1. 1.
    +2
    bu yazıyı hazırlamam da ki amaç cehaletin sözlük ortamında yüksek seviyelere çıkması, her iki taraf açısından da, komünist sistem ve marksist-leninist-maoist doktrin eleştirilmeyecek sistemler değildir bilakis, eleştirilmesi onun var edecektir çünkü marksizmin özü diyalektiktir. ancak bu eleştiriler ilkokul düzeyinde olursa, cehalet her kesime egemen olur ve işin içinden çıkamayız.

    1-komünizm ile sosyalizmin farkı nedir?
    komünizm bir ütopyadır, ancak ütopyadan kastımız hayal dünyası değildir. komünizm, sosyalizmden sonra insanların ve toplumların belirli bir evrim sürecini atlatıp, evrensel olarak bir arada ve eşit bir şekilde refah içerisinde yaşamalarını ön gören, hedefleyen sistemdir. bu hedef asıl ve sonu olmayan bir hedeftir.

    Sosyalizm ise, bir ülkede, bir millette kapitalist sistemin-patron egemenliğine dayalı- yıkımıyla beraber sosyalist üretim ve yaşam aşamasına-işçi sınıfı önderliğinde halk egemenliğine dayalı- geçilmesidir.
    ···
  2. 2.
    +2
    2- O zaman rusya ile çin sosyalistti kendilerine neden komünist dedi?
    Komünist olmadan, ayrıca sosyalist olanlarda vardır. burada ki fark şuradan kaynaklanır: sosyalistlerin bir bölümü komünist toplumu hedeflemezler, hedefleyenlerle beraber tamamı ise devrimde sadece mevcut sistemde ki iktidarı alaşağı edip bir takım reformlarla sosyalizme geçilmesini savunur. komünistler ise devrimin devlet aygıtının şiddetle parçalanarak yeni bir devlet kurulmasını öngörür ve bu devletten sonra nihai hedefin dünya çapında komünizme geçilmesi olduğunu söyleyerek hem sosyalist düzeni devam ettirirler hemde komünizm için mücadeleyi ikinci evreye geçirirler.

    küçük bir somut örnek verelim: temelinden çürük bir binamız var, sosyalistler temelin sağlam olduğunu sadece binanın üstünde bir iki değişime ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. komünistler ise binanın tamamen yıkılıp yeniden yapılmasını öngörüyor. komünist sistem kendini pratikte de kanıtlamıştır bkz:ekim devrimi, çin devrimi, küba devrimi vb.
    ···
  3. 3.
    +1
    @5 değineceğim panpa
    ···
  4. 4.
    +1 -1
    6- peki komünizmde devlet yönetme sistemi nasıl olacak, sovyet rusyada ki gibi stalin diktatörlüğü mü göreceğiz?

    maalesef her ideoloji grubu bu yaftalamayı yapıyor, bir devlet politikasıyla sistemler eleştirilmez. yani bu gün suudi arabistan'ın uygulamalarıyla nasıl islam karalanmayacaksa aynı şey komünizm için geçerlidir.

    bu gün sistemimiz kapitalizmdir. ekonomi(alt yapı) tüm mekanizmayı etkiler, eğitim, askeriye,kültür, yönetim,din(üst yapı) ve üst yapıda ki gelişmelerin neredeyse tamamı altyapıya bağlıdır. devrimler, isyanlar, darbeler, reformlar, politikalar, kültür sentezleri vb.

    bu günkü sistem halk egemenliğine değil patron egemenliğine dayalıdır ve tüm imkanlar onun emrine seferber edilmiştir. diğer bir deyişle bu gün patron, patrondur. ve patron kendi sisteminin bozulmasına müsaade etmez, eğitimi, medyayı,halkı, devleti kendine göre yönlendirir ve eğitir bunları yaparken ise kendini saklamayı ihmal etmez totaliter(tek elci) yapısını sürdürür.

    sosyalizm patron karşıtıdır ve patronu var eden ekonomiyi asıl sahibine proletarya'ya(işçi sınıfı) verir. ideolojik öncü proletaryadır. asıl güç köylüdür ve diğer müttefikler küçük burjuvalar(emekçi kesip, esnaflar,aydınlar, beyaz gömlekliler vb.) (bunlar kesin müttefikler olacak diye bir kaide yoktur, listeye bazı müttefikler çıkabilir bazıları girebilir)

    lafı çok dolandırdın hocam meseleye gel!

    dediğimiz gibi ekonominin asıl sahibi proletaryadır. o olmadan hiç bir şey olmaz. bu yüzden sosyalizm işçi sınıfının çıkarlarına göre uygun hareket eder ve her şeyi var eden altyapının sahibinin çıkarlarına ters düşmez. sistem mantığı budur. eğer ters düşerse alaşağı edilir kendini yok eder. bu gün ise sistemimiz veyahut düzen dediğimiz olgu patrona hizmet ettikçe var olur.

    gördüğümüz sisteme gelince de, başkanlık sistemi olacaktır. bir lider de olacaktır. ancak bu lider tüm gücü elinde bulunduran değil, gücü paylaşan olacaktır. bu yüzden burjuva demokrasisinin(burjuva demokrasisi, bizdekinin tezadıdır. yani bilinçli bir kamuoyu, insan haklarının önde tutulduğu bir sosyal devlet anlayışı, halkın yönetime gerekli yaptırım gücünü elinde tutması ve bu bilince sahip olması vb. gibi örnekler, bizde ki nedir peki? filipin tipi demokrasi: bu tipte demokrasi sadece laftadır, insanlar oy(rey) ile demokrasinin döndüğünü düşünür ancak tüm yetki, güç patronlarda ve onların kuklası olan bürokrasinin elindedir. protesto edemezsiniz, hukuka güvenemezsiniz vb.) de gelişmesine son derece ihtiyaç vardır.

    bu şekilde, gücün sadece işçi sınıfı ve diğer emekçiler için kullanıldığı ve diktatörlüğe mahal vermeyen bir yönetim şekli olacaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +2
    @5 fergie panpamız, din ve sosyalizm dedi değinelim hemen.

    marksizm, diyalektik materyalisttir. yani tanrı mefhumunu kabul etmez. bu bilgiden sonra sosyalist bir yönetim nasıl olur?

    laik olur, ancak bu gün bizim anladığımız anlamıyla değildir. mao zedong somut durumların somut tahlili'ni çok iyi ugulamış ve sürekli halkın dilinden konuşmuş bir önderdi. soyut cümlelere, boş laflara her zaman karşı çıkmıştı. bizde onun izinden gidelim.

    sosyalizm dinsizdir, ancak dinsizlik insanlara dinsizliği öğretmeyi dikte etmeyi göstermez.

    sosyalizm için örgütlü yani bilinçli bir halk olmak zorundadır. bilinçlenen halk kendi inançları konusunda da hassas olacağı için inanç kaderini bir iki kişinin eline bırakmaz, nasıl ki sosyalist devrimi yapmıştır aynı şekilde dini inancı uğruna da yeni devrimler yapabilir.

    ancak bu dini inanç başkalarına dikta etme, ezici çoğunluk kullanma amacında olmayacaktır, nasıl ki bilinçlenmiştir aynı şekilde diğer görüşlere de saygılı olacağını gösterecektir.

    devlette bu konuda halkın hissiyatı ne yöndeyse ona göre hareket edecek, mezhepler ve görüşler arasında ayrım yapmayacak ve herkese dinde özgürlük tanıyacaktır.

    ancak bu gün olduğu üzere zorunlu din eğitimi dersleri vb. olmayacaktır. eğer din dersleri olacaksa her dinin, her mezhebin eşit bir şekilde öğretilmesini ön görecektir. bunun yanında kuran kurslarını vb. gibi inanç eğitimlerine de bir kısıtlama getirmeyecektir.
    ···
  6. 6.
    +1
    @8 stalin yoldaşı severim, onun hem hitler manyağına ve kapitalizmin son hali olan emperyalizm manyaklığına verdiği savaşı da desteklerim ancak bu onun diktatör olduğu gerçeğini değiştirmez
    ···
  7. 7.
    +1
    @13 madem seviyeyi yükselttik *

    toplumsal ilişkilerin kaynağı dindir. yani kaynak sonuç meselesi. sosyalist düzende aydınlanmacı bir eğitim ve öğretim gerçekleşeceği için, halk yavaş yavaş dogmalardan kurtulacaktır. yani din dogmasını tecrit edip, sadece dogmanın halka etki ettiği yapısından hareket edersek yanlış bir pratik uygulamış oluruz.
    ···
  8. 8.
    +1
    @14 hitler bile sosyalistim dediğine göre, sosyalistim demeyi o kadar abartmaya gerek yok *

    savaştan önce, uyguladığı tarım politikalarıyla 4 milyon köylüyü öldürdü. leninin tüm ekibini öldürüp cenazelerine katıldı. kendi sosyopatlığı şu sözlerinden bile anlaşılmalı

    'bir kişi ölürse dramatik,100 kişi ölürse trajedik,100000 kişi ölürse istatistik olur.'

    savaş politikası farklı şey diktatörlük başka şey
    ···
  9. 9.
    +1
    @15 kapitalizmin son şekli tekelci kapitalizm yani emperyalizmdir. yani senin demene göre kapitalizm bitiyor * ki zaten de bitiyor...

    komünizmin imkansızlığı öngörülen sosyalist düzeninin ta kendisini örnekleyerek açıklarsan yorumda bulunayım
    ···
  10. 10.
    +1
    @18 senin dediğin şey işte mao'nun bahsettiği olgu. soyut kavramlardan yola çıkarsak bu ülkenin şamarını suratımızda hissederiz. din en hassas olunan meselelerden birisi özellikle suni bir refah ortamında kimse yeni bir kurtarıcı aramazken, elindeki kurtarıcısına dokundurmaz.

    subjektif aşamada din konusuna dokunmak sadece devrimin kaderiyle oynamak onu bozmaktır. bahsettiğin örnek ise burjuva demokrasisiyle alakalı.

    'okullarında zorunlu din dersi olan bi ülkede aydınlanmacı bi eğitim mümkün değildir.'

    okullarda patron seviciliğinin olması da sosyalist devrim için son derece zararlı ilk önce

    henüz toplumun açılmayan kapısını açıp içine bomba mı atacağız (dini teşhir etmek) yoksa sosyalist düzeni mi tanıtacağız

    ilkini yaparsan demokrat, ikincisini yaparsan sosyalist olursun
    ···
  11. 11.
    +1
    @21 ben staline maoist demedim. kentteki işçi sınıfını anladım da savaş öncesinde, savaştaki ordu nasıl doyurulur anlayamadım. ben savaş öncesi tarım politikasından bahsediyorum. lenin'in ekibi dahil tüm muhalifleri teker teker avladı. gorki'yi bile öldürdü. bunu ben demiyorum rus tarihi diyor
    ···
  12. 12.
    +1
    @23 din zaten başlı başına bir dogmadır. onun doğruluğunu veyahut yanlışlığını anlatırken, parça parça ele almak yerine bütün olarak ele alınmak zorundadır. aksi taktirde bu aydınlatma veyahut teşhir çarpık olur.

    ve bunu sosyalizm öncesi yaparsan, subjektif olarak hazır olmayan bir toplumun yumuşak karnını vurursun ve karşı-devrimin eline de büyük bir koz vermiş olursun 'dinsizler' elbette bu din bezirganlarına taviz vermek yada ilkelerinden vazgeçmek demek değil. bu, sadece insanlara kendi ilkelerini söyleyip, onların yumuşak karnına dokunmamaktır. bunu yaparsan, devrim bir başka bahara kalır ve sen tarihe dinle uğraşan nietzsche'ciler olarak geçersin
    ···
  13. 13.
    +1
    @28 somut durumların somut tahlili ilkesini hiçe sayıyorsun. bu gün bile sırf dini ajite ve propagandalar yaptığı için hükümdarlığını devam ettiren bir şaklabanla baş başayız.

    elbette din konusunda belirttiğim gibi ilkeler açıklanacak, mesafe korunacak, yapılması gerekenler aktarılacak ve bunlar devrim öncesi subjektif aşamanın hazırlığında bazı çözülmelere de yol açacaktır ancak türkiye gibi bir ülke de din konusunda, en muhteliflerin bile birleşebileceği bir ülkede, dine doğrudan savaş açmak dediğim gibi karşı-devrim cephesinin eline devrimin anahtarını teslim etmek olur.
    ···
  14. 14.
    +1
    up up up
    ···