+24
Ardından Fatih abi çıktığında, hadi gelin dedi çocuklarına.. Emre'de zike zike kalktı, babasına mırın kırın edemiyor pekekent. Neyse tabi Meryem'de kalktı, gidiyorlar. Bir türlü konuşamamıştım, Meryem'le araya boş vakit aralıyorum bulamıyorum lakin. Tekrar o kiralanan yere gittiler, biraz oturduktan sonra mangala falan başladılar..
Denizde yüzdükten sonra insanda açıkıyor amk, neyse mangal hazır olduğunda herkes yemeye başladı. Sürekli pişirip, olduğumuz yere gönderiyor Fatih abi, Meryem'de babasının yanında tabaklara koyuyor pişenleri getiriyor.. Neyse yedik afiyet ola atlıyorum bu kısımları..
Biraz zaman sonra, yine Meryem'le konuşacak fırsatı bulamıyorum.. Bizimkiler yine ordu şeklinde denize gittiler. Ordu halinde döndüler, Meryem bu sefer denize girmişti, lakin yanına yaklaşamıyordum yine.
En son yine tekrar kiralanan yere döndüler.. Ben geçtim artık, havlu serdiğim yere oturuyorum. giblemiyorum, bu binler bana o fırsat vermeyecekler diyorum kendi kendime.. Kimse yok bizden plajta tek başımayım. Birden Dilek abla'nın sesini duydum, yanacaksın oğlum kalk artık'dedi gülerek.. Kafayı kaldırıp bir baktım, Dilek abla, Meryem, Emre ve akrabalarından bir küçük çocuk daha. O da akrabaları. Yüzmeye gitmediler, kıyıda Emre'yi susturabilmek için, kumdan kale yapıyorlar. Ben yine yanaşamıyorum söyleyeceklerimi söyleyemem, Dilek ablanın yanında.
Bir süre sonra, Dilek abla denize girdi. Bende hala uzanıyorum, Meryem'i izliyorum. Yanına gidecek zamanı kolluyorum. O'anda küçük bir velet, 6-7 yaşlarında Emre'yle oynuyor. O da kumdan kale yapıyor, çocuk 2-3 kere yaptıkları kaleyi yıktı bilerek.. Lan bende çocuğa bakıyorum, bu gavat napıyor diye. Tam dayaklık, en son yine aldı Emre'nin üzerine kum attı. Çocuğun yüzüne geldi, haliyle ağladı. Meryem'de sinirlendi çocuğa bağırdı, napıyorsun sen? diye. Çocuğa bağırınca, 18-19 yaşlarında çocuğun abisi geldi. Meryem'e ne bağırıyorsun çocuğa diye kızdı. Bende ayaklandım hemen, Meryem'in yanına gittim. Çocuk hala gevezelik yapmaya devam ediyordu..
Bende, tamam birader hadi uza, kardeşinide zütür yanında!'dedim. O da bana, seni şimdi uzatırım görürsün'dedi. Öyle diyince beni benden aldı, bine bir yumruk sallayıp üzerine atladım.. Girişiyorum allah ne verdiyse, geçiriyorum yavşağa.. O sırada yine bir kalabalık toplandı kafamıza, Meryem bağırarak ayırmaya çalışıyor beni çocuğun üzerinden almaya çalışıyor. Başkalarıda gelip çekmeye çalışıyor, kendimle birlikte çocuğuda çekiyorum boynundan tutup daha hıncımı alamamıştım.. Kayış koptu kısaca, o sırada biri geldi çok büyük ihtimalle o binin akrabalarından biri yüzüme bir tekme attı, burnuma geldi.. Çocuğun üzerindeyken, geriye doğru düştüm. Feriştahım tam manasıyla gibildi. Yerden kalkamıyorum, burunumu tutmaya çalışıyorum. Kan geliyor, burnumdan.. Biraz daha yerde kaldıktan sonra zar zor çevrendiklerin yardımıyla ayağa kalktım, tekme atan binle, gibtiğim yavşak, beni kanlar içinde görünce kaçıp gittiler. Bir baktım Meryem ağlıyor, bende acı çekiyorum amk. Ama Meryem'in ağlaması hoşuma gitmişti benim için.. Bizimkiler geldiğinde, kavga bitmişti amk, ebem gibilmişti.
Bizimkiler beni öyle görünce dellendi, Meryem, annem, Dilek Teyze benle ilgileniyorlar heyecanlı heyecanlı. Meryem'in eli titriyordu, çevredikilerden peçete alıp, çeneme doğru akan kanı temizlerken farkettim.. Annem bile Meryem kadar korkmamıştı lan. Artık acımı unutp, gülmeye başladım. Dişlerimde bile kan vardı amk, bizimkiler onları aramaya gitmiş.. Babamla abimde, seni kim dövdü lan diye bana kızıyor. Ben dayak yemedim amk, öyle diyerek tüm karizmamı çiziyordu ipneeler.. Neyse, ulan o kadar aramaya gittiler onları, ama görseler tanıyamazlardı bile amk. Baktım babam bana kızıyor, o halde. Yine ne yaptın lan milletle kavga ettin diye çekişecekti, ama Meryem anlattı herşeyi. Babam pekekenti sustu kaldı, Fatih abinin gözüne girmiştim adeta. Burnuma peçete soktular, kanama azalmıştı halbuki ama yinede beni ilçe aciline zütürdüler. Kırık çıkık yok, fakat şişmişti. Ama acilde ki Doktor bana yinede KBB'ye gitmemi istedi. Neyse beni bekliyorlar içerden çıkmamı. Bi gib olmadığı anlaşılınca bana, tüm dikkat gitti üzerimden. Herkes arabalara bindi, eve yolculuk başladı.
Dönüşte Meryem bizimle aynı arabaya binmedi, bu sefer onun yerine Dilek abla ve yine Emre vardı. Eve vardığımızda, hepimiz ayrıldık. Herkes kendi evine anlyacağınız, Meryem'lerin akrabalarıda o gün onlarda kalacaklardı. Bizimkiler, kanımı yerde bırakmıştı amk. Meryem'in sadece acile kadar dikkatini çekebildim, ondan sonrasında zaten görmedim. Dilek abla, bana üzüldü o yüzden Meryem'siz bir dönüş yolcuğu yaşadım. Gerçi hoş, sonrasında bir mesaj bile atmadı o gün Meryem.
Yani anlayacağınız o gün, akan kanlarım boşa gitti.
Tümünü Göster