içimden. "tabi ama şu musluğu tamir edeyim sonra içeriz" dedim. sapsarı saçlarını şöyle yana doğru savurduktan sonra "ustam bu musluğun işi uzun gibi istersen bu gece burada kal bir odam boş" dedi. içimden "ulan kevaşe bunu sen istedin" dedim. hiç tereddüt bile etmeden "tamam olur ama bu size biraz pahalıya patlar" dedim şakayla karışık. "merak etme karşılığını alacaksın ustamm" dedi saksoluk dudaklarını birleştirip "m" harfini uzunca söyleyerek.

benim gib olmuştu 50 cm. artık beynimle karar veremiyordum. bu azgın kevaşe illa kendini bana gibtirtecekti. alkol de vardı ama prezervatifi yanıma almayı unutmuştum. içimden "umarım bu kevaşede prezervatif vardır yoksa ben bunun içini bozaya çeviririm" dedim kendi kendime.

Vay amk hala bitirmedin mi lan kaç gün sürecek