1. 24.
    0
    -“Bu sana teşekkür öpücüğü”
    diyerek bir kahkaha attı.
    -“Her yazdığın mektupta sana bu
    ödülü vereceğim. Yeter ki Zeynep
    Hala’ya söyleme!”
    Çıkarken saçlarımı okşadı. Ve
    gitti. Ben kalakalmıştım. Şaşkın ve
    ürkek bir halde kapıya koştum.
    Arkasından baktım. Çok güzel bir
    vücudu olduğunu ilk defa fark
    ettim. Dönüp bana baktı.
    içeri kaçtım.
    Aradan kaç gün geçtiğini
    hatırlamıyorum. Gene bir sabah
    kapı çaldı. Yataktan kalktık. Kapıyı
    açtım. O gelmişti.
    ···
  2. 23.
    0
    ···
  3. 22.
    0
    -Ben gideyim artık. Sana teşekkür
    ederim canım. Başucuma dikildi.
    Ben başım önümde yatağın
    kenarında oturuyordum. Eğildi.
    Yanağıma bir öpücük
    kondurduktan sonra:
    -Bunları Zeynep Halama söyleme
    ha! Aramızda kalacak, tamam mı?
    -Tamam Abla!
    -Ablan yesin seni!
    Boynuma sarıldı. Ben kaçmaya
    çalıştım ama olmadı. Dudaklarıma
    yumuldu. iki eliyle de başımı
    tutmuştu. Bir süre öptükten
    sonra…
    ···
  4. 21.
    0
    inandırıcı değil ama şiirsel yönünü sevdim devam et bin
    ···
  5. 20.
    0
    lisedeyken okumuştum bunu oç kaç yıllık hikayeyi koymuşssun sie eksi
    ···
  6. 19.
    0
    Unuttum. Dedi ve elini eteğinin
    altına soktu. Öbür eliyle de
    mektubu dıbına sürdü. Bana
    uzattı. Mektubun altına şu
    söyleyeceğimi de yazıver.
    -Canım bu kağıdı amıma surdum.
    Kokusu sana ulaşsın diye…
    Şimdilik bununla idare edersin.
    Mektubu benden alıp dudaklarına
    zütürdü. Öptü. Kırmızı ruj
    sürmüştü. Dudak izi mektuba
    çıkmıştı. Katladı. Zarfa yerleştirdi.
    Tükürükleyip yapıştırdı. Ayağa
    kalktı.
    ···
  7. 18.
    0
    up up up
    ···
  8. 17.
    0
    Mektup böyle sözlerle yazıldı. Ben
    ne yapacağımı, ne diyeceğimi
    bilemeden o ne derse
    yazıyordum. Nihayet selamlarla
    bitirdi mektubu…
    -Nasıl iyi oldu mu? Hadi bir oku
    da dinleyeyim. Bakalım doğru
    yazmış mısın?
    -Ama abla… Bırak abla demeyi…
    hadi oku!
    Utana sıkıla okudum mektubu.
    Sırılsıklam olmuştum. Arada bir iç
    geçiriyordu. Offf… offffffff … Ne
    zormuş asker karısı olmak. Sen
    bunun ne demek olduğunu
    bilemezsin. Benim gibi bir kadının
    gibilmek isteğini anlayamazsın.
    Başım önümde cevap veremedim.
    Mektubu uzattım.
    -Al Abla…
    -Zarfı da yazsana… Zarfın üzerine
    küçük bir kağıda yazılı adresi de
    yazdım. Kağıt elindeydi. Katladı.
    ···
  9. 16.
    0
    Duvarlar üstüme
    yıkılacak gibi… Ne vardı sanki
    evliliğimiz bir ayı doldurmadan
    askere gidecek. Sana doyamadan,
    sana sarılamadan, tadını
    çıkaramadan gitmenin ne
    olduğunu bir ben bilirim.
    Akşamları erkenden yatağa
    giriyorum. Seninle geçirdiğimiz
    birkaç geceyi düşünerek….
    Avuçluyorum. Göğüslerimi
    okşuyorum. Senin anlayacağın
    kendi kendimi tatmin ediyorum…
    -Yazıyorsun değil mi?
    -Evet… Utancımdan ne yapacağımı
    bilemiyordum. Terlemeye
    başladım.
    -Devam et o zaman…
    -Tamam abla… Canım, erkeksizlik
    çok zor hele sevişmenin tadını
    aldıktan sonra daha da zor geliyor
    insana… izine gelmeni dört gözle
    bekliyorum. Beni gene bagırta
    bağırta gibmeni istiyorum. Senin
    içime girmeni dört gözle
    bekliyorum.
    ···
  10. 15.
    0
    durumumuz yoktu okuyamadım
    ···
  11. 14.
    0
    Benim okumam yazmam da yok.
    Ona mektup yazdıracak birini
    arıyordum. Zeynep Hala “benim
    torun yazar” demişti. Onun için
    geldim. Yazarsın değil mi Canım?
    -Tabi yazarım abla… O zaman
    ceketinin cebinden katlanmış bir
    kağıt ve zarf çıkardı. Bana uzattı.
    -Al… Kağıt ve zarfı aldım.
    -Bu da kalem… Onu da aldım. Göz
    göze geldik. Çok güzel ve sevimli
    bir yüzü vardı. Düzgün kaşlar,
    simsiyah bir çift göz. Parlak bir
    ten.. Çok hoştu… Başımı eğdim. -
    Başlayalım mı? Dedi.
    -Evet. -Ben söyleyeceğim sen
    yazacaksın.
    -Tamam.
    -Nasıl başlasam? Hah, Canım
    Kocacığım… Seni çok özledim. Üç
    aydır yalnızım. Sen gittiğinden
    beri tadım tuzum kalmadı. Arada
    bir annemlere gidiyorum. Ama
    orada da tat bulamıyor, tekrar
    eve dönüyorum.
    ···
  12. 13.
    0
    arama entry'ler x
    pompaci bekir
    önüncü nesil inci sözlük yazarı

    (online)
    genel ulan
    bugün: 7
    bu hafta: 8
    toplam entry: 8
    toplam başlık: 0
    ···
  13. 12.
    0
    vayy şerefsiz karı
    ···
  14. 11.
    0
    hasgibtir kadın yanıyor
    ···
  15. 10.
    -1
    Benim okumam yazmam da yok.
    Ona mektup yazdıracak birini
    arıyordum. Zeynep Hala “benim
    torun yazar” demişti. Onun için
    geldim. Yazarsın değil mi Canım?
    -Tabi yazarım abla… O zaman
    ceketinin cebinden katlanmış bir
    kağıt ve zarf çıkardı. Bana uzattı.
    -Al… Kağıt ve zarfı aldım.
    -Bu da kalem… Onu da aldım. Göz
    göze geldik. Çok güzel ve sevimli
    bir yüzü vardı. Düzgün kaşlar,
    simsiyah bir çift göz. Parlak bir
    ten.. Çok hoştu… Başımı eğdim. -
    Başlayalım mı? Dedi.
    -Evet. -Ben söyleyeceğim sen
    yazacaksın.
    -Tamam.
    -Nasıl başlasam? Hah, Canım
    Kocacığım… Seni çok özledim. Üç
    aydır yalnızım. Sen gittiğinden
    beri tadım tuzum kalmadı. Arada
    bir annemlere gidiyorum. Ama
    orada da tat bulamıyor, tekrar
    eve dönüyorum.
    ···
  16. 9.
    0
    kocam askerde olduğundan
    azdım çok
    kocamla yapmaya hasret
    kaldığım fantaziler
    bütün gün içimi kemirip duruyor
    seninle bunları yapabilir miyiz?
    dedi
    ben utancımdan olmaz dedim
    elim ayağım titredi
    ama durmadı abla eteğinin
    altından çıkardığı titreşimli dildoyu
    bir hamlede ağzıma soktu
    ···
  17. 8.
    0
    adam yılmaz özdil beyler.
    ···
  18. 7.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  19. 6.
    0
    amk şiir gibi anlat... :ASD:AA:SD
    ···
  20. 5.
    0
    devam et bin
    ···