-
6.
+2bak arkadaşım sana söylüyorum. ben 35 yaşındayım ve hala annemle yaşıyorum. hayatım boyunca hiç çalışmadım ben. liseyi 7 yılda bitirdim. annemim emekli maaşıyla geçiniyoruz ve ben sürekli burdayım. 120 kiloyum belki merak ediyorsundur. bu cüsseme rağmen hayatımda hiç kavgaya girmedim. yumruk nasıl atılır bilmem bile. ama sen arkadaşım sen bu uyuyan devi uyandırdın. açtığın bu yannan kafalı başlıklarla beni çıldırttın günlerdir. sen nasıl bir huur çocuğusun ki sen, ben hayatımda ilk kez kendi başıma alışveriş yaptım dışarı çıkıp. silah dükkanına gidip annemden çaldığım parayla pompalı tüfek aldım. ve senin o pislik dolu beynini patlatmak için sabırsızlanıyorum. ip adresinden ev adresine ulaştım ve senin hayatını gibmeye geliyorum. bekle amın feryadı bekle beni. g-e-l-i-y-o-r-u-m!
-
5.
0Komşu kızları bana bakmıyolar bile hııaammına
-
4.
0itiraf ediyorum komşumun kızına hiç hallenmedim
-
-
1.
0Ç'alıntı olduğunu niye söylemiyon pico
http://lidar-kkyy.blogspo...r/2014_06_01_archive.html
-
1.
-
3.
0Okuyun lan yalnız bırakmayın beni
-
-
1.
0Okudum MNK yı tanır mısın
-
2.
0Okudum MNK yı tanır mısın
-
-
1.
0Tanımıyorum kim o tanımam gereken biri mi?
-
1.
-
1.
-
2.
0ananızı gibeyim müstakil evde oturan bi kızla evlenicem
(MNK mı lan bu) -
-
1.
0Okumadan yazan adam gibi adam seviyorum seni
-
2.
0MNK ya göre bir ortam aslında sksksks
-
3.
0Aynen öyle
diğerleri 1 -
1.
-
1.
0başlık ilgi çeksin diye ama okuyun lan ve sondaki soruya cevap verin nolur oğlum çok kötüyümTümünü Göster
"Son bir isteğiniz var mı?" diye sordu garson. Oysa bardağımdaki rakının yarısı duruyor. Demek ki saat bir olmuş. "Evet var son bir isteğim ama bunun seninle alakası yok" demek istiyorum. Denmez tabi, ayıp olur. "Yok" diyorum, "eyvallah." Bir dakika sonra hesap geliyor. Yaklaşık beş saattir buradayım ve gelen hesap tek bir kağıt parayla ödenebiliyor. Gayet rasyonel. Bardağı kafama dikip hızlıca kalkıyorum masadan. Sokağa çıktığımda yüzüme çarpan serinlik hafifçe başımı döndürüyor. Bütün akşam kuşlarla uğraştım. Kuşlar... Neyse...
Eve gitmek istemiyorum. Başka bir yerde içmeye devam edebilirim ama sabaha kadar açık bir kaç yer var sadece. Onlar da içindeki insanlarla beraber midemi bulandırıyor. Sokak boyunca yürüyorum. Sonra aklıma çorbacıya gitmek geliyor canım hiç çorba istememesine rağmen. Kafamın içinde hala kuşlar...
Çorbacıya giriyorum. Yaşı elliyi çoktan geçmiş bir garson geliyor yanıma. "Hoş geldiniz efendim." Abi buyur otur demek geliyor içimden. Bazı meslekler belli bir yaştan sonra yapılmamalı. Garsonluğu küçümsediğimden değil. Ama çoktan emekli olup, evinde torunlarıyla oynaması gereken bir adamın, gecenin ikisinde elin sarhoşuna çorba getirmesi içimi yakıyor. Ve kuşlar hala kafamda. dıbına kodumun kuşları... Neyse... içmeyeceğimden emin olduğum çorbayı istiyorum yine de abiden. Çorba geliyor. Zorlasam kendimi! Hayır. Düşüncesi bile midemi kaldırıyor. Tek kaşık almadan bir süre oturuyor sonra kalkıyorum. "Güle güle efendim!" diyor abi. Sus abi deme efendim falan...
Yine sokaktayım. Hala eve gidesim yok. Parka mı gitsem? iyi fikir. Lakin yürümeye mecalim yok. Taksiye bineyim...
Taksiye biniyorum. "Merhaba abi" diyorum. "Nereye?" diyor. Belli ki o da bıkmış insanlardan. içim ısınıyor kendisine. O yüzden yolu tarif ettikten sonra tek laf bile etmeyerek ödüllendiriyorum. Kuşlar da benimle taksiye biniyor...
iniyorum parkın kenarında. içecek bir şey yok. Zaten içecek halim de yok. Kafam iyiden iyiye dönüyor. ilk banka çöküp saate bakıyorum. Üç olmuş...
O an kafamda tek bir soru var. iki gündür durup durup cevabını düşündüğüm tek bir soru. intihar etmek isteyen bir kuş bunu nasıl yapar? Yükselebildiği kadar yükseğe çıkıp, sonra boşluğa bırakıp kendini ve çırpmayarak kanatlarını, toprağa çakılarak mı? Yoksa kanat çırpmak bir tür refleks mi? Yani isterse eğer kendini boşluğa bırakan bir kuş, kanatlarını çırpmamazlık edebilir mi?
Sahi, ölmek isteyen bir kuş nasıl intihar eder?
başlık yok! burası bom boş!