bu taktiklerden ilki ;

aa pardon elip carptı taktigi

isminden de anlıcagınız gibi once hedefe dogru hamle yapılır ve beklenmeyen bir tepki ile karsılasınca salaga yatma seklinde isleyen basit bir taktik. aa pardon bilerek oldu taktiği de denebilir.

ikincisi, ben bilmem dayım bilir taktiği ;

burdaki dayım kelimesi annenizin erkek kardesi degil beyler. dayamak fiilinin isimlesimis hali. bir onceki taktige benzer sekilde bu sefer fırsat buldugumuzda dayama islemini gerceklestiriyoruz fakat bu sefer hicbisey yokmus gibi davranıp hedefin aklını allak bullak ediyoruz.

3.taktik, actırma kutuyu soyletme kotuyu taktigi ;

bu taktik diger 2 taktige oranla uygulaması daha zor bir taktik. burada asıl is hedefin size karsı bir acık vermesi yada zaaf gostermesi. dogru an ve fırsat bulundugunda hedefi fatal error a ugratabilecegimiz bir taktiktir.

bi kahve molası geliyrumm

geldim beyler biraz da cogalmısız iyi olmus tesekrler

beyler yukarda da yasadıgım yeri ifsa ettim umarım bi tak gelmez basıma :D herneyse, bizim burası malumunuz yazlık gibi yer, sezon uzun sürer. tabi bu kimi zaman kotü sonuclar dogurabilir. mesela babamın beni zorla ise sokması gibi. hikayeye dogrudan baglantılı oldugu icin anlatayım beyler. ovunmek gibi olmasın amator seviyede muzisyenlik yaptım bu zamanlarda her ne kadar baska meslekte calıssam da. ama o zamanlar yasadıgım beldenin gozde bir mekanında sahne verecektim. sesim oldukca iyidir, gokhan turkmene benzetirler genel yorum bu yonde. utana sıkıla ikna etti beni babam ve gitarımı da alıp mekanda aksamları 21:00- 03:00 arası canlı müzik yapmaya basladık. ben bir baterist ve bir de solo gitar seklinde 3 kişilik mini bir grup kurup semtin genclerini eglendiriyorduk. tabi bu olay kaderin de kulagına gitmis tam bir gokhan turkmen hayranı olan hatun beni dinlemeye gelmisti.

sahne sırasında istek de kabul ediyordum, zütüm üc bucuk atıyordu bilmedigim bir sarkı isterlerse diye. kader de bu istekte bulunanlar arasındaydı. peceteye gokhan t- büyük insan altına da kalp icinde kader yazmıstı ve bunu goren ben aynı sarkıyı 2 kere soylemistim. sahne bitiminde kader bu jestimi cok begenmis olup gayet etkilenmis gorünüyordu ki biraz da ickili kafanın rahatlıgıyla benle dans etmek istedi. beyler abartmadan soylüyorum bi sarıldı bana gogusleri sırtımdan cıkacak sandım. usulünce kendimi toplayıp dans pozisyonnuna gectim ve o ince belini iki elimle kavrayarak nazik hareketlerle dans figürleri yapmaya basladım..

3-5 dakika slow danstan sonra hareketli parcalar calmaya baslandı ve gece eglencesi baslıyordu. itiraf edeyim icki icmeyi sevmem beyler, bira bile icerken tiksinirim fakat arkadas zoruyla da olsa cogu kez icip kusmuslugum var. fakat bu kader hortum gibi cekiyor ve hala zımba gibiydi amk karısı konsomatris gibiydi. tam dedim aha bu gece bu is bitiyor atarcan, intikam loadingg derken kaan pici gozüme ilisti ve yanında da tahmin edin kim. bi tahmin edin bakayım, evet evet yanında benim guzeller guzeli sarısınım tülin. beyler o an kafamda filler shitp*rn cekiyor gibiydi. kaderi nazikce oteleyip bu ikisinin yanına gittim ve burada film kopma noktasına gelmisti artık.

yanlarına bir hısımla gittim ve aynen su cümleyi kurdum dun gibi aklımda " ooo bay gizli prens ve kırmızı cep telefonlu kızımız da tesrif etmisler" tülinin telefonu gercekten de kırmızıydı yani kabı oyleydi. hangi kafada boyle bisey dedim bilmiyorum fakat kaan picinin hosuna gitmisti ki gülmeye basladı hatta kahkaha atıcaktı ki tülin ortamdaki gerilimi sezip, atarcan lütfen diye aramıza girdi. kaan, tüline aa bebegim baksana sakalasıyoruz senin platonik köpeginle dedi. kaan bunu dedi ve bende film koptu, anlayacagınız gibi birbirimize girdik agız burun. benden 2 yas ufak olmasına ragmen yapılı bir cocuktu kaan pici. ne yalan soyliyim dayak yiyordum az daha fakat güvenlikci abiler ve diger calısanlarında üstün gayretiyle ayırdılar bizi. bu arada kader de ayılmıs, kaan picini bi koseye cekmis fırcalıyordu.

olayların ardından ee haliyle isime son verilmisti. tabi bu gibimde de degildi, beni asıl düsündüren kaderle aramda olacak veya olamayacak seylerin akıbetiydi. kaan picini oldürmeliydim ama bu onun icin sadece odül olurdu. ben onu olüyken degil yasarken olmesini istiyordum. yani kaderi gibecektim ve bunu kaan picine anlatacaktm. sonrasında ikisi de gibimde olmazdı. kim bilir belki tülinle yepyeni bir sayfa acardık. tabi bunların hepsi aynı gün aynı saat aynı dakika icerisinde beynimde gecen fısıltılar seklindeydi. adeta icim icimi yiyordu.

olaylı geceden sonra gecen 2 günde odam ve balkon haric hic bi yere cıkmadım. annem ve babam da durumumun farkındaydı ama olayları onlara anlatmamstım. ayrıca babam isyerinde kavga edip isten atıldıgım icin bana gayet tabi kızgındı. tabi bu da gibimde degildi yani.

neyse olaydan sonra 3.gün telefonuma mesaj geldi, kimin attıgını tahmin edin bakalımmm. evet mesajı gönderen kader di. mesajda aynen su yazıyordu " atarcan amacın ne bilmek istiyorum, yarım saat sonra xx kafede bulusalım." bu mesajdan sonra amacın ne kelimesini iyice irdeledim. acaba kendisi ile ilgili mi yoksa kaan piciyle mi. 2 ihtimal vardı, ilki benim isime gelmezdi, ikinicisi ise kadere biraz daha sokulmamı saglayabilirdi...

aynı gün bir telefon geldi ve fethiye de bir kafeden is teklifi aldım. tekrardan kadere mesaj atıp isimin cıktıgını, sonra bulusmak istedigimi söyledim. hemen cevap verdi sanki elinde telefon beni bekliyor gibiydi. mırın kırın etse de ertelettim. hemen önceki isimde calıstıgım baterici ve solocu arkadaslara haber verdim. pickolar istemedi benle calısmak, gib gibi kaldım oyle. sonra kara kara düsünür vaziyette kafenin bulundugu yere gitmek üzere otobüse bindim. akdeniz ikliminin bogucu sıcaklıgında apus arası ve ter kokan otobüste uyur vaziyette fethiyeye vardım. kafenin onüne geldigimde yokk hıaamnaa dedim. bayaga gosterisli bir yerdi. beni satan 2 picko arkadasımın kulaklarını cınlatarak iceri girdim. pek umudum yoktu taa ki iceri girene kadar.

bayaa genis bir sahne ve her türlü ekipmanı bulunan bir grup müzisyen arkadas beni karsıladı. ilk defa prof. kalitede bir sahnede bulunacaktım. kolonlar, baslar, klarnetci bile vardı amk. beni arayan kisi olan organizator nurullah beyle gorüsmek üzere ofise cıktık. ben elim ayagım birbirine girmis gibi hareketler yaparken nurullah gerildigimi anlayıp, beni sakinlestirmek icin bilgisayarından bir video actı. birde baktım videoda biri sarkı soylüyor ki o da benim. megerse adam eski calıstıgım yere gelip beni izlemis ve benim yetenekli oldugumu yasımın daha genc olması ve kendimi daha da gelistirebilirsem gelecekte büyük islere imza atabilecegimi soyledi. ben de mütaviziligimi koruyarak elimden geldigince calısacagımı ve mekana yakısır sekilde insanları eglendirecegimi kendisine soyledikten sonra ise giris icin gerekli ıvır zıvır evrakları derleyip düzenleyip imzayı caktım ve yeni isimi de cebime koyup tekradan semte geri döndüm.

beyler eve gidince babama anlattım olayı ve benim gurur duydugunu soyledi. bi sünnetimde bir de o gün bunu soyledi daha da duyamadım amk. herneyse, ertesi gün kaderle bulustuk ve bidaha kaanla gorüsmemi istemedigini soyledi. ben de kinayeli bi tavırla ama kader abla ben kaansız naparım gibisinden bi kac kelime daha soyleyerek dediklerini onayladım. bunu soyleyip gidecegini düsünürken kalkmadı ve oturmaya devam etti. ben hesabı istiyim mi diye sordum fakat oturalım biraz daha baksana ne güzel mekan dedi. mekan demisken ben de hemen-kaderi etkilemek icin- artık prof. bir sarkıcı duruyo karsında dedim sırıtarak. nasıl yani der gibi baktı ve yeni anlastıgım isyerini ve mekanı anlattım. gayet etkilenmis bir sekilde tabi yaa buldular yakısıklı, yetenekli cocugu kaparlar dedi gülerek. beni gercekten yakısıklı mı buluyordu yoksa o anın gidisatıyla söylenen bir sozmüydü bilemiyorum ama kader benden etkilenmisti.

o günün aksamı tülinden mesaj geldi beyler.

t: atarcan
a: efendim

t:biz kaanla cıkmıyoruz o gün cok ısrar etti kabul ettim yanlıs anlasılma oldu.
a: umrumda degil.

aynı bu konusma gecti tam olarak yazmadım. ama gururumu gibeyim ki o gün bu kızı tersledim. fakat sunu anladım ki kaan pici o gün beni ve kaderi kolacan etmek icin gelmisti oraya ve sanırım annesiyle aramdaki yakınlık onu kıskandırmıstı.

hafta basının gelmesiyle yeni isime start verecektim. fakat soyle bir zorluk beni bekliyordu. yasadıgım semt koycegiz ile fethiye arası 65-70 km mesafeydi ve her gün bu yolu gidip gelemezdim. ilk 2 gün mecburiyetten gittim geldim ama ebem gibilmisti. sonrasında nurullah beyle konusup durumu kendisine aktardıgımda bana bi yer kiralayacaklarını kirayı da maasımdan keseceklerini soylediler. ilk bastan olumsuz düsündüm fakat sonradan mecbur kabul ettik tabi.

sana bir yer kiralarız demisti. " bir yer " kelimesi deyince gibtiritaktan bisey gibi geliyor ama adamlar bana pansiyon kiralamıslardı. sok oldum gidince. yannanını yiyim nurullah abeyy diye gecirdim icimden ve kendime ozel dairemde sıcak bir dus alıp en son koltukta sızmısım.

bu ayrı ev durumu ailemin hosuna gitmemisti ama onlara hayallerimin oldugunu soyleyip rest ceker gibi yapınca el mahkum razı oldular. ayrıca burada yapamadıgım hovardalıkları fethiye gibi bi yerde gibimi gere gere yapabilecektim...

ilk hafta böyle gecti. ayrıca facebookta da bir hayran sayfam vardı, orada da bayaa takipcim olmustu. yavastan sohreti koklar durumdaydım. hersey güzel gidiyordu, ayrıca face üzerinden kader ile konusuyorduk, yüklediğim videoların altına yorum atıyor, neredeyse her videomdan sonra özelden yazıp cok iyi cok güzel başarılı gibi laflar ediyordu.

5 gün calısıp 2 gün iznim vardı malum yaz sezonu. 2 gün iznimde de ailemle vakit geciriyo, odamla hasret gideriyordum. haliyle kader ile ilgili planlarım da sekteye ugramıstı. bu arada kaan pici de facede sürekli resim atıyordu ki resimlerde yalnız da değildi. tahmin edin kim vardı yanında hadi tahmin edin, yok lan bu sefer tülin yoktu. tülinin kezban kankası filiz vardı. evet bu pickolar cıkmaya baslamıslar. peki ya tüline ne olmustu ?? tüm bunları düşünürken telefonumun mesaj melodisi odamı senlendirdi..

bu arada sallıdıgımı düsünen arkadaslar ; ulan bu kadar sallama yetenegim olsa gider senarist olurdum, anlattıklarım 2 senede yasanan olaylar bırakın biraz da uzun olsun, tabi ki bazı yerlerde abartma kullandım cünkü hatırlamak icin hafızamı da zorluyorum iyiden iyiye.

siz rezzleri alın gerisini bana bırakın panpalarım, beklediginize degecekk.

ekranda kader abla kişisinden bir mesaj yazıyordu. titreyerek actım ne yalan soyleyeyim. mesajı okumamla halıda kayarak gol sevinci yapmam bir oldu. tabi duvarları da tribünleri selamlar gibi selamlamayı unutmadım.

mesajda " atarcancım pazar günü seni canlı canlı izlemeye geliyorum, yer ayırtırsan sevinirim soyle en önden mümkünse.." bunu yazmıstı ve bi de <3 vardı kalp yapmayı da biliyor amk kevasesi diye sesli olarak düsünüdüm.

evet beyler belki de beklediginiz an geliyor, hazır mıyız ???

jet hızıyla kadere cevap attıktan sonra patronum nurullah beyi aradım ve özel misafirim oldugunu, yer ayırtabilirlerse sevinecegimi söyledim. nurullah bey de gayet olumlu karsıladı ve tabi olur atarcancım dedi. o sondaki -cım takısı olmadı be abi valla bak ılık gibi ettin kendini diyemedim tabi, eyvallah abi diyip kapadım telefonu.

pazar günü gelmişti ve aksama daha cok vardı. ama bi görseniz nasıl hazırlanıyorum sanki gibecegim kesinmis gibi tüm temizligimi yaptım gib koltuk altı burun vsvs aksamı beklemeye basladım ama vakit gecmiyordu amk. sonra dedim ki lan bana bi tane sapka yetmez bu kadın da bi kereyle yetinmez ben en iyisi stok yapayım diye düsünürken kendimi eczanede buluverdim. 2 paket alıp odamdaki banyoya zulaladıktan sonra koltukta uyuya kalmısım.

deliksiz bi uykudan sonr.a kapının calmasıyla uyandım ve bi baktım gökyüzü zifiri karanlık saat de 10 bucuk. ise geç kalmıstım. ananı gibiyim diyerek telefona sarıldım. 19 tane cevapsız cagrı 2 tane de mesaj vardı. cagrılar isyerinden mesajlarda biri kader digeri annemdendi.

beyler resmen aglar gibi olmustum ve telefondaki cagrılara mesajlara falan bakmaya calısıyodum. bu arada kapı hala calıyor amk. bi baktım cevapsız aramalara 15 tane nurullah bey 3 kere bizim basçı hakan 1 taneside kader. döndüm mesajlara geldim annem " naptın yavrum, sesin solugun cıkmıyor merak ettim " diğeri de kader " kapıyı aç " dedim noluyoruz amk..

kapıyı bi actım kader saskın bir ifadeyle "neredesin sen ? " diye hesap sorar gibi cıkıstı. bana öyle gözlerini belertme giberim ejderhanı der gibi oldum diyemedim, dedim gel iceri cok kotü oldu bu yaa falan boyle aglamaklı bir ifadeylee..

kader de bi giyinmis amk görende izdivaca katılmıs sanar. betimliyim kısaca ; ince dar bir askılı bluz kırmızı renk, topuklular var renkleri de mavi amk ne alakaysa atletico madrid fan club üyesi gibi geziyor..

ben yıkık bir sekilde gectim tv karsısındaki koltuga yıgıldım kaldım, kader de pesimden ahh be atarcancım noldu neden gelmedin sahneye dedi. beyler resmen gozlerim dolmustu aglamamak icin buzugumu sıkıyordum resmen ıceri dogru sıcıs pozısyonundaydım.

kader birden cevik bir hareketle yanıma ilisti. madem konserini kacırdın, o zaman bana ozel konser vermeye ne dersin canım ??? dedi. dalga mı geciyorsun abla yaa dedim ve der demez omzuma sıkı bir yumruk attı, vışşş nerenin bağbanısın sen gızzz der gibi oldum demedim tabi..

birden irkildim ve sonradan bekle bi diyip wcye gittim..

wcye girip yüzüme soguk suyu vurunca aklım basıma geldi. ulan dedim kaderi gibme fırsatı ayagıma geldi mal gibi gereksiz duygusallık yapıp bos kale varken topu direge vuruyorum dedim kendi kendime.. banyodan çıktığımda kader topuklularını cıkarıp koltuga kıvrılmıstı bile..

hadi seni bekliyorum atarcann dedi sırıtarak. ben de o an acaba sandıgım seyi mi bekliyo yoksa ona mini konser vermemi mi diye düsünürken, ee hadi ne dikildin kazık gibi kap gitarını gell dedi. ahh dedim kazık kazık diyosun bilmiyosun sana neler yapacam, tabi içimden.. okeyleyip kaptım gitarı gectim oturdum yanına..

eee ozel bir isteginiz varmı kader hanım dedim laubali bir tavırla. haktan- vazgectim dedi, icimden yuh lan kroymus bu dedim ama baktım cok diretti, soyledim...