1. 1.
    0
    bizim karşı dairede bir çocuk var;
    mertcan. yedinci sınıf. safi salak. evdekilerin çalışma saatlerinden dolayı
    bazen dışarıda kalabiliyor. ablası ve
    kendisine toplam 1 adet anahtar
    düştüğü için sık sık bizim kapıyı çalıyor.
    geçenlerde eve gelmiş ama ablası evde
    yok. üşümesin diye içeri aldım ben de. o günkü konuşmamızdan sonra dedim ki,
    aga bu çocuk olmamış; bundan sonra da
    olmaz büyük ihtimal. - ablanın cep telefonu yok mu mertcan?
    + vaar.
    - numarası ne, soralım bir nerdeymiş.
    + bilmiyom ki abi numarasını.
    - nasıl lan?! ablanın numarasını bilmiyo
    musun? + yoo. eheh
    - annenin telefonu var mı?
    + var ama onun da numarasını
    bilmiyorum.
    - nasıl olm ne diyosun sen! insan
    annesinin numarasını bilmez mi?! + valla benim telefonum yok ki abi,
    napiim onların numaralarını. an gelir, dünyanın en ilginç şeyini de
    duysanız hissettiğiniz şeyi kelimelere
    dökemezsiniz. sinirleriniz boşalır.
    kimileri ağlar, kimileri kahkahalara
    boğulur, kimilerinde de saygıganlık
    tecelli eder. bende hiçbiri olmadı. bir 4-5 dakka başımı eğip halıya baktım.
    hiçbir şey hissetmeden... neyse, dün yine çıktım evden, bunu
    gördüm. bizimkisi kapıya bir kağıt astı
    sonra ayakkabılarını bağladı. selam
    verdikten sonra bekledim biraz, yavaş
    bağladım ben de ayakkabılarımı. o
    gittikten sonra, kapıdaki, büyük boy kareli harita metot defteri yaprağına,
    ucu bıçakla açılmış, 5 cm uzunluğunda
    2b kurşun kalemle, 60 puntoyla, sola
    yatık olarak yazılmış yazıyı okudum.
    şöyleydi: "abla ben eve geldim, kumbaradan 3 tl
    para aldım. net cafeye gidiyorum,
    silkroad oynıcam. anahtar siyah botun
    içinde". sonra yere baktım; bir çift siyah bot.
    yine o aynı his... trabzanlara tutunarak
    merdivenlerden indim. ---3 hafta sonra--- o gün okuldan geliyorum, gözüm yine
    bunların kapıya ilişti. kapı tokmağında
    yarım metrelik botu görünce -tarihe
    baktım; - yaklaştım. yine aynı formda
    yazılıp kapının kenarına iliştirilmiş notu
    okudum. manzara, öncekinden pek farklı değildi: "abla voleybol maçı var,
    ordayım. siyah botun içinde anahtar."
    geçen sefer, ablası, mavi botun içine
    bakmış olacak ki... neyse bir şey
    demiyorum ben. bir dahaki sefere para atıcam botun
    içine. bir de şöyle not bırakıcam,
    hazırlayıp koydum cüzdana: "merhaba,
    ben hırsız. evinizi soyacaktım ama içim
    el vermedi. allah vurmuş, bir de ben
    vurmayayım dedim. alın şu 2 lirayı, gidip çoğaltın şu sevgi kodumun
    anahtarını." yemezlerse, adam değilim.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    ···